Dikkat! Pastorize sütün sağlığa zararları

TIFF

SAKARLAR KRALİÇESİ :)
Kayıtlı Üye
23 Ocak 2009
2.316
62
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün, çok faydalı bir içecekken pastörizasyon, yüksek ısı uygulaması (UHT) ve homojenizasyonla çok zararlı bir ürün haline geldiğini söyledi. Hangi sütü içelim? Sütü nasıl tüketmeliyiz? İşte cevapları

Prof. Dr. Ahmet Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sütün raf ömrünü uzatmak için yapılan pastörizasyon ve UHT'nin bazı hastalık yapan bakterileri ortadan kaldırırken, faydalı bakterileri de yok ettiğini söyledi.

Sütün içindeki faydalı bakterilerin hastalık yapmadıkları gibi, birçok hastalığı da önlediğini, sütün kesilmesini ve ekşimesini sağladığını ifade eden Aydın, ''Süt, çok faydalı bir içecekken pastörizasoyon, UHT ve homojenizasyonla çok zararlı bir ürün haline geliyor'' görüşünü dile getirdi.

Ahmet Aydın, pastörizasyonun, sütün vitamin ve mineralle zenginleşmesini engellediğini, sindirim enzimlerini tahrip ettiğini ileri sürerek, ''Tahrip olan ve sindirilmeyen protein parçacıkları, bağırsaktan kanımıza geçiyor, vücut da bunları düşman olarak algılıyor ve bağışıklık sistemini tahrip ediyor. İnsan vücudu tahrip oluyor ve alerjik hastalıklara, bağışıklık sistemi hastalıklarına, romatizmal hastalıklara neden oluyor. Çocuklarda görülen kronik orta kulak iltihabının altında da süt kullanımı vardır'' diye konuştu.

Homojenizasyon sırasında uygulanan basıncın süt proteinlerinin moleküler yapısını büyük ölçüde değiştirdiğini kaydeden Aydın, molekül yapısı değişmiş proteinlerin immün sistemini aşırı uyardığını ve çocuğun ileride diyabet, astım ve multiplskleroz gibi ''otoimmün-kendi dokularını tahrip edici'' hastalıklara yakalanmasına yol açtığını iddia etti.

Prof. Dr. Aydın, sütün iyi bir kalsiyum kaynağı olmadığını savunarak, ''Bizim gibi ülkelerde laktaz eksikliği çok fazladır. Bu nedenle bizim gibi ülkeler yoğurdu bilir, yoğurt ihtiyaçtan doğmuştur. Batı ülkeleri yoğurdu bilmez, çünkü onlar süt şekerine daha eğilimlidirler'' dedi.

SÜT, SAĞLAM KEMİKLERİ SAĞLAMLAŞTIRI MI?

Aydın, ''Süt, sağlam kemiklere neden olur'' yargısının da kırılması gerektiğini belirterek, sütün kemikleri sağlamlaştırmadığını, tahrip ettiğini savundu.
Sütün kalsiyum miktarının yüksek olduğunu, ama iyi emilebilmesi için yeterli kalsiyum-fosfor dengesini tutturamadığını ifade eden Aydın, şöyle konuştu:
''Çünkü kalsiyumun emilebilmesi için fosforla belli bir oranı tutturması gerekiyor. Maalesef sütte bire bir gibi oran vardır ve kalsiyum, fosfor iyi emilmez. İyi emilmediği zaman da kana geçmez. En çok süt tüketen ülke ABD'dir, yılda kişi başına 130 litre süt tüketimi vardır. Ve en çok da kemik kırıkları ve kemik erimesi burada görülür. Meksikalı ve
siyahlar fazla süt tüketmezler, bunlarda kemik kırıkları son derece derece azdır.''
Dereotu ve rokada, sütten daha fazla kalsiyum bulunduğunu anlatan Ahmet
Aydın, ''Kalsiyum pek çok yeşil yapraklıda var. Bunlar ayrıca bir yığın vitamin sağlıyor. Hele de bunları taze taze tüketirseniz. Emilim açısından kalsiyum, fosfor oranları da çok iyi. Yeşil yapraklılar kemiklerin kuvvetlenmesi için gerekli olan potasyum, magnezyum açısından da zengin. Kemiklerin güçlü olması için yeşil yapraklıların tüketilmesine önem verilmeli'' dedi.

SÜT ÜRÜNÜ TÜKETİN

Sütü süt olarak değil, süt ürünü olarak kullanmanın daha doğru olacağını dile getiren Aydın, şu önerilerde bulundu:
''Mümkünse günlük mandra sütü tüketilmelidir. Sütü alınan hayvanın meralarda otlamasına ve suni yem yememesine dikkat edilmeli. Temiz olduğuna güveniliyorsa, sokak sütçüsünden de süt alınabilir. Şehirdeki en iyi seçenek, günlük pastörize şişe sütleridir. Uzun ömürlü homojenize kutu sütlerini kesinlikle kullanmayın. Sadece ekşiyen veya kesilen süt ve yoğurtları yiyiniz. Sütü süt olarak değil, mayalanmış olarak yoğurt, kefir, peynir olarak kullanın. Böylece olunca kaynatmaktan dolayı kaybedilen vitamin, mineral ve enzimlerin bir kısmını geri kazanılır.''

TGDF GÖRÜŞÜ

Türk gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösteren 23 ayrı sektörel derneğin bir araya gelerek oluşturduğu Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Başkanı Şemsi Kopuz da sütün, ''bileşimindeki protein, karbonhidrat, mineral ve vitaminler açısından dengeli beslenmede önemi tartışılmaz doğal bir gıda olduğunu'' bildirdi.
Topuz, pastörizasyon ve UHT işleminin, ''çiğ sütte bulunan 'patojen-hastalık yapıcı' mikroorganizmalardan kaynaklanacak olası sağlık risklerini ortadan kaldırmak amacıyla, sütün besin değerlerini en yüksek derecede koruyacak sıcaklık ve sürede optimize edilmiş ısıl işlemleri olduğunu'' anlatarak, ''UHT tekniği ile üretilen sütlere uygulanan bu ısıl işlemlerin aksine sokak sütlerine evde uygulanan geleneksel kaynatma işleminde sütün içerisindeki mikroorganizmalar tam olarak yok edilemediği gibi sütün içerisindeki besin değerleri de kayba uğramaktadır'' dedi.

Homojenizasyonun, ''süt içerisinde bulunan yağ damlacıklarının sütün her tarafına homojen bir şekilde dağılmasını sağlamak ve üst yüzeyde toplanmasını engellemek'' amacıyla uygulandığını kaydeden Topuz, homojenizasyon işlemi ile süt yağının homojen dağılımının sağlandığını, süt yağ globüllerinin daha küçük parçalara bölünmesiyle süt yağının sindiriminin kolaylaştırıldığını bildirdi.
 
Son düzenleme:
doğru diyorsun katılıyorum sana sütümü kendim alıp mayalıyorum çok ta güzel en azından nasıl yapıldığını biliyorum ben yapıyorum
 
evet bende öle yapıyom şuan hamileyim yoğurdu mayalayıp tüketiyom bol yeşillik yemeğe çalışıyom
 
son günlerde kafamı kurcalayan bi konu bu süt mevzusu .. bencede pazarda satan insanlar var onlardan almalı diye düşünmeye başladım .. en iyisi köye yerşemek :) bikaç koyun ,tavuk alıp sebze ,meyve dkip hayatı sürdürmeli şehirde ne yesek zararlı ..
 
Sütünüzü sokaktan alın salmonella gibi mikroplara davetiye çıkarın...

Afiyet olsun...
 
Sütünüzü sokaktan alın salmonella gibi mikroplara davetiye çıkarın...

Afiyet olsun...

ya canım ne içeceğimizi bilemez olduk artık pastörize iyi değil açık süt mikroplu sütsüz mü kalacağız ne yapsak bilemedik ? bilmiyorumkismilebilmiyorumkismile
 
Sütünüzü sokaktan alın salmonella gibi mikroplara davetiye çıkarın...

Afiyet olsun...

bu başlığı aylar önce açmıştım ki o zaman hamile bile değildim, üzerime vazife bilip anne adaylarını uyarmak istemiştim naçizane fakat pek talep görmedi. mutluyum arkadaşım yeniden gündeme getirdiğin için teşekkür ederim sana.

pastorizasyon işleminin yararları ve zararları yukarıda anlatılıyor benim üzerine herhangi bir şey eklememe gerek yok elbette. sadece pastörize süt içerken aslında süt değil herhangi bir içecek içtiğinizi söylüyor prof. ahmet aydın. bu arada ahmet aydın bir bilim adamıdır, beslenme bülteni adında çok kapsamlı bir sitesi vardır ve bu açıklamalarından ötürü büyük süt firmalarından tehditler almaktadır. ama o yine de doğru bildiklerini söylemekten çekinmeyen cesur biridir.

ille de ben pastörize içeceğim diyorsanız şayet; günlük pastörize sütü tercih edin. bu arada sütü dışardan alıp içmeye başladığımdan ve yoğurdumu kendim yapmaya başladığımdan beri süt ve süt ürünlerini sevmeye başladım. hele ki yoğurt (!) ev yoğurdunun tadını sizlere tarif etmem mümkün değil. yıllarca nasıl da unutturdular bize ev yoğurdunun tadını. mikroptan korkup, hijyen delisi olup temizlik gereçlerine kimyasallara sardırdığımızdan beridir neslimiz günden güne hasta, bağışıklık sistemi zayıf ve güçsüz olmaya başladı. ben gelecek mikrobun doğadan gelmesi taraftarıyım, herhangi bir kimyasaldan zarar görmek istemem açıkçası.

bu arada katkı maddelerini de araştırmanızı tavsiye ederim. aşağıdaki yazıyı süt dünyası isimli sanal dergiden kopyalıyorum. sizde ufak bir taratmayla bu bilgilere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. sütün içerisine konulan yasal katkı maddeleri var ve bu maddeler tamamen legal. iyide ben neden hijyen temizlik diyerek bu katkı maddelerini doğmamış çocuğuma ya da kendime içireyim ki?

işte bu maddeler:


Süt sektöründe katkı maddeleri kullanımı

ASİTLİĞİ DÜZENLEYİCİLER

Gıdaların asitliğini ve bazlığını değiştiren veya kontrol eden maddeler olarak tanımlanıyor. Peynir yapımı sırasında asitliği düzenleyicilerin soğuk süte katılarak sütün ısıtılması sonucunda düzgün bir jel yapısı oluşturuluyor. Kültürlü süt ürünlerinin üretiminde, yavaş asit oluşumunda da kullanılıyor. Ayrıca süt işletmelerinde temizleme ajanı olarak da kullanılıyor.

EMÜLGATÖRLER (GDO)

Üretim kapasitesini artırmak ve dokuyu, ürünün raf ömrünü modifiye etmek amacıyla kullanılır. Dondurulmuş sütlü tatlılarda, özellikle dondurmada, karışımın dondurulmasından önce, dağılmış ve süspansiyon haldeki yağları koruyarak yağ emülsiyonunun stabilitesinin sağlanmasına yardımcı oluyor.

GAMLAR

Jelleştirici, kıvam artırıcı, stabilize edici ve suspansiyon oluşturucu ajanlar olarak geniş bir şekilde kullanılıyor. Gıdanın özellikle dokusunu etkilemesi nedeniyle tercih ediliyor. Dondurma, süt, peynir ve yoğurt yapımı başta olmak üzere süt ürünlerinde çok geniş bir şekilde kullanılıyor. Dondurmada gamların kullanılmasının en önemli nedeni, dokuda pürüzsüzlüğü sağlamak, depolama sırasında buz-kristal gelişimini azaltmak veya geciktirmek, üründe tekdüzelik sağlamak ve erimeye karşı direnç gösteren bir yapının oluşturmak. Dondurma üretiminde tek başına kullanılması tavsiye edilmiyor. Dondurmalarda buz-kristal oluşumunu kontrol ederek dondurma dokusunda çok etkin rol üstlenen keçiboynuzu gamı, guar gam, CMC ve bunların kombinasyonları ise, dondurma öncesi karışımın depolanması sırasında ve dondurmanın erimesi süresince serum ayrılmasına olan eğilimi artırıyor...
 
Açıkta satılan sütlerde bulunan patojen bakteriler hamile kadınlarda düşüklere neden olabiliyor.
Süleyman Demirel Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Özçelik, açık satılan sütlerdeki bakterilerin hamilelerde düşüğe neden olabileceğini belirterek uyarıda bulundu.
Dünya Süt Günü, nedeniyle Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu`nda düzenlenen panele katılan Prof. Dr. Sami Özçelik, tüketicilerin çocuğunun sütü, daha ucuz olduğu için sokak satıcılarından aldıklarını belirterek, Oysa, açık süte katılan su ve içinde bulunan bakterilerle tüketimi sonrası verdiği zararlar dikkate alındığında sütün ucuz olmadığı görülüyor.
Sağlıklı koşullarda hazırlanan sütü kullanıp, sağlımızı ve cebimizi koruyabiliyoruz. Açıkta satılan sütler her türlü bakteriyi barındırıyor. Sütteki patojen bakteriler hamile kadınlarda düşüklere neden olabiliyor. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin tüketimi halk arasında `Peynir Hastalığı' olarak bilinen `Brusella' hastalığına yol açıyor dedi.


Sokak sütü ne içerir?

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyatetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, Türkiye’de üretilen sütün yüzde 42’sinin tüketiciye sokak sütü veya açık süt olarak ulaştığını belirterek, "Herhangi bir ısıl işlem geçirmemiş sütün büyük bir oranı, insan sağlığını tehdit eden çeşitli hastalık etkenlerini içermektedir" dedi.

Her yaşta tüketiliyor

Besler, süt ve süt ürünlerinin, insan beslenmesinde önemi olan besin ögelerinin tamamına yakınını bileşiminde bulundurmasından dolayı, yaşamın her evresinde tüketilmesi gereken temel besinlerin başında geldiğini söyledi.

Kapınıza gelene dek...

Sütün, insanda hastalığa neden olabilen zararlı mikroorganizmaların üremesi için elverişli bir içecek olduğunu ifade eden Besler, brusella (yavru atar hastalığı), tüberküloz, tifo, paratifo, şap, şarbon, sarılık gibi hastalık etkenlerinin çiğ sütten insana geçebildiğini anlattı.

ışlenmiş süt oranı yüzde 18

Sağımdan tüketiciye ulaşıncaya kadar açıkta kalan süte, süt sağıcısından, kaplardan, hayvan memesinden ve çevreden, toz, toprak, haşarat ve gübre atıkları gibi bulaşanların geçebildiğine işaret eden Besler, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’de üretilen sütün yüzde 42’sinin tüketiciye sokak sütü veya açık süt olarak ulaşmaktadır. Modern işletmelerde işlenen süt oranı yüzde 18-20’dir.

Oranlar yurtdışında daha yüksek

Ne denli hijyen şartlarına uyduğu bilinmeyen mandıralarda işlenen süt miktarı ise yüzde 40’dır. AB ülkelerinden Yunanistan’da üretilen sütün yüzde 75’i, ıspanya’da yüzde 78’i, Danimarka ve Hollanda’da yüzde 96’sı, ırlanda’da yüzde 98’i kooperatifler ve diğer organizasyonlar aracılığı ile toplanarak, soğuk zincir içerisinde ve hijyenik şartlarda sanayi kuruluşlarına verilerek işlenmektedir.

Türkiye’de üretilen ve herhangi bir ısıl işlem (pastörizasyon ve UHT) geçirmemiş sütün büyük bir oranı insan sağlığını tehdit eden çeşitli hastalık etkenlerini içermektedir."
Standartlar belli

Tanju Besler, Türkiye’de süt ve süt ürünleri standartları ile denetlenmesine dair yasa ve yönetmelikler bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Buna rağmen üretilen sütün yüzde 42’sinin açıkta satılan sokak sütü, yüzde 40’ının ise hijyen şartlarına uygun olmayan koşullarda işlenerek tüketiciye ulaşması düşünüldüğünde, konunun sağlık açısından ne denli önemli olduğu, hatta önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu anlaşılacaktır.

Türkiye’de süt hayvancılığı ile uğraşan birimlerin küçük kapasiteli ve dağınık olması, mevsimler ve bölgelerden kaynaklanan üretim dengesizliği, sütün üretiminden işletmeye ulaştırılmasına kadar olan süre içinde hijyenik koşulların sağlanamaması ve soğuk zincir organizasyonunun kurulamaması da kaliteyi olumsuz etkilemektedir."
Besin değeri azaltılmış olabilir

Tanju Besler, sokak sütünün saf, taze ve doğal olduğu gerekçesiyle tercih edildiğine işaret ederek, "Oysa sokak sütleri denetimden uzaktır, su, nişasta gibi maddeler eklenerek, besin değeri azaltılmış olabilir ve her türlü mikroorganizmayı içerebilmektedir" dedi. Tüketicinin, kaynatma işleminin sütün içindeki mikroorganizmaları yok ettiğine inandığını ifade eden Besler, kaynatmayla bazı mikroorganizmaların sadece üremesinin durdurulabileceğini belirtti.

Besler, çoğu tüketicinin, uzun ömürlü sütleri uygulanan ısıl işlemden dolayı "ölü süt" olarak değerlendirdiğini anlatarak, "Oysa teknik kısa sürede uygulandığından, kayıp, kaynatmaya göre çok daha azdır. Pastörize edilmiş sütler, ’günlük süt ve mutlaka soğuk koşullarda bulundurulması gereken sütler’ karşılaştırıldığında, kayıp değerleri yönünden çok büyük fark yoktur" diye konuştu.

Katkı maddeleri ile ilgili hurafeler

Uzun ömürlü süte işlem esnasında dayanıklılığı sağlamak amacıyla antibiyotik, antiseptik maddelerin katıldığı ve kullanılan ambalaj malzemesinin kanser yapıcı özelliği olduğu yönünde yanlış inanışlar bulunduğunu dile getiren Besler, bunun bilimsel geçerliliği olmadığını da söyledi.
Sütün açıkta satılması

"Yasal olarak sütlerin açıkta satılmasına izin verilmemeli" diyen Prof. Dr. Tanju Besler, şu önerilerde bulundu: "Açık süt satanların da yasal düzenlemelerle ve üretici firmaların katkılarıyla ısıl işlem geçirmiş süt satmaları sağlanmalı. Bu konunun denetimi sürekli kılınmalı.

Etkin bir denetleme ile sokak sütleri kayıt altına alınmalı ve kayıt dışı olmanın sokak sütü satışına sağladığı avantajlar yok edilmelidir. Sağlıksız koşullarda üreticiden tüketiciye ulaşan, ısıl işlem geçirmemiş sütlerin birey ve dolayısıyla toplumun sağlığı üzerinde olası zararları her aşamada anlatılmalıdır.

BU KADARI YETERLıDıR SANIRIM... BU ARADA @TIFF'IN EKLEDıĞı KATKI MADDELERı SÜTTE DEĞıL SÜTTEN ELDE EDıLEN HAZIR YıYECEKLERDE BULUNUYOR,ZATEN KENDıSı DE AÇIK AÇIK YAZMIŞ AMA GALıBA KENDıSı TAM OLARAK OKUMAMIŞ.
 
kafam karıştı valla bana dr.um hamileliğimbaşında herşeyin kapalı kutu olanını tuketiceksin demişti...bende ogün bu gündür pastörize kullanıyorum...açık peynir köy sütü falan kullanma bakteri olma olasılığı yüksek demişti çok kaynatılıncada besin değerleri ölüyomuş...ee neye göre hareket edicez yaaa pööffffff
 
yani kızlar paket sütler okadar nı yararlı
bir paket sütün üzerine 5 ay kullanma süresi vermişler
onu ne koruyoda bozulmuyo anlamımıyorum yani
içinde birsürü katkı maddesi var
bizde demiyoruz sokata her önüne gelenden alın diye
hazır sütlerde birsürü katkı madedsi var
 
yani kızlar paket sütler okadar nı yararlı
bir paket sütün üzerine 5 ay kullanma süresi vermişler
onu ne koruyoda bozulmuyo anlamımıyorum yani
içinde birsürü katkı maddesi var
bizde demiyoruz sokata her önüne gelenden alın diye
hazır sütlerde birsürü katkı madedsi var

hazır sütlerdeki katkı maddelerinden bir tanesini yazar mısın? (meyveli,çikolatalı sütler hariç)
5 ay raf ömrünün olmasının tek sebebi hava ile temas etmiyor olması,o yüzden bütün paket sütlerin üzerinde "açıldıktan sonra buzdolabında saklayınız ve tercihen 2 gün içerisinde tüketiniz" yazıyor.
 
ben bu yönden şanslıyım küçük bir ilçede yaşıyorum burada köylülerden süt alabiliyoruz. mide bulantılarım geçer geçmez sütümü alıp kendim mayalıycam şimdilik sütü görmek istemiyorum.
 
sütten hiçbir fayda görmeyeceğimi bilsem,yine de gidip sokaktan,pazardan süt almam..bebeğimi riske atamam bu konuda..babam kimyager,yıllarca süt ve süt ürünleri üzerine çalıştı..bizim eve pastörizeden başka ürün girmez..yararı da az olsun zararı da..yeşil sebzeyle telafi ederiz ne yapalım artık..pazarda görüyorum abuk subuk plastiklerin içine doldurmuş satıyorlar..bir arkadaşımın teyzesi brucella hastalığından bir deri bir kemik kalarak vefat etmiş..keşke çok güvendiğimiz bildiğimiz biri olsa da güvenle alıp içsek..yazdan yaza memlekete gittiğimde doya doya içiyorum..ama şehirde mümkün değil..
 
bu yazı çok mühim değildi sadece arkadaş sütün içinde yok dediği için sütte bulunanları yeniden güncelliyorum. 8. aya girmek üzereyim hamileliğimde hep açık süt içtim bugüne kadar. bu arada ahmet aydın sütün kaynatıldığında besin değerini kaybettiğini söylüyor zaten o yüzden çok fazla süte yönelmedim ben ama kendi ev yoğurdumdan yedim bol bol ve her öğünde roka, tere, maydanoz üçlüsünü bol bol tükettim. 1 tane kalsiyum magnezyum hapı kullanmadım hamileliğimde; ne dişlerimden en ufak sorun yaşadım ne de siyatik kas ağrılarım oldu çok şükür. allah izin verirse sağ salim ilaç kullanmadan hamileliğimi tamamlayacağım. konu bu değildi gelelim konuya:

sütün içindeki katkı maddelerini süt yazılı yerleri renklendirerek yeniden ekliyorum. herkes inançlarında özgürdür.

ben bebeğime elbetteki GDO'lu mama yediririm (!) diyen fiyatı dolar üzerinden belirlenen bilimadamları gördüm ve duydum bu ülkede, hepimiz gördük! o yüzden pastörize süt için diyen bilimadamıyla, bir de sokak sütü için diyen bilim adamının kazancı arasındaki derin farkları gözetmenizi tavsiye ediyorum.

sağlıklı günler..


Süt sektöründe katkı maddeleri kullanımı

ASıTLıĞı DÜZENLEYıCıLER

Gıdaların asitliğini ve bazlığını değiştiren veya kontrol eden maddeler olarak tanımlanıyor. Peynir yapımı sırasında asitliği düzenleyicilerin soğuk süte katılarak sütün ısıtılması sonucunda düzgün bir jel yapısı oluşturuluyor. Kültürlü süt ürünlerinin üretiminde, yavaş asit oluşumunda da kullanılıyor. Ayrıca süt işletmelerinde temizleme ajanı olarak da kullanılıyor.

EMÜLGATÖRLER (GDO)

Üretim kapasitesini artırmak ve dokuyu, ürünün raf ömrünü modifiye etmek amacıyla kullanılır. Dondurulmuş sütlü tatlılarda, özellikle dondurmada, karışımın dondurulmasından önce, dağılmış ve süspansiyon haldeki yağları koruyarak yağ emülsiyonunun stabilitesinin sağlanmasına yardımcı oluyor.

GAMLAR

Jelleştirici, kıvam artırıcı, stabilize edici ve suspansiyon oluşturucu ajanlar olarak geniş bir şekilde kullanılıyor. Gıdanın özellikle dokusunu etkilemesi nedeniyle tercih ediliyor. Dondurma, süt, peynir ve yoğurt yapımı başta olmak üzere süt ürünlerinde çok geniş bir şekilde kullanılıyor. Dondurmada gamların kullanılmasının en önemli nedeni, dokuda pürüzsüzlüğü sağlamak, depolama sırasında buz-kristal gelişimini azaltmak veya geciktirmek, üründe tekdüzelik sağlamak ve erimeye karşı direnç gösteren bir yapının oluşturmak. Dondurma üretiminde tek başına kullanılması tavsiye edilmiyor. Dondurmalarda buz-kristal oluşumunu kontrol ederek dondurma dokusunda çok etkin rol üstlenen keçiboynuzu gamı, guar gam, CMC ve bunların kombinasyonları ise, dondurma öncesi karışımın depolanması sırasında ve dondurmanın erimesi süresince serum ayrılmasına olan eğilimi artırıyor...
 
bu yazı çok mühim değildi sadece arkadaş sütün içinde yok dediği için sütte bulunanları yeniden güncelliyorum. 8. aya girmek üzereyim hamileliğimde hep açık süt içtim bugüne kadar. bu arada ahmet aydın sütün kaynatıldığında besin değerini kaybettiğini söylüyor zaten o yüzden çok fazla süte yönelmedim ben ama kendi ev yoğurdumdan yedim bol bol ve her öğünde roka, tere, maydanoz üçlüsünü bol bol tükettim. 1 tane kalsiyum magnezyum hapı kullanmadım hamileliğimde; ne dişlerimden en ufak sorun yaşadım ne de siyatik kas ağrılarım oldu çok şükür. allah izin verirse sağ salim ilaç kullanmadan hamileliğimi tamamlayacağım. konu bu değildi gelelim konuya:

sütün içindeki katkı maddelerini süt yazılı yerleri renklendirerek yeniden ekliyorum. herkes inançlarında özgürdür.

ben bebeğime elbetteki GDO'lu mama yediririm (!) diyen fiyatı dolar üzerinden belirlenen bilimadamları gördüm ve duydum bu ülkede, hepimiz gördük! o yüzden pastörize süt için diyen bilimadamıyla, bir de sokak sütü için diyen bilim adamının kazancı arasındaki derin farkları gözetmenizi tavsiye ediyorum.

sağlıklı günler..


Süt sektöründe katkı maddeleri kullanımı

ASİTLİĞİ DÜZENLEYİCİLER

Gıdaların asitliğini ve bazlığını değiştiren veya kontrol eden maddeler olarak tanımlanıyor. Peynir yapımı sırasında asitliği düzenleyicilerin soğuk süte katılarak sütün ısıtılması sonucunda düzgün bir jel yapısı oluşturuluyor. Kültürlü süt ürünlerinin üretiminde, yavaş asit oluşumunda da kullanılıyor. Ayrıca süt işletmelerinde temizleme ajanı olarak da kullanılıyor.

EMÜLGATÖRLER (GDO)

Üretim kapasitesini artırmak ve dokuyu, ürünün raf ömrünü modifiye etmek amacıyla kullanılır. Dondurulmuş sütlü tatlılarda, özellikle dondurmada, karışımın dondurulmasından önce, dağılmış ve süspansiyon haldeki yağları koruyarak yağ emülsiyonunun stabilitesinin sağlanmasına yardımcı oluyor.

GAMLAR

Jelleştirici, kıvam artırıcı, stabilize edici ve suspansiyon oluşturucu ajanlar olarak geniş bir şekilde kullanılıyor. Gıdanın özellikle dokusunu etkilemesi nedeniyle tercih ediliyor. Dondurma, süt, peynir ve yoğurt yapımı başta olmak üzere süt ürünlerinde çok geniş bir şekilde kullanılıyor. Dondurmada gamların kullanılmasının en önemli nedeni, dokuda pürüzsüzlüğü sağlamak, depolama sırasında buz-kristal gelişimini azaltmak veya geciktirmek, üründe tekdüzelik sağlamak ve erimeye karşı direnç gösteren bir yapının oluşturmak. Dondurma üretiminde tek başına kullanılması tavsiye edilmiyor. Dondurmalarda buz-kristal oluşumunu kontrol ederek dondurma dokusunda çok etkin rol üstlenen keçiboynuzu gamı, guar gam, CMC ve bunların kombinasyonları ise, dondurma öncesi karışımın depolanması sırasında ve dondurmanın erimesi süresince serum ayrılmasına olan eğilimi artırıyor...

canım işte o renklendirdiğin süt kelimesinin içinde bulunduğu cümleyi tam okursan süt üretiminde değil süt ürünlerinde kullanıldığını anlayacaksın :) sütlü tatlılar,dondurmalar,yoğurtlar vb. bu arada bende hamileliğimde ve sezeryandan sonra ne vitamin ne de demir benzeri takviye kullandım. çocukluğumdan beri uht süt tüketiyorum,bugüne kadar spor yaptığım ve çeşitli yaralanmalar yaşadığım halde hiç kemik kırılması,çatlaması vs yaşamadım.(illa kendimizden örnek vereceksek tabi)
 
en iyisi balkonda inek beslemek... şaka bir yana kendin beslemediğim sürece pastorize olmayan sütlere güvenemem... hele hamileyken hiç güvenemem...
 
ben günlük pastörize süt tüketiyorum, marketlerde satılan kutu sütlerin kutusunun iç yüzeyinde alüminyum varmış isterseniz kutu sütün ambalajını yırtıp bakın göreceksiniz. bu da hiç sağlıklı bir şey değil
 
bu başlığı aylar önce açmıştım ki o zaman hamile bile değildim, üzerime vazife bilip anne adaylarını uyarmak istemiştim naçizane fakat pek talep görmedi. mutluyum arkadaşım yeniden gündeme getirdiğin için teşekkür ederim sana.

pastorizasyon işleminin yararları ve zararları yukarıda anlatılıyor benim üzerine herhangi bir şey eklememe gerek yok elbette. sadece pastörize süt içerken aslında süt değil herhangi bir içecek içtiğinizi söylüyor prof. ahmet aydın. bu arada ahmet aydın bir bilim adamıdır, beslenme bülteni adında çok kapsamlı bir sitesi vardır ve bu açıklamalarından ötürü büyük süt firmalarından tehditler almaktadır. ama o yine de doğru bildiklerini söylemekten çekinmeyen cesur biridir.

ille de ben pastörize içeceğim diyorsanız şayet; günlük pastörize sütü tercih edin. bu arada sütü dışardan alıp içmeye başladığımdan ve yoğurdumu kendim yapmaya başladığımdan beri süt ve süt ürünlerini sevmeye başladım. hele ki yoğurt (!) ev yoğurdunun tadını sizlere tarif etmem mümkün değil. yıllarca nasıl da unutturdular bize ev yoğurdunun tadını. mikroptan korkup, hijyen delisi olup temizlik gereçlerine kimyasallara sardırdığımızdan beridir neslimiz günden güne hasta, bağışıklık sistemi zayıf ve güçsüz olmaya başladı. ben gelecek mikrobun doğadan gelmesi taraftarıyım, herhangi bir kimyasaldan zarar görmek istemem açıkçası.

bu arada katkı maddelerini de araştırmanızı tavsiye ederim. aşağıdaki yazıyı süt dünyası isimli sanal dergiden kopyalıyorum. sizde ufak bir taratmayla bu bilgilere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. sütün içerisine konulan yasal katkı maddeleri var ve bu maddeler tamamen legal. iyide ben neden hijyen temizlik diyerek bu katkı maddelerini doğmamış çocuğuma ya da kendime içireyim ki?

işte bu maddeler:


Süt sektöründe katkı maddeleri kullanımı

ASİTLİĞİ DÜZENLEYİCİLER

Gıdaların asitliğini ve bazlığını değiştiren veya kontrol eden maddeler olarak tanımlanıyor. Peynir yapımı sırasında asitliği düzenleyicilerin soğuk süte katılarak sütün ısıtılması sonucunda düzgün bir jel yapısı oluşturuluyor. Kültürlü süt ürünlerinin üretiminde, yavaş asit oluşumunda da kullanılıyor. Ayrıca süt işletmelerinde temizleme ajanı olarak da kullanılıyor.

EMÜLGATÖRLER (GDO)

Üretim kapasitesini artırmak ve dokuyu, ürünün raf ömrünü modifiye etmek amacıyla kullanılır. Dondurulmuş sütlü tatlılarda, özellikle dondurmada, karışımın dondurulmasından önce, dağılmış ve süspansiyon haldeki yağları koruyarak yağ emülsiyonunun stabilitesinin sağlanmasına yardımcı oluyor.

GAMLAR

Jelleştirici, kıvam artırıcı, stabilize edici ve suspansiyon oluşturucu ajanlar olarak geniş bir şekilde kullanılıyor. Gıdanın özellikle dokusunu etkilemesi nedeniyle tercih ediliyor. Dondurma, süt, peynir ve yoğurt yapımı başta olmak üzere süt ürünlerinde çok geniş bir şekilde kullanılıyor. Dondurmada gamların kullanılmasının en önemli nedeni, dokuda pürüzsüzlüğü sağlamak, depolama sırasında buz-kristal gelişimini azaltmak veya geciktirmek, üründe tekdüzelik sağlamak ve erimeye karşı direnç gösteren bir yapının oluşturmak. Dondurma üretiminde tek başına kullanılması tavsiye edilmiyor. Dondurmalarda buz-kristal oluşumunu kontrol ederek dondurma dokusunda çok etkin rol üstlenen keçiboynuzu gamı, guar gam, CMC ve bunların kombinasyonları ise, dondurma öncesi karışımın depolanması sırasında ve dondurmanın erimesi süresince serum ayrılmasına olan eğilimi artırıyor...

Eşim veteriner. Büyük baş hayvan besleyen büyük tesislerde (etlik ve süt üretimi yapan)danışmanlık yapıyor. Mesleğindeki 15. senesini olduğunu, akredite laboratuvar testlerine bizzat gözetmenlik yaptığını, tarım il müdürlüğü ile içli dışlı çalıştığını, büyük baş hayvan besiciliği ve süt üretimi hakkında uzman olduğunu parantez içinde eklemek istedim. Tüm bunların üzerine eve pastörize olmayan, direk ineğin memesinden sağılmış süt getirme imkanı olduğu halde getirmiyor. Nedenlerine gelince: süt sağma makinelerinin her zaman dezenfekte olmayışı, yemleme yapılan yerlerde her ne kadar fare istasyonları kurulsa bile farelerin böyle ortamları çok sevmesi, çalışanların rutin sağlık kontrolleri yapılsa bile bir terslik olabileceği, sağılan sütün size gelene kadar nerelerde bekletildiği vb.

Yine de tekrarlıyorum size afiyet olsun.
 
en iyisi köylerde yaşayan insanlar ahbap olmalı kaydirigubbakcemile5 biz bu yıl tanıştık çok iyi insanlar sağolsunlar onlara soracağım küçükbaş hayvanları vardı ama inekleri var mı ya da güvenilir kim varsa bana getirtmesini rica edeceğim .. dışarıda satanlara güvenemiyorum , küçükken annem bize hep dışarıdan süt alır yoğurt yapardı çok güzel olurdu sonradan pastörizelere döndük malesef .. bence imkanı olan varsa köyden tanıdıklardan temin etmeli yoksa pastörizeye devam ..
 
X