Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

düşünceyi iptal etmekle ilgili kendi sorduğum sorunun cevabı.Ama ben sabah iptal ettiğim düşünceyi akşam yaşadım. demek ki çok yoğun düşünmüşüm.Önce canım sıkıldı ama sonra bunu sen çağırdın neden kızıyorsun dedim kendime :KK53:


Spritüel gelişim, uzun bir yol. Bir kere düşünceyi iptal ettim tekrar karşıma çıkmayacak diye olmuyor maalesef, zira düşüncelerimizin durumlarımızın altında kökleşmiş inançlarımız ve kalıplarımız yatıyor. Bunu birkaç kez yapmanız gerekebilir. Bununla birlikte, değişmeye başladığınızda, evren genelde karşınıza aynı gibi gözükmeyen, bazı açılardan farklı ama bir yandan aynı durumu çıkarır ve sizi test eder. Bu aynı zamanda sizin de kendinizi görmenizi, aynı durumda farklı davranıp davranamadığınızı görmeniz için bir fırsattır.
 
O zamaaan standart sorum geliyoo, azicik ‘hizalanamadiginiz’ ama karsilikli cok hoslandiginiz bi iliski var, bunu sorunlari azaltarak her gun daha sevgi ve askla uyumla baglandigimiz bi iliskiye donmesi icin 21 gun olumlamasi yapmak istyorum. Ya vedud ya cami aklima geldi e niyetim de az cok belli ama olumlamalar icin onerisi olan var mi?
 
Spritüel gelişim, uzun bir yol. Bir kere düşünceyi iptal ettim tekrar karşıma çıkmayacak diye olmuyor maalesef, zira düşüncelerimizin durumlarımızın altında kökleşmiş inançlarımız ve kalıplarımız yatıyor. Bunu birkaç kez yapmanız gerekebilir. Bununla birlikte, değişmeye başladığınızda, evren genelde karşınıza aynı gibi gözükmeyen, bazı açılardan farklı ama bir yandan aynı durumu çıkarır ve sizi test eder. Bu aynı zamanda sizin de kendinizi görmenizi, aynı durumda farklı davranıp davranamadığınızı görmeniz için bir fırsattır.
Teşekkür ederim cevabınız için. Evet haklısınız bahsettiğim olayı; daha önce birkaç kere yaşadığım ve çok kötü sonuçlara yol açtığı için tekrar yaşamaktan korktuğum için düşündüğümü farkındayım. testlerin bazılarını farkediyorum ama gerektiği şekilde davranamıyorum maalesef.
 
”İnan, olsun” kalıbı doğrudur ama eksiktir.
Oldurmanın 7 yasası
Bir şeyleri yaratma yani ol’durmanın arkasında bazı yasalar vardır. Bu yasaları harekete geçiren kilit yasa irade yasasıdır. İrade yasasının tezahürü istemektir ve istemek ile konsantrasyon, bu yasaları aktif hale getiren anahtarlardır. Kısaca şu yasalar ol’durmada işler:



1- İrade Yasası: Her şey irademiz dâhilinde gerçekleşir ve bizi insan kılan iradedir. İrade, isteği yaratır istek de oldurmanın ana maddesidir. Bu yüzden evreni harekete geçiren irademizdir. İrademiz ne kadar güçlüyse, evrensel değişimleri yaratmak o kadar kolaydır. Bir şeyleri yaratırken başkalarının iradelerine karışmamak oldukça önemlidir, yoksa irade yasasına ters davranmış oluruz ki, bu evrensel düzeyde hoş bir etki yaratmaz.

2- Çalışma ve teksir yasası: İsteklerimizin olması için yeterli bir enerji eşik değerini geçmeliyiz, bunun için de istekleri oluşturma konusunda ısrarcı olmalıyız ve enerjiyi yoğunlaştırmalıyız.



3- Külli çekim yasası: İki şeyin birbirini çekmesi veya itmesi olayıdır, yaydığımız düşünceler benzer enerjileri çeker. Benzeşimle birlikte çalışır.

4- Benzeşim (Sempati) yasası: Ruhsal Dünya da benzerler benzerleri yaratır.

5- Tedriç yasası: Her şeyin bir aşamalı gelişimi vardır. Haliyle isteklerimiz de evrende belli aşamalarda gerçekleşir, bu yüzden isteklerin gerçekleşmesi için belli bir zaman diliminden bahsedebiliriz.

6- Tüme- varım (Bumerang) yasası: Her enerji çıktığı kaynağa geri döner. Bu dönüş katlı (üç katı, yedi katı vs.) olarak olabilir.

7- Parça Bütüne aittir yasası: Parçaya yapılan etki bütünü, bütüne yapılan etki parçayı etkiler.

Buradaki yasaların işleyişi, alttaki aşamaları da tetikler. Bu yüzden önce bu dinamikleri bilmek, püf noktaların işleyişini çözmemize yardımcı olur.

İstek- Israrcı olma
Bir dileğimizi ne kadar çok ister ve ne kadar çok ona odaklanırsak, evrene yaydığımız enerji de bir o kadar güçlü olacaktır. Bunu telefon sinyaline benzetebiliriz. Eğer telefondaki sinyal düşükse, bir başka kişiyle kesik kesik konuşuruz ve kendimizi zar zor ifade ederiz, buna nazaran sinyal yüksekse sesimiz daha net çıkar. İşte bir şeyi çok istemek ve istekte ısrarcı olmak ilk koşuldur. İstemenin şiddeti, evrene ulaşım sinyalini yükseltir. Bu yüzden en hızlı gerçekleşen şeyler, o sırada en çok ihtiyacımız olanlardır. Bunu hepimiz deneyimleriz. Bir anlığına parasız kalırız, ihtiyacımız vardır, öyle bir gönülden geçiririz ki, mucizevî bir şekilde elimize para geçer. İhtiyacın fazla olması da, o şeyi derinden istememize neden olur. Bu da daha kolay evrene isteği taşır.

Hazırlanış – Düzen
Tedriç ve çalışma-teksir yasasından bahsettik. Anlık düşünceler ve yayılan anlık enerjiler, evrensel dengeden dolayı hemen dağılır. (Buna mühendislikte entropi yasası denir, her şey düzensizliğe doğru gider.) Bu yüzden bir şeyi sadece istemek, o şeyin olması için yeterli değildir. Enerji belli bir süre sonra dağılmaya meyillidir. Lakin her gün düzenli olarak isteğimize konsantre olursak, enerji yoğunlaşacağı için dağılmadan aynı bir enerji topu gibi evrene yollayabiliriz. Bunun için aynı saatte ve periyodik olarak yapmak oldukça önemlidir. Kendimize bir gün veya süreç belirleyelim -mesela 7 gün gibi- ve aynı saatte düzenli olarak çalışmayı yapalım.

İkinci olarak bir dileğin gerçekleşmesi için ne kadar uzun bir ön hazırlık aşaması yaparsak, bir şeyleri gerçekleştirmek o kadar kolaylaşır. Çünkü ön hazırlığa başladığımız anda enerji zaten odaklanmaya başlar, odaklanmış enerjiye isteği yükleyerek göndermek çok daha kolaydır. Ön hazırlıklara örnek vermek gerekirse, bir mum veya tütsü yakabilir, bunun yanı sıra ortamı fiziksel olarak arındırıp temizleyerek, toplayarak, ortamdaki ruhsal enerjiyi de düzenleyebilir, çalışma öncesi banyo yapabiliriz. (abdest almak, enerjiyle arınmak vs.) Bu ön hazırlıklar aynı zamanda çalışmanın ne kadar önemli olduğu mesajını bilinçaltına gönderir ve bizi buna inandırır. Özellikle dileğimizi gerçekleştirmek istediğimiz alanı temizlemek, enerjiyi daha net aktarmamıza yardımcı olur. Çünkü dağınık odalardaki enerjiler de dağınıktır, bu da enerjiyi yoğunlaştırmayı zorlaştırır. Feng shui, bu noktada devreye girer.



İmajinasyon (imgeleme)
Kızılderili bilgeler, “Bir kişiyi ne kadar net imajine ederseniz, o kişiye o kadar kolay şifalandırırsınız.” derler. Aynı şekilde bir şeyi ne kadar net imajine edersek, o şeyi gerçeğe dönüştürmemiz o kadar kolay ve güçlü olur. Bu çok kilit bir noktadır. Haliyle, mesela gerçekleştirmek istediğimiz şeyi bir kâğıda yazdıysak, kâğıdı avucumuzda tutarken, duygularını dahi hissederek dileğin gerçekleştiğini güçlü bir şekilde imajine etmeliyiz. Sonra bu imajinasyonun enerjisini kâğıda aktarmalıyız. Bundan sonra o dilek kâğıdını yakmak, yüklediğimiz enerjiyi serbest bırakmamızı sağlar.

Enerjiyi yükseltmek
İsteğimizi oldurmak için konsantre olurken bir taraftan da enerjimizi yükseltmemiz gerekir. Bunun kullanılan en eski metodu mantra veya zikir kullanmaktır. Önce yavaşça başlanılan mantrayı, git gide daha hızlı söylemeye başlarız. Hızlandıkça enerji yükselir ve enerji tavan yapana yani en yüksek hıza çıkana kadar mantrayı tekrar etmeye devam ederiz. Burada kullanılan mantranın illa Sanskritçe veya Arapça olması gerekmemektedir.

Mesela ev istiyorsak “Evim Var”, para istiyorsak “Para bana geliyor” gibi kalıplar da yeterlidir. Eski şamanlar bu enerji yükseltmeyi, dans ile yaparlardı. Dans ederler ve dansı hızlandırırlar, sonra bağırarak, yükselttikleri enerjiyi evrene serbest bırakırlardı.

Bir diğer enerji yükseltme yöntemi mantra kullanmadan imajinasyonla ışığı auramıza çekmektir. İlahi ışığı taç çakradan alarak tüm auramıza yayar ve ilahi Olanla bağlantıda olduğumuzu hissederiz. Böylece enerjimiz çalışma için yükselmiş olur.

Başka bir yöntem de çember oluşturmaktır. Bunun için çevremizde hayali çember yaratırız (mavi-beyaz renkte). Daha sonra ellerimizi havaya kaldırır ve “Bu alemle ruhsal alem arasındaki sınırı kaldırıyorum, çemberdeki tüm isteklerim evrende gerçekleşir” diyerek yavaşça elleri indirirken bir sis perdesini araladığımızı imgeleriz. Böylece yarattığımız sınırlı enerji alanında evrenle bağlantı sağlayacak güçlü bir ilahi mabet yaratmış oluruz. Bu yöntemi yapacaksak, çemberi hep aynı yerde açmanın faydası vardır.

Kelam
Yaratıcı “Ol” demiş ve Evren yaratılma sürecine girmiştir. Özellikle “OL” dendiğinin vurgulanması yani bu emrin ses enerjisi olarak verildiği ifadesi tesadüf değildir. Burada pek tabi ki gizli bir bilgi vardır. Fizik öğretmenim Nuray Hoca, her zaman “Sözler, evrene vurulan mühürlerdir” derdi bana. Gerçekten de bir şeyi sesli olarak kelimelere dökmek yani süptil düşünceleri, daha fiziksel enerji olan ses enerjisine dönüştürmek, bir şeyleri ol’durmayı kolaylaştırmaktadır. O yüzden bir şeyleri dilerken bunları sesli dilemek, enerjinin gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır. Aynı şekilde olumsuz şeylerin de sesli söylendiğinde daha çabuk başımıza geldiğini fark etmişizdir. Bu yüzden ne söylediğimize çok dikkat etmeliyiz.


Enerjiyi Serbest bırakmak
En kritik nokta burasıdır. Birçok insanın isteklerinin gerçekleşmemesinin tek sebebi enerjiyi serbest bırakmayı atlamalarıdır. Israrcı olduktan, dileği dileyip, enerjiyi yükselttikten sonra, bir anlığa isteğimize dair hiçbir şeyi umursamamak, bir hiçlik duygu durumuna geçmek durumundayızdır. Böylece yaydığımız ve odakladığımız enerjiyi serbest bırakırız. Eğer gerçekleşmesini istediğimiz dileğe çok fazla odaklanırsak, enerji akışını tıkarız ve dileğimiz evrene ulaşmaz. İsteğimize odaklanmalı ama buna bağlı ve bağımlı olmamalıyız, böylece enerjinin ve dileğin akmasına izin verebiliriz. Bu aynı su hortumunun üzerine basmak gibidir ve bu da suyun akışını engeller. İstedikten, odakladıktan sonra tam bir güvenle gerisini evrene bırakmalıyız ve daha fazla (ta ki ertesi gün çalışmayı tekrarlayana kadar) o isteğe odaklanmamalıyız.

Eğer mantra kullanıyorsak, bunu bir bitiriş cümlesiyle yaparız. “Öyle Olsun!” “Dileğim Gerçekleşti” gibi bir niyetle bağırarak son noktayı koyar ve enerjiyi bırakırız. Bu üzerimizde ki yoğun enerjiyi atmak gibidir. Eğer kâğıda enerji yüklediysek, enerjiyi serbest bırakmak için dilek kâğıdını yakmalıyız.

Saf niyet – şüphesizlik – Sessizlik
Dileği dilerken ve diledikten sonra olabildiğince saf bir niyete sahip olmalı ve şüphe gibi kötü titreşimli enerjilerden uzak durmalıyız. Onun gerçekleşeceğine dair tam bir güvene sahip olmalıyız. “Gerçekleşecek mi acaba?”, “Ne zaman gerçekleşir?”, “Olursa hayırlı olmaz mı?” Gibi soru işaretleri ve gerçekleşeceğine dair şüpheler, yaydığımız enerjiyi kesintiye uğratır ve evrene zıt bir enerji gönderir. Bu şüpheler evren için,”Evet ben bunu istedim ama bir tarafım istemiyor” demektir. Bu da gerçekleşmesini engeller ve enerjilere set koyar. Bu yüzden hiçbir şüphe olmaksızın, saf niyetle istemeliyiz.

Eski gelenekler, bir diğer önemli noktanın, dileğimiz gerçekleşene kadar sessiz kalmak olduğunu söylerler. Dilediğiniz bir şeyi ve çalışmayı insanlara söylemek, enerjinin akışını kirletir. Bu yüzden sessizlikle, dileğinizi kutsayın ve gerçekleşene kadar bu konuyla ilgili enerjiyi kirletecek yorumlar yapmaktan sakının. Başkalarına söylemeniz ve başkalarının konuyla ilgili yorumları da enerjileri kirletecektir.

Bütünün Hayrı
Her daim çalışmayı yaparken “bütünün hayrına” demeyi unutmayın. Bir şeyleri ol’dururken bir denge süreci vardır. Hayırlı olanı ol’dumak için “bütünün hayrına” diye niyetlenin ve sonra evrene tam olarak güvenin sahip olun. Bütünün hayrına derken içinizde şüphe veya korku olmasın, bunun yerine tam bir teslimiyet duygusu sizi sarsın. Zaten bütünün hayrına diyerek, hayırlı olmayacak enerjileri engellemiş oluruz. Öte taraftan dileğimiz gerçekleşmezse, bunda bir hayır olduğunu bilmeli ve önümüze bakmalıyız.

Eğer bu püf noktaları, isteklerinizi gerçekleştirme konusunda takip ederseniz, dileklerinizin daha kolay gerçekleştiğine şahit olabilirsiniz. Bunları her tür dilek çalışmanızda (The Secret, Reiki, Dilek kâğıtları vs.) kullanabilirsiniz. Tüm dileklerinizin, bütünün hayrına, gerçekleşmesi dileğimle…
Nasıl güzel bir yazı olmuş Çok teşekkür ederim:KK200:
Harika bir özet:KK9:
Şimdi okudum Yarın Tekrar okuyacağım Gündüz vakti kafa daha az karışıkken:rapci:
Okurken de şunu fark ettim o serbest bırakma noktasını yapamıyorum sanırım:olamaz: Ama böyle de dememem lazım artık serbest bırakma kısmına da yapıyorum Her şey bütünün hayrina oluyor:rapci:

Maddiyat ya da işle ilgili konularda daha başarılıyım. Duygusal konulara gelince:olamaz: nerelerde neler yapmam gerektigini daha iyi anladim. Insallah uygulamasi da daha kolay olacak.
 
Nasıl güzel bir yazı olmuş Çok teşekkür ederim:KK200:
Harika bir özet:KK9:
Şimdi okudum Yarın Tekrar okuyacağım Gündüz vakti kafa daha az karışıkken:rapci:
Okurken de şunu fark ettim o serbest bırakma noktasını yapamıyorum sanırım:olamaz: Ama böyle de dememem lazım artık serbest bırakma kısmına da yapıyorum Her şey bütünün hayrina oluyor:rapci:

Maddiyat ya da işle ilgili konularda daha başarılıyım. Duygusal konulara gelince:olamaz: nerelerde neler yapmam gerektigini daha iyi anladim. Insallah uygulamasi da daha kolay olacak.
Benim de bir türlü anlamadığım bir noktaydı bu. Genelde istediğim şeyi çok güçlü isterim ve sürekli düşünürüm. Ama istediğim şeyler hep ben vazgeçince boşverince aradan zaman geçince hatta ben istediğimi bile unutunca olur. Madem odaklanmak bu kadar önemli neden böyle oluyor diye düşündüm ve dün bu yazıyı okudum. Enerji tıkanması yapıyormuşum meğer :) serbest bırakma işi beni de zorlayacak ama dikkat edeceğiz artık
 
O zamaaan standart sorum geliyoo, azicik ‘hizalanamadiginiz’ ama karsilikli cok hoslandiginiz bi iliski var, bunu sorunlari azaltarak her gun daha sevgi ve askla uyumla baglandigimiz bi iliskiye donmesi icin 21 gun olumlamasi yapmak istyorum. Ya vedud ya cami aklima geldi e niyetim de az cok belli ama olumlamalar icin onerisi olan var mi?
Canım genel bir olumlama verebilirim. Pazar günü güneş tutulmasi vardi gökyüzü enerjileri şu ara çok hareketliymiş. Senin için hayırlısı olsun dilerim. :KK200:Şöyle diyebilirsin:
Hayatın akışına güveniyorum. Kendi kalbimin merkezindeyim. Yaşamla ahenk içindeyim.
Benim ve bütün için hayırlı olan sevgiye, aşka kalbimi açıyorum... gibi sen kendine göre sekillendirebilirsin cümleni :))
 
Konumuz sevgi ise o zaman :)) :KK200:
⭐⭐⭐
*******
Çoğu zaman, bilincimizdeki dileklerimizle bilinçaltımızdaki inançlarımız çok çelişkilidir, birbirine benzemez ve hatta birbirine muhaliftir.

Dileğimizin gerçekleşmesine ramak kaldığında bile ne yapacağımızı bilemeyiz ve bu şans kullanılamadan uzaklaşır. Bu durumda insan, kendisi için çok yoğun bir biçimde birşey ister, ama içten içe bunu kabul etmeye hazır değildir.

“BEN DEĞİŞMEYE İSTEKLİYİM” olumlaması bir kapı açar. Tüm gün bu olumlamayı gözlerimizin görebileceği bir yere koymalıyız hatta zihnimizi bir askı dolabı olarak düşünerek içerideki askılardan birine bu olumlamayı asmalıyız. Aklımız daima buna takılı kalırsa değişim başlar.

Bu sırada önemli bir kaç etki vardır,

▫️Doğru formül “ben…im” prensibidir. Çok para istediğinizde, “ben zengin olmak istiyorum” şeklindeki emir cümlesi kurmak çok yanlıştır. Doğru formül şöyle olabilir: “Ben hayatımda zenginliğe hazırım”, “Ben zengin ve mutluyum”,”benim için ayrılmış bir para zaten var ve hayatıma gelmek üzere yolda”

▫️Doğru istemenin ve dilemenin turbosu Teşekkür etmektir. Dileğimizin sonunda “Amin” veya “teşekkür” diyerek mühürler ve kapatırız.

▫️Her zaman, şimdiki zamanı kullanarak dileyin; gelecek zamanı değil. Sanki isteğinizin şimdi size verilmiş olduğunu düşünerek hareket edin.

▫️İsteklerinizi kağıda yazın, böylece isteğiniz güçlenir. Doğru formüller “işim var”, “mutlu bir ilişkim var”, “ihtiyacım olan herşeye sahibim”, “ben sağlıklıyım”. olmalıdır.

▫️“Herşey benim iyiliği için olur” inancınızı kuvvetlendirerek içimizde minnettarlıkla birleştirmek bizi başka mucizelere götürür.

▫️“Dilediğimiz her şeyin gerçekleşeceğini; bunun, bizim hakkımız ve hep emrimize amade olduğunu biliriz” anlamını irdelemek ve unutmamak.

▫️“Şüphe” isteğin veya dileğin iptal edilmesi gibi birşeydir. Şüphe, aksini istemek gibi bir şeydir. Şüphe zaten birşey olamayacağı bilgisini yayınlar ve tüm siparişler iptal edilir.

▫️Doğru istemek konusunda başarılı olmanın çok önemli noktasından biri isteğimiz gerçekleşene kadar hiç kimse ile bu konuda konuşmamaktır. Gevezelikle enerji etkisini yitirir.Unutmayın tüm büyük fikirler, ketumlukla oluşur.

▫️Sezgi, insanın kendisine izin vermesidir. Sezgilerinize güvenmeyi öğrenmelisiniz. İlk anda garip veya komik geliyorsa bile içinizden gelen ilk hareket veya karar daima doğru olandır. Tereddüt etmek enerjiyi tüketir.

Son Olarak;
Gerçek, çoğu zaman, dış dünyada istenilen şeyin iç dünyamızda hissedilen eksikliğidir.

Mesela dileğim, “Beni şartsız sevecek birini istiyorum” şeklindeyse, bunun gerçekteki karşılığı, “Ben sevilmiyorum. Ben sevilmeye değer değilim. Ben kendimi sevmiyorum”dur. Yani çoğu kişi, sadece kendisini sevmediği için, kendisini şartsız sevecek birini ister.
Bu dileğin temeli aslında: “Aşkı kabul etmeye açığım ve hazırım” cümlesi ile kapıyı açmaktır, sonra;

“Ben, olduğum gibi sevilmeye değerim. Tüm isteklerimi ve hatalarımı kabul ediyor ve kendimi, şimdi olduğum gibi kabul ediyorum. Ben kendime özgüyüm, güzelim ve her gün kendi sevgime biraz daha yaklaşıyorum. Kendime duyduğum sevgim nedeniyle, beni aynı kendimi gördüğüm gözlerle görecek bir insanı çekiyorum. Ben kendi sevgimi ve başka bir insanın sevgisini kendime çekmek konusunda açık ve hazırım. Engellerime ve blokajlarıma, bundan sonra izin vermiyorum ve sevgi, benim içimde rahatlıkla akabilir. Sevginin hayatımda meydana çıkmasına açık ve hazırım”

_ Doğru İstersen Olur, Pierre Franckh. _
 
Canım genel bir olumlama verebilirim. Pazar günü güneş tutulmasi vardi gökyüzü enerjileri şu ara çok hareketliymiş. Senin için hayırlısı olsun dilerim. :KK200:Şöyle diyebilirsin:
Hayatın akışına güveniyorum. Kendi kalbimin merkezindeyim. Yaşamla ahenk içindeyim.
Benim ve bütün için hayırlı olan sevgiye, aşka kalbimi açıyorum... gibi sen kendine göre sekillendirebilirsin cümleni :))
müthiş canım, çok teşekkür ederim.
 
Ve ben de eklemek isterim ki bu geçtiğimiz gün başlayan güneş tutulmasının etkileri 15ine kadar sürecek ve yılın en en güçlü tutulmalarından. genel anlamda olumsuz bir tutulma değil ancak tabii işin içinde irademiz olduğundan olumlu/olumsuz kavramları çok kaygan. umarım bütünün hayrına olur. herkesi farklı farklı etkiliyor
 
Selam arkadaşlar paylaşım ve görseller çok hoşuma gitti :)) . Evren’de varolan herseyin Harika şekilde titreştiğinin ve ışıldadağının görüntülü kanıtı...

*****
Kirlian fotoğrafçılık: Varolan her şeyin enerjisinin kanıtı

▪️Kirlian fotoğrafçılık nedir?
Teknik anlamını açıklamadan evvel Kirlian fotoğrafçılık nedir sorusunu kısaca özetleyelim.
Enerji alanlarını belirler Kirlian fotoğrafçılık. Bildiğiniz üzere dünyamızda birçok enerji alanı vardır. Vücudumuzda bundan ayrı tutulamaz. Bugün çakralar, enerjitik alanlar dediğimizde vücudumuzun da bu alanlara sahip olduğu Kirlian fotoğrafçılık sayesinde ispatlanmıştır.
Teknik manada Kirlian fotoğrafçılık, yüksek frekans, voltaj, düşük elektrik alanı cihazlar ile nesneler üzerinden yayılan enerji-ışınımları görsel olarak tespit etmeye yarar. Bu tespiti yapmaya yarayan Kirlian fotoğrafçılık bir tekniktir.

▪️Kirlian fotoğrafçılık ve Krilian Kameralar Nasıl Başladı?
1939’da, Semyon Kirlian fotoğrafçılığı kullanarak elektriksel alan veya auranın nasıl işlediğini keşfetti. Bu görüntüleri oluşturmak için bir nesneyle bir elektrik akımı yolladı ve aura görüntüsünü bir fotoğrafta yakaladı.
Daha önceki deneylerinden birinde, Kirlian iki özdeş yaprak olduğu ortaya çıkan resimler üretti. Kirlian Camera ile çekilen aura fotoğrafları geliştiğinde dramatik bir fark gördü; Görüntülerden biri güçlü ve parlak, diğeri ise zayıf ve zordu. Şaşkınlığına göre, güçlü görüntünün sağlıklı bir bitkiden alınan bir yapraktan geldiğini, zayıf görüntü ise hastalıklı bir bitkiden geldiğini fark etti. Kirlian Kamera ile bu buluş, hem Semyon’u hem de karısının, insanların kendilerini ve etraflarındaki dünyayı algılama şeklini değiştirecek yılların deneylerine yol açtı.

▪️Kirlian fotoğrafçılık ile yaşayan her şeyin enerjisinin fiziksel kanıtı
Kirlian fotoğrafçılık sayesinde çekilen fotoğraflar canlı olan her şeyin fiziksel kanıtını ortaya koyuyordu. Aura, enerjetik beden, spritüel beden diye adlandırılan terminoloji fiziksel kanıtlarla ispatlanabiliyordu artık. Şu halde okültistlerin asırlardır iddia ettiği gözle görülmeyen enerji alanları, auralar kanıtlanmıştı.

▪️Bilimsel araştırma ve sonuçlar
Kirlian fotoğrafçılık tekniği ile yapılan en büyük deney kuşkusuz, bitki yaprağıyla yapılan deneydir. Yaprağın bir bölümü kesilse bile yaparak hiç kesilmemiş gibi bir bütünlük içinde ışımaya devam etmiştir.
Gözle göremediğimiz enerji alanları
Gözle göremediğimiz enerji alanları Kirlian fotoğrafçılık sayesinde görünür olmuştur. Var olan her şey bir enerjiye sahiptir ve birbirini etkiler.

▪️Kirlian kamera bugün nerede duruyor?
Yıllarca süren araştırma ve deneyler, eteriklerin anlaşılması ve görselleştirilmesi üzerine odaklandı ve modern bir versiyon üretti. Bugünün aura görüntüleme teknolojisi sadece bizim açılımlarımızı yakalamakla kalmıyor, aynı zamanda içsel özlerimiz hakkında daha fazla şey öğrenmemizi ve yaşam kalitemizi geliştirmemizi sağlıyor.

Kirlian fotoğrafçılık ve kamera çeşitleri
İki tür aura kamerası vardır: Kirlian kamera olarak adlandırılan birincisi, vücudunuzun bir kısmına – genellikle elinize – ağrısız bir elektrik yükü göndererek çalışır ve daha sonra aura resminizi bir fotoğrafta yakalar.
Biofeedback aura görüntüleme denilen ikincisi, Kirlian Kamera’nın modern bir versiyonudur ve çok daha karmaşıktır. Vücut ısısı ve cilt iletkenliği gibi belirli fiziksel özellikleri ölçerek çalışır ve daha sonra verileri yorumlar ve 3D ortamını bir multimedya ekranında görüntüler.

angelsdia.com

 

Eklentiler

  • 00BF9FCA-BDAF-4790-9957-F66E4848EA6C.webp
    00BF9FCA-BDAF-4790-9957-F66E4848EA6C.webp
    25,3 KB · Görüntüleme: 43
  • 5D8A64D1-894F-4D11-B8C7-7AB91E7FAC72.webp
    5D8A64D1-894F-4D11-B8C7-7AB91E7FAC72.webp
    43,3 KB · Görüntüleme: 48
  • 278CB27E-0B0A-455F-A20B-986117D76107.webp
    278CB27E-0B0A-455F-A20B-986117D76107.webp
    16,7 KB · Görüntüleme: 41
  • 295CE8AA-8FEF-4854-80A9-D911FD853B07.webp
    295CE8AA-8FEF-4854-80A9-D911FD853B07.webp
    22,2 KB · Görüntüleme: 51
⭐⭐⭐

İnsan vücudunda hücre, organ, kas, kemik vesaire, belli frekanslarda titreşir. Bu frekansın değişmesi, o bölgede sorunun olduğunu belirtir ve hastalığı işaret eder.
Eğer vücudumuzun bir hücresi bile yanlış frekansta ise bu durum aurayı etkiler.
Uygun bir frekans uygulaması ile (renk, taş, enerji terapisi, zikir) bu titreşimi rezone edip dengeyi kurabiliriz.
Beden, uygun şartlar altında her zaman orijinal yapısını kazanma eğilimine sahiptir.
Kıskançlık, öfke, nefret, korku, evham gibi hisler kalıcı huy haline dönüştüğünde, ciddi organik değişiklikler yaratabiliyor.
Olumsuz duygu ve düşünceleri değiştirdiğimiz zaman, fiziksel olarak da değişime uğruyoruz.

Düşüncelerin şekline göre vücudumuzu bozabilir veya yeniden yaratabiliriz.

Gelişmesi için deneyim yaşaması lazımdır.
Gelişme, tekamül için bilginin deneyimlenmesi, uygulanması lazımdır.
Ruh, sürekli ihtiyacı olan için düşünce, şekil üretir. Bu hayallerle evrene talep vermektedir. Ona ihtiyacını bildirmektir.
Ve evren, bu titreşimlere uygun enerjilerle yeni oluşumları, kişinin yaşamına verecektir.

Kaynak:
Sufizm ve İnsan
Görsel: Rezonans Kanunu- Bilinçaltı Farkındalık

 
Bu da soğanın fotosu renge bakın Harika bir Mor :)) frekansı en yüksek rengin mor olduğunu biliyor muydunuz Canlar ? Bundan mıdır ki şifa deposu :KK200:Allahım ne güzel yarattıkların “ SIR” dolu ....


Eki Görüntüle 2223383

Eki Görüntüle 2223387
!!!!ÖNEMLİ!!!:
Renkler ile ilgili
Görsel için Bilgilendirme : Arkadaşlar resmi alıntıladığım sitenin altta reklamları ya da gereksiz bilgileri çıkmış olabilir ben bilerek eklemedim tlf nun azizliğine uğradım tamamını kopyalamış. Amacım sitenin ya da herhangi bir ürünün reklamını yapmak asla değildi. Dikkat eksikliğinden kaynaklı kusuruma bakmayın. Kk Site yöneticilerinin ve topigi okuyan arkadaşlarımın bilgilerine, teşekkür ederim.
 
Bu da okudugum kitaptan:)
Yan ve kucuk olmus kusura bakmayin:olamaz:
Orda olumlamalarla ilgili de bir bolum vardi. Onu da daha sonra paylasacagim:)Eki Görüntüle 2224932
Teşekürler cnm paylaşım için. Büyüterek rahatça okunuyor sorun değil :))
Kaygı başlamadan ya da o o korku halinde alınacak önlemler varsa kitapta, sonra paylaşırsan çok sevinirim.
 
Selamlaaar,

ilişki olumlamamın 6.günündeyim. açıkçası 2.gününde bi ayrılık yaşadık 4 gündür falan konuşmuyoruz ama olumlamayı kesmek içime sinmedi hala bir umut varsa diye :)

şimdilik bir şey yok...bakalım

haber veriim dedim :) öpüyorum
 
Back
X