Duyusal Polinöropati

ispanakliborek

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2012
10.762
12.400
Arkadaşlar daha önce de konu açmıştım. Babama nöroloji doktoru sinir sıkışması teşhisi koymuştu elindeki uyuşmadan dolayı. Benden uzaktalar haftasonları atlayıp gidiyorum ama koştur koştur geçiyor anlatmıyolardı da. Ne belirtiler yaşıyor bilmiyorum. Bugün annem aradı. Bugün doktor bu hastalıktan bahsetmiş. Tam olarak ağrısı mı var uyuşma mı annem çok bahsetmek istemedi önemsiz dedi. Ben de anlamadım internette okuyorum kafam karıştı. Terimler çok yabancı. Kızamık belirtisi okumak gibi değil ki. Sizlerden hastalığı bilen tanıyan var mıdır?
 
Senden duyunca okudum, önceden bilgim yoktu.
Çok çeşidi varmış, belirtiler de çeşide göre değişiyormuş. Elde ve ayaklarda yanivücudun uç kısımlarında uyuşukluk, hissizlik yaratan çeşidi sensorimotor nöropati imiş.
Ortaya çıkış nedenine bağlı olarak tedavi şekilleniyormuş.
 
benim annemde vardi uyusma karincalanma oldugunu biliyorum. parafin tedacisine gidiyordu surekli. simdi cok nadir.
 
Son düzenleme:
Sinirler motor ve duyu dalları olmak üzere 2 kısımdan oluşur.
Motor dalda bozukluk olunca kuvvet kaybı, kas erimesi gibi belirtiler olur.
Duyu dalda bozukluk olunca uyuşma, karıncalanma, üşüme hissi ve ağrı şeklinde şikayetler görülür.
Tedavi yöntemleri; ilaç tedavisi ve fizik tedavidir.
Geçmiş olsun.
 
Arkadaşlar daha önce de konu açmıştım. Babama nöroloji doktoru sinir sıkışması teşhisi koymuştu elindeki uyuşmadan dolayı. Benden uzaktalar haftasonları atlayıp gidiyorum ama koştur koştur geçiyor anlatmıyolardı da. Ne belirtiler yaşıyor bilmiyorum. Bugün annem aradı. Bugün doktor bu hastalıktan bahsetmiş. Tam olarak ağrısı mı var uyuşma mı annem çok bahsetmek istemedi önemsiz dedi. Ben de anlamadım internette okuyorum kafam karıştı. Terimler çok yabancı. Kızamık belirtisi okumak gibi değil ki. Sizlerden hastalığı bilen tanıyan var mıdır?
Yazınızın üzerinden yıllar yıllar geçmiş ama birileri daha merak ederse diye yazıyorum. Bende de duyusal nöropati var. Ama aslında ister duyusal ister motor sinirler etkilenmiş olsun ileriki yaşlar da sonuç pek değişmiyor gibi.. Duyusal nöropatide uyuşukluk, hissizlik olur. Bastığınız yeri ya da ayağınızı hissetmezsiniz. Ayağınızın oturduğunuz durumlarda ne şekilde ve nerede olduğunu hissetmezsiniz. Koşamazsınız, topuklu ayakkabı ya da terlik giyemezsiniz. Merdiven inip çıkarken tutunma gereği duyarsınız. Bu zamanla ilerler yürümek güçleşebilir ya da hiç yürünemeyebilir. Sonu tekerlekli sandalye olabilir. Maalesef ki tıp sinirde oluşan hasarlara henüz tedavi bulmuş değil. Hatta bu hastalığın tedavisi için uğraşıyorlar mı o da meçhul. Yalnız sorun sadece ayaklarda bitmiyor. Sadece vücutta öncelikle uç sinirler etkileniyor. Ayak sinirlerinin tutulumunu el de bulunan sinirler eşlik ediyor. Ben de EMG lere göre elde de sorun var ama beni rahatsız etmiyor. Şu an çalışıyorum ve bilgisayar da kullanıyorum. Hatta evde elişi de yapıyorum. Yani sıkıntılı bölgeleri çalıştırmak da fayda var ama abartmamak gerekiyor. Ayak sinirleri etkilenmiş birine ağır sporlar yaptırırsanız işleyen demir ışıldamak yerine yamuk bir şekil alır. Şimdilik ben ayaklarımda sıkıntıyı yoğun yaşıyorum. Yürüyorum, ancak bir yerde ayakta beklemek çok zor oluyor. Olduğum yerde sallanıyorum. İnsanlar da maalesef sanki sadece yaşlıların bir takım hakları olduğunu düşünmesi bazen sinir bozucu oluyor. Merdiven çıkamayıp asansör beklerken insanların daha gençsin yürüsene asansörü meşgul ediyorsun demesi karşısında haykırmak istiyorsun ama anlamayacakları için susuyorsun. Herkes genç hastalara karşı anlayışsız oluyor. Dışarıdan bakınca sapasağlam görünüyorsunuz ya içinizi kimse bilmiyor. Yürürken, merdiven çıkarken, otobüste ayakta beklerken olimpiyatlarda yarışırmışcasına efor sarfettiğinizi kimse bilmiyor.
Bu tip hastaları gelecek kaygısı yaşatmamak adına gelecekte kendilerini nelerin beklediğini söylememekte fayda var. Çünkü bu strese, stres de o geleceğin daha erken gelmesine sebep olur. Eğer kendiniz hastaysanız yine geleceği düşünmeyin. Gelecek gelmeyebilir ve siz boşuna üzülüp yıpranmış olursunuz. Benim duyduğum en son nefes alma ile ilgili sinirlerin tutulması ve cihaza ihtiyaç duyulması. Ama ben böyle bir şey yaşayacağımı düşünmüyorum.
Bazen bazı hastalıklar insanlara çok şey öğretir. Örneğin ben belki yıllar sonra yürüyemeyeceğim. O sebeple yürümenin kıymetini şimdiden çok iyi biliyorum. Bu sebeple de her anın tadını daha fazla çıkartmaya çalışıyorum. Ya da ömrün kısa olduğunun daha çok farkındayım ve kendime beni mutlu edecek şeyleri yaşamak için fırsatlar yaratıyorum. Daha çok seyahat edip daha çok sevdiklerimle vakit geçiriyorum. Yeni yerler görüp ileride hatırlayacağım anılar biriktiriyorum. Keşke sağlamken şunları da yapsaydım diyeceğim bir şey kalsın istemiyorum. Ama eğer sağlamsanız hep bir şeyleri ötelersiniz ve belki öyle bir an gelip çatar ve ötelediğiniz hiçbir şeyi yapamaz olursunuz. Bir kaza geçirir ve kendinizi alıştıramadan ve hayatın tadını da çıkaramadan tekerlekli sandalyeye mahkum olabilirsiniz.
Tekerlekli sandalyeyi ilk düşündüğüm zamanlarda gizli gizli ağlardım. Oysa şimdi eğer bir gün tekerlekli sandalye kullanmam gerekirse bunu da nasıl iyi şekilde değerlendiririm onu düşünüyorum. Yorulmadan dışarı çıkabilirim mesela.(Tabi yollar sıkıntı)
Dedim ya bazen hastalıklar sayesinde kıymetini bilmediğimiz şeylerin değerini daha iyi anlarız. Henüz sağlamken yani hasta değilken bir kitap okumuştum. Kadın sağlamken bir kaza sonucu felç olup tekerlekli sandalyeye mahkum oluyordu. Orada şunu söylüyordu. "Meğer insanın tuvalete gidip kapıyı arkasından kapatabilmesi ne büyük bir şeymiş". Ben o zaman bunu çok düşünmüştüm. Kafamı uzun süre kurcalamıştı. Kim bu küçük şeyin ne kadar değerli bir şey olduğunu bilebilir ki... Bir şeyleri kaybetmeden kıymetini bilebilmek için bazen hasta olmak ya da çokça düşünmek gerekir. Sağlıklı olarak yaşanılan her an aslında mucizedir.
Bir kitap daha okumuştum yıllar önce ve onda da gözlerim dolmuştu. Çocuk gözlerinden ameliyat olacak böylece hayatı kurtulacak fakat bir daha göremeyecekti. Ameliyat ertesi gündü ve çocuk çok sevdiği ağaca, salıncağa, gökyüzüne ve gece aya, annesine ve babasına son kez bakıyordu. O son gün gözünün kıymetini anlamıştı.
Çok uzattım ve sanırım fazlaca karıştırıp, konuyu fazlaca dağıttım. Ama bazen çok düzgün ilerleyeyim düşüncesinde olunca birşeyleri anlatmak ya da karşı tarafa geçirebilmek daha zor olabiliyor. O sebeple aklıma ne geldiyse yazdım.
Eğer bir yakınınızda bu hastalık varsa üzülmeyin dünyanın sonu değil. Ama mutlaka destek olun. Onunla vakit geçirin ama abartmayın da. Yani kişi kendisine acınıldığını düşünmesin. Normal hayatın ilerleyişinde kendisine destek olun yeter. Ben şöyle düşünüyorum hepimiz bu dünyaya bir şeylerle sınanmak için geldik. öyle ya da böyle. Kimse dört dörtlük bir hayat sürmek için gelmedi dünyaya. Allah hiç kimseye gül bahçesi vadetmedi. Bu da bir sınanma yoluysa bunda da başarılı olmak gerekir. Yani hastalığın acısını kimseden çıkarmadan az şeyle mutlu olmayı bilmek gerekir.
Bedensel rahatsızlıklar akıl rahatsızlıklarından daha zor gelir bana hep. Çünkü aklınla ilgili sorunun varsa başkaları seni çeker sen farkında değilsindir. Ama bedensel sıkıntıların varsa hem sen hem çevren sıkıntı çeker. Örneğin kas hastası olduğunuzu ve burnunuzu dahi kaşıyamadığınızı düşünün. Bu ne büyük bir ızdıraptır, öyle değil mi? Sağlam bir akıl ve zihin hasta bir beden. Yani aklınız bedeninize hapsolmuştur. Karşınızdaki insanı anlamak isterseniz bakış açınızı değiştirmelisiniz. Empati yapmalısınız -ki bu tam anlamıyla mümkün de değil- ancak o zaman karşılıklı hoş görüyle zor bir durumu idare edebilirsiniz.
En kötüsünü düşünmeyin, geleceği de düşünmeyin. Kaç yıl yaşayacağınız belli değil. Ama kaygılar belki 20 yıl sonra yaşama olasılığınız olan şeyleri 4-5 yıl içinde size getirebilir. Benim doktorlarımdan biri hastalık yoktur, hasta vardır ve her hastanın hastalığı yaşayışı farklıdır demişti. Hastalığınızı sağlıklı yaşamak adına kendinize acımayı bırakın hayatın içinde kalın.
Ve siz hasta yakınları siz de hasta olan yakınlarınıza acımayın, onlara acıyarak yaklaşmayın. Onlarla vakit geçirin, psikolojilerini anlamaya çalışıp, empati yapın. Bu herşeyi kolaylaştıracaktır.
Sağlıklı, mutlu yıllar.
 
X