En sevgili kahramanlarımızdan bahsedelim

Boleyn Kizi

Nirvana
Pro Üye
14 Ekim 2016
6.916
46.338
Bazen gümüş bir şamdan görürüm JeanValjean olurum.

Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.

Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.

Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .

Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.

Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.


Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..

Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.

Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.

Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.

Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...


Liste uzun, yazmaya yerim az 😊
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın 🙏

Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var🙏

Elhan Elhan
 
Son düzenleme:
Bazen gümüş bir şamdan görürüm JanValjan olurum.

Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.

Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.

Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .

Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.

Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.


Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..

Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.

Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.

Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.

Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...


Liste uzun, yazmaya yerim az 😊
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın 🙏

Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var🙏

Elhan Elhan
Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi’sindeki isimsiz çocuk. Öyle terk edilmiş, öyle kimsesiz, öyle yok sayılmış ki yazarı ona bir isim bile vermemiş. Aklıma gelince hüzünlenirim. Terk edilmiş tüm çocuklar için içim sızlar
 
Bazen gümüş bir şamdan görürüm JeanValjean olurum.

Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.

Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.

Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .

Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.

Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.


Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..

Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.

Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.

Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.

Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...


Liste uzun, yazmaya yerim az 😊
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın 🙏

Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var🙏

Elhan Elhan
Uzun zamandır haber alamadığım arkadaşlarımdan bahsedilen bu sohbeti o kadar sevdim ki....içimi tarifsiz bir özlem doldurdu Boleyncim. :KK68: Rus, Fransız, İngiliz dostlarımı çok özlemişim tekrar tekrar ziyaret etsem yine bıkmam. Balzac' ın şöyle bir aşk tarifi var.: "Aşk bedende değil ruhta yaşanmalı ve aşk, geçici değil sonsuz olmalı tüm benliğiyle. Ve de çokça ve de çocukça olmalı tüm saflığıyla” . Bu aşkı anlatan çok sevdiğim bir romanı senin listene iliştirmek isterim. Vadideki Zambak.. Felix ve Henriette' nin acı ve masum aşkları unutulmayacak kadar güzel.
 
Uzun zamandır haber alamadığım arkadaşlarımdan bahsedilen bu sohbeti o kadar sevdim ki....içimi tarifsiz bir özlem doldurdu Boleyncim. :KK68: Rus, Fransız, İngiliz dostlarımı çok özlemişim tekrar tekrar ziyaret etsem yine bıkmam. Balzac' ın şöyle bir aşk tarifi var.: "Aşk bedende değil ruhta yaşanmalı ve aşk, geçici değil sonsuz olmalı tüm benliğiyle. Ve de çokça ve de çocukça olmalı tüm saflığıyla” . Bu aşkı anlatan çok sevdiğim bir romanı senin listene iliştirmek isterim. Vadideki Zambak.. Felix ve Henriette' nin acı ve masum aşkları unutulmayacak kadar güzel.
Zambak okumuştum. Balzactan başka da okumadım dersem şasirir misin 🙈
 
O zaman sırada Goriot Baba var :confused: Balzac karakterlerini uzun bir zaman diliminde gözlemler öyle canlandırirmis. Bu yaşlı adamı tam bir yıl takip etmiş gerçek hayatta...
Şaşırmadım canım. Geçen gün Ramazan'da sahur beklerken okuyayım diye Emile Zola' nin " Bir Aşk Sayfası" elime geçti şaşırdım nasıl duymadım diye... olabiliyor. Germinal' i de okumadım mesela. Madencileri anlatıyormuş. Ben klasikçiyim vazgeçemiyorum.
Zambak okumuştum. Balzactan başka da okumadım dersem şasirir misin 🙈
 
Çok güzel bir başlık olmuş, bence böyle bir sohbet konusuna ihtiyacımız vardı. :KK51:

Ben en çok Bin Muhteşem Güneş kitabındaki Meryem ve Leylayı unutamıyorum. Bir adama küçük yaşta "kadın" olarak getirilen küçücük kızlar, ardından yedikleri dayaklar, küfürler, sonrasında birlik olup herşeyi geride bırakarak kaçıp birbirlerini kurtarmalarına hayran kaldım.

Üniversite zamanında okuduğum Goriot Baba'dan da çok etkilenmiştim. Kızlarının eşlerini daha çok el üstünde tutmaları, sonrasında babalarının paralarını bitirerek Goriot Babayı sefillik içinde terk etmelerine kızmıştım. Oysa Goriot Baba son sözünde dahi kızlarını dilinden düşürmemişti.

Bir de Aylak Adam kitabındaki karakteri Albert Camus'nün Yabancı kitabındaki karaktere çok benzetiyorum. Avare yaşanan günler, hiçbir şey yapmadan amaçsızca yaşanan yaşam içinde akıp gidiyor o kitaplar...
 
Neredeyse her yolculuk öncesi , gördüğü rüya ile piramitlere doğru yol alan Enduluslu Santiago'dan ilham alırım. İlginç bir şekilde, her okuduğumda da daha önce farketmedigim bir cümle olur,bana yol gösterecek. Kesinlikle başucu kitabımdir Simyacı 🥰🥰 onu hiç bir şeye değişmem..
Çok takip etmek istemem ama ne zaman haber okusam, Twitter'dan gündem takip etsem aklıma 1984 kitabından tanıdık sayfalar gelir.
Ne zaman devlet dairesinde beklemem gerekse , ruhsuz-enerjisi az -orta yaşı geçmiş memur görsem aklıma Kürk Mantolu Madonna'daki Raif gelir . Çünkü 'dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir'
Konu harika olmuş, şu güzel sokağa çıkma yasakli cumarteside kitap okuma isteği verdi bana
 
Çok güzel bir başlık olmuş, bence böyle bir sohbet konusuna ihtiyacımız vardı. :KK51:

Ben en çok Bin Muhteşem Güneş kitabındaki Meryem ve Leylayı unutamıyorum. Bir adama küçük yaşta "kadın" olarak getirilen küçücük kızlar, ardından yedikleri dayaklar, küfürler, sonrasında birlik olup herşeyi geride bırakarak kaçıp birbirlerini kurtarmalarına hayran kaldım.

Üniversite zamanında okuduğum Goriot Baba'dan da çok etkilenmiştim. Kızlarının eşlerini daha çok el üstünde tutmaları, sonrasında babalarının paralarını bitirerek Goriot Babayı sefillik içinde terk etmelerine kızmıştım. Oysa Goriot Baba son sözünde dahi kızlarını dilinden düşürmemişti.

Bir de Aylak Adam kitabındaki karakteri Albert Camus'nün Yabancı kitabındaki karaktere çok benzetiyorum. Avare yaşanan günler, hiçbir şey yapmadan amaçsızca yaşanan yaşam içinde akıp gidiyor o kitaplar...
Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmagı da daima her zaman bir kadını gösterir. Bunu sakın unutma, demişti meryemin annesi Sevgili Nana.

Bazen düşünüyordum da. Nana fazlasıyla iyimser yaklaşmış olaya.

Bir kadını işaret eden parmaklar her zaman bir erkeğe ait olmuyor
Bu coğrafyada bir kadını suçlayan parmakların sahibi yine o kadının hemcinsi oluyor😭 o kadar üzgünüm ki


Bin muhteşem güneş en sevdiklerimden ❤

Sevgili dostum Elhan Elhan
Mutlaka okumuşsundur ama okumamişsan hemen derhal okumalısın ve benim ağladığım sayfalarda ağlamalısın ❤
 
Neredeyse her yolculuk öncesi , gördüğü rüya ile piramitlere doğru yol alan Enduluslu Santiago'dan ilham alırım. İlginç bir şekilde, her okuduğumda da daha önce farketmedigim bir cümle olur,bana yol gösterecek. Kesinlikle başucu kitabımdir Simyacı 🥰🥰 onu hiç bir şeye değişmem..
Çok takip etmek istemem ama ne zaman haber okusam, Twitter'dan gündem takip etsem aklıma 1984 kitabından tanıdık sayfalar gelir.
Ne zaman devlet dairesinde beklemem gerekse , ruhsuz-enerjisi az -orta yaşı geçmiş memur görsem aklıma Kürk Mantolu Madonna'daki Raif gelir . Çünkü 'dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir'
Konu harika olmuş, şu güzel sokağa çıkma yasakli cumarteside kitap okuma isteği verdi bana
Canım yengencim. Bin muhteşem güneş genel olarak dram olsa da... sana yasadigin hayata şükredecek bir farkındalık kazandıracaktir.

Reşat nurinin akşam güneşi de ısrarcı olduğum romanlardan biridirm

Klasik dersen benim en sevgili dostum raskolnikovdur. Suc ve ceza herkesin okuması ve anlamasi gereken bir başyapıt.

Yetkim olsa herkese zorla okuturdum😊

Dram beni etkilemez diyen arkadaşlara yine bir rus olan Boyalı Kuşu ısrarla tavsiye ediyorum. Lütfen hamile olan arkadaşlar bu tavsiyemi es geçsinler ❤
 
O zaman sırada Goriot Baba var :confused: Balzac karakterlerini uzun bir zaman diliminde gözlemler öyle canlandırirmis. Bu yaşlı adamı tam bir yıl takip etmiş gerçek hayatta...
Şaşırmadım canım. Geçen gün Ramazan'da sahur beklerken okuyayım diye Emile Zola' nin " Bir Aşk Sayfası" elime geçti şaşırdım nasıl duymadım diye... olabiliyor. Germinal' i de okumadım mesela. Madencileri anlatıyormuş. Ben klasikçiyim vazgeçemiyorum.
Özellikle rus klasikler.

Bigün kitapçıda alışveriş yapıyordum.

Birsürü rus topladım kasaya gittim. Kasada gençten bir delikanli duruyordu.

Oo abla ne yaptın böyle dedi.

Güldüm "rus edebiyati cok severim" dedim.

Çocuk anlamli bir bakisla süzdü beni ve dedi ki "evet abla ruslari biz de cok severiz"

Sanırım o başka bir türlü sevgiden bahsediyordu ama olsun.

Ruslar ve sanattaki doğuştan yetenekleri insani mest ediyor.

Rus olup Dostiyevskiyi anadilinden okumayı o kadar isterdim ki diyorum bazen. Ama sonra aklima geliyor ki ne ferideyi ve ne de jülideyi tanımayacaktim o zaman 😭 bütün dilleri bilmek ve hepsini okumak istiyorum hepsini ❤
 
Özellikle rus klasikler.

Bigün kitapçıda alışveriş yapıyordum.

Birsürü rus topladım kasaya gittim. Kasada gençten bir delikanli duruyordu.

Oo abla ne yaptın böyle dedi.

Güldüm "rus edebiyati cok severim" dedim.

Çocuk anlamli bir bakisla süzdü beni ve dedi ki "evet abla ruslari biz de cok severiz"

Sanırım o başka bir türlü sevgiden bahsediyordu ama olsun.

Ruslar ve sanattaki doğuştan yetenekleri insani mest ediyor.

Rus olup Dostiyevskiyi anadilinden okumayı o kadar isterdim ki diyorum bazen. Ama sonra aklima geliyor ki ne ferideyi ve ne de jülideyi tanımayacaktim o zaman 😭 bütün dilleri bilmek ve hepsini okumak istiyorum hepsini ❤
Canım ben de Rus edebiyatına tutku derecesinde bağlıyım. O kadar haklısın ki bu sevgide. Kahramanları capcanlı ruh hallerini tüm detaylarıyla önümüze seriyorlar. Kendi ustaliklarindan mi yoksa dillerinden mi bilmiyorum. Bizim sanatçıların esin kaynağı Fransız edebiyatı. Romanla tanışmamız Fransız cevirileriyle başlamış. Rus edebiyatıyla tanişikligimiz daha yeni....geç olsun güç olmasın. :KK68: Çok güzel bir sayfa açmışsın Boleyncim Allah razı olsun. Gün yapmışsın da roman kahramanlarıyla bizi buluşturmuşsun gibi tatlı bir heyecan , sevinç içindeyim. Diğer arkadaşlar da bunu dile getirmişler bu havayı solumak çok güzel... teşekkürler yüreğine . :KK68::KK200:
 
Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmagı da daima her zaman bir kadını gösterir. Bunu sakın unutma, demişti meryemin annesi Sevgili Nana.

Bazen düşünüyordum da. Nana fazlasıyla iyimser yaklaşmış olaya.

Bir kadını işaret eden parmaklar her zaman bir erkeğe ait olmuyor
Bu coğrafyada bir kadını suçlayan parmakların sahibi yine o kadının hemcinsi oluyor😭 o kadar üzgünüm ki


Bin muhteşem güneş en sevdiklerimden ❤

Sevgili dostum Elhan Elhan
Mutlaka okumuşsundur ama okumamişsan hemen derhal okumalısın ve benim ağladığım sayfalarda ağlamalısın ❤
Yazdım Boleyncim...Bin Muhteşem Güneş en yakın zamanda elimdedir inşallah. :KK68:
 
Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmagı da daima her zaman bir kadını gösterir. Bunu sakın unutma, demişti meryemin annesi Sevgili Nana.

Bazen düşünüyordum da. Nana fazlasıyla iyimser yaklaşmış olaya.

Bir kadını işaret eden parmaklar her zaman bir erkeğe ait olmuyor
Bu coğrafyada bir kadını suçlayan parmakların sahibi yine o kadının hemcinsi oluyor😭 o kadar üzgünüm ki


Bin muhteşem güneş en sevdiklerimden ❤

Sevgili dostum Elhan Elhan
Mutlaka okumuşsundur ama okumamişsan hemen derhal okumalısın ve benim ağladığım sayfalarda ağlamalısın ❤

Ilk başta Nana'ya feci kızmıştım, "Evlilik dışı olduğu için suçunu, günahını kızına çektiriyor" demiştim içimden, aslında Nana ne haklıymış... Baba diye tutturan Meryem babasının elleriyle verildi bir adama. Babasının evindeki kadınlar nasıl da kovdu kızcağızı... Kitabın içine girip bir iki çift laf söylemek istedim. Baştan sona çok etkileyiciydi, o kitabın kalbine dokunmadığı insan yoktur. 😪
 
O zaman sırada Goriot Baba var :confused: Balzac karakterlerini uzun bir zaman diliminde gözlemler öyle canlandırirmis. Bu yaşlı adamı tam bir yıl takip etmiş gerçek hayatta...
Şaşırmadım canım. Geçen gün Ramazan'da sahur beklerken okuyayım diye Emile Zola' nin " Bir Aşk Sayfası" elime geçti şaşırdım nasıl duymadım diye... olabiliyor. Germinal' i de okumadım mesela. Madencileri anlatıyormuş. Ben klasikçiyim vazgeçemiyorum.

Germinal harikadır , bu tarzları seviyorsanız mutlaka ama mutlaka okumalısınız. Zola ' dan Meyhane de aynı şekilde , tavsiye ederim.
 
Bazen gümüş bir şamdan görürüm JeanValjean olurum.

Bir balta Raskolnikovu anımsatır, kürklü bir siyah palto Akakiyevici düşündürür bana.

Bir uçurtma görsem Hasan olup Kabile giderim.

Bir tren istasyonu görsem Anna Karenina olurum .

Bazen uçsuz bucaksız bir pamuk tarlası görünce aklıma Scarlet Ohara gelir.

Yayı kopmuş bir keman bana Jülidenin kırgınlığını anımsatır.


Zaman zaman Meryem olurum Herattaki kulübemde babamın gelişini beklerim..

Bazen bir icra memuru bana Madam Bovarynin çaresizliğini yaşatır.

Erken doğan hasta bir erkek bebek görsem; Anna Boleyn oluRum.

Bazen beyaz bir gül demeti bana Bay R nin zalimliğini hatırlatır.

Ve herkes gibi bir kutu fondan görsem feride olurum... bazen mini mini bir kamara penceresinden usul usul yağan yağmuru izlerim... bazen ilk bakışta hala yer yer dumanları tüten bir yangin harabesine benzeyen Zeynileri izlerim... ve bazen de bir tepenin üstünde, kendi gibi ince bir selvinin altında yatan Munisenin mezarı basında ağlarım...


Liste uzun, yazmaya yerim az 😊
Siz kimleri hatırlıyorsunuz, lütfen paylaşın 🙏

Listenizdeki en iyi kitaba ihtiyacım var🙏

Benim en sevgili kahramanım Stephen King' in Çılgınlığın Ötesi olarak çevrilen kitabındaki Rose Madder , kitabın ilk sayfalarındaki çaresizliği ve sonra kendine gelen güveniyle hayata yeniden başlamasına hayranım. Birkaç sene de bir tekrar okurum :)

İkinci olarak Wilbur Smith , Nehir Tanrısı kitabındaki Kraliçe Lostris , bu da Antik Mısır hayranlığım ve tutkum sebebiyle.

Tolkien ustadan Melkor ve Sauron da kötülerin tarafını tutmamla alakalı favorilerimdir :)

Bir de Yaşar var tabii ki Yaşar ne yaşar ne yaşamaz 'dan .
 
X