- 12 Temmuz 2006
- 311
- 8
- 46
Enerjinizi Tüketenlerle Savaşmanın 8 Yolu
Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz? Öyle ki artık hiçbir şeyin önemi yok mu? Enerji seviyeniz, size bir adım daha attıramayacak derecede düştü mü? Dinlenmenin ve sabırlı olmanın tam zamanı. Nasıl su bir engelle karşılaştığında birikirse, siz de enerjinizi saklayın. Su, düşmek için yağmuru bekler; böylece kendini toplar ve yükselir; çünkü bu noktada, deredeki bir kayanın üzerinden akmak ya da çevresini dolanmak için tereddüt etmeyecektir. Su, yolunu bulur. Rainier Maria Rilke’nin dediği gibi: “Depo, yaşamınızın aktığı yerden ne kadar derinde?”
Duygusal yorgunluk, genellikle hayal kırıklığıyla karşılıklı ilişki içindedir. Kendinizi tükenmiş hissedebilirsiniz; çünkü dikkat, onay, finansal güvence ve sevgi kırıntıları için uzun zamandır yalvarıyorsunuzdur. Oysa, daha ilk başta yalvarmanıza hiç gerek yoktu; çünkü zaten bütün bu cevherlere sahipsiniz. Belki bunları nerede arayacağınızı bilmiyorsunuz.
Yorgunluğun çaresi, duyguları açığa vurmak ve kendi evreninizi yaratmaktır. Dünyanızı inançlarınız kontrol eder; birşeyi yapıp yapamayacağınıza ister inanın ister inanmayın, kendinizi haklı çıkaracaksınızdır! Amacınızı yeniden gözden geçirin ve bunun size enerji verip vermediğine bakın. Kendinize daha umut dolu bir yönde ilerleme yetkisi vermek için, düşünce biçiminizi hayal etmeye ve yeni bir çerçeveye oturtmaya başlayın. Kendiniz için tasarladığınız konuyu çok net olarak belirleyin. Aşağıda, kendi özünüze olan yolculuğunuzda, duygularınızı açığa vurmanıza yardımcı olacak bazı öneriler sunuyoruz:
• İyi mücadele verin! Belki de başkaları uğruna çok fazla şeyi yutuyor ve ihtiyaçlarınızı bastırıyor; başkalarının işini görmek için çok çabalıyorsunuz. Fikir ayrılığı, bir kazan ya da kaybet durumu değildir. Fikir ayrılığı, değişimin kapısını açar.
• Gerçekçi olmayan bir iyimser olmayın! Belki çok fazla şey beklediniz; dolayısıyla hayal kırıklığınız çok büyük oldu. Küçük başarıları hedefleyin. Her minik başarı, hevesinizi artıracak ve sizi daha fazlasını başarmaya yöneltecektir.
• Kendinize dair bir görüş geliştirin. Belki içten içe kendinizi hor görüyordunuz ya da çabalarınız hakkında yalnızca kritik yorumları içselleştiriyordunuz. Çoğumuzda, sahip olamadığımız şeylere odaklanma eğilimi vardır. Başka bir deyişle, tek bir olumsuz görüşü ısrarla düşünür; aldığımız övgülerin hepsini unuturuz. Her gün insanların size yönelik övgülerini listeleyin. Çok geçmeden, kendinize dair daha doğru bir görüşünüz olacaktır.
• Çok mu fazla mücadele ediyorsunuz? Biliyorum, iyi mücadele vermenizi ben söyledim; ama her zaman haklı olduğunuzu kanıtlamak için çok mu fazla enerji harcıyorsunuz? Kaybederek kazanmaya çalışın; hatalı olduğunuzda özür dileyin ve kazanın.
• Zihninizi güçlendirin ve enerjinizi boşa harcamaya son verin. Ara aşamalarda dinlenin, kaslarınızı gevşetin ve odaklanma gücünüzü ihtiyaç duyduğunuzda kullanın.
• Başkalarının zamanınızı çalmalarına izin vermeyin. Büyük bir “Rahatsız etmeyiniz” tabelası edinin ve telesekreterinizi açın. Zamanınızı boşa harcamak yerine akıllıca kullanın.
• Ürüne ve sonuca daha az, sürece daha fazla dahil olun.
• Ne yaparsanız yapın, bugünü yaşayın; zamanı boşa harcamayın!
Yazar: Debbie Mandel
Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz? Öyle ki artık hiçbir şeyin önemi yok mu? Enerji seviyeniz, size bir adım daha attıramayacak derecede düştü mü? Dinlenmenin ve sabırlı olmanın tam zamanı. Nasıl su bir engelle karşılaştığında birikirse, siz de enerjinizi saklayın. Su, düşmek için yağmuru bekler; böylece kendini toplar ve yükselir; çünkü bu noktada, deredeki bir kayanın üzerinden akmak ya da çevresini dolanmak için tereddüt etmeyecektir. Su, yolunu bulur. Rainier Maria Rilke’nin dediği gibi: “Depo, yaşamınızın aktığı yerden ne kadar derinde?”
Duygusal yorgunluk, genellikle hayal kırıklığıyla karşılıklı ilişki içindedir. Kendinizi tükenmiş hissedebilirsiniz; çünkü dikkat, onay, finansal güvence ve sevgi kırıntıları için uzun zamandır yalvarıyorsunuzdur. Oysa, daha ilk başta yalvarmanıza hiç gerek yoktu; çünkü zaten bütün bu cevherlere sahipsiniz. Belki bunları nerede arayacağınızı bilmiyorsunuz.
Yorgunluğun çaresi, duyguları açığa vurmak ve kendi evreninizi yaratmaktır. Dünyanızı inançlarınız kontrol eder; birşeyi yapıp yapamayacağınıza ister inanın ister inanmayın, kendinizi haklı çıkaracaksınızdır! Amacınızı yeniden gözden geçirin ve bunun size enerji verip vermediğine bakın. Kendinize daha umut dolu bir yönde ilerleme yetkisi vermek için, düşünce biçiminizi hayal etmeye ve yeni bir çerçeveye oturtmaya başlayın. Kendiniz için tasarladığınız konuyu çok net olarak belirleyin. Aşağıda, kendi özünüze olan yolculuğunuzda, duygularınızı açığa vurmanıza yardımcı olacak bazı öneriler sunuyoruz:
• İyi mücadele verin! Belki de başkaları uğruna çok fazla şeyi yutuyor ve ihtiyaçlarınızı bastırıyor; başkalarının işini görmek için çok çabalıyorsunuz. Fikir ayrılığı, bir kazan ya da kaybet durumu değildir. Fikir ayrılığı, değişimin kapısını açar.
• Gerçekçi olmayan bir iyimser olmayın! Belki çok fazla şey beklediniz; dolayısıyla hayal kırıklığınız çok büyük oldu. Küçük başarıları hedefleyin. Her minik başarı, hevesinizi artıracak ve sizi daha fazlasını başarmaya yöneltecektir.
• Kendinize dair bir görüş geliştirin. Belki içten içe kendinizi hor görüyordunuz ya da çabalarınız hakkında yalnızca kritik yorumları içselleştiriyordunuz. Çoğumuzda, sahip olamadığımız şeylere odaklanma eğilimi vardır. Başka bir deyişle, tek bir olumsuz görüşü ısrarla düşünür; aldığımız övgülerin hepsini unuturuz. Her gün insanların size yönelik övgülerini listeleyin. Çok geçmeden, kendinize dair daha doğru bir görüşünüz olacaktır.
• Çok mu fazla mücadele ediyorsunuz? Biliyorum, iyi mücadele vermenizi ben söyledim; ama her zaman haklı olduğunuzu kanıtlamak için çok mu fazla enerji harcıyorsunuz? Kaybederek kazanmaya çalışın; hatalı olduğunuzda özür dileyin ve kazanın.
• Zihninizi güçlendirin ve enerjinizi boşa harcamaya son verin. Ara aşamalarda dinlenin, kaslarınızı gevşetin ve odaklanma gücünüzü ihtiyaç duyduğunuzda kullanın.
• Başkalarının zamanınızı çalmalarına izin vermeyin. Büyük bir “Rahatsız etmeyiniz” tabelası edinin ve telesekreterinizi açın. Zamanınızı boşa harcamak yerine akıllıca kullanın.
• Ürüne ve sonuca daha az, sürece daha fazla dahil olun.
• Ne yaparsanız yapın, bugünü yaşayın; zamanı boşa harcamayın!
Yazar: Debbie Mandel
