13 Aralık 2009 Pazar. Yeniden burada olabilmek ne güzel. En son 12 Eylül 2009’da girmişim KK’ya. Tamı tamına 3 ay olmuş. Bu 3 ay içinde çok zor günler de geçirdim çok güzel günler de. Sizlerin de durumu böyledir sanırım. Olumlu olumsuz çok gelişme olmuştur burada. Geçmişe dönmem , hepsini okumam elbette zor olacak. Yavaş yavaş haberdar olurum hepsinden. Umarım pozitif gelişmeler daha fazladır.
Doğumdan sonra toparlanıp ve her şeyi de toparlayıp gelmeyi düşünüyordum ancak badem ile konuştuğumda bazı arkadaşlarımın sitemli olduklarını duydum. Kimsenin art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Beni sevdiğiniz için sitemde bulunduğunuza eminim. Dediğim gibi geçmişi okumam henüz mümkün olmadı. Kim ne dedi , ne düşünüyor bilmiyorum. Kaldı ki bunları konuşarak vakit kaybetmek bile istemiyorum. Benim samimiyetime birazcık olsun inandıysanız beni mazur görür ve bana kızmazsınız.
Aslında açıklama yapmayı düşünmüyordum ama açıklama borcum olan insanlar var. Beni anlayın ya da anlamayın bana hak verin ya da vermeyin ben açıklamamı yapayım. Anlatacaklarım belki okurken size hikaye gibi gelebilir. Geçerli de görmeyebilirsiniz ama benim içim rahat. Bunu böyle bilmenizi istiyorum. Bu açıklamalar kendini savunma ve aklama çabası değildir. Yanlış anlaşılmasın. Sadece ve sadece açıklama zorunluluğum olan arkadaşlarıma borcumdur.
Zor elde edilen hamileliğimde akşamları bilgisayar ile ilgilenmem kısıtlanmıştı biliyorsunuz. Hamilelik öncesinde her mesaja cevap verip herkese ayrı ayrı dönüyordum. Aynı zamanda site içinde yönetimde yer alıp görevlerimi de yürütüyordum. Eşim bu konuda hassas yaklaştı. Kaldı ki bu onun en doğal hakkıydı. İş yerinde zaten masa başı çalışıyor ve gün boyu oturuyordum. Uzanmam ve dinlenmem gerekliydi. Siteye girdiğimde şunu da yapayım , buna da bakayım , buna da döneyim , bu arkadaşa da hal hatır sorayım , o arkadaşın mesajına da cevap vereyim derken saatlerce çıkamıyordum. Bir girip merhaba , güle güle demeyi öğrenemedim ki ben. Zaten site görevlerimi kaçınılmaz yapmak zorundaydım. Ve listelerimizi de tutmak zorundaydım. En azından başlarda iş yerinden girebiliyordum. Ve akşam girememenin açığını kapatıyordum. İş yerinde bakanlıkça site yasaklandığında zor günler başladı sizlerle iletişimimde. İşten girememek , evden girememek. Her şey biriktikçe birikiyordu. Zaten günlük girerek ancak yetişiyordum. Haftada bir haftasonları girerek devam ettim bir süre. Onun için zar zor izin koparabildim. Onun da mücadelesini verdim baya , siz bilmiyorsunuz tabi. 6-7 saat kesintisiz kalarak işlerimi takip ettim. Birkaç kere bazı sağlık problemlerinden ve bir kere de modem arızasından 2-3 hafta gibi olamadım buralarda. Onun dışında aksatmadım ne sizleri ne de görevlerimi. Ta ki hakkımda burayı ve sizleri unuttuğuma dair bazı diyaloglar geçene kadar. Bu konu çok üzmüştü biliyorsunuz. Beni destekleyen fazla kişinin çıkmaması ya da kendilerini belli etmemesi de beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Demek ki kendimi o kadar iyi ifade edememiş , tanıtamamıştım. Ben geliyordum ki buraya , sizlerle birlikteydim henüz bu konuşmalar geçtiğinde. Onca sağlık problemime rağmen sizleri bırakmadım ki. Çok kırıldım ve çok kafama taktım bu durumu. Eşimle paylaştığımda o da haklı olarak hamilelik sürecinde daha fazla kendimi yıpratmamamı ve artık buraya girmememi istedi. Sağlığımı düşünmeden , asıl dinlenmem gereken en değerli saatlerimi burada geçirmemin karşılığı olarak gördüğüm bu tavrı yüzüme vurdu. Ne kadar kırılsam da yine gelmeye devam ettim onu da biliyorsunuz. Sonrasında sağlık problemlerim tavan yaptı. Vücudumdaki akıl almaz ödemle değil işe gitmek , oturmak ; konuşmak bile güçleşmişti. 26 haftalıkken rapor almaya , yıllık izinlerimi kullanmaya başlamıştım bile. Yüksek çıkan şeker , yüksek çıkan tansiyon , ödem ; risklerim çoktu. 32. haftaya kadar bu şekilde idare ettiler beni işyerinden. Daha sonra da yasal iznime ayrıldım. 37+6 iken de doğuma girdim. Bu süre zarfında preeklampsi tehdidim üst seviyedeydi. Sürekli istirahatım söz konusuydu. Artık bunları söylemekten , kendimi anlatmaktan yorulur olmuştum. Sanki beni anlayan yokmuş gibi , sanki ben bahaneler üretiyormuşum gibi hissettim. Bu sebeple 28+3’de 12 Eylül 2009’da son mesajımı yazarak aranızdan ayrıldım. Sitedeki görevlerimi de aynı gün bıraktım. Kırıldım biraz ama nasıl olsa buraya dönecektim sağlıkla inşallah. Çok şükür sağlıkla doğurdum yavrumu. Ufacık bir sevinç ufacık bir üzüntü bile tansiyonumu riskli düzeylere çıkarıyordu. Burada paylaşıp da anlaşılamayınca alacağım negatifliği göze alamadım. Almıştım yine alabilirdim. Çünkü yüküm büyüktü. Yavrum her şeyden önemliydi. Sitedeki görevlerim de ağırdı ve artık takip edemeyecektim.
Bu süre zarfında buradan sadece badem ve dıptıs ile haberleştim. Başka kimsenin de numarası yoktu zaten. İkisiyle de hep yüz yüze hem de telefonla görüşmelerim oldu. Buradan uzak kalmayı tercih ettim. Sormadım beni soruyorlar mı diye veya demedim beni anlatın diye. Hep olumsuz bir şey duymaktan korktum. Kendim doğumdan sonra gelir duyacağımı duyar göreceğimi görürdüm.
96 kiloyla doğuma girdim. 2 sene önce yani hiçbir tedaviye başlamadan önce 48 kilo olan ben 96 kiloyla doğuma girdim. Nasıl bir durum gözünüzde canlandırın. Ödemin boyutlarını tahmin edebiliyor musunuz. 2 nevro yani. Vücudumda çatlamadık yer kalmadı haklı olarak. Sezaryenle doğum belki bu kadar zor değildi ama benim için çok üst seviyede zordu. Aşırı kilo (yağ ve ödemle) doğum yaptığım için göbeğim sarktı. İçinden bebeği aldıklarında buruşup aşağıya düştü resmen. Dikişlerin üzerine çok ağırlık ve baskı yaptı. Her gün tülbentle sardık. Yine de kâr etmiyordu. Dikişlerim iyileşene , rahmim yerine oturana kadar bebeğimi bile sevip okşayamadım doğru düzgün. Sadece emzirmek için kucağıma veriyorlardı. Yüksek sarılık olduğu için onu da doğru düzgün emziremedim. Mama takviyesi verdik mecburen. O emmedikçe sütüm azaldı. Sütüm azaldıkça stresim arttı. Çok huysuzlaştı bebeğim. Sarılık düşüşe geçince mamayı keselim süte ağırlık verelim dedik. Benim süt yetmedi tabi. Çocuk uyku uyumuyor. 15 dk da bir uyanıp meme istiyor. Görüntüde emiyor ama doymuyor. Ben artırmak için sürekli sıvı tüketiyorum , emmediği zamanlarda sağıp devir daimi sağlamaya çalışıyorum. Henüz başarıya ulaşabilmiş değilim. Günde en fazla 5 saat uykuyla duruyorum. O da aralarda bölük pörçük. Toplam 5 saat. Ben daha düzeni kuramadım anlayacağınız. Aceminin acemisi bir anneyim ben.
Doğumdan sonra ağrılardan gelemedim bir süre daha. İyileştiğimde zaten eşim ameliyat oldu. Hem ona hem de bebeğimize ben bakıyorum tek başıma. Yemek ve temizlik işlerini de annem yapıyor. Kıl dönmesi vardı eşimde ve ameliyat olmak için o kötü haliyle benim iyileşmemi bekledi. Dün dikişlerini aldırdı ve normal yaşama dönüp yarın işe başlayacak. İşte bu sebeplerden ben ancak gelebiliyorum. Ancak yazabiliyorum. Aslında 40’ım çıkınca gelmeyi daha uygun buluyordum.
Çok daha farklı şeyler yazabilmek isterdim. Ama sorun değil. Önemli olan bebeğimi sağlıkla dünyaya getirmem. Doğum hikayesini yazamasam da olur. Dünyanın en güzel duygusuymuş annelik. Öyle olduğunu düşünüyordum ve gördüm de. Bugünleri gösteren Rabbime şükürler olsun. Yaşayanlar bilir. Allah herkese yaşatsın hayırlısıyla. Allah herkese sağlıklı gebelikler nasip etsin. Ağzı yüreğinde değil de sakin sakin , sindire sindire bir hamilelik geçirmeyi nasip etsin. Gerçekten her anı ayrı güzeldi. Ama endişelerim çoktu. Neyse ki Allahım esirgemedi bizi rahmetinden. Kucağımıza aldırdı çok şükür. Bütün hamileler de sağlıkla kucaklasınlar inşallah yavrularını. Uzak kaldığımız dönemde ben her gece dualarımda sizi andım Allah şahidimdir. Sizleri hiç unutmadım. Doğumumda da dilemeyi unutmadım yine sizlere. Girmediğim süre zarfında duyduğum bazı hamile haberleri vardı. Allah tamamına erdirsin inşallah. Bebek yolu gözleyen arkadaşlarıma da tez vakitte bu mutluluğu yaşatsın dilerim.
Bundan sonra imkanım oldukça buradayım. Yavrum kuzumdan bulduğum ilk fırsatta yanınızdayım. Geçmişi okumayacağım. Kim ne dedi hakkımda bilmeyeceğim. Hepinizi çok seviyorum bunu bilin. Allah benim durumumu biliyordu. Siz de bir parçacık olsun anlayın yeter. Olmazsa da canınız sağ olsun. Hepiniz Allaha emanet olun. :Saruboceq: opuyorumnanaktanŞeniz
Doğumdan sonra toparlanıp ve her şeyi de toparlayıp gelmeyi düşünüyordum ancak badem ile konuştuğumda bazı arkadaşlarımın sitemli olduklarını duydum. Kimsenin art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Beni sevdiğiniz için sitemde bulunduğunuza eminim. Dediğim gibi geçmişi okumam henüz mümkün olmadı. Kim ne dedi , ne düşünüyor bilmiyorum. Kaldı ki bunları konuşarak vakit kaybetmek bile istemiyorum. Benim samimiyetime birazcık olsun inandıysanız beni mazur görür ve bana kızmazsınız.
Aslında açıklama yapmayı düşünmüyordum ama açıklama borcum olan insanlar var. Beni anlayın ya da anlamayın bana hak verin ya da vermeyin ben açıklamamı yapayım. Anlatacaklarım belki okurken size hikaye gibi gelebilir. Geçerli de görmeyebilirsiniz ama benim içim rahat. Bunu böyle bilmenizi istiyorum. Bu açıklamalar kendini savunma ve aklama çabası değildir. Yanlış anlaşılmasın. Sadece ve sadece açıklama zorunluluğum olan arkadaşlarıma borcumdur.
Zor elde edilen hamileliğimde akşamları bilgisayar ile ilgilenmem kısıtlanmıştı biliyorsunuz. Hamilelik öncesinde her mesaja cevap verip herkese ayrı ayrı dönüyordum. Aynı zamanda site içinde yönetimde yer alıp görevlerimi de yürütüyordum. Eşim bu konuda hassas yaklaştı. Kaldı ki bu onun en doğal hakkıydı. İş yerinde zaten masa başı çalışıyor ve gün boyu oturuyordum. Uzanmam ve dinlenmem gerekliydi. Siteye girdiğimde şunu da yapayım , buna da bakayım , buna da döneyim , bu arkadaşa da hal hatır sorayım , o arkadaşın mesajına da cevap vereyim derken saatlerce çıkamıyordum. Bir girip merhaba , güle güle demeyi öğrenemedim ki ben. Zaten site görevlerimi kaçınılmaz yapmak zorundaydım. Ve listelerimizi de tutmak zorundaydım. En azından başlarda iş yerinden girebiliyordum. Ve akşam girememenin açığını kapatıyordum. İş yerinde bakanlıkça site yasaklandığında zor günler başladı sizlerle iletişimimde. İşten girememek , evden girememek. Her şey biriktikçe birikiyordu. Zaten günlük girerek ancak yetişiyordum. Haftada bir haftasonları girerek devam ettim bir süre. Onun için zar zor izin koparabildim. Onun da mücadelesini verdim baya , siz bilmiyorsunuz tabi. 6-7 saat kesintisiz kalarak işlerimi takip ettim. Birkaç kere bazı sağlık problemlerinden ve bir kere de modem arızasından 2-3 hafta gibi olamadım buralarda. Onun dışında aksatmadım ne sizleri ne de görevlerimi. Ta ki hakkımda burayı ve sizleri unuttuğuma dair bazı diyaloglar geçene kadar. Bu konu çok üzmüştü biliyorsunuz. Beni destekleyen fazla kişinin çıkmaması ya da kendilerini belli etmemesi de beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Demek ki kendimi o kadar iyi ifade edememiş , tanıtamamıştım. Ben geliyordum ki buraya , sizlerle birlikteydim henüz bu konuşmalar geçtiğinde. Onca sağlık problemime rağmen sizleri bırakmadım ki. Çok kırıldım ve çok kafama taktım bu durumu. Eşimle paylaştığımda o da haklı olarak hamilelik sürecinde daha fazla kendimi yıpratmamamı ve artık buraya girmememi istedi. Sağlığımı düşünmeden , asıl dinlenmem gereken en değerli saatlerimi burada geçirmemin karşılığı olarak gördüğüm bu tavrı yüzüme vurdu. Ne kadar kırılsam da yine gelmeye devam ettim onu da biliyorsunuz. Sonrasında sağlık problemlerim tavan yaptı. Vücudumdaki akıl almaz ödemle değil işe gitmek , oturmak ; konuşmak bile güçleşmişti. 26 haftalıkken rapor almaya , yıllık izinlerimi kullanmaya başlamıştım bile. Yüksek çıkan şeker , yüksek çıkan tansiyon , ödem ; risklerim çoktu. 32. haftaya kadar bu şekilde idare ettiler beni işyerinden. Daha sonra da yasal iznime ayrıldım. 37+6 iken de doğuma girdim. Bu süre zarfında preeklampsi tehdidim üst seviyedeydi. Sürekli istirahatım söz konusuydu. Artık bunları söylemekten , kendimi anlatmaktan yorulur olmuştum. Sanki beni anlayan yokmuş gibi , sanki ben bahaneler üretiyormuşum gibi hissettim. Bu sebeple 28+3’de 12 Eylül 2009’da son mesajımı yazarak aranızdan ayrıldım. Sitedeki görevlerimi de aynı gün bıraktım. Kırıldım biraz ama nasıl olsa buraya dönecektim sağlıkla inşallah. Çok şükür sağlıkla doğurdum yavrumu. Ufacık bir sevinç ufacık bir üzüntü bile tansiyonumu riskli düzeylere çıkarıyordu. Burada paylaşıp da anlaşılamayınca alacağım negatifliği göze alamadım. Almıştım yine alabilirdim. Çünkü yüküm büyüktü. Yavrum her şeyden önemliydi. Sitedeki görevlerim de ağırdı ve artık takip edemeyecektim.
Bu süre zarfında buradan sadece badem ve dıptıs ile haberleştim. Başka kimsenin de numarası yoktu zaten. İkisiyle de hep yüz yüze hem de telefonla görüşmelerim oldu. Buradan uzak kalmayı tercih ettim. Sormadım beni soruyorlar mı diye veya demedim beni anlatın diye. Hep olumsuz bir şey duymaktan korktum. Kendim doğumdan sonra gelir duyacağımı duyar göreceğimi görürdüm.
96 kiloyla doğuma girdim. 2 sene önce yani hiçbir tedaviye başlamadan önce 48 kilo olan ben 96 kiloyla doğuma girdim. Nasıl bir durum gözünüzde canlandırın. Ödemin boyutlarını tahmin edebiliyor musunuz. 2 nevro yani. Vücudumda çatlamadık yer kalmadı haklı olarak. Sezaryenle doğum belki bu kadar zor değildi ama benim için çok üst seviyede zordu. Aşırı kilo (yağ ve ödemle) doğum yaptığım için göbeğim sarktı. İçinden bebeği aldıklarında buruşup aşağıya düştü resmen. Dikişlerin üzerine çok ağırlık ve baskı yaptı. Her gün tülbentle sardık. Yine de kâr etmiyordu. Dikişlerim iyileşene , rahmim yerine oturana kadar bebeğimi bile sevip okşayamadım doğru düzgün. Sadece emzirmek için kucağıma veriyorlardı. Yüksek sarılık olduğu için onu da doğru düzgün emziremedim. Mama takviyesi verdik mecburen. O emmedikçe sütüm azaldı. Sütüm azaldıkça stresim arttı. Çok huysuzlaştı bebeğim. Sarılık düşüşe geçince mamayı keselim süte ağırlık verelim dedik. Benim süt yetmedi tabi. Çocuk uyku uyumuyor. 15 dk da bir uyanıp meme istiyor. Görüntüde emiyor ama doymuyor. Ben artırmak için sürekli sıvı tüketiyorum , emmediği zamanlarda sağıp devir daimi sağlamaya çalışıyorum. Henüz başarıya ulaşabilmiş değilim. Günde en fazla 5 saat uykuyla duruyorum. O da aralarda bölük pörçük. Toplam 5 saat. Ben daha düzeni kuramadım anlayacağınız. Aceminin acemisi bir anneyim ben.
Doğumdan sonra ağrılardan gelemedim bir süre daha. İyileştiğimde zaten eşim ameliyat oldu. Hem ona hem de bebeğimize ben bakıyorum tek başıma. Yemek ve temizlik işlerini de annem yapıyor. Kıl dönmesi vardı eşimde ve ameliyat olmak için o kötü haliyle benim iyileşmemi bekledi. Dün dikişlerini aldırdı ve normal yaşama dönüp yarın işe başlayacak. İşte bu sebeplerden ben ancak gelebiliyorum. Ancak yazabiliyorum. Aslında 40’ım çıkınca gelmeyi daha uygun buluyordum.
Çok daha farklı şeyler yazabilmek isterdim. Ama sorun değil. Önemli olan bebeğimi sağlıkla dünyaya getirmem. Doğum hikayesini yazamasam da olur. Dünyanın en güzel duygusuymuş annelik. Öyle olduğunu düşünüyordum ve gördüm de. Bugünleri gösteren Rabbime şükürler olsun. Yaşayanlar bilir. Allah herkese yaşatsın hayırlısıyla. Allah herkese sağlıklı gebelikler nasip etsin. Ağzı yüreğinde değil de sakin sakin , sindire sindire bir hamilelik geçirmeyi nasip etsin. Gerçekten her anı ayrı güzeldi. Ama endişelerim çoktu. Neyse ki Allahım esirgemedi bizi rahmetinden. Kucağımıza aldırdı çok şükür. Bütün hamileler de sağlıkla kucaklasınlar inşallah yavrularını. Uzak kaldığımız dönemde ben her gece dualarımda sizi andım Allah şahidimdir. Sizleri hiç unutmadım. Doğumumda da dilemeyi unutmadım yine sizlere. Girmediğim süre zarfında duyduğum bazı hamile haberleri vardı. Allah tamamına erdirsin inşallah. Bebek yolu gözleyen arkadaşlarıma da tez vakitte bu mutluluğu yaşatsın dilerim.
Bundan sonra imkanım oldukça buradayım. Yavrum kuzumdan bulduğum ilk fırsatta yanınızdayım. Geçmişi okumayacağım. Kim ne dedi hakkımda bilmeyeceğim. Hepinizi çok seviyorum bunu bilin. Allah benim durumumu biliyordu. Siz de bir parçacık olsun anlayın yeter. Olmazsa da canınız sağ olsun. Hepiniz Allaha emanet olun. :Saruboceq: opuyorumnanaktanŞeniz