Erol Taş: ‘’Çocuklar henüz annelerini hastanede sanıyorlardı ama…’’

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.001
Erol Taş: ‘’Çocuklar henüz annelerini hastanede sanıyorlardı ama…’’
Filmlerin ''taş kalpli'' oyuncusu Erol Taş, gerçek hayatta eşini kaybeden ve üç küçük çocuğuna hem annelik hem babalık yapmak zorunda kalan, altın yürekli bir adam. İşte Erol Taş’ın 25 Eylül 1965 tarihinde Ses Dergisi’ne özel hayatıyla ilgili verdiği o röportaj…
erol_tas (1).jpg

Birlikte kahveden iki sokak ilerde olan, “Şadırvan Çıkmazı”ndaki Erol Taş'ın evine doğru yürüyorduk. İşte o zaman Erol Taş birdenbire durdu. Üstü başı kir-pas içinde, durmadan ağlayan bir çocuğa gözü ilişmişti. “Neden ağlıyorsun yavrum?” derken çocuğun kirli yanaklarını iri elleri ile okşuyordu.
erol_tas (2).jpg

Erol Taş çocukları eskiden de severdi. Fakat o kara gününden sonra, bütün çocuklar onun kendi öz çocuğu olmuştu sanki...

Evin kapısından içeri girdiğimizde, çocuk sesleri kulaklarımızı doldurdu... Erol, “Çocuklar daha hiç bir şey bilmiyorlar. Annelerini hastanede sanıyorlar.” dedi. Erol Taş'ın üç çocuğu var: Güler, Gönül ve Metin. Güler ile Gönül 6 yaşında ikiz kardeş. Bu yıl okula başladılar. Metin ise 3 yaşının içinde.
erol_tas (3).jpg

Çocuklar babalarını görünce sevindiler. Fakat, bizleri tanıyamamışlardı. Erol Taş “Bir dakika, benim çamaşır suyu kaynamış olmalı.” diyerek yanımızdan ayrıldı.

18 Ağustos 1965, Erol Taş için unutamayacağı kara günlerden biri olmuştu. Vakit akşam üzeri... Odadan çıkan hemşire, hastane koridorlarında dolaşan adama başıyla işaret ediyor “Erol Bey gelir misiniz?” Erol Taş odadan içeri giriyor. Uzun seneler aynı yastığa baş koyduğu karısı, kurtulamadığı amansız hastalığın pençesinde hayata gözlerini kapıyor... Ve artık Erol, çocuklarının hem babası, hem de annesi oluyor.
erol_tas (4).jpg

“Baba Karnım Acıktı”

Küçük Metin ağlamaya başlamıştı. “Baba karnım acıktı.” diye sesini duyurmaya çalışıyordu. Erol Taş bir taraftan masayı hazırlarken, “Çamaşır ve banyo günleri hep böyle oluyor. Yemek saati gecikiyor.” diyordu. Masa hazırdı.

Çocuklar masanın etrafında yerlerini aldılar. Erol çocukların tabaklarını hazırladı. Hep beraber oturup yemeye koyuldular.

Gönül: “Babacığım makarna çok güzel olmuş. Hep bize bundan pişir emi?” diyordu. Erol da “Her gün makarna olur mu kızım. Sonra bıkarsın. Bugün kolayıma geldi. Onun için makarna pişirdim.” diyordu.

Yemekten kalktılar. Erol çabucak bulaşıkları yıkadı. “Hadi bakalım şimdi uykuya.” dedi. Çocuklar, önce nazlandılar. Fakat Erol kalktıkları zaman onları otomobille çocuk bahçesine götürmeyi vaat edince itiraz etmediler.

Erol Taş'ın çamaşır yıkaması da uzun sürmedi. Bir taraftan yıkadığı çamaşırları sıkarken, “Ben de kirlilerin çok fazla olduğunu sanıyordum.” diyordu. Bu arada öğlen uykusundan uyanan Metin'in sesi duyuldu. Gönül ve Güler de uyanmışlardı. Artık parktaki çocuk bahçesine gidebilirlerdi.

Dört kişilik “Taş” ailesi Mercedes arabalarındaki yerlerini aldılar. Ve çocuklar gözlerini açıp kapayıncaya kadar kendilerini Gülhane Parkı'nda buldular. Önce hayvanat bahçesi gezildi, sonra çocuk bahçesindeki salıncakta sallandılar, kaydılar, eğlendiler, eğlendiler...

Dalgın Adam

Taş duvarın önündeki ağlayan çocuğa üzülen Erol, çocuklarının yanında daima neşeli olmaya çalışıyordu Bugüne kadar çeşitli yarışmalarda 7 defa mükafatalmıştı. Ve en iyi karakter oyuncusu olarak gösteriliyordu... Fakat onun şöhretle parada pulda gözü yoktu... Çocuklarından başka hiç bir şeye aldırış etmiyordu. Zaman zaman boşluğa dalan gözlerinde üzüntü bulutlarını görmek mümkündü. (turknostalji.com)
 
Sonra ne oldu evlatları hayatta mı? Güzel yaşanmış örnek verici hayat hikayesi allah rahmet eylesin , tam artist di çok inandırıcı oynuyordu ama ölüme yakın bacağı kesilmişti sigaradan sanırım , birde kahveside vardı
 
Hep rastlıyordum bu fotoğraflara ,hayat öyküsüne helal olsun işte gerçek babalık budur

soy ismi taş,oynadığı roller gaddar da olsa kalbi pamuk gibiymiş

Allah rahmet eylesin nur içinde yatırsın
 
Allah rahmet eylesin çok takdir ettim evlatlar ına çok güzel sahip çıkmış bütün babalar böyle olsa keşke :cry:
 
Allah rahmet eylesin yaa insanin iyi mi kotu mu olduğu disaridan belli olmuyor masallah ne guzel bakmış evlatlarina
 
Resimlerden samimiyet belli oluyor zaten.
Keşke hala elde çamaşır yıkanan bir dönemde kalsaydık...
 
Erol taşın bu gerçek hayatını ilk kez okudum ve fotoğrafları da ilk kez gördüm. Çok güzel bir yazı olmuş. Okurken duygulanmamak elde değil. Mekanın cennet olsun koca yürekli adam.
 
Çocukken erol taşı izlediğim filmlerde gördükçe hep nefretle bakardim onun sahnelerine kaçırdığı çocuklar ağlarken bende aglardim sonra büyüdüm ve yine ayni duygulari hissediyorum anladım ki bu adam işini bu kadar güzel yapmasa ben o duyguları simdi bile o zaman ki gibi hissedemezdim. Gerçek bir baba mert bir adammis
 
Cankurtaran da kahvesi vardır.Sultanahmet tarafına gittiğinizde bir çay içip yadedebilirsiniz.
 
Ben çok içlendim, çok hüzünlendim, ilk defa okuyorum bilmiyordum, şimdinin imkânları o zaman olsaydı belki de hanımı ölmedi ama takdiri İlahi.
 
X