Egeliyim, eti et gibi, otu ot gibi severim. Et bizde ızgara olur, kavurma olur, kızartma olur ama sebzeye karışmaz. Sebze tamamen zeytinyağlıdır bizde. Çoğunu da soğuk tüketiriz zaten.
Eşim batı Karadenizin içinden. Yeme alışkanlıklarımız çok farklı. Hamurişine düşkünler, mantılar, yufkalar, pörüşkeler vs annesi döktürür. Uzun yıllar da kebap salonları varmış, sadece yemeyi değil, pişirmeye de sever. Sebzeyi aramaz ama ete inanılmaz düşkündür, küçükken amcası "Sizin evdeki tavuğu yedim" diyerek ağlatırmış, oradan hesap edin artık. Anlaştık, evde etler onun, sebze ve deniz ürünleri benim işim.
Sebze konusunda onun neyi nasıl seveceğini bulmak önemli sanırım. Eşim buharda pişmiş havuç, brokoli, ıspanak, karnabahar gibi sebzelervin üstüne sarımsaklı yoğurt dökünce bayılarak yiyor. Enginarın tümünü yeriz biz yapraklar ve sap dahil, onu da düdüklüde haşladıktan sonra zeytinyağlı-limonlu sosla güzel yiyor. Patlıcan biber fırında közlenip soslanınca babagannuş olarak gidiyor. Kabak=mücver. Pırasayı da hafif kavurup toz kırmızı biberle pişiririz, o pişirme yöntemini de sevdi o da öyle yeniyor.
Benim eşimin önüne her gün et verseniz dünyanın en mutlu adamı olarak pişirir, ancak her sebzeyi de hoşuna gidecek şekle büründürerek yedirmeye çalışıyorum.
Dışarda yemek konusunda ise, bir porsiyona verdiğimiz parayla gidip bir kilo kuzu pirzola, bir kilo dana bonfile, ne bileyim antrikot veya T-bone alıyoruz, evde etin türüne göre pişirip bayıla bayıla yiyoruz. Etin kaliteli kısımlarını çok daha doyurucu miktarda, daha ucuza tüketiyoruz. Eşinize bence bunu gösterin. Aradaki fiyat farkı ile ona bir hediye alın, görsün savurduğu meblağı.
Bir de ben size kıyma tavsiye etmiyorum, zira dişe gelmiyor. Pek et formu olmayınca bir anlamı kalmıyor. Biz sadece evde hamburger yapmak için alıyoruz.
Ete dokunmak bile sizi rahatsız ediyormuş, onu nasıl aşarsınız bilemedim ama.