eşinizin sizi sevdiğini nasıl anlıyorsunuz??ben emin deilim sorun benmiyim?

evet iyilikmeleğindeki eş modeli hep kafadakiler ama..
sınanma dönemim heralde diyorum sabır çekiyorum..
dualarınızda unutmayın inşallah diyorum..
mutluluk içinde olanlara nazar değmesin inşallah siz de bol bol şükredin:))
bi de evliliğin ilk 5 yılı sıkıntı diyorlar sonra oturcak ilişki diyorlar sizce?
 
yalnız canım bişey dikkatimi çekti bi erkek öyle 20 gün bişey yapmadan dayanamaz erkeklerin ihtiyaçları biraz daha farklı napıyo o zaman senle olmayınca kendi kendine filan mı hallediyo işini ?

aynen öyle ilk başlarda öyle yaptığını anladığımda deliye dönüyordum ama sakince güzelce konuşuyordum
(hani biz bayanlara göre en güzeli oturup konuşmak ya..
ki dün akşamda konuşmaya çalıştığımda artık biz konuşmayalım cünkü anlaşamıyoruz dedi)
söz verdi birdaha öyle birşey yapmayacağına sonra yine tekrarladı yine uyardım güzellikle
en son hakkımı helal etmiyorum dedim tabi bilemiyorum insanın güveni gidiyor işte..
 

Canım arkadaşım bende 11 senelik evliyim.İlgisizlikten,alakasızlıktan bıktım usandım.Hemde öyle çirkin bir bayanda değilim.Gayette çok güzelim.Anlayamadım ben bu erkekleri gerçekten.Biz seneler geçsede eşimizden ilgi alaka isteriz.onlarsa arkadaşları ile mutlu olur onlarla keyifli sohbetler yaparlar.Nefret ettim valla erkek milletinden.Eşimin yüzünden duygusal boşluğa düştüm.Kafayı yiyicem.resmi olarak ondan ayrı yaşıyorum.Düşün adamın evliliği sarsıntıda.Aynı hamam aynı tas.çocuğumda var.Allahım ne zormuş evlilik.Resmen eritti beni.Allah yardımcın olsun canım.Odun oyundur değişmiyor bunuda böyle bil.Geçen yıllarına yazık oluyor o kadar.
 
ben de 10 yıllık evliyim..ilk yıllar huyun suyunu almak için önemli ve sıkıntılıdır..

bence bir de 10+ lı yıllar sıkıntılı işte..

bilemiyorum atlatabılırmıyız ama..

ilk yıllarımızda sizin gibiydi.. demek ki düzelmiyor.. zamanla çocuk vs büyütürken beklediğimiz ilgi kendimizden çocuğa kayıyor.. mesela benle ilgilensin yerine , çocukla ilgilensin de ben de dinleneyim gibi düşünüyoruz..

şimdi kızımız da büyüdü.. yine ilgii kendimde bekliyorum ve olmayınca herşey gttikçe soğuyor.. soğuyor
 
ama neden böyle bir hayata evet diyelim ki..yapılması gereken şeyler var demekki..hiç olmazsa dua..dua ile değiştirilmiyecek bir şey yokmuş..allah bizi böyle duygu boşluklarıyla geçecek bir ömür için yaratmadı..
kabul etmemekle alışmayı da düşünmüyorum..beklediğim karakter değişikliği huy değişikliği değil evlilikte insanlıkta olması gerekenler..
ben üzerimi düşeni yapmaya çalışıyorsam karşımdakinde de bir çaba görmem lazım(haksızmıyım ama?)
bu rahata takan hallerine ömürlük sabredemem..
neler yapabilirm bunların peşindeyim artık..
 

bizim gibi güzellere bence de yapılmamalı bu..haketmiyoruz..allah yardımcın olsun seninde..ama inatla daha güzel daha bakımlı ve emin bir duruş gerekiyor bence..sence?
 
bizim gibi güzellere bence de yapılmamalı bu..haketmiyoruz..allah yardımcın olsun seninde..ama inatla daha güzel daha bakımlı ve emin bir duruş gerekiyor bence..sence?

Bende katılıyorum düşüncene canım.Ama İnan bu iş güzellikle alakalı değil.Ne bileyim gerçekten sevme ve değer verme ile alakalı.Eşiniz sizi gerçekten seviyorsa siz çirkinde olsanız onun için dünya güzeli oluyorsun.Böyle evliliklerde gördüm,Ne mutlu öyle kadınlara.Kadın belki 150 kilo vardı eşide zayıf mı zayıf.Ama adam ben karımı çok seviyorum onunla severek evlendim dedi .Hemde bu amcam 60 yaşında.Yani şunu diyiyorum.Allah insana seni seven bir eş nasip etsin.Böyle eşlerde ne yazık ki çok az.
 

yapçak birşey yok mu yani oturduğumuz yerde bizi ilk gün gibi sevmelerini nasıl sağlayacaz??
 
bu evlilik-ilgi meselesi karışık ama üzerinde düşünülmesi-çaba sarfedilmesi gereken bi konu.. ben bu konuda size "5 sevgi dili" kitabını okumanızı tavsiye edebilirim. ben daha bekardım okuduğumda ve çok etkileyici buldum.. mümkün olduğunca uygulamaya çalıştım öğrendiklerimi, yakınımda sorunlu evlilikleri olan bazı arkadaşlarıma tavsiye ettmim bakış açılarını değiştirirler mi diye.. olumlu etkilenenler olduğu gibi hayatında hiçbir değişiklilk olmayanlar da oldu, ama birlikte yaşamak için çaba göstermeye değer diye düşünüyorum.. size internetten bulduğum kısa bir özeti ekliyorum aşağıda, umarım okur- eşinize okutur ve faydasını görürsünüz..

bu arada hem kendinizin dilini, hem de eşinizin neyi önemsediğini keşfedebilmek için çeşitli anketler de bulabilirsiniz internette..


"Siz eşiniz ile oturup konuşmak istiyorsunuz, ama o size çiçek gönderiyor. Siz ev yemeği yemek istiyorsunuz, ama o size sarılarak doyuyor. Sorun sevginizde değil, sevgi dilinizde!

Dünyaca ünlü Dr. Gary Chapman, farklı insanların sevgilerini nasıl farklı şekillerde ifade ettiklerini ortaya koyuyor ve bunları şöyle sıralıyor:

Kaliteli Zaman, Onay Sözleri, Hediye Alma, Hizmet Eylemleri, Fiziksel Temas

Sizin için çok önemli bir şey karşınızdaki için hiçbir şey ifade etmeyebilir. Ya da sizin gerekli bulduğunuz bir şeyi karşı taraf hiç umursamayabilir. İşte bu kitap sizin ve karşınızdaki kişinin ihtiyaçlarını anlamanız ve ona göre hareket etmeniz için bir kılavuz. Doğru adımları uygulayın ve doğru dili kullanın, kısa sürede sevginizi ifade etmenin ve karşılığında gerçek sevgiyi bulmanın mutluluğunu paylaşacaksınız.

Dr. Chapman, insanın duygusal sağlığına yön veren ve sonsuz sevgi iletişimini belirleyen kilit noktaları, her insanın sevgi deposu olduğunu ve bu büyük kaynağı canlı tutmak için küçük sevgi dolu bir adımın bile yetebileceğini anlatıyor. Anahtar sizin elinizde Hangi yoldan gitmeniz gerektiğine siz karar verin.

————

İÇİNDEKİLER
Teşekkür
1. Evlendikten Sonra Sevgiye Ne Oluyor?
2. Sevgi Deposunu Dolu Tutun
3. Aşık Olmak
4. 1. Baskın Sevgi Dili: Onaylayıcı Kelimeler
5. 2. Baskın Sevgi Dili: Kaliteli Zaman
6. 3. Baskın Sevgi Dili: Hediye Alma
7. 4. Baskın Sevgi Dili: Hizmet Eylemleri.
8. 5. Baskın Sevgi Dili: Fiziksel Temas
9. Baskın Sevgi Dilinizi Öğrenmek
10. Sevgi Bir Tercihtir .
11. Sevgi Fark Yaratır
12. Sevilmeyeni Sevmek.
13. Çocuklar ve Sevgi Dilleri .
14. Kişisel Bir Net
Beş Sevgi Dili. Baylar için Profil
Beş Sevgi Dili, Bayanlar İçin Profil

EVLENDİKTEN SONRA SEVGİYE NE OLUYOR?

Buffalo ile Dallas arasında 30,000 fit yükseklikte uçarken, dergisini önündeki koltuğun cebine koydu ve bana dönerek “Ne iş yapıyorsunuz?” diye sordu.
“Evlilik danışmanıyım ve evliliği geliştirip güçlendirmek konusunda seminerler veriyorum,” diye cevap verdim, doğal bir tavırla.
“Uzun zamandır bu soruyu birine sormak istiyordum,” dedi. “Evlendikten sonra sevgiye ne oluyor?” Uçuş sırasında biraz uyumayı
düşünmüştüm ama anlaşılan buna fırsatım olmayacaktı. “Ne demek istediğinizi anlayamadım’:'” diye sordum.
“Şey,” dedi, sıkıntılı bir tavırla. “Şimdiye dek üç kez evlenip boşandım. Her seferinde, evlenene kadar her şey harikaydı ama her nedense, evlendikten sonra her şey tersine döndü. Birlikte olduğum kadına hissettiğimi sandığım ve onun da bana hissediyor gibi yüründüğü sevgi yok oldu. Açıkçası, ben oldukça akıllı bir insanım. öncelik olarak işimde çok başarılıyım ama bu konuda kafam çok karışık.”
“Evlilikleriniz ne kadar sürdü?” diye sordum.
“Birincisi yaklaşık on yıl sürdü. İkincisi üç yıl, üçüncüsü ise altı yıl kadar devam etti.”
“Sevginiz evlendikten hemen sonra mı yok oldu, yoksa zaman içinde oluşan bir durum muydu?” diye sordum.
“Açıkçası, ikincisi daha en başından berbattı. Ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok. Karımla aramızda gerçekten sevgi olduğuna inanıyordum ama halayımız bile felaketti. Sonrasında da ilişkimiz bir türlü yoluna girmedi. Flört dönemimiz sadece altı ay sürmüştü. İnanılmaz, insanın ayaklarını yerden kesen bir aşktı. Çok heyecanlıydı! Ama evlendikten sonra, daha en başından bir savaş haline geldi.
“Birinci evliliğimde, bebeğimiz olmadan önceki ikiüç yılımız iyiydi. Bebeğimiz olduktan sonra karım bütün ilgisini ona odaklıyormuş, beni artık umursamıyormuş gibi geldi. Sanki istediği tek şey çocuk sahibi olmaktı ve bebeğine kavuştuktan sonra bana ihtiyacı kalmamış gibiydi.”
“Bu düşüncelerinizi ona açıkladınız mı?” diye sordum. “Ah, elbette açıkladım. Delirdiğimi ve haftanın her günü yirmi dürt saat çocuk bakmanın ne kadar zor bir şey olduğunu anlamadığımı söyledi. Daha anlayışlı olmalı ve ona daha çok yardım etmeliymişim. Doğrusunu söylemek gerekirse, elimden geleni yaptım ama olmadı. Zaman içinde aramız açıldı. Sonunda evliliğimizde sevgiden eser kalmamıştı; sadece soğuk bir savaş vardı. Ve bir gün artık evliliğimizin yürümediğini anladık.
“Sonuncusuna gelince; bu kez öncekilerden farklı olduğunu sanmıştım. Boşanalı üç yıl oluyordu ve flört dönemimiz iki yıl sürmüştü. Yaptığımız şeyin bilincinde olduğumuzu düşünüyordum ve hayatımda ilk kez, birini gerçekten sevmenin ne anlama geldiğini bulduğuma inanıyordum. Dahası, onun da beni sevdiğinden şüphem yoktu.
“Evlendikten sonra değiştiğime inanmıyorum. Evlenmeden önce olduğu gibi, aşkımı ifade etmeyi yine sürdürdüm. Sık sık karıma güzelliğiyle İlgili iltifat ediyor, onu çok sevdiğimi, kocası olmakla gurur duyduğumu söylüyordum. Ama birkaç ay geçtikten sonra, çöpü dışarı çıkarıp çıkarmadığım, giysilerimi astığım asmadığım gibi küçük şeyleri mesele yapmaya başladı. Sonra saldırılar kişiliğime yöneldi. Ona göre ben sadık bir erkek değildim ve bana güvenebileceğini sanmıyordu. Bu kadar olumsuz biriyle evlendiğime inanamıyordum, sanki evlenmeden önce tanıdığım kadın değildi. Tam aksine, tanıdığım en olumlu, en neşeli insanlardan biriydi ve beni en çok etkileyen de bu yönüydü. Asla bir şeyden sızlandığını duymazdım. Ne yapsam beğenirdi. Ama evlendikten sonra ne yapsam onun gözünde yaranamaz oldum. Sonunda sevgim köreldi ve içten içe öfkelenmeye başladım. Beni sevmediğini açıkça görebiliyordum. Zaman içinde birlikte yapamayacağımızı anladık ve ayrılmaya karar verdik.
“Bunlar bir yıl önce oldu. Şimdi size sormak istiyorum: Evlendikten sonra sevgiye ne oluyor? Benim yaşadıklarımı çoğu insan yaşıyor mu? Boşanma oranlarının bu kadar yüksek olmasının nedeni bu mu? Bunu üç kez yaşadığıma inanamıyorum. Peki, ya boşanmayan insanlar ne yapıyorlar? Onlar bütün huzursuzluğa rağmen devam etmeyi mi seçiyorlar, yoksa evliliklerinde sevgiyi canlı tutmayı başarıyorlar mı? Bunu nasıl yapıyorlar?”
Aslında bu beyin sorduğu sorular, bugün evlenip boşanan binlerce insanın uğraştığı sorular. Kimi dostlarına, kimi danışmanlarına, kimi de din adamlarına bu sorulan sorarken, geri kalanları da kendi başlarına çözmeye çalışıyorlar. Aldıkları cevaplar bazen karmaşık psikoloji terimleriyle dolu oluyor, bazen komik hikayelerle ve metaforlarla açıklanıyor. Fıkralar ve atasözleri gerçek temellere dayanır ama böyle çözümler, söz konusu sorunun kapsamı düşünüldüğünde, kanserli birine ağrıkesici vermekten daha farklı bir etki yapmaz.
Evlilikte romantizme duyulan ihtiyaç, psikolojimize derinden kök salmış durumda. Popüler dergilerin neredeyse her sayısında, evlilikle «evginin nasıl canlı tutulabileceği konusunda bir sürü öneri yayınlanıyor. Bu konu üzerine bir sürü kitap yazılıyor. Televizyon ve radyo programlarında yine aynı konu sık sık gündeme geliyor. Gerçek şu ki evliliklerde sevgiyi korumak çok önemlidir. Ama onca kitap, dergi ve uygulamalı destek programlarına rağmen, evlendikten sonra sevgilerini korumayı başaran çiftlerin sayısı neden hâlâ bu kadar az? Aralarında iletişim kurmak veya artırmak konusunda atölye çalışmalarına, seminerlere katıldıkları, onca güzel fikir buldukları halde, neden eve dönünce çiftler yine eski tarzlarına geri dönüyorlar? Bir dergide “Eşinize Sevginizi Göstermenin 101 Yolu” başlıklı bir makale okuyor, aralarından kişisel tercihlerine güre en iyi görünen birikisini seçiyor, bunları deniyorlar ama sonra eşleri harcanan çabaların bile farkına varmıyor ve geri kalan tek şey, her zamanki yaşamaya devam etmek oluyor. Neden?
Kitabımızın amacı, bu soruları cevaplamaktır. Elbette ki bugüne kadar konuyla ilgili yayımlanan diğer kitapların ve makalelerin bir işe yaramadığını söylemiyoruz. Ama temel bir gerçeği göz ardı edemeyiz: İnsanların sevgi dilleri birbirinden farklıdır!
Dilbilimi alanında temel dil grupları vardır: Japonca, Çince, İspanyolca, İngilizce, Portekizce, Yunanca, Almanca, Fransızca vs. Adım siz koyun. Hepimiz ebeveynlerimizin ve bizden büyük kardeşlerimizin dilini öğrenerek büyür, anadilimizi yapılandırırız, İlerleyen zamanlarda, daha fazla çaba harcamak gerekse de, başka diller de öğrenebiliriz ve bunlara yabancı dil deriz. Ama en iyi iletişim kurduğumuz dil, kendi anadilimizdir. Anadilimizi konuşurken son derece rahatızdır ve hiç düşünmeden konuşabiliriz. Öğrendiğimiz bir yabancı dilde ustalaşmamız ve rahat etmemiz ise, o dili ne kadar kullandığımıza bağlıdır. Sadece anadilimizi konuşursak, anadilleri farklı olan insanlarla karşılaştığımızda iletişim kurmakta zorlanırız. Dolayısıyla beden dilini kullanmak, homurdanıp tuhaf sesler çıkarmak, resimler çizmek veya karşımızdakine saçma sapan görünebilecek pantomim çabalarıyla bir şeyler anlatmak zorunda kalırız. Belki iletişim kuram ama çok zorlanırız. Dil farkı, insan uygarlığının bir gerçeğidir. Kültürler arasında etkili iletişim kurmak için başka diller bilmemiz şarttır.
Aynı şekilde, konu sevgiye geldiğinde de benzer bir prensipten hareket etmeliyiz. Kendi sevgi diliniz ve eşinizin sevgi dili arasındaki benzerlik, Çince ile İngilizce arasındaki benzerlik gibi olabilir. Sevginizi İngilizce ne kadar anlatsanız da, eşiniz sadece Çince biliyorsa, birbirinize sevginizi asla anlatamayabilirsiniz. Uçakta karşılaştığım beyefendi, “Sık sık karıma güzelliğiyle ilgili iltifat ediyor, onu çok sevdiğimi, kocası olmakla gurur duyduğumu söylüyordum,” diyordu ve böylece, üçüncü karısıyla “Onaylayın Kelimeler” dilinde iletişim kuruyordu. Sevgisini ifade ederken içten olduğu şüphesizdi ama ne var ki karısı bu dili bilmiyordu. Belki sevgiyi kocasının hareketlerinde arıyor ve göremiyordu. içten olmak yetmez. Eğer sevgi iletişiminde etkili olmak İstiyorsak, öncelikle eşimizin baskın sevgi dilini keşfetmek ve Öğrenmek zorundayız.
….
Eğer sevgi iletişiminde etkili olmak
istiyorsak,
öncelikle
eşimizin baskın
sevgi dilini
keşfetmek ve
Öğrenmek zorundayız."
 
teşekkürler deepestbluesn.kesinlikle beni hiç tanımaya bile çalışmayan eşim için iyi olur inş.tabi bana da:))
 
Benim esimde böyleydi uc gunluk evliyken ben burda rahat ediyorum diye koltukta uyurdu saat 1 deguderdim yanina tatli dille uyandirirdim sen git ben geliyom derdi bende yatardimgece bi uyaniyorum yanim bombos bidaha giderdim terslerdi suan iki cocugum annesini dinlerdi hep hic lohusalik yaşamadım suan buraz daha iyi hediyeler alir sabaha kadar arkamdan sarilip uyur ama va en damari tutar kayinvalideminde allahcezasini versin bude namaz kılıyor arada keske sizingibi bayanlarla tanisipdertlesebilsek biraraya gelebilsek baxen esimle kavga ediyoruz cikipgidiyo geberde gelme eve diyorum okadar sogumusum ama iyi davranıyor um o iyiyse bende oyleoluyorum eskiden yizumr bilr bakmazdi 9 yillik evliyim 4 sene flort
 

arkadaşım öncelikle allah yardımcın olsun dua dan hiçbir zaman vazgeçme
ben daha yeni ve çocukta olmadığı için soruyordum ama
senin epey olmuş ve çocukta var bence,
kendinde farklılıklar yapıp kendini mutlu etmeye çalışmalısın önce nebilim farklı kitaplar okumak arkadaş ortamı farklılıkları felan gidebiliyorsan dans kursu mesala
sonra eşini hep çok sevdiğini düşün o ne yaparsa yapsın onu çok seviyorsun
ve unutma olmazları olduran allah duayı hiç bırakma..
bende burda konuşuyorum ama :)) (çünkü bende aynı şeyleri yapmaya çalışıyorum)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…