- 10 Ağustos 2009
- 26.100
- 18.286
www.cnnturk.com/haber/turkiyKadın Emeği ve İstihdamı Girişimi
(KEİG) Platformu, kadınların hane
içindeki karşılıksız emeğini ele alan
bir bilgi notu hazırladı. Çeşitli
kaynaklardan yararlanarak
hazırlanan bilgi notunda karşılıksız
emeğin tanımı yapılırken,
Türkiye'de ev içindeki işbölümünde
kadın ve erkeklerin harcadığı emek
ve zaman oranları karşılaştırılıyor.
KEİG Platformu tarafından çeşitli
kaynaklardan derlenerek
hazırlanan bilgi notunda karşılıksız
emek, "piyasada bir değer olarak
karşılığı olmayan, ekonomik ya da
ekonomiyi doğrudan etkileyen
faaliyetler" şeklinde tanımlanırken,
hanehalkının sadece bakımını değil,
toplumsal hayat içinde yer
almalarını sağlayacak tüm
değerlerin üretimini ve yeniden
üretimini de kapsadığı ifade
ediliyor.
Kadınlar yemek yapıyor ama
aşçılar erkek
Derlenen bilgi notunda, hane içinde
kadınlara yüklenen bu işlerin
piyasaya sürekli işgücü
yetiştirilmesini sağlasa da
ekonomik açıdan değersiz
görüldüğü, bu sebeple de
kadınların emeğinin
görünmezleştiği belirtiliyor.
Kadınların bu işleri "sevgi
karşılığında yaptığı" görüşünün de
bu emeğin görünmezleşmesini
pekiştirdiği vurgulanıyor.
Görünmezleşen bu emeğin ulusal
ve uluslararası verilerde de yer
almadığı şu örnekle açıklanıyor:
"...kadınların temel
sorumluluklarından biri olarak
görülen yemek yapmak, konu
piyasada gelir getirici bir işe
geldiğinde aşçılık adı altında büyük
oranda erkeklerin elinde bulunan
bir mesleğe dönüşmekte; evimizin
aşçısı kadınlar yemeklerimizi
sofralarımıza ücretsiz olarak
getirmektedirler."
Bilgi notunda değinilen bir başka
konu, kadınların "çifte yükü", yani
ücretli bir işte çalışan kadınların
buna ek olarak hane içindeki
sorumlulukları yerine getirmek
üzere eve gelince de çalışmaya
devam etmek zorunda kalması.
Kadın istihdamı artsa da bu artış, ev
içindeki işlerin kadın ve erkek
arasındaki dağılımına yansımıyor.
Benzer şekilde, evdeki işlerin
yapılmasına yönelik kullanılabilen
teknolojik gelişmeler, kadınların bu
işlere harcamak durumunda kaldığı
zamanı azaltmıyor.
Türkiye hanelerinde iş bölümü:
Kadınlar 5 saat, erkekler 50
dakika!
Bilgi notunda ele alınan bir diğer
nokta, 2006'da yapılan Türkiye’nin
ilk ve tek Zaman Kullanım
Anketi’nden haneiçi iş bölümüne
dair çıkan çarpıcı sonuçlar. Buna
göre, yetişkin kadınlar hane ve
hanehalkı bakım işlerine günde
ortalama 5 saat 17 dakika
ayırırken, erkekler 51 dakika
ayırıyor.
Yine aynı anket sonuçlarına göre,
erkekler evlenince karşılıksız emek
yükü %38 azalırken, kadınlarınki
%49 artıyor. Erkekler hane içinde
daha çok tamirat, faturaların
ödenmesi, aile bütçesinin
planlanması gibi işleri yaparken,
sorumlulukların hiçbirinde
erkeklerin payı %5'i geçmiyor. Ütü
yapma oranı kadınlarda %72 iken
erkeklerde %6, çamaşır yıkama
oranı kadınlarda %85 iken
erkeklerde yalnızca %3'de kalıyor.
Kadınlar erkeklerden yüzde 22
daha fazla çalışıyor
Bilgi notunda ayrıca, İpek
İlkkaracan ve Umut Gündüz'ün
anket sonuçlarını değerlendirerek
elde ettikleri 2015 yılı analizlerine
de değiniliyor. Buna göre, haneiçi
üretim ve işgücü piyasasına ayrılan
saatlerin toplamı, kadınların
ortalama olarak erkeklere göre
%22 daha fazla çalıştıklarını
gösteriyor. Buna paralel olarak,
özellikle 25-34 yaş arasındaki
kadınların çalışma saatleri hem
kırda hem kentte günde 8 saati
geçebiliyor.
İş dağılımındaki bu eşitsizlik ulusal
verilere de yansıyor. Hem haneiçi
hem de piyasa çalışma saatlerinin
%55’i kadınların yaptıkları işleri
kapsasa da kadınlar, Gayrisafi Yurt
İçi Hasıla'nın yalnızca %31’ini
kazanıyor.
Ev kadını değil, ücretsiz ev işçisi!
Bu eşitsiz tablo özetlendikten sonra
gelen sonuç bölümünde, evişinin
görünmezleştirilmesi ve kadınlığın
doğal bir uzantısı olarak
görülmesinin "hayatın her alanında
ortaya çıkan cinsiyet eşitsizliğinin
ve kadın yoksulluğunun temeli"
olduğu belirtilirken, ev içindeki
sorumlulukların kadınların işgücü
piyasasına katılımı önündeki en
önemli engellerden biri olduğu
vurgulanıyor. Ve şu talepler
sıralanıyor:
- Gelir getirici bir işte çalışmayan
kadınların 'ev kadını' olarak
tanımlanması, kadınların karşılıksız
emeğinin değersizleştirilmesinin en
büyük adımlarından biridir. Bunun
yerine ücretsiz ev işçisi tanımının
kullanılmalı,
- Toplumsal cinsiyet eşitliğinin
sağlanmasında üretilecek
politikalar açısından zaman
kullanımı daha net verilerlerle
değerlendirilmeli ve sınırları
belirlenmeli,
- Haneiçi sorumlulukların kadınlar
ve erkekler arasında eşit paylaşımı
için erkeklerin de etkin olarak
kullandıkları babalık izni, ebeveyn
izni, bakım izni uygulamalarının
yasal alt yapıya kavuşturulması,
işgücü piyasası çalışma saatlerinin
azaltılması gibi gerekli
düzenlemelerin yapılması,
-Çocuk, yaşlı/engelli/hasta
bireylerin bakımına yönelik olarak
yaygın, kaliteli ve ücretsiz ya da
düşük ücretli hizmetlerin devletin
sorumluluğu olarak sunulması, bu
yolla kadınların yalnızca istihdama
değil, eğitim, siyaset ve karar alma
mekan
(KEİG) Platformu, kadınların hane
içindeki karşılıksız emeğini ele alan
bir bilgi notu hazırladı. Çeşitli
kaynaklardan yararlanarak
hazırlanan bilgi notunda karşılıksız
emeğin tanımı yapılırken,
Türkiye'de ev içindeki işbölümünde
kadın ve erkeklerin harcadığı emek
ve zaman oranları karşılaştırılıyor.
KEİG Platformu tarafından çeşitli
kaynaklardan derlenerek
hazırlanan bilgi notunda karşılıksız
emek, "piyasada bir değer olarak
karşılığı olmayan, ekonomik ya da
ekonomiyi doğrudan etkileyen
faaliyetler" şeklinde tanımlanırken,
hanehalkının sadece bakımını değil,
toplumsal hayat içinde yer
almalarını sağlayacak tüm
değerlerin üretimini ve yeniden
üretimini de kapsadığı ifade
ediliyor.
Kadınlar yemek yapıyor ama
aşçılar erkek
Derlenen bilgi notunda, hane içinde
kadınlara yüklenen bu işlerin
piyasaya sürekli işgücü
yetiştirilmesini sağlasa da
ekonomik açıdan değersiz
görüldüğü, bu sebeple de
kadınların emeğinin
görünmezleştiği belirtiliyor.
Kadınların bu işleri "sevgi
karşılığında yaptığı" görüşünün de
bu emeğin görünmezleşmesini
pekiştirdiği vurgulanıyor.
Görünmezleşen bu emeğin ulusal
ve uluslararası verilerde de yer
almadığı şu örnekle açıklanıyor:
"...kadınların temel
sorumluluklarından biri olarak
görülen yemek yapmak, konu
piyasada gelir getirici bir işe
geldiğinde aşçılık adı altında büyük
oranda erkeklerin elinde bulunan
bir mesleğe dönüşmekte; evimizin
aşçısı kadınlar yemeklerimizi
sofralarımıza ücretsiz olarak
getirmektedirler."
Bilgi notunda değinilen bir başka
konu, kadınların "çifte yükü", yani
ücretli bir işte çalışan kadınların
buna ek olarak hane içindeki
sorumlulukları yerine getirmek
üzere eve gelince de çalışmaya
devam etmek zorunda kalması.
Kadın istihdamı artsa da bu artış, ev
içindeki işlerin kadın ve erkek
arasındaki dağılımına yansımıyor.
Benzer şekilde, evdeki işlerin
yapılmasına yönelik kullanılabilen
teknolojik gelişmeler, kadınların bu
işlere harcamak durumunda kaldığı
zamanı azaltmıyor.
Türkiye hanelerinde iş bölümü:
Kadınlar 5 saat, erkekler 50
dakika!
Bilgi notunda ele alınan bir diğer
nokta, 2006'da yapılan Türkiye’nin
ilk ve tek Zaman Kullanım
Anketi’nden haneiçi iş bölümüne
dair çıkan çarpıcı sonuçlar. Buna
göre, yetişkin kadınlar hane ve
hanehalkı bakım işlerine günde
ortalama 5 saat 17 dakika
ayırırken, erkekler 51 dakika
ayırıyor.
Yine aynı anket sonuçlarına göre,
erkekler evlenince karşılıksız emek
yükü %38 azalırken, kadınlarınki
%49 artıyor. Erkekler hane içinde
daha çok tamirat, faturaların
ödenmesi, aile bütçesinin
planlanması gibi işleri yaparken,
sorumlulukların hiçbirinde
erkeklerin payı %5'i geçmiyor. Ütü
yapma oranı kadınlarda %72 iken
erkeklerde %6, çamaşır yıkama
oranı kadınlarda %85 iken
erkeklerde yalnızca %3'de kalıyor.
Kadınlar erkeklerden yüzde 22
daha fazla çalışıyor
Bilgi notunda ayrıca, İpek
İlkkaracan ve Umut Gündüz'ün
anket sonuçlarını değerlendirerek
elde ettikleri 2015 yılı analizlerine
de değiniliyor. Buna göre, haneiçi
üretim ve işgücü piyasasına ayrılan
saatlerin toplamı, kadınların
ortalama olarak erkeklere göre
%22 daha fazla çalıştıklarını
gösteriyor. Buna paralel olarak,
özellikle 25-34 yaş arasındaki
kadınların çalışma saatleri hem
kırda hem kentte günde 8 saati
geçebiliyor.
İş dağılımındaki bu eşitsizlik ulusal
verilere de yansıyor. Hem haneiçi
hem de piyasa çalışma saatlerinin
%55’i kadınların yaptıkları işleri
kapsasa da kadınlar, Gayrisafi Yurt
İçi Hasıla'nın yalnızca %31’ini
kazanıyor.
Ev kadını değil, ücretsiz ev işçisi!
Bu eşitsiz tablo özetlendikten sonra
gelen sonuç bölümünde, evişinin
görünmezleştirilmesi ve kadınlığın
doğal bir uzantısı olarak
görülmesinin "hayatın her alanında
ortaya çıkan cinsiyet eşitsizliğinin
ve kadın yoksulluğunun temeli"
olduğu belirtilirken, ev içindeki
sorumlulukların kadınların işgücü
piyasasına katılımı önündeki en
önemli engellerden biri olduğu
vurgulanıyor. Ve şu talepler
sıralanıyor:
- Gelir getirici bir işte çalışmayan
kadınların 'ev kadını' olarak
tanımlanması, kadınların karşılıksız
emeğinin değersizleştirilmesinin en
büyük adımlarından biridir. Bunun
yerine ücretsiz ev işçisi tanımının
kullanılmalı,
- Toplumsal cinsiyet eşitliğinin
sağlanmasında üretilecek
politikalar açısından zaman
kullanımı daha net verilerlerle
değerlendirilmeli ve sınırları
belirlenmeli,
- Haneiçi sorumlulukların kadınlar
ve erkekler arasında eşit paylaşımı
için erkeklerin de etkin olarak
kullandıkları babalık izni, ebeveyn
izni, bakım izni uygulamalarının
yasal alt yapıya kavuşturulması,
işgücü piyasası çalışma saatlerinin
azaltılması gibi gerekli
düzenlemelerin yapılması,
-Çocuk, yaşlı/engelli/hasta
bireylerin bakımına yönelik olarak
yaygın, kaliteli ve ücretsiz ya da
düşük ücretli hizmetlerin devletin
sorumluluğu olarak sunulması, bu
yolla kadınların yalnızca istihdama
değil, eğitim, siyaset ve karar alma
mekan