• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evliliğin ilk ayında evi terk etmek

Eşim dahil, hepsinden daha iyi bir eğitime ve kariyere sahibim. Hepsi aile şirketinde çalışıyor, dışarıda bırak kariyeri iş bulamazlar bu bencillikle ciddi söylüyorum. Ben dişimle tırnağımla yaptım, yaşadığım hayat da onlardan kat be kat iyiydi. Sürekli “elit olmamla” alay ediyorlar kendilerince. Okey oynamaya gidelim demişti biri, görümcem “Karanfil oralarda yapamaz” diyerek ezikliğini her fırsatta belli ediyor.
Emin olun bu durumun kariyerinizle hiç alakası yok, gelinlik müessesi ile ilgisi var. Çok iyi işler yapan, tanınan kadınlar bile bu problemle karşılaşabiliyor toplumumuzda. Belli ki kültürel seviyede de uyuşmuyorsunuz ve bunun hem farkındalar hemde takıntı yapmışlar. Eşiniz iyi olsa bunlara sınır koyar aslında ama kendiside öyle. İddia meselesinin peşini bırakmayın derim.
 
Evleninceye dek böyle bir şey olsaydı bir saniye tereddüt etmezdim, yemin ederim. Kaynım bir aptal onu geçiyorum, görümcem doğum günüm diye çiçek alıp gelmişti. Yani bu değişimi asla anlamıyorum. Aslında anlıyorum. Maddi durumları çok iyi olmasına rağmen benim yaşadığım hayatı yaşamamış hiçbiri. Çalışmamı bile garipsiyorlar ihtiyacın mı var diye. Eşim dahi benden sonra ilk tatiline çıkmıştı. Şimdi bunların hepsi birer işaretmiş yeni anlıyorum.
İyi de ailenin maddi durumları iyi eşinizin kötü mü? Niye küçük hesap yapıyor, bir aylık evli karısına ver altını mehiri de unut diyor? Bunlar sonradan görme o halde. Uzak mesafeden kimseyi tanıyamazsınız. Sadece size değil çevresine tavrı davranışı nasıl gözlemleyemezsiniz. Siz tek başınıza hazmederek emek vererek bir şeyler yapabilmişsiniz. Değer kıymet görgü adap biliyorsunuz ama bu kardeşler görgüsüzler. Kayınvalideyi gözünüzde büyütmeyin, bir tarafta gelin diğer tarafta 3 çocuğu. O büyütmüş eğitmiş, onları atıp sizi tutar sanmayın.

Ne okumak ne bilmek istiyorsunuz? Takke düşmüş kel görünmüş, ömrümü gençliğimi bunlara harcarım diyorsanız siz bilirsiniz. Sadece kardeşleri böyle olsa eşiniz de durun yapmayın diyemese belki zamanla yontardınız ama adam da onlarla aynı. Evliyim eşim var, burası ortak yaşam alanımız, haberli gelin müsait miyiz diye sorun... Adamın umurunda değil kim geliyor kim gidiyor.
 
Emin olun bu durumun kariyerinizle hiç alakası yok, gelinlik müessesi ile ilgisi var. Çok iyi işler yapan, tanınan kadınlar bile bu problemle karşılaşabiliyor toplumumuzda. Belli ki kültürel seviyede de uyuşmuyorsunuz ve bunun hem farkındalar hemde takıntı yapmışlar. Eşiniz iyi olsa bunlara sınır koyar aslında ama kendiside öyle. İddia meselesinin peşini bırakmayın derim.
Az önce kapı çaldı çiçek göndermiş. Gerçekten çiçekleri o kadar seviyorum ki, ama sevinemedim. Bir şey de yazmadım. Defalarca sınır koyması, hastalığıma ve bana dikkat etmesi için uyardım.
 
İyi de ailenin maddi durumları iyi eşinizin kötü mü? Niye küçük hesap yapıyor, bir aylık evli karısına ver altını mehiri de unut diyor? Bunlar sonradan görme o halde. Uzak mesafeden kimseyi tanıyamazsınız. Sadece size değil çevresine tavrı davranışı nasıl gözlemleyemezsiniz. Siz tek başınıza hazmederek emek vererek bir şeyler yapabilmişsiniz. Değer kıymet görgü adap biliyorsunuz ama bu kardeşler görgüsüzler. Kayınvalideyi gözünüzde büyütmeyin, bir tarafta gelin diğer tarafta 3 çocuğu. O büyütmüş eğitmiş, onları atıp sizi tutar sanmayın.

Ne okumak ne bilmek istiyorsunuz? Takke düşmüş kel görünmüş, ömrümü gençliğimi bunlara harcarım diyorsanız siz bilirsiniz. Sadece kardeşleri böyle olsa eşiniz de durun yapmayın diyemese belki zamanla yontardınız ama adam da onlarla aynı. Evliyim eşim var, burası ortak yaşam alanımız, haberli gelin müsait miyiz diye sorun... Adamın umurunda değil kim geliyor kim gidiyor.
Haklısınız. Bilmiyorum gerçekten dün gece çekip gitmediğime pişmanım. Bir yandan fevri hareket etmek istemiyorum.
 
Az önce kapı çaldı çiçek göndermiş. Gerçekten çiçekleri o kadar seviyorum ki, ama sevinemedim. Bir şey de yazmadım. Defalarca sınır koyması, hastalığıma ve bana dikkat etmesi için uyardım.
Çiçek geldi affettiniz diyelim sonra?? Ailesi gelmeye,kendisi bencil tehdit bari davranışlara devam edecek.Ağzınıza bir parmak bal çalıp,sonra istediği gibi sizi parmağında oynatacak .Yemeyin bu basit numarayı
 
Senden önce gidip güvenlikten anahtar alması olayını anlamadım?

Onu bunu mehirden düş yok iddiadan kazandığım altını ver falan bunlar insanın eşine söyleyeceği laflar değil. Böyle eş böyle evlilik olmaz.

Daha ev kurulmamışken gelip kalan kardeşlerini hiç saymıyorum bile, düğün olmadan boz bu işi gitsin. Neresinden dönsen kardır. Yoksa çok çekeceksin belli.
Yapılması gereken ve tek doğru yorum.👍
 
Merhaba.

Eşimle 1 sene konuşup evlendik. Benim annem babam yok, o yüzden isteme de olmadı sade bir nikahla evlendik ve baharda düğün yaparız dedik.

Bugün evliliğimin 1.ayı doldu. Çalışan, kariyerli bir kadınım. Eşim kendi işi için benden akıl alır. Ortakları, anne babası beni gerçekten çok sever. Bana çok özenlidir hepsi.

Nikahımıza 1 hafta kala ben stresten mi bilmiyorum yüz felci geçirdim. Sadece gülünce anlaşılan bir asimetri vardı. O durumda bile ben moralimi yüksek tutmaya çalıştım. Eşim o durumda bile tartıştı üzdü beni. Birkaç örnek vereceğim.

Dini nikahımızdan birkaç gün sonra çiçek bakmaya gittik, gittiğimiz yeri beğenmedi bana söylendi. Ben de çıkıp eve geldim, anahtarım da güvenlikteydi eve gelen kadın kendiyle götürmüştü yanlışlıkla. Oraya bırakmıştı. Benden önce gidip anahtarımı almış. Bu çaba karşısında şok oldum, hüngür hüngür ağladım saatlerce. Geldi özür diledi, 2 gün sonra nikahımız vardı.

1 ay içerisinde sürekli ailevi sorunları çıktı. Kardeşi kendinden 12 yaş bi kadınla sevgiliymiş, babasıyla tartıştılar, işiyle alakalı çok yoğun bir talep oldu sürekli çalıştı. Ben hepsine anlayış gösterdim.

Patladığım, artık yeter dediğim 2 olay oldu. Geçen gün çiftliğe gidip geldik, döndüğümüzde erkek kardeşi bizim evdeydi. PS’imi alacağım diye almıştı anahtarı, akşam beni aradı abla yemek söyleyeceğim diye. Şok oldum. Çiftlikten döndüğümüzde kızkardeşiyle ev bakmaya gideceklerdi, dönüşte görümcem birlikte maç izleyelim demiş, ev müsait değil kabul etmiş. Ev müsait değil çünkü eşyalarımızın tamamı gelmedi, ev dağınık, halı falan sermedim gelen giden eşya oluyor diye. Görümcem zaten ayrı bir konu. Eve geldi selam vermedi, kurduğu ilk cümle “bana pijama verir misin” oldu. Bana selam vermiyor, pijama istiyor. Eşime ben hizmetçi değilim yeter artık dedim. Duşa girdim. Çıktığımda görümcem tezgahtaki 2-3 bulaşığı yıkar gibi yapıyor, çöpünü alıyor ama yıkamıyor. Bulaşık makinesi doluydu ve çalışıyordu, bulaşıklar o yüzden ordaydı. Normalde elde yıkayacaktım ama onlar geliyor diye tatlı yaptım. Görümceme bırak dedim yorulma, sonra kahve köşesini kurarken kararsız kalıp kenara koyduğum ahşap çubuğu aldı, “bu evde niye her yerde bir şeyin parçaları var” dedi. Ben artık delirdim. Yüz felci geçirdiğimi bilmesine rağmen koca evdesin yardım edeyim demedi bir kere. 4 defa yemeğe geldi, hepsinde güleryüzle mükemmel bir sofra hazırladım. Eşime patladım. Bir işi doğru yaptığını görmedim, benim evimde bana laf edemez kimse dedim. Haklısın, konuşma sen de bir daha diyor.

Dün akşam da, benim dini nikah kağıdım kaynımdaydı. Getirmesini söyledim. Mutfağa girdim, eşimin elinde benim nikah akdim, “iddiadan kazandığım tam altını ver, yoksa mehrinden olursun” dedi. Kolumdaki bileziği çıkardım. Evirip çeviriyor “bu tam altın eder mi” diyor. Sonra konu nişanlıyken yatırım olsun diye aldığı altınlara getirdi. Ben aylarca maaşımdan arttırıp altın aldım. Onun aldığı bilezikleri de bozdurup gram arttırdım. Bana diyor ki onları ben aldım, mehirden düş. Artık kafayı yedim, kolumdaki diğer bilezikleri de çıkardım tezgaha koydum. Çıktım mutfaktan.

Odadan çıktım kardeşi çıkıp gitmiş, (haftada en az 1 gün bizde kalıyor, bazısı keyfi bazısı eşya falan kuruyoruz). Ben eşyalarımı topladım gidiyorum yeter dedim. Kimliğim ofisteydi, taksiyle gittim ofise kadar gelmiş peşimden. Eve getirdi beni. Bir şey demeden uyudum çok yorulmuştum ağlamaktan. Sabah öpmek istedi odama gelip izin vermedim. Hep böyle öpüyor sarılıyor, akşamında ağlatacak bir sebep buluyor.

Ortağı bizi yemeğe çağırmıştı, aradı. Yanında insanlar var biliyorum, hiçbir yere gelmek istemiyorum dedim. Şimdiye kadar ne sorun yaşasak belli etmezdim. Ama elime ne geçti? Hiç.

Evi terk edip gitmek istiyorum. Çok yoruldum.
Evlenmeyin.. Birbirinizi çok yorarsınız.
 
1 içerisinde 3 kez çiçek aldı diyeyim siz anlayın.
Çiçeğe çok anlam yüklemeyin. Davranışlarıyla sizi üzen ezen adam önünüze dağ gibi çiçek yığsa anlamı yok.Sizi el üstünde tutsa keşke, ailesine ezdirmese,sevgisini hissetirse o zaman çiçek almasa da olurdu ...
 
daha fazla dini içerikli konuşursanız konu uçar :)))
K karanfil cicegim ilk yapacağınız iş sağlam korunmak ve hızlı bir şekilde kardeşleri evden uzaklaştırmak
hergün müsait değiliz diyeceksiniz dedirteceksiniz
önce bir yalnız kalın sonra duruma bakarsınız
Adamda da sıkıntı var hem de büyük sıkıntı.Eş düzgün olsa kardeşler tolere edilir.Yalnız kalsalar da düzeleceğe benzemiyor.
 
Çiçeğe çok anlam yüklemeyin. Davranışlarıyla sizi üzen ezen adam önünüze dağ gibi çiçek yığsa anlamı yok.Sizi el üstünde tutsa keşke, ailesine ezdirmese,sevgisini hissetirse o zaman çiçek almasa da olurdu ...
Çiçek beni iyi hissettirmedi. Ben sana çiçek yollayayım, yaşadıklarımı geri al dedim. Küfür gibi geliyor böyle zamanlarda çiçek.
 
Merhaba.

Eşimle 1 sene konuşup evlendik. Benim annem babam yok, o yüzden isteme de olmadı sade bir nikahla evlendik ve baharda düğün yaparız dedik.

Bugün evliliğimin 1.ayı doldu. Çalışan, kariyerli bir kadınım. Eşim kendi işi için benden akıl alır. Ortakları, anne babası beni gerçekten çok sever. Bana çok özenlidir hepsi.

Nikahımıza 1 hafta kala ben stresten mi bilmiyorum yüz felci geçirdim. Sadece gülünce anlaşılan bir asimetri vardı. O durumda bile ben moralimi yüksek tutmaya çalıştım. Eşim o durumda bile tartıştı üzdü beni. Birkaç örnek vereceğim.

Dini nikahımızdan birkaç gün sonra çiçek bakmaya gittik, gittiğimiz yeri beğenmedi bana söylendi. Ben de çıkıp eve geldim, anahtarım da güvenlikteydi eve gelen kadın kendiyle götürmüştü yanlışlıkla. Oraya bırakmıştı. Benden önce gidip anahtarımı almış. Bu çaba karşısında şok oldum, hüngür hüngür ağladım saatlerce. Geldi özür diledi, 2 gün sonra nikahımız vardı.

1 ay içerisinde sürekli ailevi sorunları çıktı. Kardeşi kendinden 12 yaş bi kadınla sevgiliymiş, babasıyla tartıştılar, işiyle alakalı çok yoğun bir talep oldu sürekli çalıştı. Ben hepsine anlayış gösterdim.

Patladığım, artık yeter dediğim 2 olay oldu. Geçen gün çiftliğe gidip geldik, döndüğümüzde erkek kardeşi bizim evdeydi. PS’imi alacağım diye almıştı anahtarı, akşam beni aradı abla yemek söyleyeceğim diye. Şok oldum. Çiftlikten döndüğümüzde kızkardeşiyle ev bakmaya gideceklerdi, dönüşte görümcem birlikte maç izleyelim demiş, ev müsait değil kabul etmiş. Ev müsait değil çünkü eşyalarımızın tamamı gelmedi, ev dağınık, halı falan sermedim gelen giden eşya oluyor diye. Görümcem zaten ayrı bir konu. Eve geldi selam vermedi, kurduğu ilk cümle “bana pijama verir misin” oldu. Bana selam vermiyor, pijama istiyor. Eşime ben hizmetçi değilim yeter artık dedim. Duşa girdim. Çıktığımda görümcem tezgahtaki 2-3 bulaşığı yıkar gibi yapıyor, çöpünü alıyor ama yıkamıyor. Bulaşık makinesi doluydu ve çalışıyordu, bulaşıklar o yüzden ordaydı. Normalde elde yıkayacaktım ama onlar geliyor diye tatlı yaptım. Görümceme bırak dedim yorulma, sonra kahve köşesini kurarken kararsız kalıp kenara koyduğum ahşap çubuğu aldı, “bu evde niye her yerde bir şeyin parçaları var” dedi. Ben artık delirdim. Yüz felci geçirdiğimi bilmesine rağmen koca evdesin yardım edeyim demedi bir kere. 4 defa yemeğe geldi, hepsinde güleryüzle mükemmel bir sofra hazırladım. Eşime patladım. Bir işi doğru yaptığını görmedim, benim evimde bana laf edemez kimse dedim. Haklısın, konuşma sen de bir daha diyor.

Dün akşam da, benim dini nikah kağıdım kaynımdaydı. Getirmesini söyledim. Mutfağa girdim, eşimin elinde benim nikah akdim, “iddiadan kazandığım tam altını ver, yoksa mehrinden olursun” dedi. Kolumdaki bileziği çıkardım. Evirip çeviriyor “bu tam altın eder mi” diyor. Sonra konu nişanlıyken yatırım olsun diye aldığı altınlara getirdi. Ben aylarca maaşımdan arttırıp altın aldım. Onun aldığı bilezikleri de bozdurup gram arttırdım. Bana diyor ki onları ben aldım, mehirden düş. Artık kafayı yedim, kolumdaki diğer bilezikleri de çıkardım tezgaha koydum. Çıktım mutfaktan.

Odadan çıktım kardeşi çıkıp gitmiş, (haftada en az 1 gün bizde kalıyor, bazısı keyfi bazısı eşya falan kuruyoruz). Ben eşyalarımı topladım gidiyorum yeter dedim. Kimliğim ofisteydi, taksiyle gittim ofise kadar gelmiş peşimden. Eve getirdi beni. Bir şey demeden uyudum çok yorulmuştum ağlamaktan. Sabah öpmek istedi odama gelip izin vermedim. Hep böyle öpüyor sarılıyor, akşamında ağlatacak bir sebep buluyor.

Ortağı bizi yemeğe çağırmıştı, aradı. Yanında insanlar var biliyorum, hiçbir yere gelmek istemiyorum dedim. Şimdiye kadar ne sorun yaşasak belli etmezdim. Ama elime ne geçti? Hiç.

Evi terk edip gitmek istiyorum. Çok yoruldum.
Eşinizin altını ver mehirden olursun demesi aşırı saçma. Böyle bir hakkı dinende yok zaten siz mehiri ona bağışlamadığınız sürece. Kumar oynuyor sanırım eşiniz. Çok saçma ve çocukça bir hareket olmuş.
Onun dışında evliliğin ilk zamanları böyle problemler çıkabiliyor. Ben o yüzden hep evlenmeden önce beraber yaşama taraftarıydım, eşimle beraber yaşamaya başladık 15 gün sonra evden kovmuştum o kadar sinirlerim bozulmuştu. Sonrasında 1 sene beraber yaşadık ve daha sonra evlendik. 10 sene de sevgili kalsaydınız aynı ev atmosferi farklı başta aynı evin içindeki düzen bilinmediğinden böyle anlaşmazlıklar oluyor. Bunları atlatırsanız ileride ne saçma davranmışız diyip gülüp geçiyorsunuz zaten. Evden gidecek kadar fevri karar vermeyin yeni evlisiniz bir süre gözlemleyin birbirinize alışmaya ve anlayış göstermeye çalışın. Bir kaç ayda bir şeyler düzelmediyse bir daha düzelmez demektir zaten.
Ailesi de sizi bu kadar rahatsız ediyorsa görüşmeyin evinize almayın zorunda değilsiniz orası sizin kişisel alanınız. Eşiniz de konuşma demiş zaten. Sizin evinizde kalmaları da ayrı saçma haftanın bir günü de olsa ne arkadaş ne aile her zaman kalmaz evli çifte yatılıya gidiliyorsa ayda yılda bir olmalı. Baştan sınır çizmezseniz daha çok yüz göz olursunuz tepkinizi koyun. Bende eş ailesiyle muhatap olmuyorum eve dahi almıyorum sen görüşebilirsin ama ben istemiyorum demiştim eşim kendi de görüşmüyor zaten ( bizim konular daha ciddi şeyler gerçi ) bir tek kv ile görüşürüm o da şehir dışında yaşadığından çok değil zaten. Sorununuzu da yansıtın ama hislerinizi konuşarak aktarın çekip giderek sinirlenerek değil. Baktınız bir kaç ay geçti değişiklik yok o zaman düşünün ayrılığı
 
geçmiş olsun, çok üzüldüm insan evlenirken böyle olacağını hayal etmiyor tabi kim ister 1 ayda evi terkedecek seviyeye gelmek. ama uzak mesafe ilişkisi için 1 yıl çok kısa bi süre bence sinyaller vardı ve siz göremediniz,insan gerçekten görmek istemeyince bi bahane bulup kendini aslında öyle olmadığına ikna ediyor ama gerçek elbet tokat gibi çarpıyor bi şekilde sizinki de o hesap.

bi kere daha çiçekçide belliymiş ben olsam benden önce koşup gidip beni sokakta bıraktığı yerde güle güle demiştim. durumları iyi olmasına rağmen mehir altın vs bu kadar dile getirmesi iğrenç, kardeşleri vs düşüncesiz görgüsüz. eşin de senin arkanda durmuyor baksana onların yanında sana laf söyleyebiliyor ki başta kendi gelmeyin biz yeni evliyiz demeliydi,ya da bişeyini eleştirdiklerinde cevabını vermeliydi,sağolsun hepsine susup geçmiş. kayınvalideniz dünyanın en iyi kayınvalidesi olsa konu çocuğuna gelince sizi tereddütsüz çöpe atar. eğer affetmek istiyorsanız ciddi bi konuşma yapmalısınız çiçekle böcekle bu işi düzeltemez. kendi ayar verecek ailesine sizi ezdirmeyecek,altınlarınızı alın gereksiz gurur yapmayın siz de kolay kazanmıyorsunuz yaşadıklarınızın bir bedeli var ödesin. fevri hareket etmeyin evet ama şu yaşananlar normal değil gereğini de yapın şimdi bi kuru çiçeğe razı olursanız ilerde başınız daha çok ağrır. sevgiler:KK200:
 
Kayinvalidenizi bu olaya dahil etmeyin.
Sorun kayinvalideniz degil, esiniz. Sınırı cizmesi gereken o.bence esiniz evlilik bilincine henuz varamamis.eskiden oturdugu evi hala kendinin evi, sizide evde eşlikci sayiyor. Kardeşleri onun kardesleri ve sizin hergun onlarla yanyana olmak gibi bir arzunuz olmadigini anlamasi lazim.anlamiyorsa cagirin kankalarinizi dolustirun eve.evde cokta yakin olmadigi insanlarla dipdipe olmak neymis anlasin madem.acik acik suratina soyleyin.anlamak istemez ise yol verin.
Para pul olayi ise bambaska bir mevzu.bir konuda ,hosunuza gitmeyen birsey varsa dile getirin.2 yi dile getirmek yersiz.resti cekin.demekki anlamak yerine genede yapmayi tercih ediyor ve sizin konfor alaninizi pekte dusunmuyor demektir cunku bu.
Yani esiniz ya bu deveyi guder ya bu diyardan gider. Red flaglari gormezden gelmeyin.biri benim yuzfelci gecirmeme neden olacak kadar beni uzmusse, onun ne kadar uzuldugunu alidndigini dusunmem.biri bana adim attigi kadar ona adim atarim.birazda esiniz uzulsun konfor alanindan ciksin o vakit.
Uyumluluk konusuna gelince , bir adamla 10 yilda gecirseniz, asil yuzu hep ayni eve girince gorulur.nasilki arkasina annesine kardesine biri farkli davraniyorsa ,esine yada sevgilisine tavri farklidir.sizi daha cepte goruyor demek ki.
 
Back
X