Merhaba.
Eşimle 1 sene konuşup evlendik. Benim annem babam yok, o yüzden isteme de olmadı sade bir nikahla evlendik ve baharda düğün yaparız dedik.
Bugün evliliğimin 1.ayı doldu. Çalışan, kariyerli bir kadınım. Eşim kendi işi için benden akıl alır. Ortakları, anne babası beni gerçekten çok sever. Bana çok özenlidir hepsi.
Nikahımıza 1 hafta kala ben stresten mi bilmiyorum yüz felci geçirdim. Sadece gülünce anlaşılan bir asimetri vardı. O durumda bile ben moralimi yüksek tutmaya çalıştım. Eşim o durumda bile tartıştı üzdü beni. Birkaç örnek vereceğim.
Dini nikahımızdan birkaç gün sonra çiçek bakmaya gittik, gittiğimiz yeri beğenmedi bana söylendi. Ben de çıkıp eve geldim, anahtarım da güvenlikteydi eve gelen kadın kendiyle götürmüştü yanlışlıkla. Oraya bırakmıştı. Benden önce gidip anahtarımı almış. Bu çaba karşısında şok oldum, hüngür hüngür ağladım saatlerce. Geldi özür diledi, 2 gün sonra nikahımız vardı.
1 ay içerisinde sürekli ailevi sorunları çıktı. Kardeşi kendinden 12 yaş bi kadınla sevgiliymiş, babasıyla tartıştılar, işiyle alakalı çok yoğun bir talep oldu sürekli çalıştı. Ben hepsine anlayış gösterdim.
Patladığım, artık yeter dediğim 2 olay oldu. Geçen gün çiftliğe gidip geldik, döndüğümüzde erkek kardeşi bizim evdeydi. PS’imi alacağım diye almıştı anahtarı, akşam beni aradı abla yemek söyleyeceğim diye. Şok oldum. Çiftlikten döndüğümüzde kızkardeşiyle ev bakmaya gideceklerdi, dönüşte görümcem birlikte maç izleyelim demiş, ev müsait değil kabul etmiş. Ev müsait değil çünkü eşyalarımızın tamamı gelmedi, ev dağınık, halı falan sermedim gelen giden eşya oluyor diye. Görümcem zaten ayrı bir konu. Eve geldi selam vermedi, kurduğu ilk cümle “bana pijama verir misin” oldu. Bana selam vermiyor, pijama istiyor. Eşime ben hizmetçi değilim yeter artık dedim. Duşa girdim. Çıktığımda görümcem tezgahtaki 2-3 bulaşığı yıkar gibi yapıyor, çöpünü alıyor ama yıkamıyor. Bulaşık makinesi doluydu ve çalışıyordu, bulaşıklar o yüzden ordaydı. Normalde elde yıkayacaktım ama onlar geliyor diye tatlı yaptım. Görümceme bırak dedim yorulma, sonra kahve köşesini kurarken kararsız kalıp kenara koyduğum ahşap çubuğu aldı, “bu evde niye her yerde bir şeyin parçaları var” dedi. Ben artık delirdim. Yüz felci geçirdiğimi bilmesine rağmen koca evdesin yardım edeyim demedi bir kere. 4 defa yemeğe geldi, hepsinde güleryüzle mükemmel bir sofra hazırladım. Eşime patladım. Bir işi doğru yaptığını görmedim, benim evimde bana laf edemez kimse dedim. Haklısın, konuşma sen de bir daha diyor.
Dün akşam da, benim dini nikah kağıdım kaynımdaydı. Getirmesini söyledim. Mutfağa girdim, eşimin elinde benim nikah akdim, “iddiadan kazandığım tam altını ver, yoksa mehrinden olursun” dedi. Kolumdaki bileziği çıkardım. Evirip çeviriyor “bu tam altın eder mi” diyor. Sonra konu nişanlıyken yatırım olsun diye aldığı altınlara getirdi. Ben aylarca maaşımdan arttırıp altın aldım. Onun aldığı bilezikleri de bozdurup gram arttırdım. Bana diyor ki onları ben aldım, mehirden düş. Artık kafayı yedim, kolumdaki diğer bilezikleri de çıkardım tezgaha koydum. Çıktım mutfaktan.
Odadan çıktım kardeşi çıkıp gitmiş, (haftada en az 1 gün bizde kalıyor, bazısı keyfi bazısı eşya falan kuruyoruz). Ben eşyalarımı topladım gidiyorum yeter dedim. Kimliğim ofisteydi, taksiyle gittim ofise kadar gelmiş peşimden. Eve getirdi beni. Bir şey demeden uyudum çok yorulmuştum ağlamaktan. Sabah öpmek istedi odama gelip izin vermedim. Hep böyle öpüyor sarılıyor, akşamında ağlatacak bir sebep buluyor.
Ortağı bizi yemeğe çağırmıştı, aradı. Yanında insanlar var biliyorum, hiçbir yere gelmek istemiyorum dedim. Şimdiye kadar ne sorun yaşasak belli etmezdim. Ama elime ne geçti? Hiç.
Evi terk edip gitmek istiyorum. Çok yoruldum.