Falların Gerçek Çıkmasının Altında Yatan Psikoloji Taktikleri

Huy Meselesi

🌜🌚🌛
Kayıtlı Üye
29 Şubat 2012
61.512
62.560
“Fala inanma falsız da kalma” diye bir söz vardır bizde. Birde falcıların söyledikleri doğru çıkınca herkesin yüzünde bir şok ifadesi. Peki bu falcılar psikoloji yöntemleri kullanıyor desek.

Fal baktırdığınızda her seferinde mutlaka doğru bir şeylerin söylenmesinin bir nedeni var: Barnum etkisi!

38268_0.jpg


Ne zaman kahve içseniz fincanı ters kapatıp ‘Neyse halim çıksın falım’ diyor, tarot kartlarını görünce dayanamayıp birkaç tane niyet çekiyorsunuz. Arkadaşlarınızla her buluşmada mutlaka gittiğiniz fal kafelerde çalışan falcıların hakkında hiçbir şey bilmedikleri insanlar hakkında nasıl bu kadar şey bildiğini mi düşünüyorsunuz?

Cevap basit ; Barnum Etkisi!

Bol köpüklü kahvemizi içtik, fincanı güzelce çalkalayarak kapattık. Karşımızdaki kişi fincanı açar açmaz bize nasıl biri olduğumuzu ve hayatta nelerle karşılaşacağımızı anlatmaya başladı. Üniversite de istediğimiz bölüme girebilecek miyiz? Çevremizde kötülüğümüzü düşünen birileri var mı? Aşk hayatımız nasıl? Beyaz atlı prensimiz bize doğru dört nala geliyor mu? peki üstümüzde nazar var mı? İşin garibi falcının hakkımızda söylediği şeylerin çoğu da doğru.

Bir defa bunun tadını aldık mı falın devamını da dinlemek hatta 2 gün sonra başka falcıları ziyaret etmek isteriz.

Literatüre Barnum Etkisi olarak geçen teori aslında falların neden herkes için doğru olduğunu açıklıyor. Aynı zamanda Forer Etkisi olarak da bilinen çalışma bireylerin, özellikle kendileri için hazırlanmış gibi görünen ama aslında büyük çoğunluktaki insanlara uyacak kadar genel ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözlem.

1948 yılında verdiği derste öğrencilerinin tümüne aynı falın yazılı olduğu kağıdı dağıtan B.R. Forer, öğrencilerinden kağıtta yazanların kendilerine ne kadar uyup uymadığını değerlendirmelerini ister.

Öğrencilere dağıtılan kağıtta şunlar yazıyordur:

“Başkalarının sizi beğenmesine, size hayran olmasına ihtiyaç duyuyorsunuz, ama aynı zamanda kendinize karşı eleştirel olmaya da eğilimlisiniz. Kişiliğinizin bazı zayıf yönleri var ama genelde bunları telafi etmeyi başarıyorsunuz. Kendi yararınıza çevirebileceğiniz halde kullanmadığınız önemli bir kapasiteye sahipsiniz. Dışarıdan disiplinli ve öz güvenli gözükürken, içten içe kaygılı ve güven sizsiniz. Bazen doğru kararı verip vermediğiniz ya da doğru şeyi yapıp yapmadığınız konusunda kafanızda ciddi şüpheler uyanıyor. Belli bir miktarda değişiklik ve farklılığı tercih ediyorsunuz; kısıtlamaların, sınırlandırmaların içinde kalmak sizi mutsuz ediyor. Bağımsız bir düşünür olmakla gurur duyuyorsunuz ve başkalarının iddialarını tatmin edici kanıt olmadan kabul etmiyorsunuz ama kendinizi başkalarına açarken çok açık, çok içten olmayı akıllıca bulmuyorsunuz. Bazı zamanlar dışa dönük, sokulgan ve sosyalsiniz; bazı zamanlarsa içe dönük, sakıngan bir kapalı kutu oluyorsunuz. Bazı çok gerçek dışı arzularınız var.”


Öğrenciler kağıtta yazılanlara 1 ile 5 arasında bir puan verir. Sınıfta yapılan değerlendirme sonucu herkes için kağıtta yazanların 4.20 civarında doğru olduğu ortaya çıkar. Forer’in bu çalışmasında insanların çok genel, hemen hemen herkese uyabilecek sözleri, biraz övücü bir tonda ise rahatlıkla kendilerine özgüymüş gibi algılamaya eğilimli olduklarını gözler önüne serildi.

Bu zaafın sebebi ise, insanların kendileri hakkında özellikle de bir şeyler duymaya olan kör edici ihtiyaçları. Olumlu düşünce ve biriciklik yanılsaması olarak açıklanan bu durum astroloji gibi, grafoloji gibi, falcılık gibi bilimsel olarak objektifliği kanıtlanamamış pek çok alana gösterilen yoğun rağbetin temelinde yatan en güçlü mekanizmalardan birini açığa çıkarıyor.

kaynak: kişiselbaşarı
 
X