Galiba ruh hastasıyım

Evet, anne ve babamı anlamıyorum çünkü duyguları konusunda çok açık değiller. Her konuşmamızda dip dibe karantina da olmaktan nefret ettiklerini hissetiriyolar. Her görüntülü konuşmamız onların bir birine laf sokuşu ile geçiyor. Ben bu süreçte, arkdaşları ile bir araya gelemediklerinden dolayı, baş başa olmalarını sağlıklı bulamıyorum. Malesef kavga/laf sokuşu ile geçen bi aile hayatımız vardı. Birbirimizi kısa sürede gördüğümüzde en iyi anlaştığımız dönemi yaşamıştık.(Önceden babam uzakta çalışıyordu, şimdi ben)

Belki bu covid-19 geçene kadar kediye dönüşümlü bakmaları bana en sağlıklı çözümmüş gibi geliyor. Hem bir birlerinden uzak kalırlar, hem de kedimiz en çok güvenebileceğim iki kişi ile huzurlu yaşar. Ama görüşlere de açığım.

Ben anne babanızı tanımam etmem ama empati diye bir şey var. Kendimi onların yerine koyduğumda anlayabiliyorum gayet doğal yazlığa gitmek istemeleri. Siz nasıl anlayamıyorsunuz hayret ettim. Şu saydıklarınızın zerre önemi yok. Kedinizi düşünmeye harcadığınız zamanın yüzde biriyle anne babanızı düşünseniz keşke. Benim ailem de sürekli tartışma halinde ama anladım ki doğal halleri bu. Evliliğe bu şekilde devam ediyorlar, ayrı kalmak birlikte olmak kendi verecekleri bi karar.

Evde kediyle tek başına yaşlı bir insanın kalması size nasıl en sağlıklı çözüm gelebiliyor? Farzedelim yalnızken biri düştü, başına bir şey geldi kediniz için bin tane felaket senaryosu yazmışken kendi anne babanızı hiç mi düşünmüyorsunuz?
 
ben psikologum -ruh hastalığı vurgunuzdan ötürü belirtiyorum-, annem kedim için mesela 'yazık yaa bunun da annesi babası yok yaa, tek başına hiçbir kimsesi yok yaa.' gibi acındırmalı cümleler kurduğunda gözlerim doluyor, 2 laf daha duysam ağlayacak hale geliyorum. kedim bir gün kanlı dışkılamaya başladığında ağlama krizine girdiğim ve yerimden kalkamadığım için veterinere 10 dk sonra gidebildim anca. vallahi insan bebeği olsa böyle olmazdım, çocuğun ağzı dili var sonuçta anlatırdı derdini. ama hayvan sözkonusu olunca içim gidiyor, her türlü sorumluluğu bende, başına bir şey gelmesinden çok korkuyorum.
 
Ben sizi yargılayamıyorum, benim de bir kedi kızım var, ben de biraz fazla bağlıyım hatta azcık bağımlıyım da diyebilirim. Onun için ne tatiller iptal ettim, aklım çıkıyor başına bir şey gelecek diye. O sebeple endişenizi anlayabiliyorum. Ama anne ve babanızın da kendine göre planları vardır, yani iyice tembihleseniz yazlıkta dikkat etseler kapılara, pencerelere vs, en azından siz alana kadar. Olmuyorsa mecbur kuzeniniz bakacak. Pandemi durumundan kaynaklı ister istemez zaten kötü etkileniyoruz, bir de sizin için bu durum daha kaygı verici olmuş, ama sakin olmaya çalışın ve olumlu düşünün lütfen.
 
Kuzenimin hakkını yemek istemem, hakkaniyetli ve iyi bir insandır. Ancak benim kadar dikkat eder mi, beraber yaşayacağı insanlar nasıldır hiç bilmiyorum. Yoksa kedimizin rahat ve mutlu olduğu evinden küçük bir kafese gitmesini istemiyorum. Hareketli ve başka hayvanlarla aynı ortamı paylaşmayı sevmeyen bir kedim var malesef. Ailem kendisini küçük ve kedi olan bir ben olarak tanımlıyor :KK70:
Anlayışlı mesajınız için teşekkürler,

Açıkcası ben buraya gelmeden önce ailem ile bu durumu konuşmuş ve kendisini yanıma getirmek istediğimi söylemiştim. Geçici lojmanda kalacağım iki ay için yanlarına bırakmıştım, evi ayarladıktan 14 gün sonra da yaşadığım ülkede ve dünyada önlemler artmaya başladı. Yani normal koşullarda ben şu an evimde kedimle beraber olacaktım. Onları da sıkıntıya sokmak istemiyorum ama içimden bir canavar çıkıyor bu belirsiz süreçte.

Köpeğimiz öldüğünde, şansıma dersten erken çıkıp veterinerine gitmiştim ve birbirimize veda edebilmiştik (kendisini sevip öptükten, bir kaç dakika sonra organ yetmezliğinden vefat etti). Sanırım herkesden uzağa tek başıma taşındığım için anksiyetem her yerden fırtlıyor çünkü sevdiklerimizi ne zaman kaybedeceğimiz malesef belirsiz.
Doiy lütfen Tr’den bir uzmandan hemen online terapi vs bir destek almaya başla.
Yaptığın şımarıklık bencillik değil sağlıklı düşünemiyorsun.
Bu söylediklerinin hepsini yaşadım. Kardeşimin kedisine bakmak zorunda bırakıldım. Ben bakmasam arkadaşına bırakmak zorundaydı. Ailemizden bir kişi solunum yollarından rahatsızlandığı için evden uzaklaştırmak gerekiyordu. Bu arada kedi dedim ama benim için o bizim bir parçamız. O kadar karakterli o kadar hassas bir hayvan. Çok severek özenerek baktım. Kardeşim o süre zarfında bana düşmanlaşmaya başladı. Durumundan haberdar etmek için arada şöyle yaptı şu bu diye anlatırken sinir olmaya başladığını farkettim önce. Sonra sormayı ve ben anlatırken dinlemeyi kesti. Benimle iletişimini sınırladı. Bir sene maddi durumum kötüyken bir de o aralar herşeyiyle ilgilendim veterineri maması kumu aklına gelebilecek herşeyi.
Bir sene sonunda bir erkek arkadaş buldu bir süre ara ara evinde kalmaya başladı. Herşey benim için normal. Gelip düzgünce bugüne kadar baktın emeğin geçti sağol şimdi alabilirim demeden gelip sinirli sinirli oturup sonra getirdiği çantayı açıp aldı nasıl olacak vs diyemeden kaçarcasına çıkıp gitti. Engelleme girişimim zaten olamaz ama o bu yolu seçti. Neden anlattım bunu biliyor musun? Mantıklı bir insansın kendi durumunun gidebileceği noktayı gör istedim.
Anne baban ya da kuzenin senin hatırına bakacak kedine. Elbette bakarken aralarında bir bağ oluşacak kaçınılmaz olarak. Sen evrak işlerini halledip onu da yanına alıp gidebilirdin ama yapmadın. Şimdi bunun faturasını o insanlara çıkartma lütfen. İki öneri de mantıklı. Kedini sevmeden zoraki bakacaklarına kedin senin özleminle hasta olacağına bırak birbirlerini sevsinler. O başka türlü bir sevgi oluyor merak etme seninle olduğu gibi olmaz. Kediler benim tanıdığım kadarıyla herkesle farklı bir ilişki kuruyor. Sen lütfen bu takıntılı ve post travmatik stres bozukluğu gibi görünen durumu çöz. Hayatında yolunda gitmeyen başka şeyler var muhtemelen ve sen bütğn sorumluluğu kediciğine yüklüyorsun. Sen döndüğünde bir iki gün kapris yapar üçüncü gün gelir koynuna merak etme. Kedinin bir ömrü var ve ben bu kaybı da yaşadım. Lütfen bağlılığını buna göre kur. Hayat bu maalesef hepimiz geçiciyiz bu dünyada. Sevgileri hep kalbimizde kalıyor sadece.
 
Ne diyeceğimi bilemedim okurken çok şaşırdım.İnsanlar evlatlarını bu kadar düşünmüyor, yazık size gerçekten ciddi hasta olursunuz böyle yapmayın kendinize.Ruhsal hastalıkların tedavisi çok zor henüz başınıza gelmemişken yapmayın kendinize.
 
Benimde kedim var çok seviyorum. Kuzenimden hoşlanmasam yani iyi bakacağından emin olmasam bende bırakmak istemezdim. Ama sizinki biraz abartılı bence. Aileniz yazlığa götürüp dikkat etseler bahçeye çıkarmasalar daha iyi olur gibi geldi bana. Sizde yakın zamanda bir psikoloğa gidin fazla kaygılısınız
 
Kedi için ailenizin düzenini değiştirmesini istemeniz, dönüşümlü eve gidip gelmelerini istemek, yok hastalık kaparsa yok araba çarparsa gerçekten kaygı bozukluğı işaretleri hele ki kedinizi kuzenden kıskanmak nirvana boyutunda. O bir hayvan ve kendini korumaya programlanmış her araba caddede kediye çarpsaydı kedi kalmazdı kaçabilirler merak etmeyin hayvanlr bulaşıcı hastalıklara insanlardan daha zor yakalanır ailenizinde bir hayatı var onlara da hayatı dar etmeyin rahat olun demek bişey olup ölse depresyona gireceksiniz biraz da ailenizi düşünün
 
Ben de ayni böyleyim ya bizimki de yazlığa giderken yolda çok kötü oluyor kalp krizi falan geçirecek diye korkuyorum. O halini gördüğümden beri göndermekte zorlanıyorum. Ben yokken götürsünler diyorum artık. Bence yazlığa gidebilir sever orayı. Bizimki çok seviyor gittikten sonra. kedi arkadaşları da var bir şey olmadı şimdilik. Eskiden ben de biri kalsin evde ona baksin isterdim ben de baktım. Ama böyle olmuyor gerçekten. Çok düşünmemek lazım kafayı başka şeylerle oyalamak falan belki.

Tek çocuk olarak prenses gibi büyütülmüştüm ben de. Onun sıkıntılarını çok yaşıyorum terapiler de güvenmiyorum zaten param da yok. Ama belki durumunuz varsa rahatlatır bir konuşmak. Ben olsam denerdim.
 
Herkese merhaba,

Öncelikle fazla detaylı ve uzun yazdım, okumak istemeyen veya özet geç diyenlere göre göre bir konu değil. Konumuz kayınvalide/görümce/elti/koca problemi de değil. Konumuz büyük ihtimalle 3 yaşındaki bir çocuk gibi kaprisli olan bir insan olmam (27 yaşındayım) veya düz takıntılı bir ruh hastası olmam ve bunun kedimiz üzerinden siyaret etmesi. Okuyan herkese şimdiden teşekkürler.

Sorunum kedim, ailem ve sanırım ruh hastası olmam. En başından başlamak gerekirse her şey 5 yıl önce köpeğimiz yaşlılığa bağlı öldüğünde başladı. Kendisi çok ani ve hızlı bir şekilde hastalanmış ve ölmüştü. Hayvanları ne kadar sevsem de uzun bir süre başka bir evcil edinmeyi istemedim, ki en büyük isteğim bir kediyle beraber yaşamaktı. Her neyse, bundan yaklaşık 2.5 yıl önce annem evimize bir kedi yavrusu getirdi ve benden beklendiği gibi kendisine aşırı bağlandım.

Kedimiz 7 aylıkken, ailemin dikkatsizliği de yüzünden, 3. kattaki evimizin balkonundan düştü ve ben gece geç saatte eve geldiğimde fark ettim. Gece 3e kadar sokaklarda ağlaya ağlaya aradım ve bulamadığımım için ertesi gün gideceğimiz yurt dışı turuna katılmamaya karar verip evimizde kaldım. Bir hafta boyunca sabah akşam kendisini sokaklarda aradım ve çok şanslıyım ki sağ salim bir şekilde buldum. Bu olaydan sonra kendisine olan bağlılığım sanırım sağlıksız halini almaya başladı, sürekli başına kötü şeyler gelmesinden korkar bir şekilde buldum kendimi. Sonrasındaki 2 ay boyunca sürekli balkondan düşüp kaçtığını gördüğüm rüyalar gördüm, ki hala da görmeye devam ediyorum.

Sorun şu ki ben eğitimim sebebiyle 4 ay öncesinde yurt dışına taşındım, ev kiralamayı ve kedinin evrak işlerini halledene kadar da aileme bıraktım. Ancak tahmin edersiniz ki covid-19 yüzünden hem kedimin evrak işleri gecikti, hem de getirebileceğim tarih belirsizleşti. Bugün ailemle görüntülü konuşurken annemlerin Türkiyede'ki önlemlerin esnetildiği ilk anda yazlığımıza gitmek istediğini öğrendim ve sinir krizi geçirttiren ve ruh sağlığımı sorgulatan olaylar gerçekleşti. Annemlerin iki önerisi var, birincisi kediyi evimizde bırakıp yaşıtım olan kuzenimin kedi ile bizim evde kalması diğeri de yazlığımıza götürmeleri.

Ancak iki öneriyi de kabul etmek istemiyorum. Yazlık evin bahçesinde bir sürü FIP hastası sokak kedimiz var ve evin dibi yol. Sarhoş araba kullananı, fast and furious sitili araba kullanan dolmuşu vs gece gündüz sokakta. Kedimizi araba ezebilir veya kendisi malesef tedavisi olmayan FIP'i diğer kedilerden kapabilir. Kuzenim konusu ise bambaşka uzun bir hikaye. Eğer bu planla devam edilirse kendisi bizim evde master'ı bitene kadar yaşayacak ve bu dönemde ailem yeni aldıkları eve çıkacak. Bu yeni alınan ev de giriş kat ve işlek bir sokak yanında, o yüzden ailem kediyi diğer evde kuzenime bırakmayı düşünüyor. Ve dananın kuyruğu da burada kopuyor benim için. Ben kuzenimden çok hoşlanmıyorum, hem kendi özgüvensizliklerim (yaşıt olduğumuz için kıyasa dolayı oluşan rekabet) hem de her ne kadar kabul etmek istemesem de gereksiz kıskanç olabilişim. Aklımdaki sorular ya kediye iyi bakamazsa, ya yine kaçarsa ve en utanç vericisi ya benden çok onu/kız arkadaşını/ev arkadaşını severse ve de beni artık sevmezse.

2-3 yaş çocuğu gibi kıskançlık krizine girdiğimin ya da ruh hastası gibi düşündüğümün farkındayım. Benim isteğim 3 ay boyunca evimizde dönüşümlü olarak kedi ile annem babam kalsa, hiç kediyi kuzenime bırakmasalar ve ben biraz önümüzü görebildiğimizde kediyi getirebilmem. Manas detanının rekorunu kırmadan sormak istediğim sorular şunlar: Sizce en makul çözüm ne, ben ruh hastası mıyım veya bildiğin düz şımarık mıyım? Dünyanın en özgüvenli insanı sayılamam ve 2 aydır full karantina sürecinde iyice garip bir ruh haline girdim. Mantıklı düşünemiyorum ve yardımınızı istiyorum.

Biliyorum herkesin derdi başından aşkın, ancak benim de derdim bu. Bu sorunun altındaki daha büyük sıkıntılarımın da farkındayım, evet psikolojik yardıma ihtiyacım var. Şimdilik bu sorunumu, uzun vadede de özgüvensilik/paranoyaklık/kabul edilme ihtiyacımı çözmek istiyor, bu konularda fikirlerinizi bekliyorum.
Aman tedavi olmadan anne olmayin belliki evli degilsiniz ama doktorluksunuz orasi kesin
 
Hayvanlari çok severim. Civcivimi gezdirmek için çocuk parkına götürmüştüm :) kedi kanadını yaraladı, hemen veterinere götürdük, röntgen,ilaç ,tedavi derken iyileşti şükür. Ama o gün hepsi yirmi yaş üstü olan evdeki herkes çok üzüldü. Yani biz de hassasiz. Ama sizin hayatınızı tamamen kediye göre duzenlemeniz ve ailenize de baskı yapmanız yoğun kaygı bozukluğu mu yoksa daha mı ciddi anlamadim. Mutlaka doktora görünün, hem geçmiş olsun hem güzel kalbiniz için teşekkürler
 
Canim seni cok iyi anliyorum benim kardesimle ortak kedilerimize su an kardesim iki senedir tek basina bakiyor ozluyorum kardesim tabi ki cok iyi baktigindan ve benden daha cok sevdiginden sorun degil. Endiselenmen normal ama bana da yazlikta dikkat ederlerse bisey olmaz gibi geldi. Syahat kisitlamalari kalkar kalkmaz da yanina alirsin. Annen ve babanin ayrilmasi secenegi hic mantikli degil. Bana ruh hastasi filan gibi gelmedin sadece fazla endiselisin balkondan dusme olayi seni cok etkilemis, normal.
 
ileride çocuğunuz olduğunda muhtemelen ona daha fazlasını hissedecek ve kaygılanacaksınız.Uzman desteği alın.
 
X