- 16 Ocak 2018
- 5.174
- 18.529
Dominantız da durup duruken değiliz ki canım, haksızlık ve yanlışlık gördüğümüz yerde kesin müdahale ediyoruz bence olay bu. Koyunda değilizki her şeye boyun eğelim. Seninkini bilmiyorum ama benimki birazda keyfi dominantlık yapıyor. Olması gerekenden çok canının istemediği şeylerde de baskın davranıyor, zorluyor yani illa istediği gibi olacak diye ve bazen senin ne düşündüğün önemli değil. Her zamanda öyle değil. Bazen oluyor bir melek sonra bir anda kelekliği tutuyor gibi şeyler. Bende istikrarsızlığa gelemiyorum. Örneğin bir yemeği şöyle yapınca çok sevdim hep böyle yap diyor bende hep öyle yapıyorum. Her şey aynı ama artık o sevmiyor niye böyle yaptın oluyor. Artık sevmiyorum sıkıldım diyor. Bende kızıyorum bir daha kendin yap çok biliyorsan diye sonra da malzemelere kabahat buluyor eski tadı yok diye. Beni de böyle böyle kararsızlığa düşürüyor. Yani sıkılgan biri, bir öyle bir böyle oluyor takip edemiyorum çabuk değişiyor. Aradan zaman geçiyor eskiden böyle yapıyordun artık yapmıyorsun özledik diyor. Bir daha öyle yapma dedinya diyorum vs vs.... Bu da beni yoruyor.Sen de kapana sıkışmış vaziyette sin resmen.
Doğru söyledin kendi sınırlarini çizip kendi doğrularinda direten insanlar mutlu onlarla yaşamaya çalışan bizler gönül yorgunu.
Dominant erkek ile evli olmanın getirdiği sorunlar canım.Cunku biz de dominant kadınlarız ve içimizdeki dominanti bastırınca biz biz olmaktan çıkıyoruz.
Beyhan Budak dinlesen kesin sende net bir karar alırsın ama işte ardında durmak için çelik gibi sabir irade güç lazim.Bir kaç videosu çok net birakin ipin ucunu diyo.Hepimizin kafa karışık .Seni anlıyorum yaşadıklarını da .Allah doğru kararı verme gücü basireti versin.
Ben bir karar almıştım ama şu an uygulama cesareti basireti yok yani.Kafam çorba gibi .Tatilin tadını çıkarmak lazım covid vs derken ondan da bişey anlamıyorum.Yesem içsem mutlu olucam bu sefer kilo alırım diye yemek de istemiyorum iki ucu ha ha
Aileme tek git canım akşam yatmaya evine dönersin.Ben bu yaz tek oğlan ile takılıyorum.Pandemi diye zaten eve tikildim.
Karara gelince şöyle, aslında ne pahasına olursa olsun çekip gideceğim biri de değil tam. Gerçi bu o an ki duruma ve herkese göre değişir. Hayattan ne beklediğimize göre. Çok pozitif yönleri var. Bir çok kişide görmediğim, vardırda araki bulasın diyeyim. Az çok insanları da tanıyorum. Ama çok keskin ve değişken yönleri de var bu beni çok sıkıyor. Normalde ekonomik olarak beni pek kısıtlayan biri de değildi. Sürekli canın ne istiyorsa al diyordu, anlatmıştımya, çok cömert. Mesela buraya taşındığımızda klimalarımızı takan bir çocuk vardı, Allah için çok beyefendi çalışkan birisi, sıkıntıya girmiş korona yüzünden. Sohbet muhabbet olunca eşim kıyamadı; senin gibi insanlar yürüsün, kaç para lazım dedi, 3 bin dedi. Çocuk borç istemedi yani ama eşim vermek istedi. Geldi bana söyledi, bende sen bilirsin ama geri gelmeyeceği ihtimalini düşündüysen, hiç gelmeyecekmiş gibi vereceksen ver dedim. Vermese de önemli değil dedi şak hesabına geçti. Yani demek istediğim bu insan el. Bu verdiği ilk de değil. Yeri geldiğinde hiç acımıyor yani paraya. Benim hassasiyetim başka sebeple de olsa beni buradan vurması. Ki biliyor bu konuda hassasiyetimi. Ve asıl kızdığım şu; o an benden herhangi bir şey istedi diyelim veya sohbet arasında bir şey geçti, ben ne yapıp edip onun mutlu olacağını duyduğum konuyu veya istediği şeyi hallediyorum, onun ihtimal veremeyeceği şeyleri bile, yeter ki mutlu olsun, hani eşimya.. O mutlu olacaksa sevmediğim bir şeye bile katlanıyorum eksiklik duymasın diye, ama söz konusu benim sevip onun sevmediği bir şey olunca o asla katlanamıyor, ben sıkıntıya gelemem, istemediğim bir şeye niye katlanayım diyor. Bu da çok kırıcı, çok egoistçe, dediği mantıken doğru olsada, benim tercihlerime saygı duymayı bilmiyor, iş buna dönerse zaten? Sen mecbur değilsin ben mecbur değilim derken pek bir arada da olamayız. En büyük sorunumuz bunları detaylı detaylı konuşamıyoruz, kestirip atıyor veya gereksiz görüyor. Niye beni bırakmıyor ki o zaman. Lafa gelince ben senin için yaşıyorum, senin için çalışıyorum, seninle nefes alıyorum vs vs. Daha önce terk ettim ona da gelemiyor. Buradayım onu da tam beceremiyor. Kendimi yaramaz bir çocuğun oyuncağı gibi hissediyorum.
Ama senin imkanların benim kendi şahsımda olsaydı (evlilik ile elde etmediğim imkanlar) inan en azından 1 ay önce çekip gitmiştim. Kafa dinlemek için dahi olsa... Sadece bir an önce bu evden çıkmak istedim, ev üstüme geldi ama gidecek yerim yoktu çaresizce oturdum. Gidersem belki hiç dönmemem lazımdı, bazı sözler ve hareketlerin bence geri dönüşü yok, ondan sonra eskisi gibi asla olmaz dikişte tutmaz. Senin gidişin biraz daha farklı olmalı haliyle, çok kırıp dökmeden çünkü çocuk var, illa yüzyüze bakılacak günler olacak diye. Yaniiiii o kadar konuştuğum şeyin özeti şöyle olursa böyle yapacağım, böyle olursada şöyle yapacağım diye verdiğim 2 karar var. Çekip gitme kararımı şartlar engellediği için şu an 2.kararımı uyguluyorum. O da iş ile ilgili teknik olarak uzmanlaşmaya çalışıyorum. Bu daha iyi bir pozisyon bulmam için şart. Her gün düzenli ders çalışıyorum. En azından kararımın arkasındayım. Sende karar aldıysan neyi bekliyorsun, yeterince emin değil misin kararından?
Aileme gelince günü birlik gidip geleceğim mesafede değiller. Şuan yazlıktalar ve 300 km civarı bana. Tüm günüm yollarda geçer. Kalırsamda bu bizim için hassas bir konu çünkü bazı sebeplerden direkt geriliriz. Zaten o yüzden oturup ders çalışıyorumya... Falan filan...