12 Adımda Diyetsiz Zayıflama
BUNLARI YAPIN
1-Besinleri yavaş çiğneyin
Zamanınız olmasa bile tabaktaki yemekleri hızlı yemekten vazgeçin.
Ana öğünleriniz en az 15 – 20 dakika sürmeli. Çünkü beynin ‘tokum’
sinyalini vermesi için yaklaşık bu kadar süreye ihtiyacı var. Eğer besinleri
hızla çiğnerseniz kontrolünüzü yitirerek bu süre içinde daha fazla yemek
tüketme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
2-Her öğünden önce su için
Her gün 1.5 –2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Gün içinde düzenli
olarak tüketeceğiniz su metabolizmanızı hızlandırmak gibi önemli bir işlev
üstleniyor. Ancak bu özelliğinden faydalanmak için suyu gün içine yayarak
içmeniz şart. Eğer akşam su içmediğinizi fark edip bolca tüketmeye kalkarsanız,
sık sık tuvalete gitmek dışında hiçbir değişiklik sağlayamazsınız. Bu nedenle her
öğün öncesinde bir bardak su içmelisiniz. Böylece hem açlık hissinizi azaltarak
gereksiz atıştırmalardan korunmuş, hem de günde en az 6 bardak su içmeyi
garantilemiş olursunuz. Yemek yerken su tüketiminden ise kaçının, aksi halde
mide hacmini artırmış olursunuz ki bu da daha fazla besin tüketmeniz anlamına
geliyor. Yemekten sonra su içmek için en az 1 – 1.5 saat geçmiş olmalı.
Çünkü mide boş iken su, doğrudan bağırsaklara karışıyor ama besinle
karıştığında mideyi genişletmekten başka bir işlev üstlenmiyor.
3-Sebzeye ağırlık verin
Ana öğünlerinizden birinin mutlaka sebze ağırlıklı olmasına dikkat edin.
Böylelikle hem bağırsakların daha hızlı çalışmasını sağlar, hem de daha
az kalorili bir menüye sahip olursunuz. Örneğin ana öğününüzde et ve makarna
yerseniz sebzeden çok daha fazla enerji alabilirsiniz. Ancak sebzeler bir
porsiyon ete göre neredeyse dörtte biri kadar enerjiye sahip olsalar da, hemen
hemen aynı derecede tokluk sağlarlar. Örneğin etin sindirimi 3 – 4
saat sürüyorsa, sebzenin sindirimi 2 saat kadar sürer. Fakat sebzeyi bir
dilim ekmekle desteklerseniz
etli menü kadar uzun süre tok kalabilirsiniz. Bu nedenle gün içinde minimum
2 -3 porsiyon sebze, yine aynı oranda meyve almayı alışkanlık haline getirin.
4-Porsiyonlarınızı küçültün
Meyvede bir porsiyon derken, aklınıza dolu bir tabak gelmesin. Beslenme ve
Diyet Uzmanı İpek Cirit bir porsiyonun 50 kalori olduğunu, bunu da yarım muz,
büyük bir mandalina, küçük bir elma veya ayvanın dörtte biri ile alabileceğimizi belirtiyorlar.
Sebzelerde de, 4 yemek kaşığı bir porsiyona karşılık geliyor.
5-Tatlılara ‘ambargo’ koyun!
Gün içinde yeteri kadar karbonhidrat tüketmediğimizde enerji ihtiyacımızı karşılayamıyoruz.
Bunun sonucunda da beynimiz bize ‘tatlı’ yememizi emrediyor.
Biz de ‘krizim tuttu’ diyerek tatlılara saldırmaya başlıyoruz.
Oysa tatlı ihtiyacımızı önlemenin tek yolu düzenli beslenmek ve enerjiyi dengeli
bir şekilde almaktan geçiyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, şeker gibi
basit karbonhidrat grubunda yer alan besinleri haftada 1, en fazla 2 kere
tüketmenizi öneriyor. Çünkü tatlı yediğinizde 300 -350 gibi yüksek bir kalori
alırsınız ama kan şekeriniz hızla yükselip tekrar düştüğü için yarım saat sonra
tekrar acıkırsınız. Bunun aksine bol peynirli kepekli sandviç yerseniz neredeyse
3 saat boyunca tok kalabilirsiniz. Gün içinde 2 – 3 porsiyon meyve yediğinizde
de tatlı krizinin önüne geçebilirsiniz. Eğer canınız tatlı çok çektiyse, baklava ve
şekerpare gibi kalorisi bol tatlılar yerine, daha az kalori içeren sütlü tatlıları tercih
edin.
6- Çeşitli beslenin! Besinleri sadece kalori veren maddeler olarak düşünmeyin.!
Vücudumuzun iyi enerji harcaması, günlük işlerini yerine getirebilmesi ve aynı
zamanda sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini
bize gıdalar verir. Tüm besin öğelerini içinde bulunduran tek bir besin olmadığı gibi
aynı besin grubunda yer alan besinlerin de içeriği farklılık gösterir. Kilo vermeye de çalışsak, kilomuzu
korumaya da çalışsak çeşitli beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.
BUNLARI YAPMAYIN!
1-Yağları ‘yasak’ listesine almayın! Kilo vermek uğruna yağdan vazgeçmeyin.
Çünkü yağlar sindirimi en uzun süren grup oldukları için yemeklere ilave
etmezseniz tokluk süreniz kısalır, siz de kendinizi yine sofra başında bulabilirsiniz.
Fakat çok hareketli bir yaşantınız yoksa, et, peynir ve yoğurt tüketirken
zaten
vücudunuzun ihtiyacı kadar aldığınız için doymuş, yani katı yağlardan kaçının.
Gün içinde yemeklere katacağınız sıvı yağ miktarı 4 – 5 tatlı kaşığını geçmemeli.
Bunun için de 4 – 5 su bardağı ile yapacağınız çorbaya yarım yemek kaşığı,
bir kiloluk sebze yemeğine de yarım çay bardağı, salatalara da 1 tatlı kaşığı
kadar sıvı yağ eklemeniz yeterli gelecektir.
2-Karbonhidrattan vazgeçmeyin
Kilo vermeye karar verdiğimizde çoğumuzun yaptığı ilk şey, ‘karbonhidratlı
besinleri sofradan kaldırmak oluyor. Oysa hem yeterli beslenmek hem de
midemizin tok kalması için günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 50 – 60’ını
karbonhidrat kaynaklı besinlerden sağlamamız şart. Bu da günde
300 – 350 gr karbonhidrat anlamına geliyor. Diyelim ki et ve yanında da bolca
salata yediniz. Karbonhidrat içeren besin tüketmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğu ‘enerjiyi’ alamadığı
için 1 – 1.5 saat sonra acıkmaya başlarsınız.
Bunun aksine yanında karbonhidrat içeren bir besin tüketirseniz en az 2 – 2.5
saat tok kalır, bu sayede bir sonraki öğüne kadar gereksiz şeyler atıştırmazsınız.
Dolayısıyla her öğünde karbonhidrat içeren besinlere mutlaka yer verin.
Ancak seçiminiz kan şekerini hızla yükseltmedikleri için lif içerenlerden yana olmalı.
Örneğin pilav ya da patates yerine, sindirimleri nispeten daha uzun süren, böylece
kan şekerini hızla yükseltmeyen kepek ekmeğini, tam buğday makarnasını, kuru
baklagilleri veya bulgur pilavını tercih etmenizde fayda var. Tabii her öğünde
karbonhidrat içeren besinleri 3 – 4 yemek kaşığını geçmeyecek miktarda
yemeniz gerektiğini de unutmayın!
3-Öğün atlamayın
Zayıflamanın öğün atlamaktan geçtiği yolundaki hatalı bilgilerle hareket etmeyin
. Çünkü aç kaldığınızda vücudunuz bunu bir tehdit olarak algılıyor ve ihtiyaç
duyulan enerjiyi yağ dokusundan almaya başlıyor. Fakat vücut uzun süre açlıktan
sonra yağ deposundan sağlanan bu enerjiyi, öğün tüketilmesi ile beraber besinlerle
gelen enerjiyi tekrar yağ dokusuna geri gönderiyor, hem de fazlasıyla. Bu da
kilo verememenize, hatta kilo almanıza yol açıyor! Dolayısıyla kahvaltıyı uyandıktan
sonra en geç 1 saat içinde yapmalı ve sonraki öğünleri 2 – 4 saat sonra olacak
şekilde planlamalısınız. Bunun için her gün 3’ü ana öğün olmak üzere günde
en az 5 – 6 kez beslenin. İsterseniz, ara öğün sayısını 4’e bile çıkarabilirsiniz.
Bu sayıyı kahvaltı saatinize göre belirleyebilirsiniz. Örneğin kahvaltınızı
saat 7.00’de yapıyorsanız, ana öğünden önce mutlaka bir ara öğününüz olmalı.
Ancak sofraya saat 10.00 gibi oturuyorsanız, bu durumda 2 – 3 saat sonra öğle
yemeğine geçebilirsiniz.
4-Sofraya geç saatlerde oturmayın
Yoğun iş temposu nedeniyle bunu başarmak pek kolay olmasa da akşam yemeğini
çok geç saatlere bırakmamaya çalışın. Akşam saat 19.00 gibi sofraya
oturabiliyorsanız, çok şanslısınız. Ancak bu mümkün değilse ve diyelim ki saat
24.00’te yatağa gireceksiniz, hiç olmazsa yatmadan en az 4 saat önce akşam
öğününü tamamlayın ki hareketsiz kaldığınız için kaloriler vücudunuzda
depolanmasın. Akşam yemeğinde ağır yemekler yerine kalorisi az ve sindirimi
kolay hafif yemekleri tercih edin! Eğer geç kalmışsanız, akşam yemeğini atlamayı
bir çözüm olarak da görmeyin. Çünkü öğünü tamamen atlarsanız yetersiz beslenmiş
olur ve vücudunuz uzun süre aç kalacağı için bazal metabolizmanızın hızının
düşmesine yol açabilirsiniz.
5-Kızartmayın, haşlayın…
Fazla kilolarınızdan kurtulmak için besinlerinizi pişirme şekline de dikkat
etmelisiniz. Kızartmaları ayda bir veya iki kez ile sınırlamalı, bunun yerine
haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih etmelisiniz. Eğer patates
kızartmasını çok veriyorsanız, baharatlandırarak fırında elma patates
şeklinde hazırlayabilirsiniz. 6-Proteini abartmayın Protein tüketiminde
aşırıya kaçmayın.Çünkü bol protein almak aynı zamanda ‘yağlı’ beslenmek
anlamına geliyor.Çok yağlı beslenmek de metabolizmanın hızlı çalışmasına
engel oluyor.Bu nedenle günlük besin ihtiyacınızın sadece yüzde 18’inin
proteinden oluşmasına özen gösterin. Fazla protein alımının böbrekleri
yorduğunu da unutmayın.