- 31 Ekim 2013
- 6.149
- 11.987
- 248
kızlar akşam gündem ötesini seyrettim de..
dini açıdan (peygamber efendimizin sofrası nasıldı konusu) ve bilimsel açıdan beslenme konusunu irdelediler de...
kapılar hep günde 2 öğün yenmesi olayına çıkıyor. sabah kuvvetli bir kahvaltı ve ikindi gibi hafif bir akşam yemeği...
6-8-10 öğünlü (aralı) beslenmenin batı ya da doğu toplumunda aslında hiçbir zaman var olmadığını, bunun vatikan'daki her fırsatta ne bulursa yiyen üst zümre burjuva takımının şımarıklığından başka birşey olmadığını...
diyetisyenlere de bu işin bu şekilde olması gerekliliğinin dikte ediliyor oluşu...
dünyada genetiği ile oynanan ilk gıdanın ekmek olduğunu (2.dünya savaşı sırası/sonrasında, 1930 lu yıllar, kıtlığı önlemek gibi bir bahaneyle...), günümüzdeki un ve ekmeğin %99 genetiği bozuk olduğunu ve bugünkü ekmeğin kesinlikle önceki ekmekle alakası olmadığını, ekmeğin sindirimi sıkıntılı, glisemik indeksi çok fazla yükselten bir gıda haline geldiği, kesinlikle tüketilmemesi gerektiği,
CIA raporuna ve mevcut duruma göre neredeyse dünyadaki her iki kişiden birinin diyabet olduğu ya da 2030 yılına kadar böyle olacağı.. gibi ve daha pek çok şey söylendi.
bu, günde iki öğün beslenme ve ekmek tüketmeme işi hep dikkatimi çekiyordu, dün söyledikleri şeylerin de hiçbirini yeni duymadım (karatay, ümit aktaş sağolsun...) ama nedense bi aydınlanma yaşadım izlerken sanırsam...
ben hala tam anlamıyla uygularım, buna kesin uyarım diyemiyorum (zira ekmek o kadar hayatımın içindeki tamamen vazgeçmem zor.)
ama yine de bu beslenme tarzına ne kadar yakın olursam o kadar iyi diye düşünüp, ramazanı da bu anlamda fırsat bilip (saatler farklı olsa da iki öğün...) bayram sonrasında da uyabildiğim kadar bu beslenme düzenine geçmek istiyorum.
Hepinizin de görüşlerini merak ediyorum
hepfit 'cim (uzmanım
) ve H Heart of Gold (sen karataya uygun besleniyodun sanırsam
)
özellikle sizden kızlar...
evet canım ben karatay uyguladım ve çok şey öğrendim. şu an uygulamıyorum. ama kahvaltımı ve akşam yemeğimi karatay a göre yapıyorum bazen nutella ya da reçel 1 kaşık alıyorum. ara öğün yapıyorum ayrıca.. artık daha sağlıklı yağlar tüketiyorum . ekmek yemiyorum. çünkü buğdayın bile genetiği ile oynandığı için Karatay Hoca sadece zarar olduğunu söylüyor. keza meyveler için de öyle. eski meyveler yok diyor. şu an hepsi hormonlu ve fruktoz içeriyor yani şeker. meyveyi sadece kuru meyve olarak ve kahvaltıda öneriyor. ben karatayı 4 aya yakın yaptım.
7.30 kahvaltı - akşam 18:30 yemek beni çok zorladı. arada baş dönmelerim oldu zaman uzun olunca . buçuk öğün yaptım 2,5 öğün o zamanlar biraz daha iyi oldum. kilo da verdim 4 kiloya yakın. ama devam ettiremedim. bence karatay tam anlamıyla evde olanlar için çok güzel. çünkü geneli 9-10 arası kahvaltı yapıp, akşam yemeğini de 4-5 arası yiyordu. ne kadar erken yersen o kadar iyi. leptin hormonu daha fazla çalışıyor çünkü.
yani 7:30 kahvaltı
12:30 buçuk öğün
18:30 akşam şeklinde.
o altı saate bile ara öğün koymazsam çalışırken fena oluyorum(ama evdeyken bişey olmuyo onu da söyleyim)
mümkün olduğunca az yemek lazım ekmek ve türevlerini 
hatta kuru meyvede de aynı fruktoz var. meyve konusunda abartılmadığı sürece bi sıkıntı yok. five a day diye bi program var ki, sağlıklı insanın günde 5 porsiyon meyve hakkı olduğunu söylüyor. bence 5 porsiyon fazla ama günde 1-2 porsiyon meyve hayatımızda olmalı çünkü ciddi antioksidan içeriyorlar. özellikle kırmızı ve sarı meyveleri hayatımızda tutalım(heleki böğürtlengiller(berry'ler))
