Hayallerimi Gerçekleştiremedim

Küçükken çok hayal kurardım.
Çok yazı yazardım öyküler uydururdum.
Bir kelime öğrenince hayalimde o kelimeden bir karakter, bir şehir, bir ev oluştururdum.
Büyüdüm o uçsuz bucaksız hayallerim yok oldu.
Geçen öğrencilerimle hayaller, gelecekte yapmak istedikleri hakkında konuşuyorduk.
Öyle güzel fikirler çıktı ki tazecik zihinlerden kendi çocukluğumu gençliğimi anımsadım. Sonra körelen gerçekle yüzleşen şimdiki halimden hiç memnun olmadığımı gördüm. Öğrencilerime hayallerini gerçekleştirme konusunda teşvik edici konuşurken utandım kendimi gerçekleştiremediğim için samimiyetsiz buldum.
Bazen durduk yere ağlıyorum sebepsiz. Geçen yıllara acıyorum. Aldığım kararları sorguluyorum. Çoğu yanlış ama zararsız. Suya sabuna dokunmadan hırpalanmadan hayatı yaşıyorum ama ben bunu planlamamıştım.
Sizce bu ruh hali bir psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor?
Bence duymuyor. Firsat,merak ve sans her zaman bir arada sunulmuyor insana..Gecmise odaklanminiz bugununuzden ve yarininizdan calar.Olmayan seyler icin hayiflanmak yerine olabilecek seyler icin cabalamak daha yerinde olmaz mi..?
 
Konuyu okuyunca ben de gerilere gittim :) Çok yetenekli bi öğrenciydim.Yeteneğim doğrultusunda bi bölüme 2.senemde yerleştim.İlk sene kazanamadığım için ailem dahil herkes üstüme gelip, psikolojimi bozmuştu ama yılmamıştım ve en büyük hayalimi gerçekleştirip herkesi utandırmıştım.
İkinci hayalim de bölümümle ilgili meslek sahibi olmaktı.O da bi kaç sene sekteye uğradıktan sonra çok şükür gerçekleşti.

Bu iki olayda da şunu öğrendim: insanlar çok yıpratıcı, çok acımasız.Eğer onlara direnmeseydim, üniversitede olmam gereken yaşlarda evli olup giden yıllarıma yanacaktım...
 
Çeşitli sebepler, hayat şartları hep bizi bir taraflara itiyor. Hatta öyle ki başkalarının deyişiyle "dünyayı kurtarmayacağımız" için tek amacımız evlenmek, çocuk yapmak, para kazanmakmış gibi bakılıyor, başka türlü mutlu olabileceğimize ihtimal verilmiyor. Üniversite okurken bile puanımız daha yüksek diye istediğimiz bölümden vazgeçtiğimiz oluyor :) Fakat ne olursa olsun, her zaman yeni hedefler ve hayaller vardır, yaşamamız için gerekli. Umarım bundan sonrası için kendinize güvenip bir adım atarsınız.
Buraya yazılanları fırsat bulup da cevaplayamadım. Ağırlık oldu içimde zahmet edip sıkıntıma ortak olanların yorumlarını cevaplamamak ayıp olurdu.
Ne doğru söylediniz amaçlarımız bile aynı fabrikadan çıkmış gibi.
Okumak, meslek edinmek, evlenmek, çocuk yapmak, ev ve araba almak...
Bunların biri eksik kalınca toplum tamam butonuna basmamızı onaylamıyor. Yıldızlı boşluğu doldurunuz diyerek önünüzü kesiyor.
Sonra o boşlukları doldurmaya çalışıyoruz. Yaşımız geldi evlenelim, yaşımız geçiyor çocuk yapalım diye diye ömür tüketiyoruz.
 
Aslinda kadınlar kulübü üyeliğiniz var. Burada da hislerinizi gayet güzel acmissiniz. Yani neden aynısını bir baska bir platformda yapamayasiniz ki? Anonimliginizi korumak için soyadinizi kullanmazsinız ilk zamanlar. Bence gayet de olur, en azından yazdıklarıniz okunur, mutlu olursunuz...
Onun disinda , Instagram'da birkizbiroglan_secce isimli bir kadın var (yedi yıldır takip ettiğim matrak da bir blogu var). Ev hanimiydi, evden çevirmenlik işi yapardı freelance olarak. O da mesela çocuk kitapları yazmaya başladı. Hatta pandemiden önce okullara davet edilirdi, küçük çocuklarla söyleşi yapardı 🥰 ona bir dm atın bence, zaten Cook tatlı bir kadın, seve seve destek olacaktır hayalinize. Nasıl bir yol izlemeniz gerektigini sorabilirsiniz, ya da sadece hayalinizi çocuk kitabı yazan biriyle paylaşmak onu daha gerçekçi kilabilir...
Bir diğer önerim okullar yüzyüze egitime geçince okul dergisi kulübüne ya da kitap kulübüne sorumlu öğretmen olarak alınmak isteyin (ben o yolları çoktan geçtim ama benim zamanımda her kolun sorumlu hocası vardı,şimdi de vardır heralde) . Kulüp bünyesinde okula çocuk kitabı yazarlarını çağırın,çocuklarla söyleşi yapsınlar... Böylece bir sürü yazarla bir araya gelme fırsatınız olur, çevreniz bu tarz iş yapmış insanlarla dolar, belki ortak hayale sahip bir arkadaş edinirsiniz.. Yani belli olmaz ki,belki de bir vesileyle bir yayınevi kitabınızı basmayi kabul eder...
Olmayacak bir şey degil...
Bence düşünün siz bu işi
Matrak adlı bloğu inceledim. Çok hoş bir üslubu var yazarın keyifle okudum. Hayatla barışık zorlukları keyifle anlatışı sanki omuza dokunup geçiyor her şey dercesine his uyandırıyor. Tavsiye için teşekkürler.
Aslında küçükken yazı yarışmalarına katılıp il çapında dereceler elde ederdim (büyükşehirdeyim) severek yazardım. Okul yayını dışında ortaokulda yerel gazetede köşe yazarlığı teklifi dahi almıştım ama çok çekindim. Köşem için fotoğraf çektirip teslim etmeme rağmen özgüvensizliğimden teklifi reddettim. Ne büyük hataydı.
Şimdi yazmak için sosyal medya gibi platform var ama sosyal medya hesabım bile yok. Birileriyle bir şeyler paylaşmaya öyle uzağım
 
Kim gerçekleştirdi ki? Siz gene iyi bakın öğretmensiniz. Öğretmen olmak için üniversite okuyup olmuşsunuz. Ben konsoloslukta çalışıp ileride konsolos olmak için 5 yıl okuyup,1 yıl kpss çalışıp ,91 puan aldığım bakanlık tarafından sizi mülakata çağırmayacağız aramayın diye suratına telefon kapatılmış bir insanım. Benim gibi bir çok emeklerinin karşılığını göremedi yıllarını çöpe attı. Öyle şeyler yaşadık ki hayal gerçekleştirememek artık dert gibi gelmiyor, hayal işte gerçekleşmez normal falan diyoruz kendi aramızda. Bu ülke bizim nesli bitirdi malasef. 80 sonrası özellikle 84 sonrası doğan nesil komple mutsuz
O emekleri sayılarla belirttiğimiz sınavlar ruhumuzu tüketti.
O sayıların içinde uykusuz geceler, arkadaşla geçirilecek günlerden kesip harcanan günler, bir gezide, tiyatroda veya sinemada harcamak yerine kitaba yatırılan cep harçlıkları en önemlisi umutlar, hayaller var. Tüm bunların ifadesi olan 91 yetkili makamlarca yetersiz bulunuyor.
 
Ben de hayallerine geç kalmış bir öğretmenim. Küçüklüğümden beri basketbolcu olmak istiyordum. Ama hayatımdaki en ciddi şey bununla ilgili ortaokul sondayken beden eğitimi öğretmenimin ortaokul.2 de olsaydın seneye seni kızlar takımına kesinlikle alırdım demesiydi.
Sonra hazırlık lise 1 derken lise 2 de gençlik ve spor bakanlığın kursuna gideyim dedim artık nasıl öğrendim bilmiyorum. Gittim yaşın geçmiş dediler ...
Maalesef maddi imkansızlık ve bilinçli yönlendirme yaşamadım hiç. Lisedeki bölümümü bile ablam seçip karar verdi. Bende eşit ağırlık iyi olacaktı ama.ablam sayısal seçtirdi.
Sonra babamı kaybettim 19 yaşımda ÖSS falan hikaye dershane boş geçti o sene.
Hayatımda kendi adıma verdiğim tek ve ilk karar sınava eşit ağırlıktan hazırlanmak. Ben bunu yaparım dedim ablama. Peki dedi yap görelim. Nitekim sınıf öğretmenliği kazandım, bitti atandım. Evliyim bir oğlum var ama bir şeyler hep eksik.
Bazen kendime kızıyorum. Şükret diyorum bu mutsuzluk hissi de nerden geliyor. Neyin eksik ki diyorum ama olmuyor işte.
Dediğiniz gibi öğretmen olmak çocuklarla çalışmak büyük mutluluk sebebi. Sadece çalışırken her şeyi unutuyorum. Kendim yapamadığım şeyler konusunda çocuklarımı yüreklendiriyorum. Her çocuğun yeteneği kapasitesi farklı. İnşallah diyorum içimden onlar istediklerini yapsınlar okusunlar inşallah...
Nice çocuğumuz kendini tanımadan yeteneklerini geçen zamana gömerek büyüdü. Büyüyünce içindeki cevheri farketti sonra artık o cevheri çok derinlere gömüldüğünü çıkarmanın imkanı olmadığını anladı. Bu gerçek derine gömülen bir kıymık gibi acıttı. Deştikçe kanadı kurcaladıkça sızladı. Her şey farklı olabilirdi düşüncesiyle dönüp ardımıza bakakaldık.
O yüzden bize iş düşüyor öğretmenim. Aileler bilmeyebiliyor görmeyebiliyor biz çocuklarımızı görüp duyalım onların kendilerini keşfetmeleri için destek olalım.
 
Yıllardır olmayan hiç bir hayalim için pes etmedim hep yeni bir hayal kurdum. Bu hiç değişmedi ve halada hayal kurup o yolda yürüyorum. Arada kurduğum bir hayale ulaşırken diğeri uöup gidiyor ama ben hiç vazgeçmiyorum. Yoruldum çok üzüldüğümde çok oldu tükendiğinde ama hiç vazgeçmedim. Düştüğüm yerden hep kalkıp yürüdüm. Bu hayat başka türlü çekilmezdi çünkü.
 
Matrak adlı bloğu inceledim. Çok hoş bir üslubu var yazarın keyifle okudum.
Aslinda kadınlar kulübü üyeliğiniz var. Burada da hislerinizi gayet güzel acmissiniz. Yani neden aynısını bir baska bir platformda yapamayasiniz ki? Anonimliginizi korumak için soyadinizi kullanmazsinız ilk zamanlar. Bence gayet de olur, en azından yazdıklarıniz okunur, mutlu olursunuz...
Onun disinda , Instagram'da birkizbiroglan_secce isimli bir kadın var (yedi yıldır takip ettiğim matrak da bir blogu var). Ev hanimiydi, evden çevirmenlik işi yapardı freelance olarak. O da mesela çocuk kitapları yazmaya başladı. Hatta pandemiden önce okullara davet edilirdi, küçük çocuklarla söyleşi yapardı 🥰 ona bir dm atın bence, zaten Cook tatlı bir kadın, seve seve destek olacaktır hayalinize. Nasıl bir yol izlemeniz gerektigini sorabilirsiniz, ya da sadece hayalinizi çocuk kitabı yazan biriyle paylaşmak onu daha gerçekçi kilabilir...
Bir diğer önerim okullar yüzyüze egitime geçince okul dergisi kulübüne ya da kitap kulübüne sorumlu öğretmen olarak alınmak isteyin (ben o yolları çoktan geçtim ama benim zamanımda her kolun sorumlu hocası vardı,şimdi de vardır heralde) . Kulüp bünyesinde okula çocuk kitabı yazarlarını çağırın,çocuklarla söyleşi yapsınlar... Böylece bir sürü yazarla bir araya gelme fırsatınız olur, çevreniz bu tarz iş yapmış insanlarla dolar, belki ortak hayale sahip bir arkadaş edinirsiniz.. Yani belli olmaz ki,belki de bir vesileyle bir yayınevi kitabınızı basmayi kabul eder...
Olmayacak bir şey degil...
Bence düşünün siz bu işi
Bloğun adını yanlış yazmışım siz sıfatlandırmışsınız bağlantıyı dikkat etmemiştim.
Yanlış olmasın merak edenlere
Birkızbiroğlan
 
Hepimiz aynı durumdayız. Hayatın gerçeği bu galiba, yaş ilerledikçe daha da mütevazileşiyor hayaller. Benim artık tek hayalim elden ayaktan düşmeden, kimseye muhtaç olmadan yaşayıp ölmek ve biraz da huzur...
 
Ben size daha acısını söyleyeyim mi ? Başkaları için kendi hayallerinden vazgeçmek. Son 1 senedir tam olarak yaşadığım (yaşamak zorunda bırakıldığım diyelim) şey tam olarak bu ve emin olun bu çok daha acı…

Ah bu mesajı görünce içim nasıl acıdı... Ben hep kafamın dikine, hayallerine göre ilerlemeye çalışmış bir insanım. Yolumdan sapmayacağım derken o kadar hırpalandım ki. Sonra başkası için kendi hayallerimden vazgeçtim, o işte daha daha hırpalayıcı oldu benim için. Neyse ki uyandım. Şimdi tekrar kendi hayatımın peşine düştüm. Konu sahibi diyor ya, suya sabuna dokunmadigim bir hayatım var diye, çevremdeki öyle insanlara bakınca bazen hata mı ediyorum diyorum. Belki de biraz uyum sağlamalıydım. Daha rahat ederdim sanki. Sonra yine hayallerim aklıma geliyor devam etme gücü geliyor, Allah sonumuzu hayır etsin ne diyeyim. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, işin sonunda perişan olmak da var. Zaman gösterecek.

Bu arada sevgili konu sahibi; bence öğretmenlik çok güzel. Ülkemizde rahat meslek olarak biliniyor fakat aslında o kadar önemli ki. Düşünsenize, gencecik fidanlara eğitim veriyorsunuz. Geleceğimiz sizlerin ellerinde şekilleniyor. Bu açıdan çok ulvî bir meslek olduğunu düşünüyorum. Tabi hakkıyla yapabilene. Suya sabuna değil belki ama gelecek neslin hayatına dokunuyorsunuz. Bu bile kendiniz için yeni idealler oluşturmanıza yetecek bir sebep bence.
 
Küçükken çok hayal kurardım.
Çok yazı yazardım öyküler uydururdum.
Bir kelime öğrenince hayalimde o kelimeden bir karakter, bir şehir, bir ev oluştururdum.
Büyüdüm o uçsuz bucaksız hayallerim yok oldu.
Geçen öğrencilerimle hayaller, gelecekte yapmak istedikleri hakkında konuşuyorduk.
Öyle güzel fikirler çıktı ki tazecik zihinlerden kendi çocukluğumu gençliğimi anımsadım. Sonra körelen gerçekle yüzleşen şimdiki halimden hiç memnun olmadığımı gördüm. Öğrencilerime hayallerini gerçekleştirme konusunda teşvik edici konuşurken utandım kendimi gerçekleştiremediğim için samimiyetsiz buldum.
Bazen durduk yere ağlıyorum sebepsiz. Geçen yıllara acıyorum. Aldığım kararları sorguluyorum. Çoğu yanlış ama zararsız. Suya sabuna dokunmadan hırpalanmadan hayatı yaşıyorum ama ben bunu planlamamıştım.
Sizce bu ruh hali bir psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor?
hayal kurmayı 2 senedir bıraktım o düşüncelere girmemeye hatta plan dahi yapmıyorum çünkü olmuyor..
 
Türkiye şartlarında kaç kişi acaba “ yasasın hayallerimi gerçekleştirdim . Ne istersem yaptım içimde hiç heves kalmadı” diye düşünüyordur acaba

Bende kendimi zaman zaman çok eksik hissediyorum.

Ama yaşıyorum işte ...
 
Küçükken çok hayal kurardım.
Çok yazı yazardım öyküler uydururdum.
Bir kelime öğrenince hayalimde o kelimeden bir karakter, bir şehir, bir ev oluştururdum.
Büyüdüm o uçsuz bucaksız hayallerim yok oldu.
Geçen öğrencilerimle hayaller, gelecekte yapmak istedikleri hakkında konuşuyorduk.
Öyle güzel fikirler çıktı ki tazecik zihinlerden kendi çocukluğumu gençliğimi anımsadım. Sonra körelen gerçekle yüzleşen şimdiki halimden hiç memnun olmadığımı gördüm. Öğrencilerime hayallerini gerçekleştirme konusunda teşvik edici konuşurken utandım kendimi gerçekleştiremediğim için samimiyetsiz buldum.
Bazen durduk yere ağlıyorum sebepsiz. Geçen yıllara acıyorum. Aldığım kararları sorguluyorum. Çoğu yanlış ama zararsız. Suya sabuna dokunmadan hırpalanmadan hayatı yaşıyorum ama ben bunu planlamamıştım.
Sizce bu ruh hali bir psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor?
psikoloğa gerek yok , bence gayet aklı başında , düzgün bir haliniz var , sizdeki sıkıntı kolay alt edilir.
 
coğrafya gerçekten kader.
malum iktidar günümüz şartları derken hepimizin hayalleri çöp.
ne yabancılar gibi başımızı alıp dünyayı gezebiliyoruz ne geçim derdinden kendimize para harcayabiliyoruz..
 
X