"Hayattan nefret ediyorum!" diyenler okusun..

Obsesifimsi

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
26 Şubat 2014
205
24
34
Bende hayattan nefret ediyor(d)um. Sonra ne mi oldu? Farkına vardım.
Bu hayatın, bu dünyanın, bu düzenin, gerçeklerin farkına vardım.
Bunu yazıyorum çünkü, okudukça başkalarının da birşeyleri farketmesini istiyorum.
Ayrıca bunları yazıp yineledikçe, bana daha da çok güç vereceğine eminim. :)

Okur ve duygu-düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız gerçekten çok mutlu olurum. :)

Bundan bir ay önceye kadar, 2 senelik bir ilişkim vardı. Hatta burda zamanında çok konu açmışlığım, çözümler aramışlığım, derdimi paylaşmışlığım vardır. Herkes yapma etme, uğraşma, sonu belli, bitecek demesine rağmen yıpranmaktan bıkmamış, 1 sene boyunca çabalamışlığım vardır.. Hatta intihara teşebbüs etmişliğim vardır..

Daha 1 hafta önce, beni terk eden sevgilim için ağlıyordum. Benim yüzümden, ben bunu bunu yaptım, şunu şunu yaptım, keşke şunu şöyle yapmasaydım, belki böyle olurdu. Sonra böyle depresif geçirdiğim günlerin birinde, bir anda hayatı farkettim. Arkadaşlarımı, yaşadıklarını, ailemi, zamanın hızla akıp geçtiğini, ve en önemlisi; benim zamanımın boşa geçtiğini.

Şu bir gerçek ki, yarına sağ çıkacağımızın garantisi yok. Ve şu da bir gerçek ki, bundan sadece birkaç yıl sonra bile bugünlerimize geri dönmek için yanıp tutuşacağız, ve şu da bir gerçek ki, asa dönemeyeceğiz.

Etrafımı farkettiğim o gün, birçok insana, ve hayatlarına özendiğimi farkettim. Arkadaşlarımın mutlu fotoğraflarını gördüm, evet hep bakıyordum ama o gün ilk kez gördüm! Gitmek istediğim yerlere gitmişler, yapmak istediğim şeyleri yapıyorlar, ve en önemlisi gülüyorlardı! Sonra oturup hayatımın analizini yaptım. Birkaç hafta önce bitmiş ilişkim ve birkaç kilo fazlalığımı çıkardığımda hiçbir problemim ve engelimin olmadığını gördüm. Ve ŞÜKRETTİM.

-Ailem hayatta ve yanımda diye şükrettim.
-Sağlıklı olduğum ve herhangi bir engelim olmadığı için şükrettim.
-Maddi durumum üst düzeyde olmasa da, her akşam arkadaşlarımla çıkabilecek kadar iyi durumda olduğuna şükrettim.
-Özgürlüğüme şükrettim. İstediğim okulda okuyor, istediğim mesleği yapıyor, istediğim insanlarla yaşıyorum. Duygu ve düşüncelerimi korkmadan dile getirebiliyorum.
-Gerçekten kendimi kötü hissettiğimde, yanımda olacak arkadaşlarımın-dostlarımın farkında olup buna şükrettim.
-Daha sonra kalkıp aynaya baktım. Çevremdeki erkeklerin büyük çoğunluğundan iltifat alan, birçok insanın hoşlandığı-beğendiği, "güzel-havalı-güçlü" olarak nitelendirilen o kızın BEN olduğunu farkettim ve buna şükrettim.


Sonra oturdum defterimde benbeyaz bir sayfa açtım. Neden kendimi kötü hissettiğimi yazdım.
Sevgilim tarafından terk edilmiştim. Hemen aklıma şu geldi; iki sene önce onun varlığından bile bi haberken, onun benim peşimden deli gibi koştuğu.. Ve bir zamanlar zerre umrumda olmadığı.. Ve daha da öncesinde onu hiç tanımıyor olduğum. Onu tanımazken hayatıma gayette devam edebiliyordum. Şimdi ne değişmişti? ANILAR. Evet, anılarım vardı.. Hem de azımsanamayacak cinsten.. Sonra ayrılığımı düşünürken hep kendimi suçladığımı farkettim. Evet bizi bu hale ben getirmiştim. Ama NERDEN BİLEBİLİRDİM? Bilsem o hataları yapmazdım. Bunu beynime zorla soktum. Daha sonra da onun hatalarını tek tek yazdım. Ve, benim hata yapışımın esas sebebinin o olduğunu gördüm.

ŞİMDİ İSTEDİĞİM KADAR AĞLAYAYIM, ZIRLAYAYIM GEÇMİŞE DÖNEBİLİR MİYİM? -HAYIR.
GURURSUZ BİR İNSAN OLARAK YAŞAMAYA DEVAM ETMEK İSTİYOR MUYUM? -HAYIR.

Merak etmeyin ben de "aşkta gurur olmaz" lafını savunanlardanım, ama bu lafa sığınarak beni terk etmiş(her ne yaşanmışsa yaşansın) birine adım atamazdım, atmamalıydım, atmayacaktım, atmadım. Zaten bu kafadan bir türlü kurtulamadığım için bu halde değil miydim? Böyle devam ederse daha çok kaybederdim. Anlık mutluluklardan sıkılmıştım. "Zararın neresinden dönersen kardır kızım." dedim ve silkelenip kendime geldim! Artık nettim, onun için bir şey yapmayacaktım. Beni istemeyen bir adamın hayatında neden zorla kalayım ki?

Sonra, esas problemim olan "GEÇMİŞ VE GELECEK yüzünden BUGÜNlerimi harcama" durumumu çözdüm. Dünlerime ağladıkça bugünlerimi kaybettiğimi, ve bugünlerimin YARININ DÜNLERİ olduğunun farkına vardım. Geçmişi silip attım. Öyle yada böyleydi.. Suçlu yada suçsuzdum.. Haklı yada haksızdım.. Çok acı çekmeme rağmen, giderken "gitme" dediğim halde giden bir adam yüzünden daha fazla canımın yanmasına izin veremezdim. Öyle yada böyle, bu ilişki, (iyi ki) onun gidişiyle bitmişti. Vicdanım rahattı.
Birbirimizi üzmeye başlamıştık, birbirimize uygun değildik. Evet belki istense uydurulabilir insanlar, ama bu asla ve asla tek taraflı olamaz. Benim için değişmeyecek adam için değişmemin mantığı ne ki? Onu neden gözümde bu kadar büyütüyorum ki. Ayrıldığımızda gerçek kaybeden o, çünkü onun için her şeyi göze alabilecek bir kızdım ben. Ama o gitti, ve beni kaybetti. İşte bunu anlamalıydı. İşte beni ilk defa gerçekten kaybetmeliydi. Benim için bir şeyler yapar yada yapmaz, bu onun tercihidir İşte böyle deyip, bunları kendime söyleyip, bunların farkına varıp bir nebze de olsa rahatlattım kendimi. Ve bugünümü kurtardım!

Geçmişe gelince; dediğim gibi nolursa olsun, asla dönemeyeceğimiz günler için ağlayıp sızlanmanın, pişman olmanın ne anlamı var?
PİŞMANLIK iğrenç bir duygu evet. Ama biraz mantıklı düşündüğünüzde, sizi mutlu etmesi gereken bir duygu olduğunu anlıyorsunuz. O pişmanlığı yaşıyor olmasaydınız gerçeğin farkına varamamış olacaktınız ve hala o pişmanlığını yaşadığınız yanlışı yapıyor olacaktınız. Yine zararın neresinden dönersen kârdır felsefesi çıktı karşıma! Artık bu zarardan dönmeliydim. GEÇMİŞİMLE BARIŞTIM.

Şuan "hataydı.." diye bahsettiğim her şeyi, o zamanlar yaparken gayette mutluydum, kendimden emindim, kimsenin zoruyla değil kendi kararımla yapıyordum. Şimdi niye bundan pişman oluyorum ki? İNSANLAR DEĞİŞİR, DUYGU VE DÜŞÜNCELER DEĞİŞİR. ÖNEMLİ OLAN AYAK UYDURABİLMEK.

Şuan hata olduğunu düşünüyorsam yapmam olur biter. Belki de şuan yaptığım şeyler de ilerde bana hataymış gibi gelecek.. Bi düşünsenize hep böyle yaşayıp gittiğinizde hayatınızı ne kadar boşa geçirdiğinizi.

İŞTE YENİ HAYAT FELSEFEMİ BULMUŞTUM; ANI YAŞAMAK!

Öyle ergen triplerindeki "anı yaşamak" modundan bahsetmiyorum. Ciddi olarak anı yaşamak.
Geçmişimle barışıp, en çok kendimi sevip, geleceğim için her zaman umutlu olup, bugünümü yaşamaktan bahsediyorum. Bugünümü mutlu, huzurlu, farkındalıklı ve dolu dolu yaşadığımda geçmişimi de geleceğimi de kurtarmış oluyorum çünkü! Bugünler, geçmişin yarını, geleceğin dünleri çünkü...

Sonra hayatıma dönüp bir daha baktım.. Dünyada milyarlarca insan olduğunu, ben dahil herkesin bu koskoca evrende aslında çokta küçük olduğunu, ve benim, şu milyarlarca yıllık evrende, kısacık ömrü olan hayatımın, mutsuz geçirdiğim bir anının bile ne kadar değerli olduğunun farkına vardım. Hayatıma onlarca, hatta yüzlerce insan girdi.. Bazılarını sevdim, bazıları tarafından sevildim.

İkisi denk düşerse ne ala! Ama bırakın.. Sizi seven sevsin, onları kaybetmeyin. Bırakın, sizi sevmeyen gitsin, hayatınıza zarar vermesini, size üzdüğü her bir kıymetli anınızı bile sizden çalmasına izin vermeyin. İstediğini yapın, istediğiniz her şeyi imkanları zorlayarak yapın, ve sizi mutlu edecek her doğru için imkan yaratın.

"KEŞKE, BELKİ, MALESEF" kelimelerini hayatınızdan çıkarın!
"BOŞVER, İYİ Kİ, NEYSE Kİ" kelimelerini hayatınıza sıkça dahil edin!
Ve şuandan itibaren kendinizin farkına varın.

Benim yaptığım gibi, hırslanın. Sakinleşin. Derin nefes alın. Şükredin. Fazla kilonuz mu var? Verin. Saçınızın renginden mi memnun değilsiniz? Değiştirin. Kendinizi mutlu edin. Gidin bi çikolata alıp yiyin. Bol bol su için. Size kendinizi iyi ve değerli hissettiren insanların yanında bulunun. Herkesten önce kendinizi sevin, ve günde en az bir kere gerçek ve içten bir kahkaha atın!

Kendinizin ve hayatın farkına vardığınızda, ve o ufacık sorununuza üfleyip onu yok ettiğinizde gerçekten mutlu olduğunuzu göreceksiniz. Unutmayın, sizden başka kimse üzülmüyor, siz niye üzülüyorsunuz ki? :)
 
Son düzenleme:
Çok tatlısın :KK39:
İnşallah hep böyle umut dolu devam edersin arkadaşım.. Daha güzel günlerin de olacaktır elbette ki :cool:
 
senin adına sevindim... umarım hayatta sana yeni hayatında yenilikleriyle eşlik eder...çünkü bunun tersi olunca sadece kendine format attığınla ve bu formatı sık sık tekrarlamak zorunda olduğunla kalakalıyorsun.
 
İşte buuuuuuuuuuuu!!

Seni tanımasam da cümlelerini okurken içimdeki kendimi bulmuşluk duygusu şaha kalktı :)
1 ay önce sevgilimi terkettim emin ol insanı terkedilmekten daha çok hırpalıyor ikisini de yaşadım çünkü ve bendeki değişim başladı. Uyandıgım her güne şükretmekle başlayan dakikalarım gece yastıkta hayırlısını istemek ve yine şükretmekle son buldu. Hayatımdaki gereksiz olan herşeyi çıkardım ve sade bir ben kaldı bana yeten de bu. Artık geçmişe takılmayıp geleceği ''aşırı'' düşünmeyip bugünüme ve yanımdakilere odaklanıyorum. Şükrediyorum hayırlısını istiyorum dua ediyorum. O'nun her daim yanıbaşımda oldugunu hissediyorum. Çok mu çok mutluyum, umarım kendini arayan herkes umarım bulur ve benliğine kavuşur. Bunun verdiği haz emin olun hiç birşeye benzemiyor :)
 
Bende hayattan nefret ediyor(d)um. Sonra ne mi oldu? Farkına vardım.
Bu hayatın, bu dünyanın, bu düzenin, gerçeklerin farkına vardım.
Bunu yazıyorum çünkü, okudukça başkalarının da birşeyleri farketmesini istiyorum.
Ayrıca bunları yazıp yineledikçe, bana daha da çok güç vereceğine eminim. :)

Okur ve duygu-düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız gerçekten çok mutlu olurum. :)

Bundan bir ay önceye kadar, 2 senelik bir ilişkim vardı. Hatta burda zamanında çok konu açmışlığım, çözümler aramışlığım, derdimi paylaşmışlığım vardır. Herkes yapma etme, uğraşma, sonu belli, bitecek demesine rağmen yıpranmaktan bıkmamış, 1 sene boyunca çabalamışlığım vardır.. Hatta intihara teşebbüs etmişliğim vardır..

Daha 1 hafta önce, beni terk eden sevgilim için ağlıyordum. Benim yüzümden, ben bunu bunu yaptım, şunu şunu yaptım, keşke şunu şöyle yapmasaydım, belki böyle olurdu. Sonra böyle depresif geçirdiğim günlerin birinde, bir anda hayatı farkettim. Arkadaşlarımı, yaşadıklarını, ailemi, zamanın hızla akıp geçtiğini, ve en önemlisi; benim zamanımın boşa geçtiğini.

Şu bir gerçek ki, yarına sağ çıkacağımızın garantisi yok. Ve şu da bir gerçek ki, bundan sadece birkaç yıl sonra bile bugünlerimize geri dönmek için yanıp tutuşacağız, ve şu da bir gerçek ki, asa dönemeyeceğiz.

Etrafımı farkettiğim o gün, birçok insana, ve hayatlarına özendiğimi farkettim. Arkadaşlarımın mutlu fotoğraflarını gördüm, evet hep bakıyordum ama o gün ilk kez gördüm! Gitmek istediğim yerlere gitmişler, yapmak istediğim şeyleri yapıyorlar, ve en önemlisi gülüyorlardı! Sonra oturup hayatımın analizini yaptım. Birkaç hafta önce bitmiş ilişkim ve birkaç kilo fazlalığımı çıkardığımda hiçbir problemim ve engelimin olmadığını gördüm. Ve ŞÜKRETTİM.

-Ailem hayatta ve yanımda diye şükrettim.
-Sağlıklı olduğum ve herhangi bir engelim olmadığı için şükrettim.
-Maddi durumum üst düzeyde olmasa da, her akşam arkadaşlarımla çıkabilecek kadar iyi durumda olduğuna şükrettim.
-Özgürlüğüme şükrettim. İstediğim okulda okuyor, istediğim mesleği yapıyor, istediğim insanlarla yaşıyorum. Duygu ve düşüncelerimi korkmadan dile getirebiliyorum.
-Gerçekten kendimi kötü hissettiğimde, yanımda olacak arkadaşlarımın-dostlarımın farkında olup buna şükrettim.
-Daha sonra kalkıp aynaya baktım. Çevremdeki erkeklerin büyük çoğunluğundan iltifat alan, birçok insanın hoşlandığı-beğendiği, "güzel-havalı-güçlü" olarak nitelendirilen o kızın BEN olduğunu farkettim ve buna şükrettim.


Sonra oturdum defterimde benbeyaz bir sayfa açtım. Neden kendimi kötü hissettiğimi yazdım.
Sevgilim tarafından terk edilmiştim. Hemen aklıma şu geldi; iki sene önce onun varlığından bile bi haberken, onun benim peşimden deli gibi koştuğu.. Ve bir zamanlar zerre umrumda olmadığı.. Ve daha da öncesinde onu hiç tanımıyor olduğum. Onu tanımazken hayatıma gayette devam edebiliyordum. Şimdi ne değişmişti? ANILAR. Evet, anılarım vardı.. Hem de azımsanamayacak cinsten.. Sonra ayrılığımı düşünürken hep kendimi suçladığımı farkettim. Evet bizi bu hale ben getirmiştim. Ama NERDEN BİLEBİLİRDİM? Bilsem o hataları yapmazdım. Bunu beynime zorla soktum. Daha sonra da onun hatalarını tek tek yazdım. Ve, benim hata yapışımın esas sebebinin o olduğunu gördüm.

ŞİMDİ İSTEDİĞİM KADAR AĞLAYAYIM, ZIRLAYAYIM GEÇMİŞE DÖNEBİLİR MİYİM? -HAYIR.
GURURSUZ BİR İNSAN OLARAK YAŞAMAYA DEVAM ETMEK İSTİYOR MUYUM? -HAYIR.

Merak etmeyin ben de "aşkta gurur olmaz" lafını savunanlardanım, ama bu lafa sığınarak beni terk etmiş(her ne yaşanmışsa yaşansın) birine adım atamazdım, atmamalıydım, atmayacaktım, atmadım. Zaten bu kafadan bir türlü kurtulamadığım için bu halde değil miydim? Böyle devam ederse daha çok kaybederdim. Anlık mutluluklardan sıkılmıştım. "Zararın neresinden dönersen kardır kızım." dedim ve silkelenip kendime geldim! Artık nettim, onun için bir şey yapmayacaktım. Beni istemeyen bir adamın hayatında neden zorla kalayım ki?

Sonra, esas problemim olan "GEÇMİŞ VE GELECEK yüzünden BUGÜNlerimi harcama" durumumu çözdüm. Dünlerime ağladıkça bugünlerimi kaybettiğimi, ve bugünlerimin YARININ DÜNLERİ olduğunun farkına vardım. Geçmişi silip attım. Öyle yada böyleydi.. Suçlu yada suçsuzdum.. Haklı yada haksızdım.. Çok acı çekmeme rağmen, giderken "gitme" dediğim halde giden bir adam yüzünden daha fazla canımın yanmasına izin veremezdim. Öyle yada böyle, bu ilişki, (iyi ki) onun gidişiyle bitmişti. Vicdanım rahattı.
Birbirimizi üzmeye başlamıştık, birbirimize uygun değildik. Evet belki istense uydurulabilir insanlar, ama bu asla ve asla tek taraflı olamaz. Benim için değişmeyecek adam için değişmemin mantığı ne ki? Onu neden gözümde bu kadar büyütüyorum ki. Ayrıldığımızda gerçek kaybeden o, çünkü onun için her şeyi göze alabilecek bir kızdım ben. Ama o gitti, ve beni kaybetti. İşte bunu anlamalıydı. İşte beni ilk defa gerçekten kaybetmeliydi. Benim için bir şeyler yapar yada yapmaz, bu onun tercihidir İşte böyle deyip, bunları kendime söyleyip, bunların farkına varıp bir nebze de olsa rahatlattım kendimi. Ve bugünümü kurtardım!

Geçmişe gelince; dediğim gibi nolursa olsun, asla dönemeyeceğimiz günler için ağlayıp sızlanmanın, pişman olmanın ne anlamı var?
PİŞMANLIK iğrenç bir duygu evet. Ama biraz mantıklı düşündüğünüzde, sizi mutlu etmesi gereken bir duygu olduğunu anlıyorsunuz. O pişmanlığı yaşıyor olmasaydınız gerçeğin farkına varamamış olacaktınız ve hala o pişmanlığını yaşadığınız yanlışı yapıyor olacaktınız. Yine zararın neresinden dönersen kârdır felsefesi çıktı karşıma! Artık bu zarardan dönmeliydim. GEÇMİŞİMLE BARIŞTIM.

Şuan "hataydı.." diye bahsettiğim her şeyi, o zamanlar yaparken gayette mutluydum, kendimden emindim, kimsenin zoruyla değil kendi kararımla yapıyordum. Şimdi niye bundan pişman oluyorum ki? İNSANLAR DEĞİŞİR, DUYGU VE DÜŞÜNCELER DEĞİŞİR. ÖNEMLİ OLAN AYAK UYDURABİLMEK.

Şuan hata olduğunu düşünüyorsam yapmam olur biter. Belki de şuan yaptığım şeyler de ilerde bana hataymış gibi gelecek.. Bi düşünsenize hep böyle yaşayıp gittiğinizde hayatınızı ne kadar boşa geçirdiğinizi.

İŞTE YENİ HAYAT FELSEFEMİ BULMUŞTUM; ANI YAŞAMAK!

Öyle ergen triplerindeki "anı yaşamak" modundan bahsetmiyorum. Ciddi olarak anı yaşamak.
Geçmişimle barışıp, en çok kendimi sevip, geleceğim için her zaman umutlu olup, bugünümü yaşamaktan bahsediyorum. Bugünümü mutlu, huzurlu, farkındalıklı ve dolu dolu yaşadığımda geçmişimi de geleceğimi de kurtarmış oluyorum çünkü! Bugünler, geçmişin yarını, geleceğin dünleri çünkü...

Sonra hayatıma dönüp bir daha baktım.. Dünyada milyarlarca insan olduğunu, ben dahil herkesin bu koskoca evrende aslında çokta küçük olduğunu, ve benim, şu milyarlarca yıllık evrende, kısacık ömrü olan hayatımın, mutsuz geçirdiğim bir anının bile ne kadar değerli olduğunun farkına vardım. Hayatıma onlarca, hatta yüzlerce insan girdi.. Bazılarını sevdim, bazıları tarafından sevildim.

İkisi denk düşerse ne ala! Ama bırakın.. Sizi seven sevsin, onları kaybetmeyin. Bırakın, sizi sevmeyen gitsin, hayatınıza zarar vermesini, size üzdüğü her bir kıymetli anınızı bile sizden çalmasına izin vermeyin. İstediğini yapın, istediğiniz her şeyi imkanları zorlayarak yapın, ve sizi mutlu edecek her doğru için imkan yaratın.

"KEŞKE, BELKİ, MALESEF" kelimelerini hayatınızdan çıkarın!
"BOŞVER, İYİ Kİ, NEYSE Kİ" kelimelerini hayatınıza sıkça dahil edin!
Ve şuandan itibaren kendinizin farkına varın.

Benim yaptığım gibi, hırslanın. Sakinleşin. Derin nefes alın. Şükredin. Fazla kilonuz mu var? Verin. Saçınızın renginden mi memnun değilsiniz? Değiştirin. Kendinizi mutlu edin. Gidin bi çikolata alıp yiyin. Bol bol su için. Size kendinizi iyi ve değerli hissettiren insanların yanında bulunun. Herkesten önce kendinizi sevin, ve günde en az bir kere gerçek ve içten bir kahkaha atın!

Kendinizin ve hayatın farkına vardığınızda, ve o ufacık sorununuza üfleyip onu yok ettiğinizde gerçekten mutlu olduğunuzu göreceksiniz. Unutmayın, sizden başka kimse üzülmüyor, siz niye üzülüyorsunuz ki? :)
o kadaaaarr doğru ki.. ben bu duyguları ne yazık ki yaklaşık 5 yıldır yaşıyorum.. artık adeta bu ölü toprağı üstüme yapıştı gibi hissediyorum.. işte, arkadaşlara, aileye hep bi maske takıyorum hatta artık eşimin yanında bile yapay bi mutluluk var üstümde..insanlar -bazen en yakınımızdakiler bile- acımasız olabiliyo ne yazık ki.. belki de kendilerinin de yaşamış oldukları zayıflıkları çaresizlikleri siz yaşayınca herkes akıl verir oluyo herkes pek bi güçlü oluyo siz güçsüz ilan ediliyosunuz adeta.. bilemiyorum belki de ben fazla hassasım böyle algılıyorum..
her neyse sizin adınıza çok sevindim umarım ben de aynı aydınlanmayı yaşarım.. :KK70:
 
Cok iyi..!!! Hatta bi an bi yerden alinti mi diye bile dusunmedim degill...ama gercekten guzel anlatmissiniz...kendimi buldugum bi yazi okudum.bide uyvulabilsem okudugumu ;(
 
"GEÇMİŞ VE GELECEK yüzünden BUGÜNlerimi harcama" durumumu çözdüm. Dünlerime ağladıkça bugünlerimi kaybettiğimi, ve bugünlerimin YARININ DÜNLERİ olduğunun farkına vardım. Geçmişi silip attım. Öyle yada böyleydi.. Suçlu yada suçsuzdum.. Haklı yada haksızdım..
bu kısmı cok begendım ozellıkle, güzel bir yazı yazmıssınız, cogu yerınde de haklısınız , kedımı de buldum zaman zaman ...beynımızde kendımıze hapıshaneler yaratıyoruz resmen , acılardan özgürleşsek hayatımız bambaşka olur
 
ne kadar güzel yazmışsınız.. farkındalık ne önemli bir şey !.. o halde şu nickinizden de kurtulun, böylesine bir yazıyı yazan insana yakışmıyor :KK66: sevgiler
 
hayatın gelip geçici olduğunun farkına varman çok güzel hepimiz bunun farkında olmalı ve hiç birşeyi kocaman bir problem haline getirip dert yükü olmamak lazım zaten rabbimizde isyan etmeyip şükretmemizi istiyor. herkez hatalarını anlayıp bol bol şükredip mutlu olmaya çalışalım sorunlar şu veya bu şekilde zaten geçecek su akar yolunu bulur yeterki inanalım başımızda bizi koruyan Allahımız var düşünsenize biz onu göremiyoruz ama o bizim herşeyimizi biliyor ne büyük ne güzel bir şey Allahımız inşallah hepimizin yanında olmaya bizi korumaya devam etsin( Amin)
 
X