Huzursuz bir ailede büyümek ve bunun ilişkilere yansıması

mavisaclikiz35

Guru
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2013
88
119
34
Herkese merhabalar, iyi pazarlar.
Daha önce de (geçen kış) bir konu açmıştım, biten bir ilişkimle ilgili. Güzel yorumlar gelmişti çoğunlukla, yorum sahiplerine teşekkürü bir borç bilirim.

Kendimden çok kısaca bahsetmeye çalışayım; 27 yaşındayım, kendime ait bir işyerim var, ailemle yaşıyorum ve ailemin tek çocuğuyum. Kendimi bildim bileli annemle babamın evliliği sorunludur. Annem ve babam, ikisi de dünyalar iyisi ve iyi niyetlisi insanlar. Evlilikte huzursuzluğa sebep olacak madde bağımlılığı, aldatma, kumar vs gibi şeylerin hiçbiri yok Rabb'ime sonsuz şükürler olsun. Sadece karakter olarak farklılıklar, erken yaşta birbirini tanımadan yapılmış evlilik ve özellikle babamın ailesinin bu evliliği huzursuz etmeye sanki yemin etmişçesine girişimleri... Babam yıllarca çalıştığından dolayı bütün stresini, yıpranmışlığını işiyle bertaraf edebiliyordu fakat annemin kendi genç kızlığı da yine kendi babası tarafından sabote edilmişti, evliliği de böylesine sıkıntılı olunca paylaşabildiği tek kişi ben oldum kendince... Daha ben 11-12 yaşlarındayken çok iyi hatırlıyorum, her gün okuldan geldiğimde beni 1 saat karşısına oturtur ve dertlerini anlatırdı. Özellikle de babamın ailesinin kendisine olan eziyetlerini. O dönem, annemin antidepresan tedavisine başlamasıyla sona erdi ama dertlerini hep fırsat buldukça anlatmaya devam etti. Hep kaçmaya çalıştım; çünkü zaten bu sorunların içinde büyümüştüm, birçok kötü şeye maruz kalmıştım ve tanıklık etmiştim, bu nedenle aynı şeyleri tekrar tekrar ve tekrar dinlemeye artık tahammülüm kalmamıştı. Hala daha karşılıklı bir kahve içelim dediğimiz noktada konu, bir şekilde buralara gelir. Ya "ya sabır" der, gönlünü edecek kadar dinlemeye çalışırım ya da kavga ederiz. O da bana der ki "Annem benimle hep dertleşirdi, sen hiç beni dinlemiyorsun". Babamla paylaşmaz, başıma kakar der. Annesiyle konuşmaz, yaşlı ve hasta üzülür der. İki tane erkek kardeşi var, zaten konuşulacak karakterde insanlar değiller, kötü anlamda değil ama erkek kardeşle ne kadar konuşabilirsiniz işte... Kendi birkaç samimi arkadaşına anlatır. Öyle işte. Beni hayatta hep psikoloğu yerine koydu. Yardımcı olmak istedim ama son ilişkimden sonra şunu farkettim: Evliliğe, karşı cinse güven duygularım inanılmaz derecede harap olmuş. Karşı cinsle bir ilişki içerisinde sağlıklı davranamadığımı, ilişkiyi ve getirdiği iyi ya da kötü şeyleri sağlıklı bir şekilde yönetemediğimi gördüm. Sanki evlensem mutsuz olacakmışım, annemin kaderini yaşayacakmışım gibi. Kendi bilinçaltımda "annem gibi ezdirmemeliyim kendimi" kodlamasıyla, ilişkide hep dominant taraf olmuşum ama dozunu çok kaçırmışım. Halbuki sağlıklı bir ilişki kurmayı, mutlu bir evlilik yapmayı o kadar çok istiyorum ki... En son biten ilişkimde (zaten flörtöz konuşmaları saymazsak 2 tane ilişkim oldu, 2.si 2,5 yıl sürdü ve travmatik süreçler yaşadık) karşı tarafa ettiğim haksızlıkları düşünüp duruyorum günlerdir. Hatta dün gece ağlayarak arayıp, haksız tavırlarım için özür bile diledim. Hala ona dönmemi bekliyor, o bambaşka bir başlığın konusu. Bense artık yaralarımı sarmak ve olması gerektiği gibi bir ilişkiye başlamak istiyorum. Babamın da emekli olmasıyla birlikte sorunlar iyice sarpa sardı. Kendimi sıkışmış, bunalmış, özel alanı kalmamış, hiçbir erkekle sağlıklı bir ilişki kuramayacakmış gibi hissediyorum... Zaten bu huzursuz aile ortamı beni agresif, çabuk parlayan, bazen öfke patlamaları yaşayan bir birey haline getirmişti; şimdi daha da çok bunaldım. Annemle babam işyerinde yardımcı olmak için benimle beraber geliyorlar ama zaten anlattıklarımdan da belli olduğu üzere, 7/24 birarada olabilecek bir aile değiliz. Yardımlarına hem ihtiyacım var, hem de bu kadar dip dibe olmak çok yordu... Bu arada annem ve babamla ebeveyn-çocuk ilişkim iyidir, sadece bu emeklilik sonrası dönemde babamla çok fazla gerilmeye başladık. Temelde asla baskıcı, yobaz bir zihniyette olan insanlar değillerdir.
Kısa tutmaya çalıştım ama yine de çok uzun olmuş. Okuyanlara ve yargılamadan, içtenlikle yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim...
 
Herkese merhabalar, iyi pazarlar.
Daha önce de (geçen kış) bir konu açmıştım, biten bir ilişkimle ilgili. Güzel yorumlar gelmişti çoğunlukla, yorum sahiplerine teşekkürü bir borç bilirim.

Kendimden çok kısaca bahsetmeye çalışayım; 27 yaşındayım, kendime ait bir işyerim var, ailemle yaşıyorum ve ailemin tek çocuğuyum. Kendimi bildim bileli annemle babamın evliliği sorunludur. Annem ve babam, ikisi de dünyalar iyisi ve iyi niyetlisi insanlar. Evlilikte huzursuzluğa sebep olacak madde bağımlılığı, aldatma, kumar vs gibi şeylerin hiçbiri yok Rabb'ime sonsuz şükürler olsun. Sadece karakter olarak farklılıklar, erken yaşta birbirini tanımadan yapılmış evlilik ve özellikle babamın ailesinin bu evliliği huzursuz etmeye sanki yemin etmişçesine girişimleri... Babam yıllarca çalıştığından dolayı bütün stresini, yıpranmışlığını işiyle bertaraf edebiliyordu fakat annemin kendi genç kızlığı da yine kendi babası tarafından sabote edilmişti, evliliği de böylesine sıkıntılı olunca paylaşabildiği tek kişi ben oldum kendince... Daha ben 11-12 yaşlarındayken çok iyi hatırlıyorum, her gün okuldan geldiğimde beni 1 saat karşısına oturtur ve dertlerini anlatırdı. Özellikle de babamın ailesinin kendisine olan eziyetlerini. O dönem, annemin antidepresan tedavisine başlamasıyla sona erdi ama dertlerini hep fırsat buldukça anlatmaya devam etti. Hep kaçmaya çalıştım; çünkü zaten bu sorunların içinde büyümüştüm, birçok kötü şeye maruz kalmıştım ve tanıklık etmiştim, bu nedenle aynı şeyleri tekrar tekrar ve tekrar dinlemeye artık tahammülüm kalmamıştı. Hala daha karşılıklı bir kahve içelim dediğimiz noktada konu, bir şekilde buralara gelir. Ya "ya sabır" der, gönlünü edecek kadar dinlemeye çalışırım ya da kavga ederiz. O da bana der ki "Annem benimle hep dertleşirdi, sen hiç beni dinlemiyorsun". Babamla paylaşmaz, başıma kakar der. Annesiyle konuşmaz, yaşlı ve hasta üzülür der. İki tane erkek kardeşi var, zaten konuşulacak karakterde insanlar değiller, kötü anlamda değil ama erkek kardeşle ne kadar konuşabilirsiniz işte... Kendi birkaç samimi arkadaşına anlatır. Öyle işte. Beni hayatta hep psikoloğu yerine koydu. Yardımcı olmak istedim ama son ilişkimden sonra şunu farkettim: Evliliğe, karşı cinse güven duygularım inanılmaz derecede harap olmuş. Karşı cinsle bir ilişki içerisinde sağlıklı davranamadığımı, ilişkiyi ve getirdiği iyi ya da kötü şeyleri sağlıklı bir şekilde yönetemediğimi gördüm. Sanki evlensem mutsuz olacakmışım, annemin kaderini yaşayacakmışım gibi. Kendi bilinçaltımda "annem gibi ezdirmemeliyim kendimi" kodlamasıyla, ilişkide hep dominant taraf olmuşum ama dozunu çok kaçırmışım. Halbuki sağlıklı bir ilişki kurmayı, mutlu bir evlilik yapmayı o kadar çok istiyorum ki... En son biten ilişkimde (zaten flörtöz konuşmaları saymazsak 2 tane ilişkim oldu, 2.si 2,5 yıl sürdü ve travmatik süreçler yaşadık) karşı tarafa ettiğim haksızlıkları düşünüp duruyorum günlerdir. Hatta dün gece ağlayarak arayıp, haksız tavırlarım için özür bile diledim. Hala ona dönmemi bekliyor, o bambaşka bir başlığın konusu. Bense artık yaralarımı sarmak ve olması gerektiği gibi bir ilişkiye başlamak istiyorum. Babamın da emekli olmasıyla birlikte sorunlar iyice sarpa sardı. Kendimi sıkışmış, bunalmış, özel alanı kalmamış, hiçbir erkekle sağlıklı bir ilişki kuramayacakmış gibi hissediyorum... Zaten bu huzursuz aile ortamı beni agresif, çabuk parlayan, bazen öfke patlamaları yaşayan bir birey haline getirmişti; şimdi daha da çok bunaldım. Annemle babam işyerinde yardımcı olmak için benimle beraber geliyorlar ama zaten anlattıklarımdan da belli olduğu üzere, 7/24 birarada olabilecek bir aile değiliz. Yardımlarına hem ihtiyacım var, hem de bu kadar dip dibe olmak çok yordu... Bu arada annem ve babamla ebeveyn-çocuk ilişkim iyidir, sadece bu emeklilik sonrası dönemde babamla çok fazla gerilmeye başladık. Temelde asla baskıcı, yobaz bir zihniyette olan insanlar değillerdir.
Kısa tutmaya çalıştım ama yine de çok uzun olmuş. Okuyanlara ve yargılamadan, içtenlikle yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim...
Dinlemeyin, telefonunuz caliyormus gibi yapin kalkin baska odaya gecin. Kafaniza takmayin kendi hayatiniza bakin. Siz kendinizi geri cekince anlarlar buyuk ihtimalle sinirlarinizin asildigini. Nefes aldikca hala umut var, umutsuzluga kapilmayin. Zor bir ailede buyumek diye bir kitap var okumak isterseniz alip okuyun bana psikolog tavsiye etmisti. Toksik iliskileri anlatiyor. Bana baya katkisi oldu. Mutlaka istediginiz gibi biriyle birlikte olursunuz zamana birakin.
 
Seni cok iyi anliyorum benzer seyleri bende yasiyorum evde surekli bir huzursuzluk tartisma gergin bi ortam ve negatiflik hakim. Bende evde tek cocugum ve annem eski yasadiklarindan tut hastaligina kadar her seyi bana anlatir. Bazen bu ortama katlanamaz olurdum. Kendimi depresyonda gibi hissederdim. Yasadiklarimin hepsini erkek arkadasima anlatirdim ama artik anlatmiyorum bunun iliskime yansidigini farkettim ve erkek arkadasim bu konuda adeta bir psikolog gibi bana yardimci oldu. Artik dikkatimi baska yonlere verdim kendime yeni hobiler edindim beni mutlu edecek seyler ogrendim. Evdeki olaylarla ilgilenmiyorum umursamazliktan geliyorum takmiyorum ve bu beni ciddi anlamda iyilestirdi. Artik bana laf soyleselerde ya takmiyorum ya da hi hi diyip geciyorum. Çünkü benim ailem boyle. Ben onlari boyle kabullendim. Degismeyeceklerini biliyorum. Evlenmeme daha zaman oldugu icinde bu evden gidemeyecegimi biliyorum. Olabildigince yurus spor yapmaya calisiyorum baskalarini onemsemeden kendimle ilgilenmek inanilmaz iyi geliyor. Evde yasadigim sorunlarida artik iliskime yansitmiyorum cunku yipratici oluyor sonucta o insanlarda bi nevi mutlu huzurlu olmak iyi vakit gecirmek icin bizimleler.bende her iliskinin boyle olmadigini iyi iliskilerinde mevcut oldugunu cevremdeki iyi iliskilere bakarak aklima kazidim. Benim yaptiklarim bunlar daha da ogrenmeye devam ediyorum dikkatinizi sadece kendinize yonlendirmenizi tavsiye ederim..
 
Herkese merhabalar, iyi pazarlar.
Daha önce de (geçen kış) bir konu açmıştım, biten bir ilişkimle ilgili. Güzel yorumlar gelmişti çoğunlukla, yorum sahiplerine teşekkürü bir borç bilirim.

Kendimden çok kısaca bahsetmeye çalışayım; 27 yaşındayım, kendime ait bir işyerim var, ailemle yaşıyorum ve ailemin tek çocuğuyum. Kendimi bildim bileli annemle babamın evliliği sorunludur. Annem ve babam, ikisi de dünyalar iyisi ve iyi niyetlisi insanlar. Evlilikte huzursuzluğa sebep olacak madde bağımlılığı, aldatma, kumar vs gibi şeylerin hiçbiri yok Rabb'ime sonsuz şükürler olsun. Sadece karakter olarak farklılıklar, erken yaşta birbirini tanımadan yapılmış evlilik ve özellikle babamın ailesinin bu evliliği huzursuz etmeye sanki yemin etmişçesine girişimleri... Babam yıllarca çalıştığından dolayı bütün stresini, yıpranmışlığını işiyle bertaraf edebiliyordu fakat annemin kendi genç kızlığı da yine kendi babası tarafından sabote edilmişti, evliliği de böylesine sıkıntılı olunca paylaşabildiği tek kişi ben oldum kendince... Daha ben 11-12 yaşlarındayken çok iyi hatırlıyorum, her gün okuldan geldiğimde beni 1 saat karşısına oturtur ve dertlerini anlatırdı. Özellikle de babamın ailesinin kendisine olan eziyetlerini. O dönem, annemin antidepresan tedavisine başlamasıyla sona erdi ama dertlerini hep fırsat buldukça anlatmaya devam etti. Hep kaçmaya çalıştım; çünkü zaten bu sorunların içinde büyümüştüm, birçok kötü şeye maruz kalmıştım ve tanıklık etmiştim, bu nedenle aynı şeyleri tekrar tekrar ve tekrar dinlemeye artık tahammülüm kalmamıştı. Hala daha karşılıklı bir kahve içelim dediğimiz noktada konu, bir şekilde buralara gelir. Ya "ya sabır" der, gönlünü edecek kadar dinlemeye çalışırım ya da kavga ederiz. O da bana der ki "Annem benimle hep dertleşirdi, sen hiç beni dinlemiyorsun". Babamla paylaşmaz, başıma kakar der. Annesiyle konuşmaz, yaşlı ve hasta üzülür der. İki tane erkek kardeşi var, zaten konuşulacak karakterde insanlar değiller, kötü anlamda değil ama erkek kardeşle ne kadar konuşabilirsiniz işte... Kendi birkaç samimi arkadaşına anlatır. Öyle işte. Beni hayatta hep psikoloğu yerine koydu. Yardımcı olmak istedim ama son ilişkimden sonra şunu farkettim: Evliliğe, karşı cinse güven duygularım inanılmaz derecede harap olmuş. Karşı cinsle bir ilişki içerisinde sağlıklı davranamadığımı, ilişkiyi ve getirdiği iyi ya da kötü şeyleri sağlıklı bir şekilde yönetemediğimi gördüm. Sanki evlensem mutsuz olacakmışım, annemin kaderini yaşayacakmışım gibi. Kendi bilinçaltımda "annem gibi ezdirmemeliyim kendimi" kodlamasıyla, ilişkide hep dominant taraf olmuşum ama dozunu çok kaçırmışım. Halbuki sağlıklı bir ilişki kurmayı, mutlu bir evlilik yapmayı o kadar çok istiyorum ki... En son biten ilişkimde (zaten flörtöz konuşmaları saymazsak 2 tane ilişkim oldu, 2.si 2,5 yıl sürdü ve travmatik süreçler yaşadık) karşı tarafa ettiğim haksızlıkları düşünüp duruyorum günlerdir. Hatta dün gece ağlayarak arayıp, haksız tavırlarım için özür bile diledim. Hala ona dönmemi bekliyor, o bambaşka bir başlığın konusu. Bense artık yaralarımı sarmak ve olması gerektiği gibi bir ilişkiye başlamak istiyorum. Babamın da emekli olmasıyla birlikte sorunlar iyice sarpa sardı. Kendimi sıkışmış, bunalmış, özel alanı kalmamış, hiçbir erkekle sağlıklı bir ilişki kuramayacakmış gibi hissediyorum... Zaten bu huzursuz aile ortamı beni agresif, çabuk parlayan, bazen öfke patlamaları yaşayan bir birey haline getirmişti; şimdi daha da çok bunaldım. Annemle babam işyerinde yardımcı olmak için benimle beraber geliyorlar ama zaten anlattıklarımdan da belli olduğu üzere, 7/24 birarada olabilecek bir aile değiliz. Yardımlarına hem ihtiyacım var, hem de bu kadar dip dibe olmak çok yordu... Bu arada annem ve babamla ebeveyn-çocuk ilişkim iyidir, sadece bu emeklilik sonrası dönemde babamla çok fazla gerilmeye başladık. Temelde asla baskıcı, yobaz bir zihniyette olan insanlar değillerdir.
Kısa tutmaya çalıştım ama yine de çok uzun olmuş. Okuyanlara ve yargılamadan, içtenlikle yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim...
Ben de dahil bir çok kadının yaşadıklarını anlatmışsınız😞 yazdıklarınızın birebir aynısını hatta şiddet te olmak üzere daha fazlasını gördüm yaşadım. Siz yine çok şanslısınız en azından ebeveyn ile sağlıklı ilişki kurabildiğiniz için. Ben artık dinleyemiyorum annemi açık açık söylüyorum ben artık kaldıramıyorum sürekli geçmişte yaşanan şeyleri dinlemeyi duymayı diye. Tabi benim de dinlediğim gördüğüm her şey farkında olmadan bütün hayatıma ilişkilerime yansıdı mutlaka. Bunun çözümü nedir bilemem ama mutlaka terapi alın bu konuda çok faydasını göreceksiniz
 
Herkese merhabalar, iyi pazarlar.
Daha önce de (geçen kış) bir konu açmıştım, biten bir ilişkimle ilgili. Güzel yorumlar gelmişti çoğunlukla, yorum sahiplerine teşekkürü bir borç bilirim.

Kendimden çok kısaca bahsetmeye çalışayım; 27 yaşındayım, kendime ait bir işyerim var, ailemle yaşıyorum ve ailemin tek çocuğuyum. Kendimi bildim bileli annemle babamın evliliği sorunludur. Annem ve babam, ikisi de dünyalar iyisi ve iyi niyetlisi insanlar. Evlilikte huzursuzluğa sebep olacak madde bağımlılığı, aldatma, kumar vs gibi şeylerin hiçbiri yok Rabb'ime sonsuz şükürler olsun. Sadece karakter olarak farklılıklar, erken yaşta birbirini tanımadan yapılmış evlilik ve özellikle babamın ailesinin bu evliliği huzursuz etmeye sanki yemin etmişçesine girişimleri... Babam yıllarca çalıştığından dolayı bütün stresini, yıpranmışlığını işiyle bertaraf edebiliyordu fakat annemin kendi genç kızlığı da yine kendi babası tarafından sabote edilmişti, evliliği de böylesine sıkıntılı olunca paylaşabildiği tek kişi ben oldum kendince... Daha ben 11-12 yaşlarındayken çok iyi hatırlıyorum, her gün okuldan geldiğimde beni 1 saat karşısına oturtur ve dertlerini anlatırdı. Özellikle de babamın ailesinin kendisine olan eziyetlerini. O dönem, annemin antidepresan tedavisine başlamasıyla sona erdi ama dertlerini hep fırsat buldukça anlatmaya devam etti. Hep kaçmaya çalıştım; çünkü zaten bu sorunların içinde büyümüştüm, birçok kötü şeye maruz kalmıştım ve tanıklık etmiştim, bu nedenle aynı şeyleri tekrar tekrar ve tekrar dinlemeye artık tahammülüm kalmamıştı. Hala daha karşılıklı bir kahve içelim dediğimiz noktada konu, bir şekilde buralara gelir. Ya "ya sabır" der, gönlünü edecek kadar dinlemeye çalışırım ya da kavga ederiz. O da bana der ki "Annem benimle hep dertleşirdi, sen hiç beni dinlemiyorsun". Babamla paylaşmaz, başıma kakar der. Annesiyle konuşmaz, yaşlı ve hasta üzülür der. İki tane erkek kardeşi var, zaten konuşulacak karakterde insanlar değiller, kötü anlamda değil ama erkek kardeşle ne kadar konuşabilirsiniz işte... Kendi birkaç samimi arkadaşına anlatır. Öyle işte. Beni hayatta hep psikoloğu yerine koydu. Yardımcı olmak istedim ama son ilişkimden sonra şunu farkettim: Evliliğe, karşı cinse güven duygularım inanılmaz derecede harap olmuş. Karşı cinsle bir ilişki içerisinde sağlıklı davranamadığımı, ilişkiyi ve getirdiği iyi ya da kötü şeyleri sağlıklı bir şekilde yönetemediğimi gördüm. Sanki evlensem mutsuz olacakmışım, annemin kaderini yaşayacakmışım gibi. Kendi bilinçaltımda "annem gibi ezdirmemeliyim kendimi" kodlamasıyla, ilişkide hep dominant taraf olmuşum ama dozunu çok kaçırmışım. Halbuki sağlıklı bir ilişki kurmayı, mutlu bir evlilik yapmayı o kadar çok istiyorum ki... En son biten ilişkimde (zaten flörtöz konuşmaları saymazsak 2 tane ilişkim oldu, 2.si 2,5 yıl sürdü ve travmatik süreçler yaşadık) karşı tarafa ettiğim haksızlıkları düşünüp duruyorum günlerdir. Hatta dün gece ağlayarak arayıp, haksız tavırlarım için özür bile diledim. Hala ona dönmemi bekliyor, o bambaşka bir başlığın konusu. Bense artık yaralarımı sarmak ve olması gerektiği gibi bir ilişkiye başlamak istiyorum. Babamın da emekli olmasıyla birlikte sorunlar iyice sarpa sardı. Kendimi sıkışmış, bunalmış, özel alanı kalmamış, hiçbir erkekle sağlıklı bir ilişki kuramayacakmış gibi hissediyorum... Zaten bu huzursuz aile ortamı beni agresif, çabuk parlayan, bazen öfke patlamaları yaşayan bir birey haline getirmişti; şimdi daha da çok bunaldım. Annemle babam işyerinde yardımcı olmak için benimle beraber geliyorlar ama zaten anlattıklarımdan da belli olduğu üzere, 7/24 birarada olabilecek bir aile değiliz. Yardımlarına hem ihtiyacım var, hem de bu kadar dip dibe olmak çok yordu... Bu arada annem ve babamla ebeveyn-çocuk ilişkim iyidir, sadece bu emeklilik sonrası dönemde babamla çok fazla gerilmeye başladık. Temelde asla baskıcı, yobaz bir zihniyette olan insanlar değillerdir.
Kısa tutmaya çalıştım ama yine de çok uzun olmuş. Okuyanlara ve yargılamadan, içtenlikle yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim...
Anneniz kendine bir dert ortağı aramış ama yanlış kişiyi seçmiş. Onunda yaşadıkları kolay değildir muhakkak her ailede böyle sorunlar var. Ama ilişkilerinize bende mi ilerde böyle olacağım diye başlarsanız başlamadan hüsranla sonuçlanması kaçınılmaz olur. Benimde evliliğimin ilk yılları zordu. Tanıyıp birbirine alışana kadar çok yıpranıyosun ama aradan geçen yıllar neticesinde eşimin kıymetini çok anladım. şimdi herşey çok yolunda. Lütfen olumsuz örneklere takılmayın. Çaba gösterin. Önyargılarınızı bir kenara bırakın. Her ilişkinin kendi içinde gelgit yaşadığı dönemleri var. İlişki sabır işi. Mutlu olacağınıza inanın. İyi niyetle yaklaşın. İnşallah karşınıza sizin kıymetininizi bilecek sevecek el üstünde tutacak biri çıkar. O zaman bu kaygılarınızın boş olduğunu anlarsınız.
 
Herkese merhabalar, iyi pazarlar.
Daha önce de (geçen kış) bir konu açmıştım, biten bir ilişkimle ilgili. Güzel yorumlar gelmişti çoğunlukla, yorum sahiplerine teşekkürü bir borç bilirim.

Kendimden çok kısaca bahsetmeye çalışayım; 27 yaşındayım, kendime ait bir işyerim var, ailemle yaşıyorum ve ailemin tek çocuğuyum. Kendimi bildim bileli annemle babamın evliliği sorunludur. Annem ve babam, ikisi de dünyalar iyisi ve iyi niyetlisi insanlar. Evlilikte huzursuzluğa sebep olacak madde bağımlılığı, aldatma, kumar vs gibi şeylerin hiçbiri yok Rabb'ime sonsuz şükürler olsun. Sadece karakter olarak farklılıklar, erken yaşta birbirini tanımadan yapılmış evlilik ve özellikle babamın ailesinin bu evliliği huzursuz etmeye sanki yemin etmişçesine girişimleri... Babam yıllarca çalıştığından dolayı bütün stresini, yıpranmışlığını işiyle bertaraf edebiliyordu fakat annemin kendi genç kızlığı da yine kendi babası tarafından sabote edilmişti, evliliği de böylesine sıkıntılı olunca paylaşabildiği tek kişi ben oldum kendince... Daha ben 11-12 yaşlarındayken çok iyi hatırlıyorum, her gün okuldan geldiğimde beni 1 saat karşısına oturtur ve dertlerini anlatırdı. Özellikle de babamın ailesinin kendisine olan eziyetlerini. O dönem, annemin antidepresan tedavisine başlamasıyla sona erdi ama dertlerini hep fırsat buldukça anlatmaya devam etti. Hep kaçmaya çalıştım; çünkü zaten bu sorunların içinde büyümüştüm, birçok kötü şeye maruz kalmıştım ve tanıklık etmiştim, bu nedenle aynı şeyleri tekrar tekrar ve tekrar dinlemeye artık tahammülüm kalmamıştı. Hala daha karşılıklı bir kahve içelim dediğimiz noktada konu, bir şekilde buralara gelir. Ya "ya sabır" der, gönlünü edecek kadar dinlemeye çalışırım ya da kavga ederiz. O da bana der ki "Annem benimle hep dertleşirdi, sen hiç beni dinlemiyorsun". Babamla paylaşmaz, başıma kakar der. Annesiyle konuşmaz, yaşlı ve hasta üzülür der. İki tane erkek kardeşi var, zaten konuşulacak karakterde insanlar değiller, kötü anlamda değil ama erkek kardeşle ne kadar konuşabilirsiniz işte... Kendi birkaç samimi arkadaşına anlatır. Öyle işte. Beni hayatta hep psikoloğu yerine koydu. Yardımcı olmak istedim ama son ilişkimden sonra şunu farkettim: Evliliğe, karşı cinse güven duygularım inanılmaz derecede harap olmuş. Karşı cinsle bir ilişki içerisinde sağlıklı davranamadığımı, ilişkiyi ve getirdiği iyi ya da kötü şeyleri sağlıklı bir şekilde yönetemediğimi gördüm. Sanki evlensem mutsuz olacakmışım, annemin kaderini yaşayacakmışım gibi. Kendi bilinçaltımda "annem gibi ezdirmemeliyim kendimi" kodlamasıyla, ilişkide hep dominant taraf olmuşum ama dozunu çok kaçırmışım. Halbuki sağlıklı bir ilişki kurmayı, mutlu bir evlilik yapmayı o kadar çok istiyorum ki... En son biten ilişkimde (zaten flörtöz konuşmaları saymazsak 2 tane ilişkim oldu, 2.si 2,5 yıl sürdü ve travmatik süreçler yaşadık) karşı tarafa ettiğim haksızlıkları düşünüp duruyorum günlerdir. Hatta dün gece ağlayarak arayıp, haksız tavırlarım için özür bile diledim. Hala ona dönmemi bekliyor, o bambaşka bir başlığın konusu. Bense artık yaralarımı sarmak ve olması gerektiği gibi bir ilişkiye başlamak istiyorum. Babamın da emekli olmasıyla birlikte sorunlar iyice sarpa sardı. Kendimi sıkışmış, bunalmış, özel alanı kalmamış, hiçbir erkekle sağlıklı bir ilişki kuramayacakmış gibi hissediyorum... Zaten bu huzursuz aile ortamı beni agresif, çabuk parlayan, bazen öfke patlamaları yaşayan bir birey haline getirmişti; şimdi daha da çok bunaldım. Annemle babam işyerinde yardımcı olmak için benimle beraber geliyorlar ama zaten anlattıklarımdan da belli olduğu üzere, 7/24 birarada olabilecek bir aile değiliz. Yardımlarına hem ihtiyacım var, hem de bu kadar dip dibe olmak çok yordu... Bu arada annem ve babamla ebeveyn-çocuk ilişkim iyidir, sadece bu emeklilik sonrası dönemde babamla çok fazla gerilmeye başladık. Temelde asla baskıcı, yobaz bir zihniyette olan insanlar değillerdir.
Kısa tutmaya çalıştım ama yine de çok uzun olmuş. Okuyanlara ve yargılamadan, içtenlikle yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim...
Öncelikle ailenizle olan ilişkiniz normal değil, aileniz de öyle dünya iyisi insanlar değil. Öncelikle bunu kabul edin, onları da öyle kabul edin. Sonra da terapiye başlayın
 
Herkese merhabalar, iyi pazarlar.
Daha önce de (geçen kış) bir konu açmıştım, biten bir ilişkimle ilgili. Güzel yorumlar gelmişti çoğunlukla, yorum sahiplerine teşekkürü bir borç bilirim.

Kendimden çok kısaca bahsetmeye çalışayım; 27 yaşındayım, kendime ait bir işyerim var, ailemle yaşıyorum ve ailemin tek çocuğuyum. Kendimi bildim bileli annemle babamın evliliği sorunludur. Annem ve babam, ikisi de dünyalar iyisi ve iyi niyetlisi insanlar. Evlilikte huzursuzluğa sebep olacak madde bağımlılığı, aldatma, kumar vs gibi şeylerin hiçbiri yok Rabb'ime sonsuz şükürler olsun. Sadece karakter olarak farklılıklar, erken yaşta birbirini tanımadan yapılmış evlilik ve özellikle babamın ailesinin bu evliliği huzursuz etmeye sanki yemin etmişçesine girişimleri... Babam yıllarca çalıştığından dolayı bütün stresini, yıpranmışlığını işiyle bertaraf edebiliyordu fakat annemin kendi genç kızlığı da yine kendi babası tarafından sabote edilmişti, evliliği de böylesine sıkıntılı olunca paylaşabildiği tek kişi ben oldum kendince... Daha ben 11-12 yaşlarındayken çok iyi hatırlıyorum, her gün okuldan geldiğimde beni 1 saat karşısına oturtur ve dertlerini anlatırdı. Özellikle de babamın ailesinin kendisine olan eziyetlerini. O dönem, annemin antidepresan tedavisine başlamasıyla sona erdi ama dertlerini hep fırsat buldukça anlatmaya devam etti. Hep kaçmaya çalıştım; çünkü zaten bu sorunların içinde büyümüştüm, birçok kötü şeye maruz kalmıştım ve tanıklık etmiştim, bu nedenle aynı şeyleri tekrar tekrar ve tekrar dinlemeye artık tahammülüm kalmamıştı. Hala daha karşılıklı bir kahve içelim dediğimiz noktada konu, bir şekilde buralara gelir. Ya "ya sabır" der, gönlünü edecek kadar dinlemeye çalışırım ya da kavga ederiz. O da bana der ki "Annem benimle hep dertleşirdi, sen hiç beni dinlemiyorsun". Babamla paylaşmaz, başıma kakar der. Annesiyle konuşmaz, yaşlı ve hasta üzülür der. İki tane erkek kardeşi var, zaten konuşulacak karakterde insanlar değiller, kötü anlamda değil ama erkek kardeşle ne kadar konuşabilirsiniz işte... Kendi birkaç samimi arkadaşına anlatır. Öyle işte. Beni hayatta hep psikoloğu yerine koydu. Yardımcı olmak istedim ama son ilişkimden sonra şunu farkettim: Evliliğe, karşı cinse güven duygularım inanılmaz derecede harap olmuş. Karşı cinsle bir ilişki içerisinde sağlıklı davranamadığımı, ilişkiyi ve getirdiği iyi ya da kötü şeyleri sağlıklı bir şekilde yönetemediğimi gördüm. Sanki evlensem mutsuz olacakmışım, annemin kaderini yaşayacakmışım gibi. Kendi bilinçaltımda "annem gibi ezdirmemeliyim kendimi" kodlamasıyla, ilişkide hep dominant taraf olmuşum ama dozunu çok kaçırmışım. Halbuki sağlıklı bir ilişki kurmayı, mutlu bir evlilik yapmayı o kadar çok istiyorum ki... En son biten ilişkimde (zaten flörtöz konuşmaları saymazsak 2 tane ilişkim oldu, 2.si 2,5 yıl sürdü ve travmatik süreçler yaşadık) karşı tarafa ettiğim haksızlıkları düşünüp duruyorum günlerdir. Hatta dün gece ağlayarak arayıp, haksız tavırlarım için özür bile diledim. Hala ona dönmemi bekliyor, o bambaşka bir başlığın konusu. Bense artık yaralarımı sarmak ve olması gerektiği gibi bir ilişkiye başlamak istiyorum. Babamın da emekli olmasıyla birlikte sorunlar iyice sarpa sardı. Kendimi sıkışmış, bunalmış, özel alanı kalmamış, hiçbir erkekle sağlıklı bir ilişki kuramayacakmış gibi hissediyorum... Zaten bu huzursuz aile ortamı beni agresif, çabuk parlayan, bazen öfke patlamaları yaşayan bir birey haline getirmişti; şimdi daha da çok bunaldım. Annemle babam işyerinde yardımcı olmak için benimle beraber geliyorlar ama zaten anlattıklarımdan da belli olduğu üzere, 7/24 birarada olabilecek bir aile değiliz. Yardımlarına hem ihtiyacım var, hem de bu kadar dip dibe olmak çok yordu... Bu arada annem ve babamla ebeveyn-çocuk ilişkim iyidir, sadece bu emeklilik sonrası dönemde babamla çok fazla gerilmeye başladık. Temelde asla baskıcı, yobaz bir zihniyette olan insanlar değillerdir.
Kısa tutmaya çalıştım ama yine de çok uzun olmuş. Okuyanlara ve yargılamadan, içtenlikle yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim...

Annenin öldüğünü hayal et bir dakikalığına ! Sadece bunu diyorum. O artık yok sana dert anlatmayacak!! Hayal et!

yaawww anlatsın yawww yazıktır eskiler çok çekmiş. Psikolog nedir bilmezler. İdare et gözümü seveyim kardeşim.
Benim anacım da anlatır da anlatır anlatırrr sinirlenir kıpkırmızı olur anlatırken. Onu o girdaptan kurtarmak için hemen komik bi şey anlatırım, söylerim ona açık açık şimdi üzüldün hadi gülelim derim! Asla bırakmam güldürmeden :) sonra güneş ışığı doğmuş bir bahçe gibi oluverir sohbetimiz . Sonra da en sevdiği şeyden , ciddi bahsederim el işleri !! Hiç dayanamaz o konuya :) sonra onun dantel kutusunu açarız tekkk tekkk bakarız yaptıklarına eksik iplerden dikilecek havlulardan konuşuruz :) O iyileşir! Ben iyileşirim . Günümüzü tatlı bağlarız . Sonra o eski şarkılardan açarım en sevdiği hangisi çok iyi bilirim :) söylerizzz söylerizzzz söylerizz.
Anacım hasta çokkk hasta
Ne yapar anlatmassa nereye sığınır! Kurban olduğumm güzel kardeşim sinirlenmeden dinle
Yaw dinle işte sadece dinle be ! az bi rahatlasın! Sen de terk etme Yalnız bırakma
Evet SEN de varsın! Senin de ihtiyacın var . Biz avunacak çoook şey buluruz telefon internet arkadaş hobiler olmadı sinemaya kaçarız vs Onların limanı biziz.
 
Annenin öldüğünü hayal et bir dakikalığına ! Sadece bunu diyorum. O artık yok sana dert anlatmayacak!! Hayal et!

yaawww anlatsın yawww yazıktır eskiler çok çekmiş. Psikolog nedir bilmezler. İdare et gözümü seveyim kardeşim.
Benim anacım da anlatır da anlatır anlatırrr sinirlenir kıpkırmızı olur anlatırken. Onu o girdaptan kurtarmak için hemen komik bi şey anlatırım, söylerim ona açık açık şimdi üzüldün hadi gülelim derim! Asla bırakmam güldürmeden :) sonra güneş ışığı doğmuş bir bahçe gibi oluverir sohbetimiz . Sonra da en sevdiği şeyden , ciddi bahsederim el işleri !! Hiç dayanamaz o konuya :) sonra onun dantel kutusunu açarız tekkk tekkk bakarız yaptıklarına eksik iplerden dikilecek havlulardan konuşuruz :) O iyileşir! Ben iyileşirim . Günümüzü tatlı bağlarız . Sonra o eski şarkılardan açarım en sevdiği hangisi çok iyi bilirim :) söylerizzz söylerizzzz söylerizz.
Anacım hasta çokkk hasta
Ne yapar anlatmassa nereye sığınır! Kurban olduğumm güzel kardeşim sinirlenmeden dinle
Yaw dinle işte sadece dinle be ! az bi rahatlasın! Sen de terk etme Yalnız bırakma
Evet SEN de varsın! Senin de ihtiyacın var . Biz avunacak çoook şey buluruz telefon internet arkadaş hobiler olmadı sinemaya kaçarız vs Onların limanı biziz.
konu sahibini gaza getirmis gibi olmayayim ama vall yasli kadinlar bizden daha cok hayatini yasamis/yasiyor. yeni nesil kadinlar hem calisiyor hem cocuk bakiyor hem esinin ailesini kendi ailesini idare ediyor. eskilere bakiyorum cok cile cektik diyorlar ama gunlerden de geri kalmamislar. ben bebeklerim dogali belli dogru durust arkadaslarimla gorusemiyorum bile.
 
X