İdrar Yolu Tıkanıklığı kedilerde sık yaşanan hastalıkların başında gelir

M e g

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
27 Kasım 2008
72.783
119.087
İdrar Yolu Tıkanıklığı kedilerde sık yaşanan hastalıkların başında gelir


kedi_idrar_yolu.jpg


Kedinin idrar yollarının kısmen ya da tamamıyla tıkanması oldukça ciddi bir sorundur ve hayati tehlike içerir.



İdrar yolu kumlarının ve böbrek taşlarının oluşumunda idrar kesesi enfeksiyonları(Sistit) ve beslenmedeki hatalar önemli bir etkenlerdir. Kediler için kullanılan bazı ekonomik mamalar idrar yolu taşlarına neden olabilecek özellikte olabileceği gibi taş oluşumuna engel olan maddeleri de tam olarak kapsamazlar. Kedinizin özellikle kısırlaştırılmış erkek kedinizin beslenmesini mutlaka veteriner hekiminize danışınız.Kedilerdeki idrar yolu sorunları ve taşlarının oluşmasını engellemek için fazla miktarda su tüketimi de pozitif etki yapar. Bu nedenle yeterli su tüketimi teşvik edilmelidir. Su ihtiyacını sadece su içerek değil aynı zamanda yaş mamalardan da karşılayabileceğini unutmamalısınız. Bunun yanı sıra bazı kediler temiz olmayan kum kabını kullanmak yerine idrar yapmayı erteledikleri için kum kabının da düzenli olarak temizlenmesi, daha sık idrara çıkmayı sağlamak açısından faydalı olacaktır.



İdrar yollarında tıkanıklık olan bir kedi, herhangi bir idrar yolu sorunu yaşayan kediyle benzer belirtiler gösterir. Sık sık kum kabına giderek kazar fakat idrarını yapamaz ya da çok az miktarda yapar. Sürekli genital bölgesini yalar. Zaman geçtikçe yaşadığı acı dayanılmaz boyutlara ulaştığı için sık sık ve yüksek sesle miyavlar. Bu durumda kedi sahiplerinin sıkça düştüğü bir yanılgı, kedinin kabız olduğunu ya da kızgınlık dönemine girdiğini sanmaktır.



Zamanında müdahale edilerek tıkanıklık ortadan kaldırılmadığı takdirde kaçınılmaz sonuç özellikle üremiye bağlı bilinç kaybı ve ölümdür. Ürenin kana karışması geriye dönüşsüz tahribatlara neden olabilir. Ayrıca uzun vadede sürekli tıkanma yaşayan kedilerde de elektrolit dengesizliği kalp yetmezliğine yol açar ve böbrekler işlevlerini yerine getiremediği için vücutta zehirlenme başlar. Tüm bu nedenlerle tam tıkanmayı izleyen 24-48 saat içinde kedi ölebilir.



Bu sorundan korunmak için evde dikkat edilecekler:



1. Veteriner Hekiminizin önerdiği beslenme programına harfiyen uyun.



2. Kedinin su tüketimini artırıcı önlemler alın. Su kabını daima dolu tutun ve temiz su bulundurun.



3. Kum kabını düzenli olarak temizleyin.



4-İdrar yapma ile ilgili en küçük bir sorun şüphesi yaratan durumda veteriner hekiminizle bağlantıya geçin.



Kediler sokağa çıkmalı mı
15 Aralık 2011, Perşembe



Evet kediler sokağa, parklara yada çevredeki doğal alanlara çıkmalıdır. Bu onların ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından çok yararlıdır. İstedikleri zaman güneşlenirler, Ağaçlara tırmanır, ağaç gövdelerinde tırnaklarını bilerler, kuş ve böcek peşinde koşarlar, diğer kedilerle saatlerce oynar veya kavga ederler. Bütün bunların hepsi onlar için çok yararlı faaliyetlerdir.

Sokağa çıkan kedileri şehir yaşamında bir çok tehlike bekler. Bunların en başında ne yazık ki ara sokaklarda bile çok hızlı kullanılan araba ve diğer ulaşım araçlarıdır. Gün geçmiyor ki kliniğimize trafik kazası geçirmiş bir kedi gelmesin.

Bu arada ikinci sıradaki tehlike insanlar hatta çocuklardır. Ne yazık ki kedilerin başına gelen bir çok yaralanma insanlar tarafından hainlikle veya çocuklar tarafından bilinçsizlik, eğitimsizlik ile oyun olarak meydana getirilir. İnsanların ve çocukların kedilere yaptığı ve kliniğimize getirilen olayların örneklerini burada sizi üzmemek için yazmayacağım. Ama gerçekten bazen insanlar bir şey yapmasa kedilerin çoğunun sokaklarda çok daha mutlu ve sağlıklı yaşayacaklarını düşündürecek kadar ilginç ve kötü hareketlerdir bunlar.

Diğer tehlikeleri sayarsak eğer kedinizin aşıları düzenli yapılmıyorsa ve eksikler varsa sokakta kontak kurduğu diğer aşısız kedilerden bir çok virutik hastalığı ve iç-dış parazitleri kolayca alabilir. Veteriner hekim kontrolünde olan kedinizde ve hekimin tavsiyelerini tam yerine getirdiğinizde sağlık konusunda sokağa çıkmasından riskler son derece azalır.

Kediler son derece temiz hayvanlar oldukları için sokaklardan evlerimize mikrop taşıma ihtimalleri azdır. Ama yine de sokağa çıkan bir kediniz varsa onun, yüzünüzü koyduğunuz yastığa yatmaması, sofranıza çıkmaması vb konularında daha özenli olmalısınız.

Sokağa çıkma konusu kedi ırklarına göre de farklılık gösterir. Örneğin bir İran veya British gibi safkan bir ırkın sokakta başına diğer yerli kedilerimize göre çok daha fazla şey gelebilir. Çünkü bu ırklar saflaştırılmak için seçerek eşleştirilirken doğada başarılı olma özellikleri ikinci planda kalmıştır. Arabalardan kaçma veya kendini koruma konusunda son derece başarısız olabilirler ve ayrıca yabancılar tarafından çalınma riski de yüksektir.

Kedinizle yaşadığınız bölge korunaklı bir site içinde veya cadde ve sokaklardan yani trafikten uzakta bir bölgedeyse o zaman kediniz için dış ortam harika bir keşif alanı haline gelecektir. Rahatlıkla gece veya gündüz kedinizi dışarıya bıraktığınızda içinizde endişe olmaz. Ama bunlara rağmen krısal bölgelerde de kediler için tehlikeler söz konusudur. Yeni yapılmakta olan bir inşaat alanındaki bir kireç kuyusu her zaman kediler için en tehlikeli yerlerden birisidir. Genelde kireç kuyularının üstü kapatılmaz veya ancak insanların içine düşmesini engelleyecek önlemlerle korunma altına alınmıştır. Kediler ise çok meraklıdır ve bulundukları çevrede hemen her şeyi inceleme eğilimindedirler. Ünlü ve gerçeği yansıtan özdeyişi kedi severler bilirler. ''Kediyi merak öldürür'' Kedi merakına yenik düşüp girilmeyecek yerlere girebilir. Bahsettiğimiz kireç kuyularından birisine düşerse bulaşan kireç ile tüm vücudu yanabilir.ayrıca en kötüsü de gözleri kirece maruz kalırsa şiddetli keratitis sonucu kalıcı körlük oluşabilir. Erken tedavilerde bu tip kireç yanıklarından kaynaklanan keratitisleri tedavi edebiliyoruz ama geçen her saat iyileşmeyi ne yazık ki daha da güçleştiriyor. Genelde kireç ile gözlerinde sorun oluşan kediler çok iyi göremedikleri için eve dönüşleri de gecikebiliyor. Bu anlattıklarımı dikkate alarak kedinizin gezdiği bölgede yeni inşaatların bulunması durumunda siz de kedinizin gezebileceği yerleri hayal edip ciddi bir keşfe çıkabilirsiniz. Bunun dışında kırsal bölgelerde özellikle sürü halinde gezen sahipsiz köpeklerin bulunması kediniz için risk yaratabilir. Sokak köpekleri tek tek dolaşırken çok fazla sorun yaratmazken sürü haline geldikleri zaman köken aldıkları kurtlara benzer avlanma davranışlarında bulunabilirler. Beslenme amacıyla olmayan bu avlanma davranışı diğer köpekleri ve kedileri hedef alabilir. Evde hiçbir tecrübe edinmeden büyüyen kediniz için bu köpekler ciddi tehlike yaratabilirler.

Kedilerde avlanmayı engellemek için

Kediler ev yaşamında doğadaki atalarının içgüdülerini yaşatarak benzer avlanma davranışları gösterirler. Onlar evdeki için canlı-cansız hareketli hareketsiz her nesne oyun materyalidir. Yakalama oyunlarının tamamı avlanma içgüdüsünden kaynaklanır. Bazen perdelere atlama, sallanana bir çiçek, tere düşmüş bir yumak, bir iplik parçası, eve giren sinek ve böcekler kedinizin eksersiz yapması ve avlanma içgüdülerini yaşaması için birer araçtırlar.

Eğer kediniz bahçe veya sokağa çıkabiliyorsa şanslı kedilerdendir. O zaman çok daha fazla doğasını yaşayabileceği avlanma hedefleri olacaktır. Ama bu avlanma hedeflerinin içinde yer alan fare ve sıçanları eve getirmesi veya onlarla oynaması, yada yemesi evimize aldığımız bir hayvan açısından çok daha hoşumuza giden veya sağlıklı olan bir davranış olarak kabul edilemez. Ayrıca kedinizin kuşları veya kuş yavrularını da yakalaması, yaralaması veya yemesini istemiyor olmanız doğaldır.

Peki sokağa çıkan kedimizde bu avlanma ile avını yakalama ile sonuçlanan durumlara nasıl engel olabiliriz? Kedinizin tasmasında bir çıngırak olursa en azından sesle gelen uyarılardan korkabilecek fare, kuş vb hayvanlar kedinizden kaçıp kurtulabilirler. Sokağa çıkan kedilerde çıngırak takmak avlanmasında aldığı keyfi engellemez ama ava ulaşmasını ve yakalamasını engelleyebilir. Yüzde yüz işe yarayan bir yöntem değilse de belki de tek çaredir. Sokakta yaşayan kediler veya sokağa çıkabilen evcil kediler şanslıdır demiştim. Bu çıngırak engeline rağmen kedi avlanma içgüdüsü ile ilgili tüm aşamaları keyifle yaşar ve mutlu olur. Tek yapamadığı avı yakalamak üzere hamle yaptığında çıkan çıngırak sesinden kaçan avını yakalamaktır. Bu da onu çok üzmez çünkü avcılar aç olmadıkları sürece kaçan ava alışkındırlar. Doğada 10-15 avlanma denemesinden ancak 1 veya 2 tanesi başarıya ulaşabilir.

Sokakta avlanmayı engelleyen önlemlerden bir diğeri ise kedimizi sokağa çıkarmadan önce doyurmaktır. Karnı tok olan her avcı hayvan avlanma konusunda daha isteksiz olacaktır.

Üçüncü bir önlemde kedimizi sokağa kuş ve diğer minik hayvanların beslenme ve diğer faaliyetlerinin en yoğun olduğu sabah erken saatler ve akşamüstü çıkarmamaktır. Ünlü bir kuş araştırmacısı kedisinin kuşları yememesi için yaptığı araştırmalarda kuşların sabahları gün aydınlanması ile saat 11 civarına kadar hareketli olduklarını ve ikinci periyot olarak da akşamları 5 civarından hava kararmasına yakı zamana kadar beslenme vb faaliyetleri dışında kuşların sakin güvenli bir yere çekilip uyudukları veya hareketsiz kaldıklarını saptamıştır. Kedisini bu saatlerin dışında dışarıya salarak hiç kuş avlamamasını sağlayabilmiştir.

Siz de benzer şekilde davranıp kedinizi gece belli bir saat sokağa bırakıp sonra eve alırsanız. Bir de tekrar dolaşmasını istiyorsanız sabah kuşların beslenme vb faaliyetlerinin olmadığı çok erken saatlerden sonra dışarıya bırakırsanız kuş vb canlı yakalam şansı azalacaktır. Ayrıca kedinizin geriye dönüşlerini sağlamak için karnını tam doyurmadan dışarıya bırakıp dönüşlerinde mamayla ödüllendirip karnını doyurursanız eve hevesle dönecektir.



Kediler avcıdır
15 Aralık 2011, Perşembe

Kediler avlanan bir kaplan gibi sürekli olarak bölgelerindeki yiyecek kaynaklarını arar, içgüdüsel olarak hafızalarına alır ve aç kaldıklarında bunlar değerlendirirler. Sokakta yaşayan kedilerin hayatta kalabilme başarıları bu içgüdüden güç alır. O yüzden sizin mutfak tezgahında bir kere bile bir peynir parçası bırakmanız onun hafızasına kazınır ve her acıktığında içgüdüsel olarak mutfak tezgahını veya çöpünüzü kontrol eder. Evde yaşayan kedi veya köpeğinizin bu içgüdülerini hesaba katarak, onların alışkanlık edinmemeleri için hiçbir zaman mama kapları dışında bir yiyecek bulmalarına izin vermeyiniz.

Ayrıca kedinizle birlikte evlerinizde beslediğiniz hamster, guinea pig, muhabbet kuşu vb diğer küçük canlılarda tehlike altındadır. Kediler normal olarak içgüdülerinin etkisi ile bu küçük canlıları yakalayıp öldürmek hatta yemek eğilimindedir. Bunun için hemen her fırsatta ellerinden geleni yaparlar ve gerçekten bazen amaçlarına da ulaşırlar. Kedinin evcilleşmesinin üzerinden geçen zaman kedilerin bu içgüdülerinde azalmaya neden olmuştur. Yemekleri önlerine hazır olarak gelir, aç kalmadıkları için bir av peşinde koşmaları gerekmemektedir. Ama buna rağmen iç güdüleri değişime uğramamış sokak kedisi diye tanımlayabileceğimiz şehirlerde sokaklarda yaşayan kedilerde evdeki avlanma içgüdüsü yüksektir. Çünkü onlar aynı doğal hayatta sağ kalan diğer kedigiller gibi hem genetik olarak hem de annelerinin öğretmesi ile avlanmayı öğrenir ve uygularlar. İran kedileri, Britsh shorthair gibi güzellikleri açısından özel üretilen kedilerde avcılık azalabilir ama hepsinde değil. Siyam kedileri de bu tip ırklardan sayılabilse de genel olarak tüm siyam kedilerinin avcılık merakı yüksektir.

Tüm bu anlattıklarıma rağmen kediler çok garip hayvanlardır. Hiç ummadığınız şekilde farelerle, guinea piglerle, kuşlarla hatta bazen fanustaki bir Japon balığı ile dostluk kurabilirler. Bu tip dostluklarda her zaman kedi sahiplerini uyarırım : Yine de onları yalnız bırakmamalısınız! Çünkü kedi diğer canlıya göre daha kuvvetli ve zarar verebilecek tırnak ve dişlere sahipken aralarındaki oyun bir anda sertleşebilir. Kedinin kovalama, yakalama, ısırma veya tırmalama içgüdüleri bir anda heyecanla geriye gelebilir ve çok iyi anlaştığı minik dostuna istemeden de olsa zarar verebilir. Siz yanında değilken ciddileşen oyunlara müdahale edemezsiniz ve sonuçlar kötü olabilir.

Son olarak evinizde sarkan, sallanan, yuvarlanabilen her şeye atlayan ve bazen bir şeyleri deviren kedinize kızmayın. Bu objelerde onun için avlanma eksersizidir. Onun için uygun sarkan, yuvarlanan vb oyuncakları evin çeşitli yerlerinde bulundurursanız sizin eşyalarınıza zarar verme ihtimali azalır.



Kedilerde kısırlaştırma konusunda bigiler ve düşüncelerim
15 Aralık 2011, Perşembe

Bir sokak kedisinin kısırlaştırma operasyonu olduğu nasıl anlaşılır?

Bir sokak kedisine verebileceğiniz en büyük hediye onu kısırlaştırmaktır. Dişilik hormonu diye adlandırabileceğimiz östrojen dişi kediler üzerinde bir çok canlıdan çok daha fazla çiftleşme isteği konusunda kamçılayıcı etki yapar.

Ev kedileri söz konusu olduğunda, bu hormonun baskısı ile evden kaçmak için her yolu deneyen kedi, asla düşmeyeceği veya atlamayacağı yüksek balkonlardan bile kendini sokağa atabilir. Çoğu kedi sahibi de kedisinin düştüğünü düşünür..

Dişi sokak kedileri ise, sokakların zorlu şartlarında zaten başı dertteyken bir de en az 6 ayda bir olmak üzere yavruladığı zaman gerçekten çok kötü duruma düşer. Bu sadece anneye bakış açısından olan problemdir. Bir de doğan yavruların sokaklarda nerelere doğduğu, bilinçsiz ailelerin çocuklarının kedi yavrularına yaptığı eziyet ve hatalı davranışlar, yağmur, soğuk vb kötü hava şartlarında yavruların ve annenin içine düştüğü zorlukları da düşünürsek bu problem konusunda hiç şüphemiz kalmaz.

Şehir yaşamında bu benzer zorluklar erkek kediler için de mevcuttur. Dişilerden farklı olarak, erkek kedilerde erkeklik hormonu testesteron'un etkisi ile çiftleşme isteğinin aşırı uyarılması ile, ne onları ezip öldürebilecek arabalara ne de başka zararlar verebilecek diğer sorunlara dikkat etmeyerek, çeşitli trafik kazaları vb sorunlar yüzünden sakat kalabilir ya da ölebilirler.

Sokak kedileri öncelikli olmak üzere ama ev kedilerini de kapsayan tüm bu kısırlaştırmayı şart hale getiren nedenleri göz önüne aldığımızda, neden bir kediye verebileceğimiz en büyük hediye veya yapabileceğimiz iyiliğin kısırlaştırma olduğunu sanırım daha iyi anlayabiliriz.

Kısırlaştırmanın önemini anladık ve sokak kedilerine iyilik yapmak ve üremeyi denetlemek için operasyon yaptırmaya karar verdik ama bu operasyonların hangi koşullarda ve hangi ciddi kurallara riayet edilerek yapılması lazım bunu biliyor muyuz ?

Bunlara kısaca değinmek istiyorum:

1- Öncelikle kısırlaştıracağımız kedinin yaşı çok önemlidir. Erkek kediler en az 1 yaşını doldurduktan sonra, dişiler ise daha erken hiç kızgınlık geçirmeden 4-8 aylık civarından itibaren kısırlaştırılabilir. Özellikle sokak kedilerinde çok erken yaşlarda kızgınlık dediğimiz çiftleşmeye uygun olduğu dönem başlayabilir. O yüzden dişi yavruları iyi gözlemleyip yavruluktan çıkmalarına yakın kısırlaştırma operasyonunu yapacak olan Veteriner Hekiminize göstererek, operasyon için randevu kararlaştırmalısınız. Unutmayın ki bir dişi kedi bir kere bile doğursa, en az doğan yavru 3 olsa, bunların bir tanesi bile dişi olsa 6 ay sonra yeni bir tane kısırlaştırmanız gereken dişi kediniz olacak demektir. Tabi bu en iyi varsayımdır. Kediler 3-5 tane doğurabilirler ve doğan yavruların hepsi de dişi olabilir.

2- Yine operasyona girecek olan kedinin sağlıklı olması çok önemlidir. Viruslu, burnu akan, zayıf, çok bakımsız, yaraları olan, pire vb parazitleri olan vb hasta bir kedinin operasyona alınması uygun değildir. Bu tür sorunları olan bir kedinin önce iyileştirilip sonra operasyonu yapılması gerekir.

3- Operasyona getirilecek kedinin bir gece önceden aç bırakılması gerekir. Genelde sokak kedilerini yakalamak için mama vb kullanılıyor veya operasyona gireceği sabah direk yakalanıp getiriliyor. Bu durumda da kedinin aç olup olmadığı anlaşılamıyor. Aç olmasının önemi ise operasyon başlangıcında veya operasyon sırasında oluşabilecek kusmalar ve sonrasında da bu besin ve sıvıların akciğerlere kaçması veya boğulmaya neden olabilmesidir. Ayrıca bunların hiçbirisi olmasa bile streril hale getirilmiş operasyon alanının kusma sonrası kontamine olması veya kirlenmesine neden olabilmesidir. En doğru hareket kısırlaştırılacak kedilerin bir gün önceden kapalı bir yere alınması veya en son ihtimalle de operasyonun olacağı günün öncesinde gece geç vakit yakalanarak kontrol altında tutulmasıdır. Kedinin önüne bu aşamalarda su koymanın bir sakıncası yoktur.

4- Operasyon sonrası bakım için bir yer ayarlanması da çok önemlidir. Sokak kedilerinin operasyon sonrası en az bir gün müşahedede tutulması çok yararlıdır. Bu müşahede ortamı mevsim şartlarına göre çok sıcak veya çok soğuk olmayan, altında yırtılmış gazete, hasta bezi veya havlu gibi çiş kaçırma durumunda kedinin ıslanmasını engelleyecek bir düzenekle olmalıdır.

5- Sokak kedisi operasyon sonrası sokağa salındıktan sonra da en az 1 hafta izlenmeli çıkabilecek bir komplikasyonu yakalamak açısından çok önemlidir.

Kısırlaştırma konusunda genel olarak yararlı olabilecek bazı kurallardan bahsettikten sonra gelelim başlığımızdaki konuya: Kısırlaştırılmış bir kedinin ameliyatından belli bir süre sonra operasyon olduğunu anlamamız neden gereklidir ve nasıl anlayabiliriz?

Sokak kedilerinin, Veteriner Hekimlere kısırlaştırma operasyonu için getirilmesi hemen her zaman hayvan severler tarafından yapılır. Bir çok şehirde ve ilçede hayvan severler öncelikle mahallerinde yaşayan veya oraya bırakılan veya başka yerlerde sokaklarda buldukları dişi kedileri kısırlaştırmak için uygun gördükleri veya yakınlarındaki Veteriner Kliniklerine veya Belediye Veteriner Hekimlerine getirirler. Daha sonra da operasyon geçiren kedilerin büyük çoğunluğu tekrar yaşadıkları ortama bırakılır.

Sokak kedilerinde erkek kedilerinde testis dediğimiz kastrasyon operasyonu ile alınan testesteron üreten erkeklik organları kedinin vücudunun dışında kuyruk altında dışarıya doğru sarkık görülebilir durumdadır. O yüzden yakalanan veya yakalanmadan dikkatli bir gözlemle incelenen bir erkek kedinin kısırlaştırılıp kısırlaştırılmadığını anlamak çok zor değildir. Testisleri yoksa oparasyon olmuş demektir. En kötü ihtimalle yanlışlıkla kısır olmadığı düşünülüp Veteriner Kliniğine gelmiş bile olsa, Veteriner Hekim kedinin operasyon olduğunu hemen görebilir.

Fakat dişi kedilerde yumurtalık dediğimiz ovaryumlar ve rahim dediğimiz uterus kedinin karnının içindeki bir organdır. Dolayısıyla oparasyon için karın bölgesine yapılan bir ensizyon yardımı ile bu organlara ulaşılır ve dişilik organları kısırlaştırma amacı ile uygun yöntemlerle alınır. Sonrasında ensizyon yapılan yani kesilen deri ve kas bölümleri yine uygun dikişlerle kapatılarak yaranın iyileşmesi beklenir. Operasyon öncesi ensizyonun yapılacağı bölge geniş olarak tıraşlanır. Fakat kediden kediye değişen bir süre sonra bu tıraşlı bölgedeki tüyler uzar ve operasyonu yapan hekiminde özeniyle çok küçük açılan ve sonradan alınmayan, estetik dikişlerle dikilen yara yeri bulunamaz olur.

Bu şekilde sokağa bırakılan bir kedinin, bir zaman sonra, başka bir hayvan sahibi veya nadir de olsa aynı hayvan sahibi tarafından aynı kliniğe veya başka bir kliniğe kısırlaştırma amacıyla yakalanıp getirilmesi söz konusudur. Bu durumda getirilen kedinin normal prosedür ile ameliyata hazırlandığını, anesteziye alındığını, ensizyonla karın boşluğuna girildiğini ve biraz evvel bahsettiğim ama olmayan dişilik organlarının Veteriner Hekim tarafından aranmaya başlandığını düşünün! Hemen her zaman bu tip operasyonlar Veteriner Hekimin cerrahi bilgi ve becerisiyle kolaylaşır. Ama yine de çok küçük bir kesikten girerek bu organların bulunması ve alınması işlemi için alışılmış b ir arama yöntemi vardır. Ama olmayan organlar Veteriner Hekim için gerçekten çok yorucu ve üzücü bir durum yaratır. Operasyon uzar ve emin olunmayan üreme organları uyutulmuş kedide aranmaya devam edilir. Hiçbir zaman hiçbir Veteriner Hekim mesleğinde ne kadar tecrübeli olursa olsun kısırlaştırılmış bir dişi kedinin ameliyat olduğunu anlayamaz. Çünkü organlar çoğu zaman çok küçük ve diğer iç organların arasında saklıdır. Ayrıca operasyon sonrasında özellikle tıraşlanmış operasyon alanının görülmeyeceği kadar tüylerin uzayacağı bir zaman geçtiyse, karın içi bölgede herhangi bir belirti veya bir ize rastlanmaz.

Bu durumda yaşanan nedir ? : Veteriner Hekim ciddi anlamda demoralize olmuştur. Operasyon yarasını kapatmış dikişleri atmıştır ama hala kedinin kısırlaştırılmış olup olmadığı hakkında kesin bir delili yoktur. Kedi boşu boşuna anestezi altına girmiş, hayatında bir kere yaşayacağı bir deneyimi boşu boşuna 2. defa ve daha uzun süre yaşamıştır.

Bütün bu anlattığımız ayrıntılardan sonra gelelim bunun yaşanmasını engelleyecek en doğru ve en kesin çözüme :

Türkiye'de özellikle yukarıda anlattığım gibi tamamen sivil inisiyatifle hayvan severlerin duygusal ve iyi niyeti ile yapılan bu kısırlaştırma faaliyetleri ne yazık ki belli bir düzen ve sistem içinde olmamaktadır. Böyle olunca bulunabilecek en insancıl ve işe yarar yöntem kısırlaştırılmış kedilerin kulaklarının yan tarafına üçgen şekilde yapılan doğal bir kesikle karışmayacak çabucak iyileşen ama yerinde iz bırakan bir işarettir. Bu işaret sayesinde hem hayvan severler hem de Veteriner Hekimler, kedinin ilk yakalanma aşamasından operasyon başlangıcındaki anestezi aşamasına kadar geçen süre için de kedinin daha önce kısırlaştırıldığını hiç şüphesiz bir şekilde anlarlar. Ve biraz evvel anlattığım olumsuz ve gereksiz olaylar yaşanmamış olur.

Sokak kedilerinin kısırlaştırılmasında anlattıklarıma elimizden geldiğince uymamız onarlın sağlığı ve menfaati açısından çok önemlidir.





Bilgi paylaşımı amaçlı alıntı..
 
X