İş yerinde tavır ve davranış beceriksizliklerim ve yaşadığım problemler

banahemsirede

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
17 Haziran 2021
23
29
Merhabalar,
Bu konuyu açıp açmamakta kararsız kaldım. Umarım pişman olmam.
Tabiatım gereği sessiz sakin, aşırı çekingen biriyim, çekingen kişilik bozukluğu teşhisim var.
3,5 yıllık iş deneyimim var. Çalıştığım birimlerde genellikle tutunamadım, dışlandım, aşağılayıcı sözlere ve davranışlara maruz kaldım. İş konusunda da çok acemiliklerim oldu. Duygusal olarak aşırı derecede yıprandım, aşağılandım. İlk başlarda hep iyi niyetli, saf olduğum için başkalarının hoşuma gitmeyen davranış ve sözlerine karşılık içimde hiç kötülük beslemezdim, gözlerim dolar, yüzüm asılır, eve gidince sabahlara kadar ağlardım. Kendimi çok beceriksiz hissettim. Bu duygular başkalarında ilk işe başladıklarında belki en fazla sürse bir, iki ay sürüyor. Ama bende yıllarca sürdü. Kendimi işe yaramaz, herkesin idare ettiği biri gibi beceriksiz hissettim. Kısacası çok kötü haldeydim.
Şu anda biraz daha özgüven konusunda ilerleme kaydettim. Sürekli literatür tarayıp bilgilerimi unutmamaya, unuttuklarımı hatırlamaya çalışıyorum. Hırslıyım. Hırslı olduğum için duygusal olarak bu kadar yıprandım başkalarının tavırları, beğenilmemek karşısında.
Başlarda duygularım saftı, şimdi hala biri laf soksa cevap veremem, o anda aklım donuyor çünkü cevap veremiyorum
İnsanları gözümde çok büyüttüğüm için sanırım. Sonra evde gidip hırslanıyorum. Niye bana bunu söylemesine izin verdim vs. diye. Geçmişte yapılanları unutamıyorum. Alıngan, fesat, hatta bazen kıskanç bir insan haline geldiğimi düşünüyorum. Hep kabus görüyorum. Duygusal olarak rahat değilim.
Hala iş ortamında insanların yanında rahat tavırlar sergileyemiyorum. Kasıntı duruyorum. Konuşamıyorum. Onlar konuşurken konuştukları şeylere karşı çok yabancı, cahil, bilgisiz kalıyorum. Zaten ben bir laf söylesem sohbete katılım amacıyla, tuhaf tuhaf bakıyorlar,yeni girdiğim iş ortamlarında özellikle. Yadırganıyorum, istenmiyorum. İnsan hisseder ya da aralarında konuşurlarken rahatsız olduklarını konuştuklarını duyuyorum. Mesela birkaç kez uzaktan görüp iletişim kurmadığım biri sonra ben o işi değiştirdim diyelim. Beni başka bir zaman diliminde o kişilerden biri görse yüzü düşman görmüş gibi bir hale bürünüyor. Diyorum ki kendime, ben ne kadar kötü bir insanım. Kimseye de ısınamıyorum. Biraz sohbet geliştirdiğim bir insan olsa bile kendimi soyutluyorum. Dışlıyorum. İnsani ilişkilerim çok kötü yani. Eve gidince bu durumdan rahatsız olmuyorum. Ama işe gidince yine kendimden rahatsız oluyorum. Kendimi çok kötü biri gibi hissediyorum.
Birkaç ay sonra şehir ve iş değişikliği yapacağım. Orda da böyle olmak istemiyorum. Bir yerde kötüysen hep mi kötü olursun? Hep böyle mi olur hayatta? Nasıl başlarsa öyle gider derler. 3,5 yıldır nasıl başladıysa öyle gitti ama bundan sonra da böyle olacak diye ölümüne korkuyorum. Bu yüzden hep ders çalışıyorum. Kitap okuyorum. Bana tavsiye verebilir misiniz?
 
Merhabalar,
Bu konuyu açıp açmamakta kararsız kaldım. Umarım pişman olmam.
Tabiatım gereği sessiz sakin, aşırı çekingen biriyim, çekingen kişilik bozukluğu teşhisim var.
3,5 yıllık iş deneyimim var. Çalıştığım birimlerde genellikle tutunamadım, dışlandım, aşağılayıcı sözlere ve davranışlara maruz kaldım. İş konusunda da çok acemiliklerim oldu. Duygusal olarak aşırı derecede yıprandım, aşağılandım. İlk başlarda hep iyi niyetli, saf olduğum için başkalarının hoşuma gitmeyen davranış ve sözlerine karşılık içimde hiç kötülük beslemezdim, gözlerim dolar, yüzüm asılır, eve gidince sabahlara kadar ağlardım. Kendimi çok beceriksiz hissettim. Bu duygular başkalarında ilk işe başladıklarında belki en fazla sürse bir, iki ay sürüyor. Ama bende yıllarca sürdü. Kendimi işe yaramaz, herkesin idare ettiği biri gibi beceriksiz hissettim. Kısacası çok kötü haldeydim.
Şu anda biraz daha özgüven konusunda ilerleme kaydettim. Sürekli literatür tarayıp bilgilerimi unutmamaya, unuttuklarımı hatırlamaya çalışıyorum. Hırslıyım. Hırslı olduğum için duygusal olarak bu kadar yıprandım başkalarının tavırları, beğenilmemek karşısında.
Başlarda duygularım saftı, şimdi hala biri laf soksa cevap veremem, o anda aklım donuyor çünkü cevap veremiyorum
İnsanları gözümde çok büyüttüğüm için sanırım. Sonra evde gidip hırslanıyorum. Niye bana bunu söylemesine izin verdim vs. diye. Geçmişte yapılanları unutamıyorum. Alıngan, fesat, hatta bazen kıskanç bir insan haline geldiğimi düşünüyorum. Hep kabus görüyorum. Duygusal olarak rahat değilim.
Hala iş ortamında insanların yanında rahat tavırlar sergileyemiyorum. Kasıntı duruyorum. Konuşamıyorum. Onlar konuşurken konuştukları şeylere karşı çok yabancı, cahil, bilgisiz kalıyorum. Zaten ben bir laf söylesem sohbete katılım amacıyla, tuhaf tuhaf bakıyorlar,yeni girdiğim iş ortamlarında özellikle. Yadırganıyorum, istenmiyorum. İnsan hisseder ya da aralarında konuşurlarken rahatsız olduklarını konuştuklarını duyuyorum. Mesela birkaç kez uzaktan görüp iletişim kurmadığım biri sonra ben o işi değiştirdim diyelim. Beni başka bir zaman diliminde o kişilerden biri görse yüzü düşman görmüş gibi bir hale bürünüyor. Diyorum ki kendime, ben ne kadar kötü bir insanım. Kimseye de ısınamıyorum. Biraz sohbet geliştirdiğim bir insan olsa bile kendimi soyutluyorum. Dışlıyorum. İnsani ilişkilerim çok kötü yani. Eve gidince bu durumdan rahatsız olmuyorum. Ama işe gidince yine kendimden rahatsız oluyorum. Kendimi çok kötü biri gibi hissediyorum.
Birkaç ay sonra şehir ve iş değişikliği yapacağım. Orda da böyle olmak istemiyorum. Bir yerde kötüysen hep mi kötü olursun? Hep böyle mi olur hayatta? Nasıl başlarsa öyle gider derler. 3,5 yıldır nasıl başladıysa öyle gitti ama bundan sonra da böyle olacak diye ölümüne korkuyorum. Bu yüzden hep ders çalışıyorum. Kitap okuyorum. Bana tavsiye verebilir misiniz?
nasil bir ailede buyudunuz. davranış olarak cok mu eleştiri vs diye soruyorum.
 
nasil bir ailede buyudunuz. davranış olarak cok mu eleştiri vs diye soruyorum.
Ben çok sessiz, çekingendim. Onlar da benim bir hatam olsa, hoşlarına gitmeyen bir şey yapsam farkına varmadan, annem babam ben ağlarım diye bir şey demezlerdi. Ama ben bunu bilirdim. Ben ağlarım diye bir şey demediklerini bir şekilde öğrenirdim, onlar konuşurlarken duyardım. Yani eleştirilmedim ama hep eleştirilmeyi çok istedim. Beni uyarsınlar, şunu şöyle yap, böyle yap desinler diye hep beklerdim. Ama bu hiç olmadı. Buna ilgisizlik deniyor sanırım. İyilerdi ama böyle yaptı ailem.
 
İş hayatında sessiz kalan her zaman dışlanır, daha çok çalıştırılır, daha çok sömürülür.
Buda ister istemez her açıdan insanı yorgun düşürür.
İster destek al ister başka bir şey ama lütfen bu huyunu aşmaya bak.

Çok üzülürsün yoksa.
Benim gibi olanlar sadece iş hayatından değil ki hayattan dışlanıyor.
 
Merhaba, normalde pek fazla yorum yapmam okur geçerim. sizi görünce dayanamadım. konulan teşhis haricinde konuşmak isterim çünkü o konuda zaten yapmanız gereken şey belli; tedavinize devam etmek. Onun haricinde özgüveninizi yükseltmek için her yolu deneyin derim ben. sonuç olarak sizin çalışma arkadaşlarınızın sizden bir farkı yok. onlar sizden yüksek olsalardı zaten aynı pozisyonda olmazdınız en basiti. insanları önemsemeyin, siz kafanıza takacağınıza onlar taksın. tabi kavga edin, hır gür çıkarın demiyorum. görmeyin sadece. size birisi bir şey diyorsa önce tepkinizi ortaya koyun. söylemek istediğinizi ne çok sert ne de çok yumuşak, orta bir şekilde söyleyin. çalışma ortamı şu şekilde işler: sessiz, sakin, iyi birisi mi var? boş durmasın iş verin ona. kendi işiniz haricinde bir şey mi istenecek? sessiz, sakin kişiye söylesin o yapsın. sizi kullanırlar, canınızın son damlasına kadar kurutmaya çalışırlar. bunlara izin vermeyin, lütfen set çekmeyi ögrenin. yavaş yavaş başlayınca emin olun gerisi çorap söküğü gibi gelecek. kimse anasının karnında özgüvenli bilirkişi olarak doğmadı. hata yapın, bazen yanlış konuşun, bazen tepkinizi istediğiniz gibi verememiş olun. problem değil, siz sonraki adımı düşünün. dün dünde kaldı, ne o günü geri alabilirsiniz ne de o dünü yaşamış olan "dünkü" halinizi geri alabilirsiniz. son olarak merak etmeyin kimse bizi kendimizi önemsediğimiz kadar önemsemiyor, siz iç huzurunuzu sağlayın, devamı gelecektir. iş hayatınızda başarılar diliyorum :KK200:
 
Merhaba, normalde pek fazla yorum yapmam okur geçerim. sizi görünce dayanamadım. konulan teşhis haricinde konuşmak isterim çünkü o konuda zaten yapmanız gereken şey belli; tedavinize devam etmek. Onun haricinde özgüveninizi yükseltmek için her yolu deneyin derim ben. sonuç olarak sizin çalışma arkadaşlarınızın sizden bir farkı yok. onlar sizden yüksek olsalardı zaten aynı pozisyonda olmazdınız en basiti. insanları önemsemeyin, siz kafanıza takacağınıza onlar taksın. tabi kavga edin, hır gür çıkarın demiyorum. görmeyin sadece. size birisi bir şey diyorsa önce tepkinizi ortaya koyun. söylemek istediğinizi ne çok sert ne de çok yumuşak, orta bir şekilde söyleyin. çalışma ortamı şu şekilde işler: sessiz, sakin, iyi birisi mi var? boş durmasın iş verin ona. kendi işiniz haricinde bir şey mi istenecek? sessiz, sakin kişiye söylesin o yapsın. sizi kullanırlar, canınızın son damlasına kadar kurutmaya çalışırlar. bunlara izin vermeyin, lütfen set çekmeyi ögrenin. yavaş yavaş başlayınca emin olun gerisi çorap söküğü gibi gelecek. kimse anasının karnında özgüvenli bilirkişi olarak doğmadı. hata yapın, bazen yanlış konuşun, bazen tepkinizi istediğiniz gibi verememiş olun. problem değil, siz sonraki adımı düşünün. dün dünde kaldı, ne o günü geri alabilirsiniz ne de o dünü yaşamış olan "dünkü" halinizi geri alabilirsiniz. son olarak merak etmeyin kimse bizi kendimizi önemsediğimiz kadar önemsemiyor, siz iç huzurunuzu sağlayın, devamı gelecektir. iş hayatınızda başarılar diliyorum :KK200:
Yorumunuz bana çok iyi geldi. Okuyup geçmediğiniz, kıymetli yorumunuz ve iyi dileğiniz için teşekkür ediyorum :KK200:
 
Yanlis anlama senin durumunu bilmiyorum ama benim is ortamimda senin gibi biri var hic konusmaz , espri yapariz gülmez, bir is yapilacaksa herkes bir ucundan tutarken o hic karışmaz, hatta onun islerini bile biz yapmak zorunda kalırız . Art niyetli olmadığının tamamen cekingenliginden icine kapanikligindan kaynaklandigini biliriz ama inan o kadar yorulduk ki.. istemdisi kasilmaya basladk o varken.. sen de dislaniyorum diorsun ama bence biraz yoruyorsun cevreni .. onlardan empati beklemek yerine sen empati kur ve acaba bu tavrim karsimdaki insana ne hissettiriyor diyip biraz daha sokulmaya çalış. Insan bazen kendisi icin bir seyler yapmak istemez kabullenir halini ama bu defa cevrendekiler icin bir adim atmayi dene bence. Inanki ilk olumlu adimin, ilk guleryuzun hiç beklemedigin kadar iyi bir reaksiyon alacak.
 
İş dışındaki hayatınız nasıl? Arkadaşlarınızla faal olarak iletişimde misiniz? Yani sabah işe git, işini yap ve evine dönden ibaret değil iş hayatı, birlikte çalıştıgınız ınsanlarla en azından klasık günaydın, nasılsınız, haftasonunuz nasıl gectı vs konusmaları oluyor, olmak zorunda, aksi halde sizin için de karşınızdakiler için de çekilmez bir hal alır zaman geçtikçe. Hangi sektördesiniz bilmiyorum fakat aynı ofiste olsak ben bile sizden sıkılırdım sanırım tanımlamalarınızdan dolayı. En azından bir mesai grubuna ucundan kıyısından dahil olmak ıstıyorsanız ılk adımı sız atmalısınız Sabah işe gittiğinizde günaydın, bir kahve alıyorum isteyen var mı gibilerinden bir konuşma başlatabilirsiniz bence.
 
Yanlis anlama senin durumunu bilmiyorum ama benim is ortamimda senin gibi biri var hic konusmaz , espri yapariz gülmez, bir is yapilacaksa herkes bir ucundan tutarken o hic karışmaz, hatta onun islerini bile biz yapmak zorunda kalırız . Art niyetli olmadığının tamamen cekingenliginden icine kapanikligindan kaynaklandigini biliriz ama inan o kadar yorulduk ki.. istemdisi kasilmaya basladk o varken.. sen de dislaniyorum diorsun ama bence biraz yoruyorsun cevreni .. onlardan empati beklemek yerine sen empati kur ve acaba bu tavrim karsimdaki insana ne hissettiriyor diyip biraz daha sokulmaya çalış. Insan bazen kendisi icin bir seyler yapmak istemez kabullenir halini ama bu defa cevrendekiler icin bir adim atmayi dene bence. Inanki ilk olumlu adimin, ilk guleryuzun hiç beklemedigin kadar iyi bir reaksiyon alacak.
Kendimi savunmam gerekiyor şu anda. Dışlamalarının sebebi benim çekingen olmam, konuşamam nedeniyle. Ben bunu sadece iş yaşamımda yaşamıyorum. 5 yaşından beri böyle bir problemim var. Bu duyguyu ve bana yaşattıklarını çok iyi tanıyorum yani. Çevremin bana sözlerini anlatsam bunun işle ilgili olmadığını anlarsınız.
Bunun dışında ben hiçbir zaman oturup benim işimi başkalarına yaptırmadım. Her zaman çabaladım. Beceriksizliğimden dolayı diğerleri işini yapıp otururken mesela ben hep ayaktaydım. Ben 16 saatlik nöbetimde 20 dakika oturduğumu biliyorum. Akşam yemeği bile yememiştim. İşlerimi yetiştirmek için 16'da vardiya bitiyorsa mesela ben beceriksizliğimden 17'ye kadar işlerimi tamamlamaya çalışıyordum. Yani kimseye işimi yaptırmadım. Şöyle anlatıyım nasıl bu durumu, bel fıtığı ameliyatı oldum, 50 gün geçti, durumumu anlatmama raporumu göstermeme rağmen beni covid servisine verdiler. O halimde tedavilere katıldım. Kişisel koruyucu ekipmanı giyince tedaviye girerken giyiyorduk, 9'dan 12'ye kadar hastaların olduğu bölümden çıkamıyorduk. Bütün serumlar bitiyor, doktor vizit geziyor, sonra istediği tetkikler, taburculuklar halledilir öyle çıkılırdı. Ve ben 45 dakikadan fazla ayakta durmam sakıncalı olduğum halde kendime yediremeyip sonuna kadar bekleyip herkesle birlikte çıktım hep. Öğleden sonraları 1,2 saat hastaların ihtiyaçlarını gidermek için biri ekipmanı giyinip hasta odalarının kısmında beklemesi söylenirdi. Ben giriyordum, hastaların ihtiyaçları oluyordu 1, 2 saat onları yapıyordum. Bana dışarıdaki hemşireler sesleniyordu, oradayken hastanın mesela idrar sondası çıkarılacak sen çıkar, çünkü doktor söylüyordu onlara içeride kim varsa o yapıyordu. MR'a gidecek idrar torbası sen değiştir. 2 kiloluk idrar torbasını kaldırdım kazara, tıbbi poşetle kapalı poşetle bağlandığı için göremedim mesela o kadar dolu olduğunu, bu derece kendime zarar verdim. Bir hasta yakını bana dedi ki hep sizi çalıştıryorlar hemşire hanım farkında mısınız diğerleri oturuyor hep siz yapıyorsunuz diye. Yani ben bu derece hırslı biriyim. Hasta yatırılır, hakim mesela yatan vip hasta. Özen gerekiyor. Damar yolu açılacak, başkası ben açayım diyene kadar ben girer açarım o halıme rağmen, kanlarını alır çıkarım. Ben o halimde yaptıklarımı anlatıyorum. Hastalar bile siz çok zor duruyorsunuz ayakta bir sıkıntınız mı var diyen bile oldu tedavisini yaparken. Bana hasta bile rapor akın dedi, düşünün yani. Ben asla sizin sandığınız gibi hayatımın hiçbir döneminde olmadım. Eğer hırslı biri olmasam bu yaşadıklarımı dert etmez, buraya konu açmazdım.
Böyle düşünmekte haklısınız, dediğiniz insan tipini biliyorum. Ama ben öyle değilim. Onlar umursamaz oluyorlar.
Bana söylenen kötü sözler karakterimle alakalı oldu hep. Birkaç tanesini yazıyım.
-(Burcum başak) Bu nasıl başak, ortada saf saf geziyor, ha ha ha ha
- İki kişi gelip konuşmayı beceremeyen adam başlıklı video izlettiler ben hastamın başında bakımını yaparken. Sonra izledim. Önüme döndüm. Alınmadın de mi? diyor bana.
-(İşimin ilk günü liseden sınıf arkadaşımla aynı kliniğe denk geldim.) Ortalık yerde bağırarak "Siz x'i garipsiyorsunuz ama x lisede de böyleydi, ha ha ha ha. İşin ilk günü dikkatinizi çekmek isterim bu noktaya. Yani bi beceriksizlik söz konusu olduğu için de değil, tamamen duruşumun yasırganması.
-Sana acıyorum, acınacak haldesin.
-Sende hiç başak tipi yok, diğer başak burcu olana sen tam bir başaksın denmesi ama bana bunu derken iğrenir gibi yüz ifadesi takınması.
Bunlar en hafif maruz kaldığım hakaretler. Beceriksizliklerimle ilgili olanları yazmak istemiyorum çünkü uzun olur. Ama ilk işe başladığım 8 aylık sürede oldu bunlar. Herkesin bu dönemde beceriksizlikleri, bilmedikleri olur. Bu beni çabasız bir insan olduğumu göstermez. Başta dediğim gibi 20 dakika oturduğum 16 saatlik vardiyam da oldu. Yemeğe çıkmadığım çalıştığım günler de oldu. Beceriksizliğimi telafi etmeye, öğrenmeye çok uğraştım. Dedidiğim gibi hırslıyım. Zaten bu sebeple bu kadar üzülüyorum. Hırslı olan insan iyi olamamaktan, aşağılanmaktan kederlenir. Çalışır. Konuda da yazmıştım bunu.
 
İş dışındaki hayatınız nasıl? Arkadaşlarınızla faal olarak iletişimde misiniz? Yani sabah işe git, işini yap ve evine dönden ibaret değil iş hayatı, birlikte çalıştıgınız ınsanlarla en azından klasık günaydın, nasılsınız, haftasonunuz nasıl gectı vs konusmaları oluyor, olmak zorunda, aksi halde sizin için de karşınızdakiler için de çekilmez bir hal alır zaman geçtikçe. Hangi sektördesiniz bilmiyorum fakat aynı ofiste olsak ben bile sizden sıkılırdım sanırım tanımlamalarınızdan dolayı. En azından bir mesai grubuna ucundan kıyısından dahil olmak ıstıyorsanız ılk adımı sız atmalısınız Sabah işe gittiğinizde günaydın, bir kahve alıyorum isteyen var mı gibilerinden bir konuşma başlatabilirsiniz bence.
Sabah işe gittiğimde günaydın derim herkese, günaydın diye odaya girene yine günaydın derim, çıkarken iyi akşamlar, iyi nöbetler derim. Nöbet teslim aldıysam nasıl geçti, o giderken iyi dinlenmeler derim.
Ama diğerleri gruplaştığında dışarda kalırım. Onlar gibi şen şakrak sohbet yapamam.
Bazen yemek de ısmarlarım. Ama işten eve evden işeyim. Arkadaşım yok. Olsa da uzun tutamam. Dediğim gibi onlar gibi şen şakrak, rahat davranışlar sergişeyemediğim için insanlar beni sevmez. Sevilmemeyi, dışalanmayı doruklarıma kadar hissederim. Haklısınız kim olsa sevmez. Ama artık önemsemediğimi farkediyorum o kadar da. Ben de onları sevmiyorum. Dediğim gibi konuda da artık duygularım fesat bir hal aldı. Başlangıçta iyi niyetliydim. Bu yıl daha kötü duygular içindeyim. Kötü sözlere daha duyarlıyım.
 
Bir de zaten tembel, başkasına iş yıkan biri olsam 2 yıl cerrahi serviste geceleri tek başına, nöbet arkadaşı, destek olmadan, nöbet tutamazdım. İşimi sabaha başkalarına bıraksaydım işleyiş de yürümezdi, hiç kimse de katlanmazdı. Yani tutamazdım o nöbetleri tek başıma 2 yıl boyunca.
Teşekkür ederim yorumlarınız için ama kendimi burda dahi savunmazsam önce ben hakaret etmiş olurdum kendime. Artık kendime bunu yapmıyorum. Kendimi eskisi gibi kötülemiyorum. Bunu yapmıcam.
Gözlem yaptım uzun süre özellikle bu yıl, herkes kendini övüyor. Bir şeyi beceremese bile havasından taviz de vermiyor. Her şeyi dört dörtlük yapıyormuş gibi davranıyor. Zaten bu yüzden de seviliyorlar.
Ama ben düzgün yapsam bile hep kendimi suçlayacak, kötüleyecek bir şey bulurdum. Biri eksiksin derse kabul ederdim. Çat çat konuşamadım hiç, savunamadım kendimi. Ama insanların öyle yapmadığını gördüm. Ne yeni işe başlayan öyle yapıyor ne 20 yıllık çalışan. Herkes kendini pazarlamayı biliyor. Ben konuşamadığım, utangaç durduğum için artık öyle diyorum, kıdemli bile olsam yeni gibi duruyorum. Umarım anlatabilmişimdir.
Teşekkür ederim. Bu konuları konuşmanın, gündeme getirmenin bana iyi gelmediğini farkettim.
 
Son düzenleme:
Merhabalar,
Bu konuyu açıp açmamakta kararsız kaldım. Umarım pişman olmam.
Tabiatım gereği sessiz sakin, aşırı çekingen biriyim, çekingen kişilik bozukluğu teşhisim var.
3,5 yıllık iş deneyimim var. Çalıştığım birimlerde genellikle tutunamadım, dışlandım, aşağılayıcı sözlere ve davranışlara maruz kaldım. İş konusunda da çok acemiliklerim oldu. Duygusal olarak aşırı derecede yıprandım, aşağılandım. İlk başlarda hep iyi niyetli, saf olduğum için başkalarının hoşuma gitmeyen davranış ve sözlerine karşılık içimde hiç kötülük beslemezdim, gözlerim dolar, yüzüm asılır, eve gidince sabahlara kadar ağlardım. Kendimi çok beceriksiz hissettim. Bu duygular başkalarında ilk işe başladıklarında belki en fazla sürse bir, iki ay sürüyor. Ama bende yıllarca sürdü. Kendimi işe yaramaz, herkesin idare ettiği biri gibi beceriksiz hissettim. Kısacası çok kötü haldeydim.
Şu anda biraz daha özgüven konusunda ilerleme kaydettim. Sürekli literatür tarayıp bilgilerimi unutmamaya, unuttuklarımı hatırlamaya çalışıyorum. Hırslıyım. Hırslı olduğum için duygusal olarak bu kadar yıprandım başkalarının tavırları, beğenilmemek karşısında.
Başlarda duygularım saftı, şimdi hala biri laf soksa cevap veremem, o anda aklım donuyor çünkü cevap veremiyorum
İnsanları gözümde çok büyüttüğüm için sanırım. Sonra evde gidip hırslanıyorum. Niye bana bunu söylemesine izin verdim vs. diye. Geçmişte yapılanları unutamıyorum. Alıngan, fesat, hatta bazen kıskanç bir insan haline geldiğimi düşünüyorum. Hep kabus görüyorum. Duygusal olarak rahat değilim.
Hala iş ortamında insanların yanında rahat tavırlar sergileyemiyorum. Kasıntı duruyorum. Konuşamıyorum. Onlar konuşurken konuştukları şeylere karşı çok yabancı, cahil, bilgisiz kalıyorum. Zaten ben bir laf söylesem sohbete katılım amacıyla, tuhaf tuhaf bakıyorlar,yeni girdiğim iş ortamlarında özellikle. Yadırganıyorum, istenmiyorum. İnsan hisseder ya da aralarında konuşurlarken rahatsız olduklarını konuştuklarını duyuyorum. Mesela birkaç kez uzaktan görüp iletişim kurmadığım biri sonra ben o işi değiştirdim diyelim. Beni başka bir zaman diliminde o kişilerden biri görse yüzü düşman görmüş gibi bir hale bürünüyor. Diyorum ki kendime, ben ne kadar kötü bir insanım. Kimseye de ısınamıyorum. Biraz sohbet geliştirdiğim bir insan olsa bile kendimi soyutluyorum. Dışlıyorum. İnsani ilişkilerim çok kötü yani. Eve gidince bu durumdan rahatsız olmuyorum. Ama işe gidince yine kendimden rahatsız oluyorum. Kendimi çok kötü biri gibi hissediyorum.
Birkaç ay sonra şehir ve iş değişikliği yapacağım. Orda da böyle olmak istemiyorum. Bir yerde kötüysen hep mi kötü olursun? Hep böyle mi olur hayatta? Nasıl başlarsa öyle gider derler. 3,5 yıldır nasıl başladıysa öyle gitti ama bundan sonra da böyle olacak diye ölümüne korkuyorum. Bu yüzden hep ders çalışıyorum. Kitap okuyorum. Bana tavsiye verebilir misiniz?
Bunlar zamanla duzelebılır.Ilk calısmaya basladıgımda bende oyleydım.Sonradan ınsan daha fazla yetişip buyuyo bence.İş ortamı ınsanı acayıp degıstırıo
 
sizi çok iyi anlıyorum benzer yollardan geçtim çalışırken. benim travmalardan kaynaklı çekingenliğim ama sizin sorunlu bi geçmişiniz yok gibi bahsetmişsiniz de belli ki geçmişte bi şeyler olmuş.. Bu arada hep burçtan vururlar bana da sende ikizler tipi yok diye tiksinerek bakan çok oldu ahh o anlar...... İnsan donup kalıyo çok rahatsız edici.
 
sizi çok iyi anlıyorum benzer yollardan geçtim çalışırken. benim travmalardan kaynaklı çekingenliğim ama sizin sorunlu bi geçmişiniz yok gibi bahsetmişsiniz de belli ki geçmişte bi şeyler olmuş.. Bu arada hep burçtan vururlar bana da sende ikizler tipi yok diye tiksinerek bakan çok oldu ahh o anlar...... İnsan donup kalıyo çok rahatsız edici.
Gerçekten mi size de mi burcunuz üzerinden karakterinize hakaret ettiler?Ben sadece benim başıma geldi sanıyordum. Travmalarım var benim de çocukluğumda ve gençliğimde, dört kardeştik ilkokuldayken kardeşimi, üniversite 3. sınıftayken abimi kaybettim. Ama herkesin başına geliyor bunlar diye ondan kaynaylı olduğunu düşünmedim de benim problemli olduğumu düşündüm hep. Kime sorsan öyle der zaten. Genetik yatkınlık da var ama benim kadar kötüsü yok bu anlamda çevremde. Ben aşırı olmuşum. Çekingenlik eziyetli bir şey. Çevreme de rahatsızlık verdim hep ama en çok ben acı çektim böyle olduğum için. Benim lise, üniversite bütün yıllarım, hayatım işkenceli geçti. İş hayatım da öyle geçti, geçiyor, geçecek.
 
Yorumlardan
Sabah işe gittiğimde günaydın derim herkese, günaydın diye odaya girene yine günaydın derim, çıkarken iyi akşamlar, iyi nöbetler derim. Nöbet teslim aldıysam nasıl geçti, o giderken iyi dinlenmeler derim.
Ama diğerleri gruplaştığında dışarda kalırım. Onlar gibi şen şakrak sohbet yapamam.
Bazen yemek de ısmarlarım. Ama işten eve evden işeyim. Arkadaşım yok. Olsa da uzun tutamam. Dediğim gibi onlar gibi şen şakrak, rahat davranışlar sergişeyemediğim için insanlar beni sevmez. Sevilmemeyi, dışalanmayı doruklarıma kadar hissederim. Haklısınız kim olsa sevmez. Ama artık önemsemediğimi farkediyorum o kadar da. Ben de onları sevmiyorum. Dediğim gibi konuda da artık duygularım fesat bir hal aldı. Başlangıçta iyi niyetliydim. Bu yıl daha kötü duygular içindeyim. Kötü sözlere daha duyarlıyım.
Sadece kötü sözlere duyarlı olmak da yetmez ki. Belki 12 saat nöbete kalacak bir işiniz var, zamanı nasıl geçiriyorsunuz muhabbet etmeden? Yani insan sadece işini yapıp geçmemeli böyle bir durumda çünkü işten çıkıp evinize döndüğünüzde muhtemelen dinlenmek için yatıp uyuyorsunuz ve yine pasif zamana geçiyorsunuz mecburen. Bu hayat kalitenizi de etkiler. Kötü sözlere yada dışlanmaya maruz kaldıgınızda sadece savunma mekanizmanız çalışır en fazla siz de laf söylersiniz, tepki gösterirsiniz. Ama hayat böyle geçmez ki, ileride daha büyük problemler yaşarsınız, terapi alıyormuşsunuz bence devam edip bunu aşın
 
peki burada uzun uzun kendinizi savunmak için yazdıklarınızı, size bu şekilde davrananlara söylediniz mi ?
şimdi sizin anlattıklarınıza göre tek bir allahın kulu bile size iyi davranmamış, o kadar da değildir bence. belki siz de çevrenizi daha iyi gözlemleyip en azından daha yakın hissedeceğiniz, iletişime açık 1 kişi ile konuşup kendinizi anlatabilirsiniz, bu rahatsızlıkları dile getirebilirsiniz.
bir de 3,5 yıllık bir deneyiminiz varmış hala beceriksizim diyor musunuz kendinize ? yani illa ki artık bazı şeyleri daha kısa sürede yapıyorsunuzdur.
 
peki burada uzun uzun kendinizi savunmak için yazdıklarınızı, size bu şekilde davrananlara söylediniz mi ?
şimdi sizin anlattıklarınıza göre tek bir allahın kulu bile size iyi davranmamış, o kadar da değildir bence. belki siz de çevrenizi daha iyi gözlemleyip en azından daha yakın hissedeceğiniz, iletişime açık 1 kişi ile konuşup kendinizi anlatabilirsiniz, bu rahatsızlıkları dile getirebilirsiniz.
bir de 3,5 yıllık bir deneyiminiz varmış hala beceriksizim diyor musunuz kendinize ? yani illa ki artık bazı şeyleri daha kısa sürede yapıyorsunuzdur.
Evet, o dönemlerde çoğunluk kötü davranıyordu diyelim, tepkisiz olan iletişime açık, yardımsever kişilere durumumu açtım. Böyle bir problemin varsa sana öyle davranmayız dediler. Bir süre sonra da sana acıyorum, acınacak haldesin demeye başladılar.
Kendimle birlikte yeni başlayanları kıyaslıyordum, onlara öyle davranılmıyordu.çünkü onlar sıkıcı değildi, konuşkandı, sohbet etmeyi biliyordu. Kendimi hep kıyasladım. Sonra gittim gittim iş çıkışlarında günlerce, aylarca ağladım. Ben dediğim gibi o dönemlerde kimseyi suçlamıyordum. İyi niyetliydim. Ben hakediyorum diye kendimi iyice aşağılık hissediyordum. Kıyasladıkça daha da kötü.
Bana sen burdan gitsene, sen ne zaman gideceksin, 30 kişi varsa 30'u da böyle söyledi bana. Beni kimse istemedi. Anlatabiliyor muyum? Sen burdan gitsene denildi herkes tarafından önceden anlaşmışlar gibi. Benim yardımsever bulup konuştuğum kişiler de yaptı bunu.
Ben çekingenim, konuşamam, sohbet edemem, ama iletişime kapalı biri değilim. Konuşmaya çalışırım ama devamı gelmez. Bunlar ilk 1 yılda olanlar.
Sonraki dönemlerde tabiki hızım da arttı, becerim de, kimseye de ihtiyaç duymuyorum işlerimi yaparken. Tek başıma servis de çevirdim. İki yıl.
Burda olduğu gibi kendimi hiçbir zaman savunamadım. Savunabilsem zaten onlar beni saf, salak, korkak, beceriksiz biri olarak görmezdi, sesim çıkmış olsaydı, saygı duyulurdu. Dediğim gibi konuşamıyorum. Konuda yazdım ama neden anlaşılmıyor, burda bile böyle önyargı oluşuyor. Bunu anlamak zor değil. Ben sevilecek bir insan değilim. Ama artık umrumda da değil. İşimi yapıp çıkarım, güleryüzümü esirgemem, gerekli ölçüde konuşurum, yadırgayanlar da umrumda olmucak. Buna karar verdim. Çünkü benim hayatımın gerçeği bununla yaşamak. 28 yaşına girmek üzereyim. Sadece kabullenip kendimi mutlu etmeyi, önemsememeye, insanları gözümde büyütmemeyi öğreniyorum. Yoksa kimseyi suçlamanın bana bir faydası yok. Ben bunu geçen senelerde yapıyordum. Artık yapmıyorum. Zarar verdi çünkü bana.
Gelecek şehrim ve iş ortamımda da inşallah bu içimden geçenleri yapmayı başarabilirim.
 
X