- 18 Mart 2008
- 202
- 146
- 38
Herkese selamlar,
Sanırım sadece yazmak, anlatmak ve belki bir nebze de olsa anlaşılabilmek için paylaşıcam...
Kısa bir süre önce maalesef babamı kaybettim...
Baba...
İnsanlar gördükleri, yaşadıkları ve hissettikleri kadar derler ya, ne kadar doğru aslında...
Sanırım herkesin baba figürü farklıdır, kimse birbirine benzemiyor nede olsa... Hepsinin çok kendine has bir aurası var, bizlere ve yüreğimize yansıyan; aynı zaman da hayatımızda izler bırakan...
Babamın bana bıraktığı miras, iyi niyetti sanırım...
Merhameti , iyi insan olmayı, vijdanımın sesini dinlemeyi, küs kalmamayı...
Hep onda öğrendim...
Zaman zaman bunlar başıma dert olduğunda ve babama serzenişte bulunduğumda, kızım; başını koyduğunda rahat uyuyabiliyorsan eğer en mutlu insan sensin derdi
Pek oyle olmadı tabii, malum hayat ve gerçekleri...
Herkes aynı pencereden bakmıyor ki hayata!!!
Esasen iyiki de bakmıyoruz ki, her gün bişeyler öğrenebiliyoruz...
Bugün yine o o niyetimin “ aptallık” olarak adledilği bir günde, kendime kızarken içim burkuldu....
Sanki babama isyan ediyormuş gibi hissettim kendimi... Kızgınlığım önce içimde bir acıya, sonra da gözyaşlarına dönüştü....
Hastane sürecinden bu yana bu kadar ağlamamıştım sanırım...
Yaklaşık 4 saat bağıra çağıra ağladım...
Babam; son 12 yıldır çocuğum gibiydi...
Tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek imkana sahiptim çok şükür, bu sanırım en büyük tesellim...
Uyandın mı? Yedinmi? İçtin mi? İlacını aldınmı? Ev sıcakmı? Kaç saat uyudun?
Dolapta bişey varmı, alışveriş yapacaksan kuzenleri arıym...
Günde 10 kez kontrol ede ede ede ede....
Arada km lerce mesafe...
Telefondan ne kadar yapılabilir ise o kadar işte...
Çok kızdığım ve kırıldığım zamanlar oldu ona...
Ben o rahat etsin diye tüm imkanlarımı ona kullanırken, onun sürekli borç yapması, hatta krediler çekip başkalarına vermesi...
Bunun gibi bin tane birbirine benzemez olay...
Vefaatından bir ay önce ziyaretine gittim ve yine maaşında hacizler olduğunu öğrendim... tabii delirdim ben...
O konuşmayı sanırım hiç unutamıycam son nefesime kadar...
“Ya babacım, beni hiçmi düşünmüyosun, elimden geleni tabii ki yaparım seve seve, ama ben gece gündüz çalışıp sana yetmeye çalışırken, sen nasıl para çekip millete verirsin? Neden ya, sen beni hiç mi sevmiyosun, hiç mi düşünmüyosun diye ağlarken.... Babam sadece bana bakıp başını eğdi... Tek kelime etmedi...
Kendimi o kadar değersiz, o kadar önemsiz hissettim ki...
Tabii ki şak şak bekleyerek yapmadım tüm bunları ama yinede bekledim, “ olurmu kızım tabii ki seni çok seviyorum ama düşünemedim işte boyle olacağını”
Bu yada buna benzer bi cümle sadece, kendimi iyi hissettirwcek...
Olmadı maalesef...
Eşim kızdı gitti, ama ben ağlaya ağlaya evini temizledim, yemeğini yaptım oyle ayrıldım...
Yaklaşık bir ay sonra da beyin kanaması ile hastaneye yatırılmış, abim aradı hemen çıkıp gittik... Çok şükür gidip görebildim, iyi olucaksn, seni burda bırakmıycam götürücen dedim... Çok istekli görünmedi ama içinin rahatladığını anladım, ağlamayı bıraktı elimi sıkı sıkı tuttu... 2 kaşık çorba içirebildim sadece, yoruldm dedi ve uyudu...
Maalesef bir daha uyanamadı ama , içi rahat uyudu bunu biliyorum...
Yıllarca herşeyini ben yaptım, kirası , faturası, yemesi içmesi, hastane masrafları...
Helali hoş olsun, keşke hayatta olsaydı da daha da yapabilseydim...
Ama nasip olmadı...
Şimdi o son konuşmanın vijdanı yiyip bitiriyo beni... Yıllarca sustun, sustun da patlayacak bu zamanı mı buldun diye kendimi helak ediyorum...
Tabii 8 yıldır aynı şehirde yaşadığı halde babamın kapısınnı 8 kere açıp ta bi yemek yapmayan abim ve eşinden hiç bahsetmek bile istemiyorum!!!
Ben burdan yetmeye çalıştımda, oblar orada kapısını bile açmadılar... Şimdide arayıp ağlak ağlak baba hasretinden bahsediyolar...
Oysa ben, hem babamı , hemde yavrumu kaybettim...
Ama onlar kadar beceremiyorum heralde ağlamayı...
O yuzden acım da yasımda çok değersiz onlar için...
ışıklar içinde uyu güzel yürekli babam...
Seni çok seviyorum, ve çok özlüyorum
Sanırım sadece yazmak, anlatmak ve belki bir nebze de olsa anlaşılabilmek için paylaşıcam...
Kısa bir süre önce maalesef babamı kaybettim...
Baba...
İnsanlar gördükleri, yaşadıkları ve hissettikleri kadar derler ya, ne kadar doğru aslında...
Sanırım herkesin baba figürü farklıdır, kimse birbirine benzemiyor nede olsa... Hepsinin çok kendine has bir aurası var, bizlere ve yüreğimize yansıyan; aynı zaman da hayatımızda izler bırakan...
Babamın bana bıraktığı miras, iyi niyetti sanırım...
Merhameti , iyi insan olmayı, vijdanımın sesini dinlemeyi, küs kalmamayı...
Hep onda öğrendim...
Zaman zaman bunlar başıma dert olduğunda ve babama serzenişte bulunduğumda, kızım; başını koyduğunda rahat uyuyabiliyorsan eğer en mutlu insan sensin derdi
Pek oyle olmadı tabii, malum hayat ve gerçekleri...
Herkes aynı pencereden bakmıyor ki hayata!!!
Esasen iyiki de bakmıyoruz ki, her gün bişeyler öğrenebiliyoruz...
Bugün yine o o niyetimin “ aptallık” olarak adledilği bir günde, kendime kızarken içim burkuldu....
Sanki babama isyan ediyormuş gibi hissettim kendimi... Kızgınlığım önce içimde bir acıya, sonra da gözyaşlarına dönüştü....
Hastane sürecinden bu yana bu kadar ağlamamıştım sanırım...
Yaklaşık 4 saat bağıra çağıra ağladım...
Babam; son 12 yıldır çocuğum gibiydi...
Tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek imkana sahiptim çok şükür, bu sanırım en büyük tesellim...
Uyandın mı? Yedinmi? İçtin mi? İlacını aldınmı? Ev sıcakmı? Kaç saat uyudun?
Dolapta bişey varmı, alışveriş yapacaksan kuzenleri arıym...
Günde 10 kez kontrol ede ede ede ede....
Arada km lerce mesafe...
Telefondan ne kadar yapılabilir ise o kadar işte...
Çok kızdığım ve kırıldığım zamanlar oldu ona...
Ben o rahat etsin diye tüm imkanlarımı ona kullanırken, onun sürekli borç yapması, hatta krediler çekip başkalarına vermesi...
Bunun gibi bin tane birbirine benzemez olay...
Vefaatından bir ay önce ziyaretine gittim ve yine maaşında hacizler olduğunu öğrendim... tabii delirdim ben...
O konuşmayı sanırım hiç unutamıycam son nefesime kadar...
“Ya babacım, beni hiçmi düşünmüyosun, elimden geleni tabii ki yaparım seve seve, ama ben gece gündüz çalışıp sana yetmeye çalışırken, sen nasıl para çekip millete verirsin? Neden ya, sen beni hiç mi sevmiyosun, hiç mi düşünmüyosun diye ağlarken.... Babam sadece bana bakıp başını eğdi... Tek kelime etmedi...
Kendimi o kadar değersiz, o kadar önemsiz hissettim ki...
Tabii ki şak şak bekleyerek yapmadım tüm bunları ama yinede bekledim, “ olurmu kızım tabii ki seni çok seviyorum ama düşünemedim işte boyle olacağını”
Bu yada buna benzer bi cümle sadece, kendimi iyi hissettirwcek...
Olmadı maalesef...
Eşim kızdı gitti, ama ben ağlaya ağlaya evini temizledim, yemeğini yaptım oyle ayrıldım...
Yaklaşık bir ay sonra da beyin kanaması ile hastaneye yatırılmış, abim aradı hemen çıkıp gittik... Çok şükür gidip görebildim, iyi olucaksn, seni burda bırakmıycam götürücen dedim... Çok istekli görünmedi ama içinin rahatladığını anladım, ağlamayı bıraktı elimi sıkı sıkı tuttu... 2 kaşık çorba içirebildim sadece, yoruldm dedi ve uyudu...
Maalesef bir daha uyanamadı ama , içi rahat uyudu bunu biliyorum...
Yıllarca herşeyini ben yaptım, kirası , faturası, yemesi içmesi, hastane masrafları...
Helali hoş olsun, keşke hayatta olsaydı da daha da yapabilseydim...
Ama nasip olmadı...
Şimdi o son konuşmanın vijdanı yiyip bitiriyo beni... Yıllarca sustun, sustun da patlayacak bu zamanı mı buldun diye kendimi helak ediyorum...
Tabii 8 yıldır aynı şehirde yaşadığı halde babamın kapısınnı 8 kere açıp ta bi yemek yapmayan abim ve eşinden hiç bahsetmek bile istemiyorum!!!
Ben burdan yetmeye çalıştımda, oblar orada kapısını bile açmadılar... Şimdide arayıp ağlak ağlak baba hasretinden bahsediyolar...
Oysa ben, hem babamı , hemde yavrumu kaybettim...
Ama onlar kadar beceremiyorum heralde ağlamayı...
O yuzden acım da yasımda çok değersiz onlar için...
ışıklar içinde uyu güzel yürekli babam...
Seni çok seviyorum, ve çok özlüyorum