- 23 Ekim 2025
- 51
- 28
- 3
- 26
- Konu Sahibi ilovecarlislecullen
- #1
Hanımlar, merhaba!
Şimdi size “derdini seveyim” diyeceğiniz bir soruyla geldim. Uzun zamandır buradayım. Burası benim için guilty pleasure derler ya, işte öyle bir yer. Fakat ilk kez hesap açıyorum.
Benim derdim şu: Ben kitap okuyamıyorum.
Eskiden çok okurdum ama birden duraklama dönemine girdim. Kitabı elime alıyorum, hadi bir beş on sayfa okuyorum, sonra canımdan can gidiyor sanki. Bir de babaannelerimiz gibi kitap karakterlerine kızar oldum.
Geçen Martin Eden’ı okuyayım dedim; kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş hesabı, dürzünün biri aristokrat kızı görünce dibi düşüyor. Kendi de işçi sınıfından olmasına rağmen olduğu yeri beğenmiyor. Herkesin sevdiği kitap karakterini yolasım geldi. Ne demekmiş “çalışan kadınların eli nasırlı oluyormuş”? Kitabı sabır çeke çeke okuyorum.
Ha derseniz “Hiç mi bir şey okumuyorsun?” — okuyorum elbet.
Bilen bilir, fanfic diye bir şey var. Genelde yabancı dizi, film, kitaplarda yakıştırdıkları iki çifti ya da olmasını istedikleri olay örgüsünü değiştirip kitap gibi yazıyorlar. Kısaca anlatırsak:
Atıyorum, Harry Potter okudum. Orada Hermione ile Ron’u beraber yapmıyorlar da gidip Draco ile ilgili güzelce bir hikâye oluşturuyorlar. Ya da Harry’nin ailesi ölmüyor da ailesiyle birlikte yaşasaydı nasıl olurdu diye hikâyeyi değiştirip devam ettiriyorlar.
Yalan olmasın, bazıları gerçekten çok iyi bu işte. Kitap bassa sırıtmaz.
Zaten Türkçede pek kaynak bulamadığımdan İngilizce okumak zorunda kalıyorum. Dili de söktük sayesinde. Ama yine de biri “Ne okuyorsun?” diye sorunca insan fanfiction demekten utanıyor.
Kitap okuma alışkanlığımı geri nasıl kazanabilirim?
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yapıcı yorumlarda bulunursanız beni çok mutlu edersiniz.
Şimdi size “derdini seveyim” diyeceğiniz bir soruyla geldim. Uzun zamandır buradayım. Burası benim için guilty pleasure derler ya, işte öyle bir yer. Fakat ilk kez hesap açıyorum.
Benim derdim şu: Ben kitap okuyamıyorum.
Eskiden çok okurdum ama birden duraklama dönemine girdim. Kitabı elime alıyorum, hadi bir beş on sayfa okuyorum, sonra canımdan can gidiyor sanki. Bir de babaannelerimiz gibi kitap karakterlerine kızar oldum.
Geçen Martin Eden’ı okuyayım dedim; kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş hesabı, dürzünün biri aristokrat kızı görünce dibi düşüyor. Kendi de işçi sınıfından olmasına rağmen olduğu yeri beğenmiyor. Herkesin sevdiği kitap karakterini yolasım geldi. Ne demekmiş “çalışan kadınların eli nasırlı oluyormuş”? Kitabı sabır çeke çeke okuyorum.
Ha derseniz “Hiç mi bir şey okumuyorsun?” — okuyorum elbet.
Bilen bilir, fanfic diye bir şey var. Genelde yabancı dizi, film, kitaplarda yakıştırdıkları iki çifti ya da olmasını istedikleri olay örgüsünü değiştirip kitap gibi yazıyorlar. Kısaca anlatırsak:
Atıyorum, Harry Potter okudum. Orada Hermione ile Ron’u beraber yapmıyorlar da gidip Draco ile ilgili güzelce bir hikâye oluşturuyorlar. Ya da Harry’nin ailesi ölmüyor da ailesiyle birlikte yaşasaydı nasıl olurdu diye hikâyeyi değiştirip devam ettiriyorlar.
Yalan olmasın, bazıları gerçekten çok iyi bu işte. Kitap bassa sırıtmaz.
Zaten Türkçede pek kaynak bulamadığımdan İngilizce okumak zorunda kalıyorum. Dili de söktük sayesinde. Ama yine de biri “Ne okuyorsun?” diye sorunca insan fanfiction demekten utanıyor.
Kitap okuma alışkanlığımı geri nasıl kazanabilirim?
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yapıcı yorumlarda bulunursanız beni çok mutlu edersiniz.