- 23 Ekim 2025
- 51
- 28
- 3
- 26
- Konu Sahibi ilovecarlislecullen
-
- #61
Beğenmemek değil de daha kitabın başlarında işçi sınıfını hor görmesi ve acıması sinirimi bozdu. Ben kitap okurken karakter analizi yapmaktan çok hoşlanıyorum ve aslında Martin Eden'ın o bilgiye açlığının içindeki kibri gördüğüm için kendisinden hoşlanmadım.Martin Eden beni inanılmaz etkileyen bir kitaptı. Müthişti. Burada beğenmeyenler olunca şaşırdım :)
ben de bir sonraki güne çok önemli bir işim yetişecekse o işi yapmamak için her şeyi yapıyorum :) buna bir çare bulsak keşkeBenim dikkatim çabuk dağılıyor, evde çöp poşetlerini yenileyip banyoya yeni,temiz havlu serdikten sonra çamaşırları kurutma makinesinden çıkarıp katlıyorum,ayrı ayrı dolaplara koyuyorum. O sırada bulaşık makinesindeki temiz bulaşıkları dizeceğimi düşünüyorum:) kitap okurken de canlandırma yapıyorum. İlgimi çekmeyen kitap olunca sıkılıyorum, başka kitaba geçiyorum:) dizi film izlerken bile sıkılıyorum artık. Dikkatim o kadar çok bozulmuşki ekrandan. Her gün düzenli olarak kitap okumaya devam edersem düzelir umarım.
Ama o da zamanla değişiyor. Yaşanan olaylarla dönüşüyor. Yüzleşiyor sahteliklerle. Karakter analizlerinden hoşlanıyorsanız aslında bu anlamda da çok iyi bir kitap.Beğenmemek değil de daha kitabın başlarında işçi sınıfını hor görmesi ve acıması sinirimi bozdu. Ben kitap okurken karakter analizi yapmaktan çok hoşlanıyorum ve aslında Martin Eden'ın o bilgiye açlığının içindeki kibri gördüğüm için kendisinden hoşlanmadım.
bunu bitirmeyi düşünüyorum zaten. bir de yani en azından hepimiz bir kere çalışmışızdır bunun çalışan kadınlar hakkında yorumlarını gördükçe niye biz eşek başı mıyız diye düşünmeden edemiyor insan. kitap bir noktada sınıf kinimi tetiklediği için sinirlendimAma o da zamanla değişiyor. Yaşanan olaylarla dönüşüyor. Yüzleşiyor sahteliklerle. Karakter analizlerinden hoşlanıyorsanız aslında bu anlamda da çok iyi bir kitap.
Aynen ben de okudum.Onu da mutlaka denemek istiyorum.:)yorumlarda birkaç kişi çarpraz okuma taktiği önerdi. iki farklı tür kitap seçip sıkıldıkça diğerine atlıyoruz. bana mantıklı geldi belki siz de deneyebilirsiniz
Bır kıtap okuyorsunuz sıkılmaya basladıgınızda farklı bı kıtaba da baslıyorsunuz. Bırını cantanıza dıgerını masanıza koyun. Ikısıne de elınız gıtsınTam da kitap okuma hevesim yeniden gelmişken bu konunun açılması iyi denk geldi. Çapraz okuma nasıl oluyor acaba?
Tess’in kitaplarını severek okudum,Garange,ın taş meclisi ve küllerin günü kitapları da gayet güzel.Beğenmemek değil de daha kitabın başlarında işçi sınıfını hor görmesi ve acıması sinirimi bozdu. Ben kitap okurken karakter analizi yapmaktan çok hoşlanıyorum ve aslında Martin Eden'ın o bilgiye açlığının içindeki kibri gördüğüm için kendisinden hoşlanmadım.
İLk sayfadan itibaren sürükleyen merak uyandıran ağır olmayan kitaplar okuyabilirsin.Şermin Yaşar,Ceren Ceran öeririm.Hem çöp kitap tabir edilenlerden değildir hem de akıcı gider.Söyleme Bilmesinler şermin yaşarın mesela yılın kitabı seçildi.Bu arada herkesin övüp uçurduğu Martin Eden bitiremedim ben.Ne tür kitaplar mesela? Reading slump diyorlar buna. Şimdi tekrar okuma alışkanlığı kazanmak için klasiklerden başlamak hata mı, daha hafif şeylerle mi başlamalıyım sizce?
Off kesinlikle ve şiddetle tavsiye ederim elinizden bırakamazsınız.Beyoğlunun En güzel abisi nefisti meselaahmet ümit'i bir kişi daha önerdi, yazarın adını ilk kez duydum ama ona da bakacağım
Martin Eden çok güzel bir kitap. Kitabın biraz ruhuna inmeyi deneyebilirsiniz. O ona aşık oluyar yok kızı görünce dibi düşüyor basitliginde bir kitap değil kesinlikle. Olay olarak anlatsam beş dakikada biter kitap ama koca bir kotap yazılmış neden ruhuna inmak için.Hanımlar, merhaba!
Şimdi size “derdini seveyim” diyeceğiniz bir soruyla geldim. Uzun zamandır buradayım. Burası benim için guilty pleasure derler ya, işte öyle bir yer. Fakat ilk kez hesap açıyorum.
Benim derdim şu: Ben kitap okuyamıyorum.
Eskiden çok okurdum ama birden duraklama dönemine girdim. Kitabı elime alıyorum, hadi bir beş on sayfa okuyorum, sonra canımdan can gidiyor sanki. Bir de babaannelerimiz gibi kitap karakterlerine kızar oldum.
Geçen Martin Eden’ı okuyayım dedim; kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş hesabı, dürzünün biri aristokrat kızı görünce dibi düşüyor. Kendi de işçi sınıfından olmasına rağmen olduğu yeri beğenmiyor. Herkesin sevdiği kitap karakterini yolasım geldi. Ne demekmiş “çalışan kadınların eli nasırlı oluyormuş”? Kitabı sabır çeke çeke okuyorum.
Ha derseniz “Hiç mi bir şey okumuyorsun?” — okuyorum elbet.
Bilen bilir, fanfic diye bir şey var. Genelde yabancı dizi, film, kitaplarda yakıştırdıkları iki çifti ya da olmasını istedikleri olay örgüsünü değiştirip kitap gibi yazıyorlar. Kısaca anlatırsak:
Atıyorum, Harry Potter okudum. Orada Hermione ile Ron’u beraber yapmıyorlar da gidip Draco ile ilgili güzelce bir hikâye oluşturuyorlar. Ya da Harry’nin ailesi ölmüyor da ailesiyle birlikte yaşasaydı nasıl olurdu diye hikâyeyi değiştirip devam ettiriyorlar.
Yalan olmasın, bazıları gerçekten çok iyi bu işte. Kitap bassa sırıtmaz.
Zaten Türkçede pek kaynak bulamadığımdan İngilizce okumak zorunda kalıyorum. Dili de söktük sayesinde. Ama yine de biri “Ne okuyorsun?” diye sorunca insan fanfiction demekten utanıyor.
Kitap okuma alışkanlığımı geri nasıl kazanabilirim?
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yapıcı yorumlarda bulunursanız beni çok mutlu edersiniz.
Gizem sever misin? Ben Freida Mcfadden’in kitaplarina baslayinca isi gucu birakiyorum.Hanımlar, merhaba!
Şimdi size “derdini seveyim” diyeceğiniz bir soruyla geldim. Uzun zamandır buradayım. Burası benim için guilty pleasure derler ya, işte öyle bir yer. Fakat ilk kez hesap açıyorum.
Benim derdim şu: Ben kitap okuyamıyorum.
Eskiden çok okurdum ama birden duraklama dönemine girdim. Kitabı elime alıyorum, hadi bir beş on sayfa okuyorum, sonra canımdan can gidiyor sanki. Bir de babaannelerimiz gibi kitap karakterlerine kızar oldum.
Geçen Martin Eden’ı okuyayım dedim; kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş hesabı, dürzünün biri aristokrat kızı görünce dibi düşüyor. Kendi de işçi sınıfından olmasına rağmen olduğu yeri beğenmiyor. Herkesin sevdiği kitap karakterini yolasım geldi. Ne demekmiş “çalışan kadınların eli nasırlı oluyormuş”? Kitabı sabır çeke çeke okuyorum.
Ha derseniz “Hiç mi bir şey okumuyorsun?” — okuyorum elbet.
Bilen bilir, fanfic diye bir şey var. Genelde yabancı dizi, film, kitaplarda yakıştırdıkları iki çifti ya da olmasını istedikleri olay örgüsünü değiştirip kitap gibi yazıyorlar. Kısaca anlatırsak:
Atıyorum, Harry Potter okudum. Orada Hermione ile Ron’u beraber yapmıyorlar da gidip Draco ile ilgili güzelce bir hikâye oluşturuyorlar. Ya da Harry’nin ailesi ölmüyor da ailesiyle birlikte yaşasaydı nasıl olurdu diye hikâyeyi değiştirip devam ettiriyorlar.
Yalan olmasın, bazıları gerçekten çok iyi bu işte. Kitap bassa sırıtmaz.
Zaten Türkçede pek kaynak bulamadığımdan İngilizce okumak zorunda kalıyorum. Dili de söktük sayesinde. Ama yine de biri “Ne okuyorsun?” diye sorunca insan fanfiction demekten utanıyor.
Kitap okuma alışkanlığımı geri nasıl kazanabilirim?
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yapıcı yorumlarda bulunursanız beni çok mutlu edersiniz.
Sakın yalan söylemeGizem sever misin? Ben Freida Mcfadden’in kitaplarina baslayinca isi gucu birakiyorum.
Hanımlar, merhaba!
Şimdi size “derdini seveyim” diyeceğiniz bir soruyla geldim. Uzun zamandır buradayım. Burası benim için guilty pleasure derler ya, işte öyle bir yer. Fakat ilk kez hesap açıyorum.
Benim derdim şu: Ben kitap okuyamıyorum.
Eskiden çok okurdum ama birden duraklama dönemine girdim. Kitabı elime alıyorum, hadi bir beş on sayfa okuyorum, sonra canımdan can gidiyor sanki. Bir de babaannelerimiz gibi kitap karakterlerine kızar oldum.
Geçen Martin Eden’ı okuyayım dedim; kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş hesabı, dürzünün biri aristokrat kızı görünce dibi düşüyor. Kendi de işçi sınıfından olmasına rağmen olduğu yeri beğenmiyor. Herkesin sevdiği kitap karakterini yolasım geldi. Ne demekmiş “çalışan kadınların eli nasırlı oluyormuş”? Kitabı sabır çeke çeke okuyorum.
Ha derseniz “Hiç mi bir şey okumuyorsun?” — okuyorum elbet.
Bilen bilir, fanfic diye bir şey var. Genelde yabancı dizi, film, kitaplarda yakıştırdıkları iki çifti ya da olmasını istedikleri olay örgüsünü değiştirip kitap gibi yazıyorlar. Kısaca anlatırsak:
Atıyorum, Harry Potter okudum. Orada Hermione ile Ron’u beraber yapmıyorlar da gidip Draco ile ilgili güzelce bir hikâye oluşturuyorlar. Ya da Harry’nin ailesi ölmüyor da ailesiyle birlikte yaşasaydı nasıl olurdu diye hikâyeyi değiştirip devam ettiriyorlar.
Yalan olmasın, bazıları gerçekten çok iyi bu işte. Kitap bassa sırıtmaz.
Zaten Türkçede pek kaynak bulamadığımdan İngilizce okumak zorunda kalıyorum. Dili de söktük sayesinde. Ama yine de biri “Ne okuyorsun?” diye sorunca insan fanfiction demekten utanıyor.
Kitap okuma alışkanlığımı geri nasıl kazanabilirim?
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yapıcı yorumlarda bulunursanız beni çok mutlu edersiniz.
Aslında orada anlatılan aşk hikayesi değil, Arka planda dönemle tarihle ilgili bilgiler veriliyor. Toplumsal kurallar dönüşümler, sınıfsal farklılıklar, bakış açıları vs. Fransız ve Rus klasiklerinde de aynı. Çoğunu okudum diyebilirim ve mesela o dönemin Rusya veya Fransasında yaşayış nasıl onu görebiliyorsun. Ben Martin Eden karakterinin Jack London'un yarı biyografisi olduğunu bilerek heyecanla okumuştum. Bu tarz kitaplar size belki de dil olarak eski geliyor. Yani günümüz konuşmasından uzaklar. Uzun satırları ifadeleri takip edemiyor olabilirsiniz. Elinize aldığınız kitabı bitirmek zorunda değilsiniz, kendinizi buna şartlamayın. Bu sizin okuma hevesinizi köreltir.Geçen Martin Eden’ı okuyayım dedim; kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş hesabı, dürzünün biri aristokrat kızı görünce dibi düşüyor. Kendi de işçi sınıfından olmasına rağmen olduğu yeri beğenmiyor. Herkesin sevdiği kitap karakterini yolasım geldi. Ne demekmiş “çalışan kadınların eli nasırlı oluyormuş”? Kitabı sabır çeke çeke okuyorum.
Benim okuduğum ilk kitabıydı. Çok iyiydi gerçekten. Sakın yalan söyleme ile yazarla tanışıp diğer kitaplarına yöneldim. Yakın zamanda erkek arkadaşı bitirdim ben de çok sürükleyiciydi. Öğretmeni alacağım şimdi sanırım.Sakın yalan söyleme
Yazarın en sevdiğim kitabı diyebilirim
Bu tür okumayı seven bir insan için freida çok iyi bir seçim. Özellikle hizmetçi ile başlamak gerek. Ben kısa sürede öğretmen ve erkek arkadaş hariç hepsini okudum yazarın. O kitap okuyamama durumunu çözüyor.en sevdiğim gerilim yazarı olur kendisi. Dili basit ve bölümler kısa. Kendini okuttturuyor.Benim okuduğum ilk kitabıydı. Çok iyiydi gerçekten. Sakın yalan söyleme ile yazarla tanışıp diğer kitaplarına yöneldim. Yakın zamanda erkek arkadaşı bitirdim ben de çok sürükleyiciydi. Öğretmeni alacağım şimdi sanırım.
Öğretmen benim de listemde.Erkek arkadaş diye kitabına denk gelmedim ben iş arkadaşı olabilir mi dediğiniz kitap?Benim okuduğum ilk kitabıydı. Çok iyiydi gerçekten. Sakın yalan söyleme ile yazarla tanışıp diğer kitaplarına yöneldim. Yakın zamanda erkek arkadaşı bitirdim ben de çok sürükleyiciydi. Öğretmeni alacağım şimdi sanırım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?