• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kitap okuma alışkanlığımı geri nasıl kazanabilirim?

Öğretmen benim de listemde.Erkek arkadaş diye kitabına denk gelmedim ben iş arkadaşı olabilir mi dediğiniz kitap?
Öğretmen hariç hepsini okudum çünkü
Türkçeye çevrilmemiş galiba ben de erkek arkadaş olarak bulamadım. Boyfriens-ingilizce okudum. Şimdi bakarken bir de kiracı olduğunu gördüm. Ona da bakacağım.
 
Ne isterseniz okuyun ya kime ne 😄
Herkesin okuduğu klasikleri beğenmek zorunda değilsiniz. İlla denicem derseniz içeriği, yorumlatı araştırıp ona göre seçin kitapları. İnsan değiştikçe okumayı sevdikleri de değişiyor. O yüzden geçici olabilir.
ya aslında biraz biraz aşar gibi oldum ve devam etmeye çalışıyorum tekrar eskiye dönememek için
 
“Martin Eden ile empati kurmak yerine onun hayatından ibret almamız gerek. Sosyalist bir yazarın böyle bir romanı yazma sebebi nihilizm yaymak olamaz. Bütün sorumluluğun bireyde olduğunu savunan çarpık toplumun, bir insan birey olmaya kalktığında onu nasıl parçaladığının romanıdır”
Biçiminde bir yorum var mesela.
Yani kitap kötü değil de siz kitabı değerlendirecek birikimden yoksunsunuz
aslında o kısımları biraz goy goy olsun diye yazmıştım ama yorumunuz için teşekkür ederim yine de. sonuçta yapmak istediğim buydu farklı geri dönütler alıp tartışmak beni gerçekten mutlu eder. martin eden karakteri başta beni sinirlendirdiği için okumak zor geldi demiştim sadece. elimde olmadan karakterle bağ kurduğum için böyle olduğunu düşünüyorum. Mesela Dorian Gray'in Portresi'nde Lord Henry Wotton tam olarak şeytanın tanımı gibiydi ve o karakteri okurken çok zevk almıştım.
 
kitaplar yazarın gözünden bakıp kendi bakış açılarınızı oluşturacağınız nesneler aslında. yazarın size aktarım şekli kutsal ve değiştirilemez değil, herkesin sevdiği karakterleri sevmek zorunda değilsiniz zaten.

Martin Eden gibi klasikler sayesinde biz geçmişin insanını ve dönemin sosyo-psikolojik durumunu yorumlayabiliriz. yani karakter çalışan kadınlara burun kıvırıyorsa yazarın o kitabı yazdığı dönemi, yazarın içinde bulunduğu toplumsal sınıfı ve o toplumsal sınıfın diğer sınıflara nasıl yaklaştığını anlamaya çalışırız. aynı hissi varoluşçu, post-modern yazarların kitaplarında ben de yaşıyorum. mesela Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli'nde, Saramago'nun Körlük'ünde, Yaşar Kemal'in İnce Memed'inde ya da Dostoyevski'nin Ölüler Evinden Anılar'ında kitap okumaktan soğumuştum. Çünkü karakterler beni inanılmaz irrite ediyordu. Sonra fark ettim ki okuduğum kitaplar benden farklı ortamlar ve zamanlarda yaşamış olan insanlar tarafından yazılmış sosyolojik/psikolojik nüveler sunuyor. bu bende keşfetme aydınlanması yaşattı, yalnızca tarihsel ya da sosyolojik değil kendim de hangi kısımda neden rahatsızlık duyduğum üzerine durup düşünerek kendime dair yeni şeyler keşfetmeye başladım.

bir kitabı okumaya karar verme süreci de önemli bu arada. Schopenhauer ve daha birçok düşünür kalitesiz kitabı okumanın büyük bir zararı olduğunu söylerler ekseriyetle. ayrıca çok fazla kitap okumak da tıpkı fazla yemek yenildiğinde mide fesadı geçirmek gibi zihni zehirler derler. aşırı romantize edilen kitaplar çoğunlukla kalitesiz olur, öznel fikrim. kurgu dışı kitap okumayı denediniz mi bilmiyorum ama denemelerden oluşan kitaplar bana çok iyi gelmişti vaktinde. Montaigne, Borges, Jung, Yakup Kadri yahut araştırma yazılarından oluşan Uğur Mumcu, Atilla İlhan(hangi...? kitapları), Falih Rıfkı, Halide Edip, Mümtaz Turhan, Cemil Meriç hatta ve hatta eski siyasilerin(örn: Celal Bayar "Ben de Yazdım")/komutanların anılarından oluşan biyografiler beni gerçekten başta aşırı sıksa da sonradan ufkumu genişletmişti.

Ama elbette kurgu dışı kitaplar kurgu okumaya alışmış bir insan için oldukça sıkıcı, bunaltıcı okumalar oluyor. Peyami Safa, Cengiz Aytmatov gibi yazarlar da epey sağlamdır. ANCAK benim sizin durumunuzda esas tavsiyem bilim kurgu romanlar okumanız. Öncelikle Douglas Adams Otostopçunun Galaksi Rehberi sizi aşırı eğlendiren çerezlik absürt ama tutarlı bir çizgide ilerleyerek okumaya tekrar şevk duymanızı sağlar bence.

Arkasından başlıca: H.P. Lovecraft, Mary Shelley(ki hayatını araştırırsanız feminist alana da ilginiz artar, ayrıca kendisi ilk bilim kurgu yazarıdır), Ursula K. Le Guin(aynı şekilde metaforik anlatımlarıyla ciddi feminist söylem yaratmıştır), Isaac Asimov, Frank Herbert, Aldous Huxley gibi isimler zengin bir anlatımla günümüz kadın bakışını rahatsız etmeden çok güzel romanlar yazmıştır. Sonra zaten kurgu dışı kitaplara da fazlaca ilginizin gelişeceğini düşünüyorum.

Tavsiyelerimin arasında okuduklarınız olabilir. Zaten esasında okuma alanınızı ne kadar zenginleştirebileceğinizi göstermek adına yazdım tüm bu isimleri. Aralarından nefret ettiklerim de var, çok sevdiklerim de.

temelde okuma şevkimi ortaokul ve lisede kazandığım Wattpad Fanfic/Webtoon/çizgi roman seviyesinden daha üst kademeye çıkartmama yardım eden birkaç kitaptan bahsettim, belki size de yardımı dokunur.
ya yorumunuzun alnı olsa da öpsem keşke :) bu arada sonlara geldikçe direk kafamda 'I know a baddie when I see one' sözü yankılandı. yani sanat tarihi kitapları falan dışında kurgu dışı pek kitap okumadım. dediğiniz yazarlardan ve kitaplardan birkaçını okudum ve şu an da Mary Shelley- Frankenstein okuyorum zaten. şu an okuma alışkanlığımı kazanmak için kendimi zorluyorum zaten. Feminist yazarlar deyince benim aklıma Neval El Seddavi'nin Sıfır Noktasındaki Kadın kitabı geldi. Eğer okumamışsanız belki bakmak istersiniz.
 
Aslında orada anlatılan aşk hikayesi değil, Arka planda dönemle tarihle ilgili bilgiler veriliyor. Toplumsal kurallar dönüşümler, sınıfsal farklılıklar, bakış açıları vs. Fransız ve Rus klasiklerinde de aynı. Çoğunu okudum diyebilirim ve mesela o dönemin Rusya veya Fransasında yaşayış nasıl onu görebiliyorsun. Ben Martin Eden karakterinin Jack London'un yarı biyografisi olduğunu bilerek heyecanla okumuştum. Bu tarz kitaplar size belki de dil olarak eski geliyor. Yani günümüz konuşmasından uzaklar. Uzun satırları ifadeleri takip edemiyor olabilirsiniz. Elinize aldığınız kitabı bitirmek zorunda değilsiniz, kendinizi buna şartlamayın. Bu sizin okuma hevesinizi köreltir.

Ben de çoklu kitap okuyucusuyum. Ağır olanları yatmadan önce 20-30 sayfa okurum. Diğer daha hafif denecek kitapları hafta sonları okurum. Yalnız benim sosyal medya hesaplarım yok. Yani o alemde takılmadığım için kitaba vakit ayırabiliyorum. Aksi türlü zor, çünkü sosyal medya insanın çok zamanını alıyor. Bir sorun da bizde kütüphane kültürünün bitmeye yüz tutması. Sadece akademik olarak faydalanılıyor. Öğrenci olmadığı halde kütüphane üyeliği olan var mı? Okumak için kitap alan kaldı mı? İstediğin kadar dijitale geç her ülkede kütüphaneye hala çok önem veriliyor. Maddi durumun kısıtlı bile olsa istediğin kadar kitabı ücretsiz okuyabiliyorsun.
şu an onunla frankenstein'ı karışık okuyorum. rus edebiyatını da çok severim bu arada. kitaplar şu an çok pahalı mecbur ya kütüphaneden ya da pdf okuyoruz. pdf'i ben de desteklemiyorum ama bir kitap en iyi ihtimalle 200-300 liradan başlıyor. sahaflardan falan belki alabiliyoruz. gerçi okumak isteyene bunlar sadece boş bahaneler
 
Türkçeye çevrilmemiş galiba ben de erkek arkadaş olarak bulamadım. Boyfriens-ingilizce okudum. Şimdi bakarken bir de kiracı olduğunu gördüm. Ona da bakacağım.
türkçeye çevrilmiş olabilir, hiç z-library sitesinden aratmayı denettiniz mi, belki bulursunuz
 
aslında o kısımları biraz goy goy olsun diye yazmıştım ama yorumunuz için teşekkür ederim yine de. sonuçta yapmak istediğim buydu farklı geri dönütler alıp tartışmak beni gerçekten mutlu eder. martin eden karakteri başta beni sinirlendirdiği için okumak zor geldi demiştim sadece. elimde olmadan karakterle bağ kurduğum için böyle olduğunu düşünüyorum. Mesela Dorian Gray'in Portresi'nde Lord Henry Wotton tam olarak şeytanın tanımı gibiydi ve o karakteri okurken çok zevk almıştım.
Ben yapay zeka yazmış gibi hissettim :)
 
bu arada hala bu konuyu takip eden varsa en sevdiği kitap karakterini sorabilir miyim ve neden sevdiğini. Sevmesine de gerek yok aklında kalan bir karakter de olur. Gri bir karakter de olabilir ya da iyi bir karakterdir fark etmez. İnsanların okudukları kitaplardaki karakterlere nasıl yaklaştığını merak ediyorum.
 
Zaten buraya yazdığınız cevaplarla oradaki farklı. Bariz belli oluyor. :)
aslında ikisini de harfi harfine yazan benim. ama burada daha günlük sanki baş başa konuşuyormuşuz gibi bir enerji yakalamak istiyorum, insanlarla bu konular hakkında sohbet etmeyi seviyorum ama tartışabileceğim pek kimsem yok
 

Kitap listesi olan eski bir konu gördüm. 9-10 yıl önceki kitap fiyatları da yazıyor...
 
aslında ikisini de harfi harfine yazan benim. ama burada daha günlük sanki baş başa konuşuyormuşuz gibi bir enerji yakalamak istiyorum, insanlarla bu konular hakkında sohbet etmeyi seviyorum ama tartışabileceğim pek kimsem yok
Maalesef evet, bulmak zor. İsterseniz böyle bir konu açabilirsiniz. Ben kendi adıma isterim sohbet etmek. Okuduklarımız, yazarlar, karakterler. Konuşabiliriz. Kültür sanat ya da kişisel gelişim bölümünde olabilir.
 
tamam, olabilir. hatta ben o başlıklarda küçük çaplı hikayeler de görmek isterdim biliyor musunuz. şu an bildiğim kadarıyla yazdıklarımızı paylaşabileceğimiz hiçbir platform yok ya da okuduklarımızı tartışabileceğimiz telegram grupları dışında hiç bir site yok. aramızda yazılımla falan uğraşan varsa yapsın şöyle güzel bir app parayı kırsın biz de rahat edelim
 
Back
X