• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kitap Severlerin Buluşma Noktası ♥

FB_IMG_1485422018250-1-1.webp
@Scosnob al bacıcım senin için ;)))

Köy yolunun henüz girişi ve sürekli yana kayıyoruz:))))
Şoförle iddaya girdim. Şefim busefer kalmayacaz yolda diyor ben kalacagiz diyorum. Öğle yemeğine.
 
Eki Görüntüle 1944609 @Scosnob al bacıcım senin için :KK66:))

Köy yolunun henüz girişi ve sürekli yana kayıyoruz:))))
Şoförle iddaya girdim. Şefim busefer kalmayacaz yolda diyor ben kalacagiz diyorum. Öğle yemeğine.
Okyanusya sen ahçimiydin??? Sanki başka bisey gibi hatirliyorumda hayvanlarla ilgili
 
Okyanusya sen ahçimiydin??? Sanki başka bisey gibi hatirliyorumda hayvanlarla ilgili
Ahçı:))) neden olmasın ikinci ögretim gastronomi okunur vallahi keyfine ;)
Hayir tatlim Kırsal Kalkınmada tarim bakanligina bagli destekleyici kurumda uzmanım. Ab projelerini denetleyip kontrol ediyorum
 
ince memed'i bende mi alsam ya, 20 tane kitabım var okumayı bekleyen kendime söz verdim almayacağım diye :KK53:
sol ayağım dün bitti. çok sevdim 2.si çıkmış onu da okuyacağım. okumak istediğim 147462293 kitap var hepiniz gibi:KK55:

dün melekler ve şeytanlar a başladım, lisede okumuştum bu kitabı ama hiç bişey hatırlamıyorum hakkında. 40'lı sayfalardayım. sevgiler hepinize :KK200:
 
Mino nun siyah gülünü çok sevdim ama arkadaştan okuduğum için bırakıyorum kendime alıp devam edeceğim . Altını çizmek vs istiyorim.
Akşama ince mehmed lere başlarım inşallah

Kolay kolay kitapların altını çizmem ama bu kitapta benim de altını çizdiğim yerler vardı :KK200:
 
Hakan Günday__Az bitti.

Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.

İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.

Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.

Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.

____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.
 
Son düzenleme:
Hakan Günday__Az bitti.

Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.

İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.

Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.

Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.

____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.

Hakan Günday'ın ilk okuduğum kitabı Ziyan'dı. Kitabı bitirdiğim anı hala hatırlıyorum, dayak yemiş gibi olmuştum resmen, o nasıl bir sondu öyle. Kalemini de çok sevince tüm seriyi satın almaya başladım. Oğuz Atay'dan bahsettiği ya da alıntıladığı bir iki eseri daha var diye hatırlıyorum. Bir röportajında, "Bazı kitaplarda Hakan adında yan karakterler bulunuyor, o benim." demişti. Hakan Günday okuyup beğenen biri olduğunda sarılasım geliyor. :KK19:
 
Skosnob Skosnob bu da son canım. Köye ulaşım imkansız, ana yola cıktık dönüyoruz. Yoksa istedigin diğer fotolardan da atardim :KK66:

Buralardan böyle kızlar
Memleketimden hayat şartları manzaraları...
 

Eklentiler

  • FB_IMG_1485422018250-2.webp
    FB_IMG_1485422018250-2.webp
    13,8 KB · Görüntüleme: 44
Son düzenleme:
Tunaydın bayanlar
Malum çocuklarla sohbetinize katılamıyorum ama sadece sizi okumak bile iyi hissettiriyor kendimi...İyiki varsınız...
Tesla 28.sayfadayim
Martı -richard Bach bitti.
Martı yı lise başında okumuştum ,yanlış hatırlamıyorsam .Çok etkilenmemistim ,çokta özünü anlayamamıştım.belli yaşta tekrar okumak lazım kitapları ..
Ya sizi okudukça bende kıskanıyorum ,ince memed okuyasım var ama dün baktım hakkaten çok pahalıymıs..
Bir sonraki ortak okumalar hangi kitaplar olacak?Şimdiden almaya çalışayım bari:)
 
Hakan Günday__Az bitti.

Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.

İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.

Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.

Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.

____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.
Gizim ya bu yorumları word belgesinde topluyor musun ? Toplamiyorsan topla bayıldım ya lütfen sadece buralarda kalmasın . Alalım sade birlikte okuyalım canım
 
Hakan Günday__Az bitti.

Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.

İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.

Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.

Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.

____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.
Yorumlarını okumalara doyamam.:KK200:
 
Skosnob Skosnob bu da son canım. Köye ulaşım imkansız, ana yola cıktık dönüyoruz. Yoksa istedigin diğer fotolardan da atardim :KK66:

Buralardan böyle kızlar
Memleketimden hayat şartları manzaraları...

Neden gittiniz canım bu havada?
Teşekkür ederim bir de çaban için
 
__giz__ __giz__ yorumların gel beni oku diyor ama kitapla ilgili öğrenmek istemeyeceğim şeyler vardır belki diye gözüm korkuyor.Hakan Günday'a karşı inanılmaz ön yargılıyım ama şu yorumdan sonra okusam mı diye düşünmedim değil
Sev onu :)) dene bi kere
 
Back
X