Kitap Severlerin Buluşma Noktası ♥


Anlatılan hayatın içine ne kadar daldım, yazarın kelime dağarcığından neler öğrendim, karakterle birlikte parktaki o banka ben de oturabildim mi, başka bir arkadaşım okusun diye heyecanlandım mı, kitabı kapattıktan sonra üzerinde ne kadar düşündüm? Bu cümlelere verdiğim yanıtlarla eşleşiyor değeri benim için.
Örneğin Rus klasiklerinden çok az okudum, genelde sıkılıyorum. Şiir kitabı okumayı da çok sevmiyorum. Fakat buna rağmen okuduğum kitapların çoğunu beğenmişimdir, kütüphanemde olmasından gurur duyarım. İlla Nobel almış olması, çok satanlar listesinden inmemesi ya da klasikler arasında bulunması benim için edebi değeri yüksek olmuş olmuyor. Ama güzel bir soruydu. Cevap fırsatın için teşekkür ederim.
 

Edebi eser nedir sorusuna sanırım farklı açılardan bakarak farklı zamanlarda farklı cevaplar veririm. Şu an için tanımım galiba şöyle olurdu:
Benim için edebi eser içeriği, konuyu ele alış biçimi, üslubu ve dili ile insanın beyninü geliştiren, farklı bir bakış açısı sağlayan eserlerdir.

Daha gündelik konulardan ve olay kurgusuna dayanan eserler roman oluyor ikisini ayırmak bazen zor olsa da.

Ve bence sadece basit bir olay örgüsü içinde basit cümlelerden oluşan kitap görünümlü yazılar bütünü bu kategoriye girmiyor. Zaten onlara 'roman' da denemez. O safsatalar sadece insanın beynini uyuşturmak için var, böyle 'yazılar bütününü' okuyanlar kendilerini kitap okuyorum diye kandırmasınlar bence. Bi de saçma sapan bookstagram gibi sosyal hesaplar açıp bi halt okumuş gibi havalara giriyorlar, bizim ergen çocuklarımız da böyle bir bilinçsiz okuma ortamında ziyan oluyor. Kendini 'okur' olarak tanıtan kalitesiz bir okuma alışkanlığını sürdüren pek çok sosyal medya elemanını da genç beyinleri katlettikleri için kınıyorum.

''İnsan yeter ki okusun , ne okursa okusun'' fikrine kesinlikle katılmıyorum.

Konuyu biraz genişlettim kendi bakış açıma göre. Doğurmadan benim de katkım olsun istedim.
 
Canım kafa dağıtmaya binlerce roman var üstelik oldukça kaliteli. Beyin yakan kitap görünümlü şeyleri okumaya gerek yok zaten bizimki gibi yıllardır kitap okumaya emek vermiş insanların ağzına bile alması abes.
 
Edebi deger galiba biraz teknik bir konu. Kitap yazmak da yetenek haricinde cok calisma ve teknik bilgi gerektiriyor diye biliyorum. Aksi halde gunluk konusma dili ya da sansini cok zorlayan yazarciklar icin de ikinarak suslu cumle kurma yarisina donuyor. Nitekim bu bahsettigim iki turde de yazarlarimiz mevcuttur.
Sahsima gore bir kitabin degeri okuyucuya birsey katmasinda ve bunu yapis seklindedir.
Sizlerle boyle guzel bir ortak paydada bulusmus olmak gercekten cok guzel birsey benim icin. Zevklerimiz ve okumak hakkindaki dusuncelerimiz, hayatimizda yer alis sekli ortak.
O oyle yapti bu boyle yapti, vay atladilar aman asik oldular vs cok sığ buluyorum bu kitaplari. Zevk meselesi bir yerde ama madem kitap okuyorsun arada sana birsey katacak bir kitap okusana yahu derim. Dedikoduyu ne yapacaksin!
Ayni zamanda @algernonacicekler seninle ayni fikirdeyim yapi yapis kadin soyledir adam boyledirleri de sevmiyorum. Zaten genelde kadinlara yaziliyor. Cok samimiyetsiz ve sacma buluyorum. Ticari kitaplar hepsi.
Oh bea
 
Önünde saygıyla eğiliyorum.
 
Edebi kitap konusunda yorum yapacak kadar bilgili hissetmiyorum kendimi. İşin ehli kişiler yorum yapar bu konuya. Ama şu konuda katılıyorum sizlere, sürekli içeriği sadece kadın-erkek ilişkilerinden ibaret olan kitapları okumanın insana bişey katacağını düşünmüyorum, kitap okurken genellikle de kitabın bana bişey katmasını isterim.
Dönem dönem kafam çok yoğunken "kitabı elime alayım, hiç birşey düşünmek zorunda kalmayım, hatta aklımdaki düşünceleri alsın götürsün" diye düşündüğüm de oluyor tabi. Çünkü o tür kitapları okurken insanın hiç bişey düşünmesine gerek kalmıyor. Birileri sizin yerinize düşünmüş, kurgulamış, yaşamış gibi anlatmış. Önünüzde giriş-gelişme-sonuç hepsi duruyor.
Kafa dağıtmalık, çerezlik olarak tabir ettiğimiz bu tür kitaplar için de ufak bir araştırma yapıyorum mesela. İçinde az da olsa bilgi var mı diye. Kristin Hannah gibi. Evet çerezlik kitaplar yazıyor, ama içinde 2. dünya savaşı anlatabiliyor, bilmediğim ülkelerle ilgili ayrıntılar oluyor. Böyle olunca kendimi teselli ediyorum en azından birşey öğrendim diye. Zaten bu tür okuduğum da senede 2-3 tanedir.
Yalnız ne güzel kendimi savundum
O değil de işi bırakıp evde bunalım takılırken oturup Bir Genç Kızın Gizli Defteri serisini okuyacağım, şimdiden söylüyorum size, şaşırmayın
 
Kafa dağıtmak için hayvan çiftliği de okunabilir. Tatar çölü de okunabilir. En azından dolu kitaplar diye düşünüyorum

Hayvan çiftliğini hepimize okuttun zaten
Ama o dolu bir kitap kuzum. Yani kafam çok doluyken okuyup da anlamadan bitirip kaldırmak istemezdim o kitabı. Anlayarak sindirerek okuduğum için çok hoşuma gitti. Tekrar da okumak istediklerim arasında hatta.
 
arkadaşlar aranıza katılmak istiyorum.

Ne yapmam lazım??

Diğer topiğe baktım şimdi , günlük değil ayda okuduklarımızı yazıyoruz değil mi?
Merhaba hoşgeldiniz. Konunun birinci sayfasında kurallarımız yazıyor.
Bitirmiş olduğunuz kitapları bildirim topiğine bittikten sonra 1-hayvan çiftliği 2- tatar çölü gibi yazmanız lazım.
Bunun dışında bu konuda aktif olmanız ve hangi kitabı okuduğunuz kaçıncı sayfada olduğunuz tavsiye edip etmeyeceğiz vs vs gibi bildirimleri de yapmanız gerekiyor.. Mazeretiniz var ise konuya uğrayacak durumda değilseniz bunu belirtmeniz gerekiyor ki sizi listeden çıkarmayalım.
Keyifli okumalar.
 
günaydınlar
Körlük sayfa 121
işlerim çok yoğun iş yerinde okuyamıyorum ama inatla yanımda taşıyorum
evde de çok az okudum, sonra konsere gittik minerva1988 kadar olmasa da
Hu hu kimin konseri bakim. Dün en son kafam sisti sus duyesim vardı:)
 
Ben de senin gibiyim. Hele bu sene beynime acıyorum Çerez çerez okusam diyorum onlar bile elimde sürünüyor.
Kitap okurken tamamiyle odaklanamadığımda yazara ve kitaba haksızlık yapmak hoşuma gitmiyor. Çerezlere yöneliyorum.
Bu durumda da zihnimi aç hissediyorum uzun süredir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…