Arkadaşını çok iyi anlıyorum.Çünkü neredeyse birebir aynısını yaşadım.Hatta benimki nefesinin ömür boyu ensesinde olacağını, hayat şartları değişirse onunla evlenebileceğini bile söyledi. (Ki kadın evli çocuklu..Benimkine eşini de sevmediğini mecburi bi evlilik olduğunu söylemiş.)
Bu konuşmalara nasıl geldiğimizi de anlatayım.
Evimizde kuytu bir köşede bu hanımefendiye ait ufak tefek hatıraların ( mektup,sim kartlar, flashbellek, saç, vs )olduğu bir kutu var.Bunu bulduğumda ortaya döktüm, eski unutulmuş bir hatıra olduğunu söyledi.Ama bu hatıra kutusunu atmadı da, bana istersem atabileceğimi söyledi.Yine de eşimin hatırasıdır, bana düşmez atmak dedim ve atmadım, kaldırdım kuytu bir köşeye koydum.
4 ay kadar sonra internet geçmişinde facebook üzerinden benim evde olmadığım zamanlarda bu kadının profiline baktığını farkettim.Resminden tanıdım.İsmine dair hiçbir bilgim yoktu. Ne kadar üzülsem de ilk 3-4 seferinde lafını açmadım, ona da söylemedim. (Ne kadar kıskansam da sonuçta onun geçmişi ve bir araya gelmek için çok mücadele etmişler ama aşılamayan sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kalmışlar.Finali yaptıran da şehir değişikliği olmuş zaten.)
Yukarıda anlattığım şeyleri farketmemden 1 ay sonra, eşime çok ihtiyacım olduğunu fakat benden uzak olduğunu hissettiğim bir gün, iş dönüşü evde yalnız olduğumda yine internet geçmişini kurcaladım ve bu kadının profiline bakıldığını gördüm.Ben de profil resmini alıp ekrana duvarkağıdı yaptım. Eve gelip bunu farkettiğinde sinirlendi, monitörü yere attı, beni tartakladı..Kabus gibiydi.Eşim o kadını teşhis etmediğimi sanıyordu..Ama onun unuttuğu bir fotoğraf bulmuştum evde ve facete aynı kişi olduğunu hemen anladım.Tabi eşim bunu biliyor olmama şaşırdı, kızdı.
Gelelim sonrasına..Birşey değişmedi, eşimin düşünceleri de..Sadece dillendirmiyoruz.Biliyorum ki bunun çaresi yok..Sanırım erkekler, biz kadınlardan farklı olarak birini çooook sevince derinlerinde saklayıp unutmuyorlar...En büyük aşkı ben olmadığını biliyorum neticede..(onunsa benim en büyük aşkım olduğunu hissediyorum)
Çok uzattım ama sonuç olarak fikrimi söyleyeyim..
Sorunlarımız bu konudan ibaret değil..Arkadaşınızın da belki ilişkisinde farklı sorunları da vardır. Bunlar birikiyor birikiyor sevgiyi bitirmese de inancımızı ,güvenimizi bitiriyor. Zayıf olduğumuzda üzülmekten başka birşey yapamıyoruz..Ama psikolojimizin güçlü olduğu ve bu durumun sürdüğü bir anda çürüyen bir kol gibi kesilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de bu adamlar öyle zampara adamlar da olmuyor.Çok iyi birer insandırlar, akıllıdırlar,ilgilidirler, bir sürü iyi özellikleri daha vardır...Yine de bunlar vazgeçmeye engel değil.Çünkü içimizdeki yaraların kökleri o kadar derinde ki..Acısı hep orda duruyor.
Arkadaşınızın gücü varsa terketsin. Ama belli ki bir süre sonra eşine geri dönücek..Başka bir olay olduğunda bu da üstüne eklenip mutsuzluklar büyüyecek. Gerisi bitmeyen bir yalnızlık hissi..Yazdıkça bile midem bulandı.Sorunun hala içimde aynı yerde olduğunu hissettim.
Bazen sevmek de yetmiyor.inceldiği yerden kopar heralde..