- 12 Temmuz 2006
- 2.779
- 183
Hükümdarlar tahttan indirilebilir. Ama gerçek bir hükümdar, asla İngiltere Kralı VIII. Edward veya Rus Çarı II. Nikolay gibi feragat etmez; taht üzerindeki haklarından hiçbir zaman vazgeçmez. İyi bir strateji oluşturur, mücadele eder, sabırlı ve akıllı davranırsa, tacını geri alabilir. Günümüzün hükümdarları olan CEO’lar sık sık kovuluyor. Ama bazıları pes etmiyor, yeniden tepeye tırmanıyor. ABD’de yeni yayınlanan "Firing Back" adlı kitap şirket krallarına tahtlarını yeniden nasıl kazanacaklarının yollarını anlatıyor.
Çokuluslu büyük şirketlerde CEO’lar çok yüksek ücretler alıyor ama çok sık da kapının önüne konuyorlar.
Jeffrey Sonnenfeld ve Andrew Ward’ın kaleme aldığı "Firing Back" (Karşı Ateş) adlı kitap, işten atılan bu CEO’lara yeniden eski statülerine kavuşmak için hangi adımları atmaları gerektiğini anlatıyor. Daha önce "The Hero’s Farewell" (Kahramanın Vedası) adlı bir kitapta CEO’ların kovuluşunu anlatan Yale Üniversitesi Chief Executive Leadership Enstitüsü’nün başkanı Jeffrey Sonnenfeld, "Firing Back"in bir devam kitabı olduğunu belirtiyor. Sonnenfeld’e göre liderlik eğitimlerinde ciddi bir boşluk var; tahttan düşenlere o tahtı yeniden elde edebilmek için neler yapmaları gerektiğini anlatan hiç bir çalışma yok. Bu konudaki tek kaynak, emlak kralıyken iflas ettikten sonra "Çırak" adlı reality şovla bir TV starı olarak geri dönen Donald Trump’ın 1997’de bestseller olan kitabı "Trump: The Art of the Comeback."
Zaten Donald Trump’ın hikayesi de, "Firing Back"de ele alınan vakalardan biri. Kitapta ayrıca hapse girip çıkan ABD’nin mutfak ve ev kraliçesi Martha Stewart, 1989’da yolsuzluk yaptığı için hapse atılan, serbest bırakıldıktan sonra kendisini "sermaye piyasalarının en büyük inovatörü" olarak lanse eden Michael Milken’ın, işlerinden atılıp sonra yatırım bankalarının başına geçen Jamie Dimon ve John Mack gibi ünlü Wall Street bankerlerinin hikayeleri de yer alıyor.
Nietzsche’nin en ünlü sözü olan "Beni öldürmeyen güçlendirir" şiarı, bu yılmayan CEO’lar için çok uygun. Ancak kitap, sadece aforizmalardan oluşmuyor. Yazarlar, işlerinden atılan ama sonra eskisinden de daha iyi işler bulan CEO’ların yaşadığı olayları detaylarıyla aktarıyor. Yazarlar işten atılan CEO’lara beş adımlık bir plan da tavsiye ediyorlar. İşte kitapta yer alan örneklerden ikisi...
KİTAPTAKİ PLAN BEŞ ADIMDA YENİDEN ZİRVEYE
1. Kaçma, savaş: Maruz kaldığın baskıları reddetme, onları olumlu yönde yeniden yönet.
2. Başkalarını da savaşa kat: Seninle birlikte zarara uğrayan kurbanlarla ilgilen.
3. Kahraman statüsünü yeniden inşa et: Düşmanının gerçek yüzünü herkese açıkla.
4. Gücünü kanıtla: Yeniden çevrenin güvenini kazan.
5. Kahramanlık misyonunu yeniden keşfet: Geçmişi temizle, geleceği planla.
Patronun kızını terfi ettirmeyince atıldı
James (Jamie) Dimon (51) New York doğumlu. Büyükbabası, İzmir’den 1922’de kaçıp ABD’ye yerleşmiş Anadolulu bir Rum. Çok parlak bir eğitimi olan Jamie Dimon, Goldman Sachs veya Morgan Stanley gibi büyük bankerlerin yanında çalışacakken, o sıralar American Express’te yönetici olan Sandy Weill’den aldığı asistanlık teklifini kabul ediyor. Üç yıl birlikte çalışıyorlar, sonra Sandy Weill bir kavga sonucu American Express’ten ayrılıyor, Dimon da onu izliyor. İkisi Commercial Credit adlı bir finans şirketine geçip bu küçük firmayla finans dünyasının tepesine yükselmek için yola çıkıyorlar. Ayrılmaz ikili, ardarda yaşanan birleşme ve satınalmalarla 1998’de dünyanın en büyük finans şirketlerinden biri olan Citigroup’u oluşturuyorlar. Bu nefes kesici yolculukta asıl lider Weill. Ama Jamie Dimon da dahi çocuk olarak parlıyor. Sonra 1998’de Dimon aniden Citigroup’tan ayrılıyor. İddialara göre bunun sebebi nepotizm: 1997’de Sandy Weill’in kızı Jassica M. Bibliowicz’e istediği terfiyi vermediği için kızın babasıyla arasında patlak veren büyük kavga, Dimon’ın bir yıl sonra işten ayrılmasına neden oluyor.
Bu olaydan sonra Jamie Dimon prestijini yeniden kazanmak için bilinçli bir kampanya yürütüyor. Birkaç yıl sonra bir röportajda, Sandy Weill tarafından kovulduğunu açıkça söylüyor ama eski patronuna övgüler düzüyor: "Sandy ile birlikte çalışmamın nedeni, onu sevmemdi. Çok gerçekçi ve alçakgönüllüdür. Sekreterler, şoförler ve memurlarla nasıl konuşuyorsa, herkesle de aynı mantıklı, sağduyulu şekilde konuşur." Bundan önemlisi, Jamie Dimon, atıldıktan bir yıl sonra eski patronunu görmeye gidiyor. "Bu olayı bir an önce geride bırakmak istiyordum" diye anlatıyor. "Çünkü yeniden harekete geçmeliydim. Hatalar yapmıştım. Kısmen sorumlu olduğumu kabul ediyorum."
İşte bu itiraflar (ama belli bir dozda; tüm suçu üzerine alarak değil), Jamie Dimon’ın ileri doğru bir adım atmasını sağlıyor. Dimon 2000’de ABD’nin en büyük beşinci bankası Bank One’ın CEO’su oluyor, 2004’te bu bankayı satın alan J. P. Morgan Chase’in başkanlığına getiriliyor.
Tacını bir değil iki kere kaybetti
Robert Nardelli (59), 1971’de genç bir mühendis olarak General Electric şirketine giriyor. Kısa sürede, bu şirketin efsanevi CEO’su Jack Welch’in en yakın yardımcısı oluyor; hatta ona "Küçük Jack" deniyor. Jack Welch, General Electric’nin başkanlık ve CEO’luk koltuğundan ayrılacağı sırada, kendi yerine geçecek kişileri üç adayın arasından seçeceğini kamuya açıklıyor. Bu adaylardan biri de Nardelli. Ancak, çok hırslı bir insan olan Nardelli, bu adaylardan Jeff Immelt karşısında yenilince büyük bir hayal kırıklığına uğruyor ve General Electric’ten istifa ediyor. O sırada Nardelli’ye arkadaşı Kenneth Langone destek veriyor. Büyük perakende zinciri Home Depot’un kurucusu olan Langone’nin de başı New York sermaye piyasası kuruluyla derde girmiş ama şöhretini yeniden kazanmayı başarmış. İşten atılan arkadaşlarına tavsiyelerde bulunurken hep şu cümleyi kullanıyor: "Evet, popona tekmeyi yedin ama bir altın mahmuzla!"
2000 yılında Kenneth Langone’nin isteğiyle, Robert Nardelli Home Depot şirketinin CEO’su oluyor. Bütün hırsıyla işe sarılıyor ve şirketin gelirlerini beş yılda 45.7 milyar dolardan 81.5 milyar dolara çıkarıyor. İşte "Firing Back" adlı kitapta Nardelli’nin General Electric bozgunundan sonra yeniden büyük bir şirketin tepesine tırmanışı iyi bir örnek olarak veriliyor. Ancak ne yazık ki, kitap baskıya girdikten sonra geçen ocak ayında beklenmedik bir gelişme oluyor; Nardelli Home Depot’un CEO’luğundan da atılıyor. Belki bu kitap ona üçüncü kez tepeye tırmanmak için iyi bir rehber olabilir.
Çokuluslu büyük şirketlerde CEO’lar çok yüksek ücretler alıyor ama çok sık da kapının önüne konuyorlar.
Jeffrey Sonnenfeld ve Andrew Ward’ın kaleme aldığı "Firing Back" (Karşı Ateş) adlı kitap, işten atılan bu CEO’lara yeniden eski statülerine kavuşmak için hangi adımları atmaları gerektiğini anlatıyor. Daha önce "The Hero’s Farewell" (Kahramanın Vedası) adlı bir kitapta CEO’ların kovuluşunu anlatan Yale Üniversitesi Chief Executive Leadership Enstitüsü’nün başkanı Jeffrey Sonnenfeld, "Firing Back"in bir devam kitabı olduğunu belirtiyor. Sonnenfeld’e göre liderlik eğitimlerinde ciddi bir boşluk var; tahttan düşenlere o tahtı yeniden elde edebilmek için neler yapmaları gerektiğini anlatan hiç bir çalışma yok. Bu konudaki tek kaynak, emlak kralıyken iflas ettikten sonra "Çırak" adlı reality şovla bir TV starı olarak geri dönen Donald Trump’ın 1997’de bestseller olan kitabı "Trump: The Art of the Comeback."
Zaten Donald Trump’ın hikayesi de, "Firing Back"de ele alınan vakalardan biri. Kitapta ayrıca hapse girip çıkan ABD’nin mutfak ve ev kraliçesi Martha Stewart, 1989’da yolsuzluk yaptığı için hapse atılan, serbest bırakıldıktan sonra kendisini "sermaye piyasalarının en büyük inovatörü" olarak lanse eden Michael Milken’ın, işlerinden atılıp sonra yatırım bankalarının başına geçen Jamie Dimon ve John Mack gibi ünlü Wall Street bankerlerinin hikayeleri de yer alıyor.
Nietzsche’nin en ünlü sözü olan "Beni öldürmeyen güçlendirir" şiarı, bu yılmayan CEO’lar için çok uygun. Ancak kitap, sadece aforizmalardan oluşmuyor. Yazarlar, işlerinden atılan ama sonra eskisinden de daha iyi işler bulan CEO’ların yaşadığı olayları detaylarıyla aktarıyor. Yazarlar işten atılan CEO’lara beş adımlık bir plan da tavsiye ediyorlar. İşte kitapta yer alan örneklerden ikisi...
KİTAPTAKİ PLAN BEŞ ADIMDA YENİDEN ZİRVEYE
1. Kaçma, savaş: Maruz kaldığın baskıları reddetme, onları olumlu yönde yeniden yönet.
2. Başkalarını da savaşa kat: Seninle birlikte zarara uğrayan kurbanlarla ilgilen.
3. Kahraman statüsünü yeniden inşa et: Düşmanının gerçek yüzünü herkese açıkla.
4. Gücünü kanıtla: Yeniden çevrenin güvenini kazan.
5. Kahramanlık misyonunu yeniden keşfet: Geçmişi temizle, geleceği planla.
Patronun kızını terfi ettirmeyince atıldı
James (Jamie) Dimon (51) New York doğumlu. Büyükbabası, İzmir’den 1922’de kaçıp ABD’ye yerleşmiş Anadolulu bir Rum. Çok parlak bir eğitimi olan Jamie Dimon, Goldman Sachs veya Morgan Stanley gibi büyük bankerlerin yanında çalışacakken, o sıralar American Express’te yönetici olan Sandy Weill’den aldığı asistanlık teklifini kabul ediyor. Üç yıl birlikte çalışıyorlar, sonra Sandy Weill bir kavga sonucu American Express’ten ayrılıyor, Dimon da onu izliyor. İkisi Commercial Credit adlı bir finans şirketine geçip bu küçük firmayla finans dünyasının tepesine yükselmek için yola çıkıyorlar. Ayrılmaz ikili, ardarda yaşanan birleşme ve satınalmalarla 1998’de dünyanın en büyük finans şirketlerinden biri olan Citigroup’u oluşturuyorlar. Bu nefes kesici yolculukta asıl lider Weill. Ama Jamie Dimon da dahi çocuk olarak parlıyor. Sonra 1998’de Dimon aniden Citigroup’tan ayrılıyor. İddialara göre bunun sebebi nepotizm: 1997’de Sandy Weill’in kızı Jassica M. Bibliowicz’e istediği terfiyi vermediği için kızın babasıyla arasında patlak veren büyük kavga, Dimon’ın bir yıl sonra işten ayrılmasına neden oluyor.
Bu olaydan sonra Jamie Dimon prestijini yeniden kazanmak için bilinçli bir kampanya yürütüyor. Birkaç yıl sonra bir röportajda, Sandy Weill tarafından kovulduğunu açıkça söylüyor ama eski patronuna övgüler düzüyor: "Sandy ile birlikte çalışmamın nedeni, onu sevmemdi. Çok gerçekçi ve alçakgönüllüdür. Sekreterler, şoförler ve memurlarla nasıl konuşuyorsa, herkesle de aynı mantıklı, sağduyulu şekilde konuşur." Bundan önemlisi, Jamie Dimon, atıldıktan bir yıl sonra eski patronunu görmeye gidiyor. "Bu olayı bir an önce geride bırakmak istiyordum" diye anlatıyor. "Çünkü yeniden harekete geçmeliydim. Hatalar yapmıştım. Kısmen sorumlu olduğumu kabul ediyorum."
İşte bu itiraflar (ama belli bir dozda; tüm suçu üzerine alarak değil), Jamie Dimon’ın ileri doğru bir adım atmasını sağlıyor. Dimon 2000’de ABD’nin en büyük beşinci bankası Bank One’ın CEO’su oluyor, 2004’te bu bankayı satın alan J. P. Morgan Chase’in başkanlığına getiriliyor.
Tacını bir değil iki kere kaybetti
Robert Nardelli (59), 1971’de genç bir mühendis olarak General Electric şirketine giriyor. Kısa sürede, bu şirketin efsanevi CEO’su Jack Welch’in en yakın yardımcısı oluyor; hatta ona "Küçük Jack" deniyor. Jack Welch, General Electric’nin başkanlık ve CEO’luk koltuğundan ayrılacağı sırada, kendi yerine geçecek kişileri üç adayın arasından seçeceğini kamuya açıklıyor. Bu adaylardan biri de Nardelli. Ancak, çok hırslı bir insan olan Nardelli, bu adaylardan Jeff Immelt karşısında yenilince büyük bir hayal kırıklığına uğruyor ve General Electric’ten istifa ediyor. O sırada Nardelli’ye arkadaşı Kenneth Langone destek veriyor. Büyük perakende zinciri Home Depot’un kurucusu olan Langone’nin de başı New York sermaye piyasası kuruluyla derde girmiş ama şöhretini yeniden kazanmayı başarmış. İşten atılan arkadaşlarına tavsiyelerde bulunurken hep şu cümleyi kullanıyor: "Evet, popona tekmeyi yedin ama bir altın mahmuzla!"
2000 yılında Kenneth Langone’nin isteğiyle, Robert Nardelli Home Depot şirketinin CEO’su oluyor. Bütün hırsıyla işe sarılıyor ve şirketin gelirlerini beş yılda 45.7 milyar dolardan 81.5 milyar dolara çıkarıyor. İşte "Firing Back" adlı kitapta Nardelli’nin General Electric bozgunundan sonra yeniden büyük bir şirketin tepesine tırmanışı iyi bir örnek olarak veriliyor. Ancak ne yazık ki, kitap baskıya girdikten sonra geçen ocak ayında beklenmedik bir gelişme oluyor; Nardelli Home Depot’un CEO’luğundan da atılıyor. Belki bu kitap ona üçüncü kez tepeye tırmanmak için iyi bir rehber olabilir.
