aynen!Çok teşekkür ederim. Bu sene hedefim her anlamda hafiflemek. Az ve öz eşyalı bir evde yaşamak, daha az şeye (kıyafet, kozmetik vs) ihtiyaç duymak, daha az parayla yaşamak, doğru besinlerle beslenip istediğim kiloya inmek gibi. Umarım başarabilirim.
kitabı okumama rağmen bütün bunları son 4-5 senedir sürekli yapıyorum.
belirli aralıklarla garanti belgeleri vs ayırıyoum. garanti belgesine artık ihtiyaç duyulmuyor. fatura saklıyorum. bunun için sunum dosyam var.ona düzenli şekilde yerleştirdim. bu sunum dosyası ve hastane evraklarını vs de laptop çantası vardı evde fazla ona koydum
ilaçları ara sıra son kullanma tarihine göre ayırıyorum. 1-2 yılda bir.
kıyafet almıyorum ancak annemler vs çocuklara çok alıyor. etiketini koparmadan kaldırıyorum bazılarını. bunları da bir bahane bulup bir yere hediye götürüyorum. çocuklara ihtiyacından fazla kıyafet de evi içinde fazlalık yapıyor.
mutfak eşyalarımın tamamını kullanıyorum.
kettle vs mutfak tezgahımda hiç bir şey yok.
evde çocukların oyuncaklarının kumandaları, şarj kabloları bir kutu içerinde. akşama foto atarım.
evde ıvır zıvırları düzenli olarak atarım.
ancakkkkkkk ben attıkça eşim her gün sürekli kıyafet alır kendine.
cep telefonu aldıysa çeşit çeşit şarj aletleri alırdı. evde samsung için olan standart şarj aletlerinden bir sürü vardı dagıttım.
20 tane kadar (abartmıyorum) flash bellek var. yok bunun rengi güzel, bu cepte kolay taşınıyor, bu arabalı vs aldıkça alıyor
telefon alır bir sürü kılıf alır.
dün adam gitti iphone 7 aldı. ödemesini yaptı, telefon 10 gün sonra gelecekmiş vatana. 10 gün uyuyamaz.
evde 2 tane bozuk laptop var. ara ara açar tamir eder. birinin bozulma nedeni içini açması
bir tane iş yeri vermişti, inceliğini çok beğenip bir tane de kendi aldı. neyse evde sağlam bir tane kaldı. diğer yeniyi kardeşime gönderdim.
tatilden, otelden nefret eder, çocuk havuz istese dahi gitmez ama teknolojiye nefsi çok yenik düşer.
kendisini de hemen savunur, görsen sütten çıkmış ak kaşık. ama ben sigara içmiyorum. başkasının sigaraya verdiği parayı harcıyorum. içkim, sigaram yok der.
ben takıntı haline getirdim evden illaki bir şey atacağım. bir çorap, bir toka olur. bir şey gidecek.
insanlar bugün Allah için ne yaptın diye sorarlar kendine
ben bugün evden ne attın diye soruyorum kendime
bir süpürge, bir kilim evde oturmak istiyorum :)
dün akşam bir arkadaş geldi. ne kadar ferah sade bir evin var dedi. o arkadaş kendi süslü, evi sade birisi. çok hoşuma gitti deyip durdu.
ayırdıgım her şeyi de uydun bir şekilde dağıytıyorum. ama annem bir geliyor torbalar dolusu kıyafet, oyuncak vs.
artık almayın diye tartışma çıkıyor evde.
eşyalarım da genelde parama göre kaliteli olduğunu düşündüğüm, sade mobilyalardan. kelebek, tepe gibi markalar
benim asla tarzım değil avangard mobilyalar, tozuyla pisliğiyle ugraşamam
masalar ve konsollarımın üstü bomboş, çocuklar zaten masa tepesinde, komidin üstlerinde olduğunda daa bu yaşam kafamın rahat olmasını sağlıyor.
ortada bir bardak kaldıysa mutlaka çocuk kırar, dökülür. mutlaka bir temizlik işi çıkar. o yuzden ortada bir şey bırakmam.
bu da ev içinde sürekli koşturmaca halinde olmama neden oluyor.
çantamın içini sürekli düzeltirim, ayıklarım. çanta ben de çok severim. ancak hep aynı çanta değiştirmek çok zor geliyor.
insanlar ev hediyesi olarak genelde nevresim takımı gibi ihtiyaç alırım. bana gelen süs eşyalarını kullanmam, evimin duvarını delemem, mobilyama tarzıma uymaz. eğer bir eve akşam yemeğe, çaya davetliysek 30 tl ye pasta, tatlı alacagıma o fiyata dediğim gib inevresim alırım. ya da çocuguna bir sweet falan götürürüm ki aile zaten tüm ikramlıkları hazırlamış olur. geçen biri aradı çaya gelin dedi. esse de tek kişilik pike takımı alıp kenara koymuştum. 35 tl. onu götürdüm. tatlı alsan belki daha fazla ama işe yarar. bana gelen tablo türünden hediyelere hele gıcık oluyorum. ben ne kirada otururken, ne de kendi evimde duvar delmem
sade yaşam deyince çok hoşuma gidiyor. hemen uzun uzun yazıyorum. çevreme de anlatıyorum. örnek olsun ki bu kapitalizm tuzagına düşmeyelim :) bakıcım senin ev ne güzel gereksiz şey yok diyordu. bir gün geldi evdeki gümüşlüğü attım. oh ne güzel ferahladı. eşime de sertssesiz hanımın evi hep böyle dedim diyor.
eşyanın kölesi olmaktan çıkalım ki para biriktirelim. birbirimize hava atacağız diye hayatı kendimize zorlaştırmayalım.
artık....... susuyorum. 3 aylık konutum. öğleden sonra iş yerimin dışında olacagım. biraz yorulacagım bakalım.
A haberi yok ama tahmin ediyo .. geçenler de 2500 tl çıkardım verdim adam şokeşinin bunlardan haberi var mı? paranı neden bankada tutmuyorsun. maşaallah bu arada Allah daha çok versin
Bizimde bahsettiğimiz bu canım. Sırf eli boş gitmemek için gerekli gereksiz şeyler almıyoruz. KArşı tarafında işine yarayabilecek şeyler götürüyoruz. Bu kimi için bir nevresim, kimi için tatlı, kimi için bir bez duruma göre değişiyorbirine misafirliğe gitmekten bahsetmişsiniz.. ben her zaman eşimle ilk defa biyere gidiyorsam, yada bişey hayırlamaya, yada özel birgün ise mutlaka güzel bir pasta- tatlı yaptırır götürürüz. bence bu karşı tarafa verdiğin kıymeti gösterir. ama bir baktım karşı taraf ya eli boş geliyor (bunu yapanda yeni evlenmişim evime ilk defa gelen kaynım ve eşi) yada uyduruk hediyelerle ( üzerinde etileti kalmıştı 8 liralık havlu) geliyorlar tepemin tası attı. her gelen havlu getirdi ya bari onu kaliteli alın. nerdeyse havlu dükkanı açacaktım. ya bana değer vermiyorsan gelme yada geliyorsan paranı bi kıy ya. yanlış anlaşılmasın pahalı bişeylerden bahsetmiyorum ama en azından düşünülmüş, özenilmiş bişeyler olabilir.
bundan sonra ben de öyle olmaya karar verdim. millet gözünü açmış öyle gelmeye utanmıyorsa ben de utanmicam artık.
birine misafirliğe gitmekten bahsetmişsiniz.. ben her zaman eşimle ilk defa biyere gidiyorsam, yada bişey hayırlamaya, yada özel birgün ise mutlaka güzel bir pasta- tatlı yaptırır götürürüz. bence bu karşı tarafa verdiğin kıymeti gösterir. ama bir baktım karşı taraf ya eli boş geliyor (bunu yapanda yeni evlenmişim evime ilk defa gelen kaynım ve eşi) yada uyduruk hediyelerle ( üzerinde etileti kalmıştı 8 liralık havlu) geliyorlar tepemin tası attı. her gelen havlu getirdi ya bari onu kaliteli alın. nerdeyse havlu dükkanı açacaktım. ya bana değer vermiyorsan gelme yada geliyorsan paranı bi kıy ya. yanlış anlaşılmasın pahalı bişeylerden bahsetmiyorum ama en azından düşünülmüş, özenilmiş bişeyler olabilir.
bundan sonra ben de öyle olmaya karar verdim. millet gözünü açmış öyle gelmeye utanmıyorsa ben de utanmicam artık.
Sen var ya sennn...:)günaydın arkadaşlar...
Akdeniz, Karadeniz muhabbeti olduğunu görünce, işi gücü bırakıp klavyenin tuşlarında buldum parmaklarımı... :))
eşi Mersin li kendi Trabzon lu olan birinden de bu beklenirdi sanırım... :)
herkese kolay gelsin... hayırlı,bereketli,helalinden bol kazançlı bir gün olsun inşallah hepimiz için...
ha bu arada unutmadan, güne kahveyle de, kahvesiz de başlasa gergin olanlara da selam olsun...Rabbim kolaylıklar versin...
Sen var ya sennn...:)
cansın can...sana da selamlar olsun buradan...kahvemi içtim, gergin miyim? yok değilim vallahi :)
herkes öyle düşünse keşke..Bizimde bahsettiğimiz bu canım. Sırf eli boş gitmemek için gerekli gereksiz şeyler almıyoruz. KArşı tarafında işine yarayabilecek şeyler götürüyoruz. Bu kimi için bir nevresim, kimi için tatlı, kimi için bir bez duruma göre değişiyor
kesinlikle.. annem de öyle söylüyor sen doğrusunu yap diyor ama yapınca da kendimi enayi gibi hissediyorum.bence onlar gibi olup seviyelerine inme, senden öğrensinler nerde nasıl davranılıp, nereye ne götüreleceğini....
ben kendi kardeşim olsun, komşum olsun hiç farketmez, hiç bir yere boş gitmem ve dediğin gibi, özenirim...
ha sevip değer vermediğim insanın evine zaten gitmem...
Ben de yeni evlendiğimde her gelen ya dantelli havlu ya kahve fincanı ya da borcam getirdi. Bi ara saydım evde tam 15 adet 6 kişilik kahve fincanı takımı vardı. Hepsini başkalarına hediye götürdüm. Ben genelde ziyarete giderken saksı çiçek alıyorum ya da yapay çiçekler var, gerçek gibi gözüken. Onlardan alıyorum.birine misafirliğe gitmekten bahsetmişsiniz.. ben her zaman eşimle ilk defa biyere gidiyorsam, yada bişey hayırlamaya, yada özel birgün ise mutlaka güzel bir pasta- tatlı yaptırır götürürüz. bence bu karşı tarafa verdiğin kıymeti gösterir. ama bir baktım karşı taraf ya eli boş geliyor (bunu yapanda yeni evlenmişim evime ilk defa gelen kaynım ve eşi) yada uyduruk hediyelerle ( üzerinde etileti kalmıştı 8 liralık havlu) geliyorlar tepemin tası attı. her gelen havlu getirdi ya bari onu kaliteli alın. nerdeyse havlu dükkanı açacaktım. ya bana değer vermiyorsan gelme yada geliyorsan paranı bi kıy ya. yanlış anlaşılmasın pahalı bişeylerden bahsetmiyorum ama en azından düşünülmüş, özenilmiş bişeyler olabilir.
bundan sonra ben de öyle olmaya karar verdim. millet gözünü açmış öyle gelmeye utanmıyorsa ben de utanmicam artık.
Benim eşimin de tamir malzemesi takıntısı var. Evi yıkıp baştan inşaat edebilecek kadar malzeme var. Gördükçe deli oluyorum.kitabı okumama rağmen bütün bunları son 4-5 senedir sürekli yapıyorum.
belirli aralıklarla garanti belgeleri vs ayırıyoum. garanti belgesine artık ihtiyaç duyulmuyor. fatura saklıyorum. bunun için sunum dosyam var.ona düzenli şekilde yerleştirdim. bu sunum dosyası ve hastane evraklarını vs de laptop çantası vardı evde fazla ona koydum
ilaçları ara sıra son kullanma tarihine göre ayırıyorum. 1-2 yılda bir.
kıyafet almıyorum ancak annemler vs çocuklara çok alıyor. etiketini koparmadan kaldırıyorum bazılarını. bunları da bir bahane bulup bir yere hediye götürüyorum. çocuklara ihtiyacından fazla kıyafet de evi içinde fazlalık yapıyor.
mutfak eşyalarımın tamamını kullanıyorum.
kettle vs mutfak tezgahımda hiç bir şey yok.
evde çocukların oyuncaklarının kumandaları, şarj kabloları bir kutu içerinde. akşama foto atarım.
evde ıvır zıvırları düzenli olarak atarım.
ancakkkkkkk ben attıkça eşim her gün sürekli kıyafet alır kendine.
cep telefonu aldıysa çeşit çeşit şarj aletleri alırdı. evde samsung için olan standart şarj aletlerinden bir sürü vardı dagıttım.
20 tane kadar (abartmıyorum) flash bellek var. yok bunun rengi güzel, bu cepte kolay taşınıyor, bu arabalı vs aldıkça alıyor
telefon alır bir sürü kılıf alır.
dün adam gitti iphone 7 aldı. ödemesini yaptı, telefon 10 gün sonra gelecekmiş vatana. 10 gün uyuyamaz.
evde 2 tane bozuk laptop var. ara ara açar tamir eder. birinin bozulma nedeni içini açması
bir tane iş yeri vermişti, inceliğini çok beğenip bir tane de kendi aldı. neyse evde sağlam bir tane kaldı. diğer yeniyi kardeşime gönderdim.
tatilden, otelden nefret eder, çocuk havuz istese dahi gitmez ama teknolojiye nefsi çok yenik düşer.
kendisini de hemen savunur, görsen sütten çıkmış ak kaşık. ama ben sigara içmiyorum. başkasının sigaraya verdiği parayı harcıyorum. içkim, sigaram yok der.
ben takıntı haline getirdim evden illaki bir şey atacağım. bir çorap, bir toka olur. bir şey gidecek.
insanlar bugün Allah için ne yaptın diye sorarlar kendine
ben bugün evden ne attın diye soruyorum kendime
bir süpürge, bir kilim evde oturmak istiyorum :)
dün akşam bir arkadaş geldi. ne kadar ferah sade bir evin var dedi. o arkadaş kendi süslü, evi sade birisi. çok hoşuma gitti deyip durdu.
ayırdıgım her şeyi de uydun bir şekilde dağıytıyorum. ama annem bir geliyor torbalar dolusu kıyafet, oyuncak vs.
artık almayın diye tartışma çıkıyor evde.
eşyalarım da genelde parama göre kaliteli olduğunu düşündüğüm, sade mobilyalardan. kelebek, tepe gibi markalar
benim asla tarzım değil avangard mobilyalar, tozuyla pisliğiyle ugraşamam
masalar ve konsollarımın üstü bomboş, çocuklar zaten masa tepesinde, komidin üstlerinde olduğunda daa bu yaşam kafamın rahat olmasını sağlıyor.
ortada bir bardak kaldıysa mutlaka çocuk kırar, dökülür. mutlaka bir temizlik işi çıkar. o yuzden ortada bir şey bırakmam.
bu da ev içinde sürekli koşturmaca halinde olmama neden oluyor.
çantamın içini sürekli düzeltirim, ayıklarım. çanta ben de çok severim. ancak hep aynı çanta değiştirmek çok zor geliyor.
insanlar ev hediyesi olarak genelde nevresim takımı gibi ihtiyaç alırım. bana gelen süs eşyalarını kullanmam, evimin duvarını delemem, mobilyama tarzıma uymaz. eğer bir eve akşam yemeğe, çaya davetliysek 30 tl ye pasta, tatlı alacagıma o fiyata dediğim gib inevresim alırım. ya da çocuguna bir sweet falan götürürüm ki aile zaten tüm ikramlıkları hazırlamış olur. geçen biri aradı çaya gelin dedi. esse de tek kişilik pike takımı alıp kenara koymuştum. 35 tl. onu götürdüm. tatlı alsan belki daha fazla ama işe yarar. bana gelen tablo türünden hediyelere hele gıcık oluyorum. ben ne kirada otururken, ne de kendi evimde duvar delmem
sade yaşam deyince çok hoşuma gidiyor. hemen uzun uzun yazıyorum. çevreme de anlatıyorum. örnek olsun ki bu kapitalizm tuzagına düşmeyelim :) bakıcım senin ev ne güzel gereksiz şey yok diyordu. bir gün geldi evdeki gümüşlüğü attım. oh ne güzel ferahladı. eşime de sertssesiz hanımın evi hep böyle dedim diyor.
eşyanın kölesi olmaktan çıkalım ki para biriktirelim. birbirimize hava atacağız diye hayatı kendimize zorlaştırmayalım.
artık....... susuyorum. 3 aylık konutum. öğleden sonra iş yerimin dışında olacagım. biraz yorulacagım bakalım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?