- 1 Mart 2010
- 45.504
- 116.381
- 1.123
Allah kabul eylesin kuzuMübarek gün Rabbim bana oku dedi.
Bikaç gündür listemde kısa Esmalar vardı,80-100 tane sayılar
Bugun El-Ahir 801
El-Zahir 1106 çektim.
Daha da çekerim ins aksm.
Bide Yasin okucam insallah![]()
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Allah kabul eylesin kuzuMübarek gün Rabbim bana oku dedi.
Bikaç gündür listemde kısa Esmalar vardı,80-100 tane sayılar
Bugun El-Ahir 801
El-Zahir 1106 çektim.
Daha da çekerim ins aksm.
Bide Yasin okucam insallah![]()
Saolasın bacım AminAllah kabul eylesin kuzu


Sakın 2 ayda olmuyor kafasına girme,belki 1 yılda olacak belki 3 ayda kuzum..
İlk yıl evlilik kabus gibidr hep derim.
Benim esim dünyadaki tek kadın benim,ve onsuz sokağa cıkıyorm gibi davranıyordu1 yılda astık.
Ayrı yatma sen yinede..Ben saf gider yatardım yanınaYalnız uyuyamam.1-2 böyle oldu sıonra sen yalnız uyuyamazsın diye o geliyor
Böyle böyle öğreniyor insan evliliği..
çok güzel paylaştığın yazı sağolSeni Çok Sevdim Ya RasûlAllah
Altı yaşında iken, anneciğinin taptaze mezarına kapanıp ağlayışına hiç kıyamadım, ben de ağladım, ama sevdim.
Herkes canını verecek kadar seni severken, kimseye yük olmamak için, kendi işini kendin yapışını sevdim.
Başının ağrıdığını öğrendiğimde, başımın ağrısını sevdim.
Kuşu ölen çocuğun evine taziyeye gittiğinde… Anne ve yavru köpekler için koskoca ordunun yolunu değiştirdiğinde, merhameti sevdim, hayvanları sevdim..
“Benim çocuğum yok, ardımdan okuyacak kimse olmayacak” diye ağlayan Hz. Bilal’i, “Üzülme! Ümmeti Muhammed her ezandan sonra sana okuyacak” diye teselli edişini sevdim.
Bir gün, oturarak namaz kıldığını gören Ebu Hureyre’nin “Ey Allah’ın elçisi, hasta mısın?” sorusuna,
“Hayır, açım!” deyişini sevdim.
O kadar uzun süre hiç aç kalmadım ben ama kızın Hz. Fatıma’ya, “Vallahi kızım, üç gündür baban bir şey yememiştir.” deyişinde, açlığı sevdim.
Hz. Hatice’ye düğün için hediye ettiğin gülleri sevdim… “Hatice’nin sevgisi benim rızkımdır.” deyişini sevdim.
“Beni nasıl seviyorsun?” diye soran Hz. Ayşe’ye, “kördüğüm gibi” cevabını… Ve zaman zaman “kördüğüm ne âlemde?” sorusuna, “ilk günkü gibi” deyişini sevdim.
On sekiz aylık oğulcuğun İbrahim kucağında can verirken, gözyaşlarıyla onu öpüp koklayıp, “O, meme emen bir süt kuzusudur, ama Allah’ın takdiri karşısında, elden ne gelir?” deyişini sevdim.
Mute’de şehit düşen evlatlığın Zeyd’in minik yetimi, acıyla o mübarek eteğine sarılıp ağladığında, onu kucaklayıp, hıçkırarak ağlayışın karşısında,
“Ey Allah’ın elçisi, bu nedir?” diye soranlara, “Bu, sevenin sevdiğini özleyişidir.” demeni sevdim.
Yanında, kucağındaki çocuğuna sarılan, öpüp koklayan arkadaşına gülümseyerek, “yavruna nasıl şefkat duyuyorsan, Allah da senin şefkatinden daha çok sana şefkat duyar” deyişini sevdim.
Sevgili kızın Hz. Fatıma, her yanına girdiğinde, ayağa kalkıp karşılamanı, “hoş geldin kızım” diye öpmeni, elinden tutup, yanına oturtmanı sevdim.
“Evlilik, iki bedende tek bir ruhtur” deyişini sevdim.
Hz. Ali ile Hz. Fatıma’yı evlendirirken, ikisini karşına alıp, “Ey Ali, kızımı sana cariye olarak veriyorum, ama unutma, sen de onun kölesisin” deyişini sevdim.
Bir gün, elbisenin içinde kıpırdayan şeylerin sırrı, elbise açılınca anlaşılır: “Benim çiçeklerim” diye sevdiğin Hasan ve Hüseyin oradadır… Ben, onları sevişini, onlar sırtında iken namaz kılışını, kapıdan girer girmez, “küçük adam orada mı? Küçük adam orada mı?” deyişini, badi badi koşarak gelen torunlarını kucaklarken, onlara “Ey Allah’ım! Ben onları seviyorum, sen de onları ve onları sevenleri sev” deyişini sevdim.
Bir bayram sabahı, hüzünle kenarda oturan, eski elbiseli yetim bir çocuğu elinden tutup evine götürüşünü, yıkanıp yemek yedirilen, para verilip sevindirilen çocuğun yüzünü avuçlarının içine alarak, “Benim baban, Ayşe’nin annen, Hasan ve Hüseyin’in kardeşlerin olmasını ister misin?” deyişini sevdim.
Sokağa kaçan çocuğunu eve getirebilmek için, “gel bak sana ne vereceğim” diyen anneye, “dikkat et, çocuk sana gelir ve ona bir şey vermeyecek olursan, senin için bir yalan günahı yazılır!” deyişini sevdim.
Meydanlık bir yerde, önünüzden bir cenaze alayı geçerken, ayağa kalktığında, arkadaşlarının şaşkın: “Ey Allah’ın Rasulü, bu bir Yahudi’dir” dediklerinde, “Fakat aynı zamanda bir insandır” deyişini sevdim.
Bir Müslüman, sarhoş bir şekilde, huzuruna getirildiğinde, yanındakilerden biri sarhoşa “Allah sana lanet etsin” deyince, o mübarek kaşların çatık, “ona lanet okumayın, ben onu tanıdığımdan beri, o Allah ve Rasulünü sever” deyişini sevdim.
Uhud’da şehit düşen yetmiş iki arkadaşını defnederken, Cemuh oğlu Amr ile Amr oğlu Abdullah’ın cenazelerinin başında, hüzünle dalıp gidişini ve “bu ikisini aynı mezara koyun. Çünkü onlar, dünyada da birbirlerini çok severlerdi” deyişini sevdim.
Mübarek başın, Hz. Ayşe’nin kucağında, ruhunu Allah’a teslim etmek üzereyken, Rabbinin huzuruna tertemiz çıkmak için, misvakla dişlerini temizleyişini sevdim.
Mescitte, nezaket kurallarından habersiz, yeni Müslüman olmuş birinin, burnunu sildiği paçavrayı yere attığını görünce, pisliği yerden kendi elinle alıp, temizleyişini ve o kişiye yumuşak bir sesle, “bir daha böyle yapma” deyişini sevdim.
“Sizden biriniz, ağaç dikerken kıyamet kopuyor olsa, ağacı dikmeye devam etsin” deyişini sevdim.
“Akarsu başında bile olsanız, suyu israf etmeyin” deyişini sevdim.
Kâbe’yi işaretle, “Bu ev, saygın, mübarek ve kutsaldır. Ama varlığını elinde tutan kudrete yemin ederim ki, insan onuru ve kişiliği daha kutsaldır!” deyişini sevdim.
Miraç’a çıktığında, Allah Teala, “Seni ne ile şereflendireyim?” dediğinde, “Beni Sana kullukla şereflendir” deyişini sevdim.
Yine miraçta Rabbim “İste! Ne isteğin varsa vereyim” dediğinde, secdeye kapanıp, gözyaşlarıyla “Senden ümmetimi istiyorum” deyişini sevdim.
Refik-i Ala’ya, Yüce Dost’a giderken, “Sizi Kevser ırmağı başında bekleyeceğim. Bana kavuşmak isteyen, elini ve dilini kötülüklerden çeksin.” deyişini sevdim.
Ve Rabbimizin, “Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir (Tevbe-128) deyişiyle, seni sevdim.
Ve Rabbimizin, “Şüphesiz ki, Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler (överler, yüceltirler).
Ey müminler! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”
(Ahzab-56) buyurmasıyla, seni daha çok sevdim Ey Allah’ın Rasulü ﷺ
صلَّى عليك الله ياخيرَ الورى
Sağol canım.Allah ka bul etsin bacım![]()


Nasil bitmesin diye yavas yavas okudumSeni Çok Sevdim Ya RasûlAllah
Altı yaşında iken, anneciğinin taptaze mezarına kapanıp ağlayışına hiç kıyamadım, ben de ağladım, ama sevdim.
Herkes canını verecek kadar seni severken, kimseye yük olmamak için, kendi işini kendin yapışını sevdim.
Başının ağrıdığını öğrendiğimde, başımın ağrısını sevdim.
Kuşu ölen çocuğun evine taziyeye gittiğinde… Anne ve yavru köpekler için koskoca ordunun yolunu değiştirdiğinde, merhameti sevdim, hayvanları sevdim..
“Benim çocuğum yok, ardımdan okuyacak kimse olmayacak” diye ağlayan Hz. Bilal’i, “Üzülme! Ümmeti Muhammed her ezandan sonra sana okuyacak” diye teselli edişini sevdim.
Bir gün, oturarak namaz kıldığını gören Ebu Hureyre’nin “Ey Allah’ın elçisi, hasta mısın?” sorusuna,
“Hayır, açım!” deyişini sevdim.
O kadar uzun süre hiç aç kalmadım ben ama kızın Hz. Fatıma’ya, “Vallahi kızım, üç gündür baban bir şey yememiştir.” deyişinde, açlığı sevdim.
Hz. Hatice’ye düğün için hediye ettiğin gülleri sevdim… “Hatice’nin sevgisi benim rızkımdır.” deyişini sevdim.
“Beni nasıl seviyorsun?” diye soran Hz. Ayşe’ye, “kördüğüm gibi” cevabını… Ve zaman zaman “kördüğüm ne âlemde?” sorusuna, “ilk günkü gibi” deyişini sevdim.
On sekiz aylık oğulcuğun İbrahim kucağında can verirken, gözyaşlarıyla onu öpüp koklayıp, “O, meme emen bir süt kuzusudur, ama Allah’ın takdiri karşısında, elden ne gelir?” deyişini sevdim.
Mute’de şehit düşen evlatlığın Zeyd’in minik yetimi, acıyla o mübarek eteğine sarılıp ağladığında, onu kucaklayıp, hıçkırarak ağlayışın karşısında,
“Ey Allah’ın elçisi, bu nedir?” diye soranlara, “Bu, sevenin sevdiğini özleyişidir.” demeni sevdim.
Yanında, kucağındaki çocuğuna sarılan, öpüp koklayan arkadaşına gülümseyerek, “yavruna nasıl şefkat duyuyorsan, Allah da senin şefkatinden daha çok sana şefkat duyar” deyişini sevdim.
Sevgili kızın Hz. Fatıma, her yanına girdiğinde, ayağa kalkıp karşılamanı, “hoş geldin kızım” diye öpmeni, elinden tutup, yanına oturtmanı sevdim.
“Evlilik, iki bedende tek bir ruhtur” deyişini sevdim.
Hz. Ali ile Hz. Fatıma’yı evlendirirken, ikisini karşına alıp, “Ey Ali, kızımı sana cariye olarak veriyorum, ama unutma, sen de onun kölesisin” deyişini sevdim.
Bir gün, elbisenin içinde kıpırdayan şeylerin sırrı, elbise açılınca anlaşılır: “Benim çiçeklerim” diye sevdiğin Hasan ve Hüseyin oradadır… Ben, onları sevişini, onlar sırtında iken namaz kılışını, kapıdan girer girmez, “küçük adam orada mı? Küçük adam orada mı?” deyişini, badi badi koşarak gelen torunlarını kucaklarken, onlara “Ey Allah’ım! Ben onları seviyorum, sen de onları ve onları sevenleri sev” deyişini sevdim.
Bir bayram sabahı, hüzünle kenarda oturan, eski elbiseli yetim bir çocuğu elinden tutup evine götürüşünü, yıkanıp yemek yedirilen, para verilip sevindirilen çocuğun yüzünü avuçlarının içine alarak, “Benim baban, Ayşe’nin annen, Hasan ve Hüseyin’in kardeşlerin olmasını ister misin?” deyişini sevdim.
Sokağa kaçan çocuğunu eve getirebilmek için, “gel bak sana ne vereceğim” diyen anneye, “dikkat et, çocuk sana gelir ve ona bir şey vermeyecek olursan, senin için bir yalan günahı yazılır!” deyişini sevdim.
Meydanlık bir yerde, önünüzden bir cenaze alayı geçerken, ayağa kalktığında, arkadaşlarının şaşkın: “Ey Allah’ın Rasulü, bu bir Yahudi’dir” dediklerinde, “Fakat aynı zamanda bir insandır” deyişini sevdim.
Bir Müslüman, sarhoş bir şekilde, huzuruna getirildiğinde, yanındakilerden biri sarhoşa “Allah sana lanet etsin” deyince, o mübarek kaşların çatık, “ona lanet okumayın, ben onu tanıdığımdan beri, o Allah ve Rasulünü sever” deyişini sevdim.
Uhud’da şehit düşen yetmiş iki arkadaşını defnederken, Cemuh oğlu Amr ile Amr oğlu Abdullah’ın cenazelerinin başında, hüzünle dalıp gidişini ve “bu ikisini aynı mezara koyun. Çünkü onlar, dünyada da birbirlerini çok severlerdi” deyişini sevdim.
Mübarek başın, Hz. Ayşe’nin kucağında, ruhunu Allah’a teslim etmek üzereyken, Rabbinin huzuruna tertemiz çıkmak için, misvakla dişlerini temizleyişini sevdim.
Mescitte, nezaket kurallarından habersiz, yeni Müslüman olmuş birinin, burnunu sildiği paçavrayı yere attığını görünce, pisliği yerden kendi elinle alıp, temizleyişini ve o kişiye yumuşak bir sesle, “bir daha böyle yapma” deyişini sevdim.
“Sizden biriniz, ağaç dikerken kıyamet kopuyor olsa, ağacı dikmeye devam etsin” deyişini sevdim.
“Akarsu başında bile olsanız, suyu israf etmeyin” deyişini sevdim.
Kâbe’yi işaretle, “Bu ev, saygın, mübarek ve kutsaldır. Ama varlığını elinde tutan kudrete yemin ederim ki, insan onuru ve kişiliği daha kutsaldır!” deyişini sevdim.
Miraç’a çıktığında, Allah Teala, “Seni ne ile şereflendireyim?” dediğinde, “Beni Sana kullukla şereflendir” deyişini sevdim.
Yine miraçta Rabbim “İste! Ne isteğin varsa vereyim” dediğinde, secdeye kapanıp, gözyaşlarıyla “Senden ümmetimi istiyorum” deyişini sevdim.
Refik-i Ala’ya, Yüce Dost’a giderken, “Sizi Kevser ırmağı başında bekleyeceğim. Bana kavuşmak isteyen, elini ve dilini kötülüklerden çeksin.” deyişini sevdim.
Ve Rabbimizin, “Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir (Tevbe-128) deyişiyle, seni sevdim.
Ve Rabbimizin, “Şüphesiz ki, Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler (överler, yüceltirler).
Ey müminler! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”
(Ahzab-56) buyurmasıyla, seni daha çok sevdim Ey Allah’ın Rasulü ﷺ
صلَّى عليك الله ياخيرَ الورى
Bende de balkabagi var tatlisi :)Tekrardan ben geldim kızlar:)
Evi süpürdüm.Annem yerleri sildi.Çünküm yer silme işi onda:))
Koltukları yatakları dolapları hepiciğini çektik arkalarını sildim.Toz da aldım vee yoruldum.
İşe yaramayan faturaları da ayıklayıp attım annemin baskısı altında
Şimdi de balkabağı doğradım
tr_lelli yemeğini yaptın mı akşama sendeyim ona göre:))
Kiloları da beraber alırız ki:))Bende de balkabagi var tatlisi :)
gel kuzu ne demek.
o 2 kilo yapisti zaten uzerime oyy ben nerelere gidimmm.Kiloları da beraber alırız ki:))
Canımsın![]()
Hep senin yüzünden valla:)o 2 kilo yapisti zaten uzerime oyy ben nerelere gidimmm.
Canim bisiler yemek istiyor hep nolicizz böyle
ayyy valla senide kendime benzettim.Hep senin yüzünden valla:)
Sen yapıyorsun ardına ben yapıyorum.
Tariflerin bu kadar güzel sende bu kadar becerikli olma canımm![]()
Ben senden öğreniyorum işte ne güzelayyy valla senide kendime benzettim.
resim ata ata canini cektiriyom.
Bugun kalktim masaya margarin ve yumurta cikardim.
sozde oda sicakligina gelecek
kandil simidi ve ek'ler yapıcam.
Sonra firini acmiskende iste falan derken napiyon yea! kaldir hepsini dedim.
yapinca yiyorum.
yiyince yine yapasim geliyor.
yaptikca yiyorum
yedikce yapiyorum
Ben niye bunu yapiyorum dedim.
geri koydum.
Bu hafta kendime ceza vericem.
Hamura bulasmadan nekadar dayancam bakalim.
Kanıma giriyorsunuz hanimefendiciğimmBen senden öğreniyorum işte ne güzel
Ustasını bulmuşum öğrenmem lazım ki.
Şincik bu hafta hamurişi yok mu. Emin misin lellim:)
Buzluktakiler tükeniyor. Alarm zilleri çalıyor:)
Acilen buzluğa bir sefer düzenlemek lazım gelir kumandanım:))
Aaa olar mı öyle şeyKanıma giriyorsunuz hanimefendiciğimm
tuzlu kurabiye ve ekler yapasim var benim.
Buzlukda 1 poset börek ve 2 poset katkat acmadan kaldi.
su hani elmali rulo kek yaptim ya.
onun kekini yapip ortasina krema ve muz koyup sariyolla bak onuda deneyesim var.
ekler ve bu rulo pasta buzluga girmez ya.
gunluk yapip yemelik.