Kurtuluş Savaşı Hikayeleri; “Ordumuz Benden Daha Zor Durumdaymış”

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
34.859
29.785
60
Kurtuluş Savaşı’ nda Halide Edip, Mustafa Kemal ile birlikte cephelere gitmiş, kongrelere katılmıştır, Yurdun birçok yerine giderek toplantılar yapmış, savaşın önemini açıklamıştır.
Yine böyle bir gezisi sırasında Halide Edip, Ankara Öğretmen Okulu’nun salonunda, ordumuzun ne kadar güç durumda olduğunu toplantıya gelen kadınlara anlatmak üzere toplantı düzenlemişti. Kadınlar ilk defa böyle bir toplantıya katıldıkları için hem tedirgin hem de heyecanlıydılar. Halide Edip, kürsüye çıkıp ordumuzun durumunu tüm açıklığıyla kadınlara şu sözlerle anlatmıştı:
“Tarih Türkü ateşle imtihan ediyor. Bu imtihandan, yalnız erkeklerimizin cesareti ile başarılarıyla çıkamayız Artık biz kadınlar da bu ateşe yüzümüzü çevirmek, ellerimizi uzatmak zorundayız. Ordumuzun hepimize ihtiyacı var. Bir hafta önce Eskişehir’deydim. Gördüklerimden birini sizlere de anlatmak istiyorum, Uçakların gövdesi ve kanatları, özel bir keten kumaşla kaplanırmış. Bulunamadığı için bizimkiler, kaput beziyle kaplıyorlar. Özel yapıştırıcısını bulamadığımız için, kaput bezini uçakların gövdelerine, kanatlarına nal mıhı ya da zamkla tutturuyorlar. Bezin gerginliği ve kayganlığı emayit denilen özel bir sıvı ile sağlanırmış. Emayiti getirtemedikleri için beze, emayit yerine kaynatılmış patates kabuğu ve paça suyuna, tutkal ve kola karıştırarak yaptıkları bir pelteyi sürüyorlar, Sonra da gözlerini bile kırpmadan bu uçaklara binip uçuyorlar,
Kardeşlerim! Sizleri, milletinin şerefini ve namusunu canından aziz bilen bu genç ve yoksul orduya yardıma çağırıyorum!”
Halide Edip’ in anlattıkları bittiğinde, bir anda masanın üstü parayla dolmuştu. Herkes elinde ne varsa vermişti, Tam bu sırada bir kadın sesinin “Bana Halide Edip’ i bulun ” dedi duyulmuştu.

– Ben buradayım, diye kendisini soran sesin geldiği tarafa doğru seslendi, Halide Edip.

Kadın, hemen Halide Edip’ in yanına gelmiş, ellerini elleri arasına almıştı.
– Ben çamaşırcılık yaparak geçiniyorum kızım. Bunu zor günlerim için saklamıştım ama sözlerinden anladım ki ordumuz benden daha güç durumdaymış, dedi. Göğsüne bastırarak açtığı sol elini Halide Edip’e uzatmıştı ve yüzü gururla aydınlanmıştı. Derisi çamaşır yıkamaktan yıpranmış, çatlamış avucunda bir lira vardı, Halide Edip, gözlerinden yaşlar akarak kadına sarılmış:
Ah anam! demişti içi titreyerek ve ilave etmişti.
Bir kere daha iman ettim kurtulacağız.
Kurtuluş Savaşı sadece cephede savaşanlarla değil, onlara yürekten inanan, onları yürekten destekleyen herkes tarafından kazanılmış bir savaştır.
Kurtuluş Savaşı Hikayeleri
hikayelerimizden.com
 
Son düzenleme:
Kurtuluş Savaşı Hikayelerinden, “Fadime Bacı”

Kış iyice bastırmıştı. Dağlar, ovalar karlarla örtülmüştü. Dondurucu soğuk ortalığı kasıp, kavuruyordu. Kuruluş Savaşımız sürüyordu. Herkes, kendine düşen görevi yapmak için çabalıyordu. Genç, yaşlı herkes bu savaşın içindeydi. Yaşlılar mermi yapıyor; kadınlar elbise, çorap dikiyor ve cepheye, cephane taşıyorlardı. Onların işi çok ağırdı ama hiç biri bundan yılmıyordu.

O sabah Fadime Bacı da kağnıyla yola çıkmıştı. Yanına torunu Ali’yi de almıştı. Afi daha dört yaşındaydı. Annesi ile babası , cephede savaşırlarken ölmüşlerdi. Bu yüzden Fadime Bacı, Ali’yi hiç yanından ayırmaz şehitlerinin yadigarına gözü gibi bakardı. Fadime Bacı mermileri ve öteki cephaneyi bir an önce cepheye ulaştırmak istiyordu. Soğuğa aldırmıyordu. Yolda cepheye giden mehmetçiklerle karşılaştı. Mehmetçiklerimiz öteki cephelere doğru ilerliyordu.

Bir ara, Fadime Bacı uzakta bir karartı görür gibi oldu. Duraksadı, gelenleri görmeye çalıştı. Dikkatle bakınca bunun bizim atlılarımız olduğunu anladı. Ona doğru geliyorlardı. Atlılar biraz sonra yanlarına geldiler, Atlıların başında ilerleyen komutan hemen durup sordu:

-Selam Bacı! Nereye böyle?

-Cepheye komutanım. Cepheye yetişmeye çalışıyoruz, yanıtını duyan komutan duygulanmıştı.





„Elleriniz dert görmesin bacım. Siz olmasanız , biz bu savaşı zor kazanırız, dedi.





-Bu da bizim vatan görevimiz Elbette yapacağız, diye cevap verdi Fadime Bacı.

Komutan, Fadime Bacı’ yı bu soğukta bekletmek istemiyordu ama sormadan da edemedi:

-Bacımı soğukla aran nasıl? Baksana her yer kar. Kağnıda ne var? Yiyecek mi? diye sorunca Fadime Bacı gülümseyerek cevap verdi:

-Soğuk moğuk bizi etkilemez komutanım. Şu cephaneleri bir an önce cepheye götürmek, tek amacım.

Komutanın gözü küçük Ali’ ye takılıp:

-Bacı , bakıyorum yalnız değilsin. Çocuğu neden yanında götürüyorsun? demesi üzerine Fadime Bacı bir anda sertleşerek komutanın sözünü keserek;

-Bana bak komutan! Bu çocuk benim torunum. Anası ile babası cephede şehit oldular. Ben onu da yetiştirip cepheye yollayacağım, yanıtını alan komutan :

Kızma Bacı! Senin iyiliğin için söylüyorum , hem çuvalları neden çocuğun üzerine örtmüyorsun, hasta olacaksınız deyince, Fadime Bacı hiç düşünmeden yine cevabı verdi:

Bak komutan! Her yer kar. Yağmur da çiseliyor. Çuvalları ve battaniyeleri cephanelerin üzerinden alırsam, hepsi nemlenir, hiçbir işe yaramaz. Millet malına zarar gelsin istemem. Sen, bizi hiç merak etme komutan! Bu ateş içimizde oldukça, hiçbir soğuk bizi yıldıramaz.

Fadime Bacının sözleri üzerine komutan hiçbir şey diyemedi ama yurdun kurtulacağı hakkındaki inancı da artmıştı.
 
X