Meleklerine kavuşanlar, kavuşmak için gün sayanlar....

iyi bakalım gidin tatile bol bolda eglenin şekerler yeirmize..valla haberim yoktu cnm bizde nasipse temmuzda akçaya falan gidecez ekstradan tatile gidemiyoz valla hatayada gidecem ben sonra eşim gelcek tatilin bi kısmını orada bi kısmını akçayda geçirince öyle otele motele gidemiyoruz topu topu 15 gün tatili var eşimin..ben daha uzun kalacam her ii yerdede haftaya hataya gidiyorum aşagı yukarı 3 hafta kalacam eşimle dönecem sonra..degişiklik iyi gelir umarım..neyse bende çıkabilirim..akşama davetliyiz kızda uyudu kendimi bir toparlayayım iyice salaş halde dolanıyorum ..öpüldünüz şekerler opuyorumnanaktanopuyorumnanaktan

canım akçayda neişin varki.şu açıdan saçmaladım kaydirigubbakcemile3
akçayda bizim büro varda birde hattuşa varya orda
süper 5 yıldızlı otel ordada gitmek nasip olmayan devrelerimiz var.
işte merak ettiğim sizindemi otarz yoksa akrabamı var.
haaa birde yiğenimin nişanlısıda oralı.
bebişi öptüm canım iyi pazarlaropuyorumnanaktan
 
günaydın canlarım nasılsınız.
herkese çooooook güzel bir hafta diliyorum.
opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan
 
iyi bakalım gidin tatile bol bolda eglenin şekerler yeirmize..valla haberim yoktu cnm bizde nasipse temmuzda akçaya falan gidecez ekstradan tatile gidemiyoz valla hatayada gidecem ben sonra eşim gelcek tatilin bi kısmını orada bi kısmını akçayda geçirince öyle otele motele gidemiyoruz topu topu 15 gün tatili var eşimin..ben daha uzun kalacam her ii yerdede haftaya hataya gidiyorum aşagı yukarı 3 hafta kalacam eşimle dönecem sonra..degişiklik iyi gelir umarım..neyse bende çıkabilirim..akşama davetliyiz kızda uyudu kendimi bir toparlayayım iyice salaş halde dolanıyorum ..öpüldünüz şekerler opuyorumnanaktanopuyorumnanaktan

efet canm nasipse eğer inşallah 15 temmuz 2 ağustos arası gezebildiğimiz kadar gezceeezzz kaydirigubbakcemile4 kaydirigubbakcemile4
sizin ekstradan tatile ihtiyacınız yokki canım 15 gün değilmi zaten eşinin izini e bizimde o kadar bunun neresi tatil değil anlayamadım ben :uhm:

git git hataya ablanla hasret gider bolca vakit geçir hatayda pek gezilecek yer yok ama dur bir dakka bir yer var neydi adı yaaa tepelik bir yer enfes manzara bak adını unuttum öğreneyimde yazayım oraya mutlaka gidin. Mutlaka.

kumsalım bende bol bol vakit geçiriyorum zaten kızımla..keyifli dönemleri tamda..gülçinm hadi bakalım sanada iyi tatiller evet hafta sonu eve çakılıp kalma niyetinde dglm zaten hafta içi genelde evde oluyorum..pazar piknik dgl ama bruncha gidecez kahvaltıyı yaparım yerine..

hımmm bende bu hafta sonu paso gezdim valla şeker cumartesi istanbulda idik tırnak batması sebebi ile doktordan sonra nurlarla buluşup sürttük kaydirigubbakcemile3
gece 12 de eve geldiydik
pazarda önce maşukiye kahvaltı sonrada izmitte alışverişte idik :dance: :dance:
çooookkk yoruldum ama gezmekten -tatlicadiarzu-

günaydın canlarım nasılsınız.
herkese çooooook güzel bir hafta diliyorum.
opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan

Günaydıııııınnnnnn ablaaaa nabeeeeeerrrrrrrrrr zemuszemus zemuszemus
umarım dediğin gibi güzel bir hafta olurrr
sen nasılsın neler yaptın haftasonu piknik oldumu?
 
Temel TRT 1 de bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "düz mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar; -Bu kitapta ne yazıyor? -Okuyunca öğrenirsin... -Ben onunla uğraşamam, anlat bakayım sen bana. -Ok bak şimdi; senin evinde akvaryum var mı mesela? -Evet var... -O zaman içinde su da vardır? -Evet var... -İçinde su varsa balık da vardır.... -Evet var... -Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen? -Evet.... -Hayvanları sev iyorsan insanları da seversin her halde? -Evet... -O zaman senin sevgilin de vardır? -Evet var. -Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir? -Evet. -E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir? -Evet. -Bak gordun mu?... Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür. Dursun sorar; -Temel o ne? -Düz mantık kitabı! -Nasıl bir şey anlat bakiiim. -Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı? -Yook! -O zaman sen ibnesin....
 
buara fatoşu gören varmı :uhm:
fatoşcum nerelerdesin merak ettim.
havayı güzel buldun gezmekten topiği unuttun zaaaar :olmaz:
 
çok güzel bir hava vardı çok şükür.alkisalkisalkis
herşey yolunda gitti.

oohhh süpperrrr senin adına çok sevindim ablaa bende çok severim piknik yapmayı bakalım bize ne zaman nasip olcek


Temel TRT 1 de bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "düz mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar; -Bu kitapta ne yazıyor? -Okuyunca öğrenirsin... -Ben onunla uğraşamam, anlat bakayım sen bana. -Ok bak şimdi; senin evinde akvaryum var mı mesela? -Evet var... -O zaman içinde su da vardır? -Evet var... -İçinde su varsa balık da vardır.... -Evet var... -Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen? -Evet.... -Hayvanları sev iyorsan insanları da seversin her halde? -Evet... -O zaman senin sevgilin de vardır? -Evet var. -Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir? -Evet. -E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir? -Evet. -Bak gordun mu?... Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür. Dursun sorar; -Temel o ne? -Düz mantık kitabı! -Nasıl bir şey anlat bakiiim. -Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı? -Yook! -O zaman sen ibnesin....

temelin düz mantığı bu kadar olur alkisalkisalkis kaydirigubbakcemile3

buara fatoşu gören varmı :uhm:
fatoşcum nerelerdesin merak ettim.
havayı güzel buldun gezmekten topiği unuttun zaaaar :olmaz:

oalbilir tabi :uhm:
 
günaydın canımmmmmmmmm nasılsın kzuzum..... cerenim nasıl ....öp annesi onu tamamaı eve gidince.:
Temel TRT 1 de bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "düz mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar; -Bu kitapta ne yazıyor? -Okuyunca öğrenirsin... -Ben onunla uğraşamam, anlat bakayım sen bana. -Ok bak şimdi; senin evinde akvaryum var mı mesela? -Evet var... -O zaman içinde su da vardır? -Evet var... -İçinde su varsa balık da vardır.... -Evet var... -Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen? -Evet.... -Hayvanları sev iyorsan insanları da seversin her halde? -Evet... -O zaman senin sevgilin de vardır? -Evet var. -Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir? -Evet. -E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir? -Evet. -Bak gordun mu?... Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür. Dursun sorar; -Temel o ne? -Düz mantık kitabı! -Nasıl bir şey anlat bakiiim. -Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı? -Yook! -O zaman sen ibnesin....
:roflol::roflol::roflol:
buara fatoşu gören varmı :uhm:
fatoşcum nerelerdesin merak ettim.
havayı güzel buldun gezmekten topiği unuttun zaaaar :olmaz:
opuyorumnanaktanopuyorumnanaktan burdayım ablam nere gezecem ablacım benim izmirde hiç kimsem yok kaynanam ve bi eltim kaynım dışında onlarda bi ev zati orarya gidip duruyom arada..hava çok güzel harbiden..aşk olsun sizi unuturmuyum valla açmasam dahi aklımdasınız ablacım..bornovada mağaza bırakmamışın oo iyi günlerde kullan aldıklarını bizede bişiler bıraktın mı abla ...öpüyorum kolay gelsin..
oohhh süpperrrr senin adına çok sevindim ablaa bende çok severim piknik yapmayı bakalım bize ne zaman nasip olcek




temelin düz mantığı bu kadar olur alkisalkisalkis kaydirigubbakcemile3



oalbilir tabi :uhm:

bak olur tabiymiş ne zaman unuttum anacım sizi..:umursamaz:sen ben bu topiğin yılmaz bekçileriyiz gülçincim meloş ablada....kaydirigubbakcemile3kaydirigubbakcemile3
 
herkese günaydın nasılsınız keyifler iy mi?ay çok tembel oldum çok bi başlamasam iş filan yapacağım yok evde...
ama bu gün ya allah dedim temizledim evei çok şükür içimde rahat etmi yo böle değildim yoruluyoruz tüm enerjimizi minik kuzulara harcıyoz ev işinine güç kalmıyo...ama temizleyincede benden mutlusu yok...pis olunca evede bakasım yok kaçasım var evden...

bu rada kızlar 15 günde 5 kilo vermişim çok mutluyum çok haziranın 18. ne kadar dahada vermem lazım kızkardeşimin düğünü var.... ki vermem lazım ondan sonrada kilomu sormayın ama eminimki aranızdaki en kiloluyıum hatta kadınlar kulubundeki en kilolu bayanım yaniiiii
 
meloş abla beni merak etmende hoşuma gitti canım yaniii aslında giriyom okuyom yazamadan çıkıyom aras bey kolluyo çünkü beni bilgisayara düşmanlığı var oturdummu ağlıyo.....
 
Mükemmel bir aşk hikayesi...
Bir otobüs duraginda karsilasmislardi ilk kez…. Biri tipta okuyordu, öbürü mimarlikta. O ilk karsilasmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karsilasabilmek için, hep ayni saatte, ayni duraktan, ayni otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç… Birbiriler...iyle konusacak cesareti bulmalari biraz zaman aldi ama sonunda basrdilar. Ikisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardi aslinda. Delikanli arkadasinda kaldigi için o duraktan binmisti otobüse, kiz ise ablasinda…. Sirf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çikip, sehrin öbür ucundaki o duraga, onlarin duragina geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra… Okullarini bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu… Bazen issiz, bazen parasiz kaldilar ama öylesine siki kenetlenmisti ki yürekleri ve elleri hiçbir seyi umursamadilar. Ayin sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarinda da hep mutluydular. Zaman asimina ugrayan, aliskanliklara yenik düsen, banka hesabinda para kalmadigi için ya da tam tersine o hesabi daha da kabarik hale getirmek uguruna bitip-tükeniveren sevgilerden degildi onlarinki… Günler günleri, yillar yillari kovaladikça sevgileri de büyüdü, büyüdü… Tek eksikleri çocuklarinin olmamasiydi. Zorlu bir tedavi sürecine ragman çocuk sahibi olmayinca, “bütün mutluluklarin bizim olmasini beklemek, bencillik olur” diyerek devam ettiler hayatlarina. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler… “Senin için ölürüm” derdi kadin, simsiki sarilip adama ve adma “Hayir, ben senin için ölürüm” diye yanit verirdi hep… Bazen eve geldiginde, aynanin üzerinde bir not görürdü kadin, “Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafina bak….” Kütüphanenin ikinci rafinda baska bir not olurdu, “Mutfaktaki masanin üzerine bak ve seni çok sevdigimi sakin unutma” Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notlari okuya okuya kosturan kadin, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdigi çikolatalar, kimi zaman da pahali armaganlarla karsilasirdi… Aldigi hediyenin ne oldugu önemli degildi zaten…. Hayat ne kadar hizli akarsa aksin, isleri ne kadar yogun olursa olsun hep birbirlerine ayiracak zaman buluyorlardi bulmasina ama kirkli yaslarin ortalarina geldiklerinde, daha az çalismaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrildi ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye basladi. Kadin da mimarlik bürosunu kapadi ve sadece özel projelerde görev aldi. Artik daha fazla beraber olabiliyorlardi. Bir gün sahilde dolasirken, harap durumda bir ev gördü kadin, üzerinde “satilik” levhasi asili olan. “Ne dersin, bu evi alalim mi?” dedi adama. “Bu viraneyi yiktirir, harika bir ev yapariz. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terasi olan, martilari kahvaltiya davet edecegimiz bir deniz evi yapalim burayi…” “Sen istersin de ben hiç hayir diyebilirmiyim?” diye yanit verdi adam. “Amerika’daki tip kongresinden döner dönmez ararim emlakçiyi… Kaç para olursa olsun, burasi bizimdir artik….” Sadece bir hafta ayri kalacaklarini bildikleri halde, ayrilmalari zor oldu adam Amerika’ya giderken.Her gün, her saat konustular telefonla. Gözyaslari içinde kucaklastilar havaalaninda. Fakat birkaç gün sonra, kocasinda bir tuhaflik oldugunu fark etti kadin. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konusmaktan kaçiniyordu. Onu neselendirmek için, sahildeki evi hatirlatti ve çizdigi projeyi verdi kadin ama hiç beklemedigi bir cevap aldi: “Canim, o ev bizim bütçemizi asiyor. Sen en iyisi o evi unut…” Mutsuzluk, mutlulugun tadina alismis insanlara daha da aci, daha da çekilmez gelir. Kadin, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardi adama, “Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat” diye dil döktü bos yere… Yillardir sevdigi adam, duyarsiz ve sevgisiz biriyle yer degistirmisti sanki. Ona ulasmaya çalistikça, beton duvarlara çarpiyordu kadin, her çarpmada daha fazla kaniyordu yüregi… Bir gün, çocuklugunun, gençliginin ve bütün hayatinin birlikte geçtigi arkadasina dert yanarken, “Artik dayanamiyorum, sana söylemek zorundayim” diye sözünü kesti arkadasi. “O, seni aldatiyor. Is yerimin tam karsisindaki restoranda genç bir kadinla yemek yiyiyor her öglen. Sonra sarmas dolas biniyorlar arabaya….” “Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanlari” diye bagirdi kadin. Onca yillik arkadasini, kendisini kiskanmakla suçladi…. Ertesi gün, ögle vakti o restoranin hemen karsisinda bir köseye sindi sessizce ve peri masallarinin sadece masal oldugunu anladi… Kocasinin eskiden ayni hastanede çalistigi genç çocuk doktorunu tanidi hemen. Bazen evlerinde agirladiklari kadina nasil sarildigini gördü adamin… Aksam kocasi eve gelir gelmez, bazen bagirip, bazen aglayarak, bazen ona simsiki sarilip bazen de yumruklayarak haykirdi suratina her seyi. Inkar etmedi adam. Zamanla duygularin degisebildigi, insanlarin orta yasa geldiklerinde farklilik aradigi gibi bir seyler geveledi agzinda ve bavulunu alip gitti evden. Kapidan çikarken, “son bir kez kucaklamak isterim seni” diyecek oldu ama kadin, “defol” dedi nefretle… Ilk celsede bosandilar… Modern bir ask hikayesinin böyle son bulmasina kimse inanamadi. Arkadaslarinin destegiyle ayakta kalmaya çalisti kadin. Adamin, sevgilisiyle birlikte Amerika’ya yerlestigini ögrendi. Bazen yalniz kaldiginda, onu hala sevdigini hissedince, aglama nöbetleri geçiriyor, askin yerini, en az onun kadar yogun bir duygu olan nefretin almasi için dua ediyordu. Aradan bir yil geçti… Her seyin ilaci oldugu söylenen zaman bile, kadinin derdine çare olamamisti. Bir sabah, israrla çalan zilin sesiyle uyandi. Kapiyi açtiginda, karsisinda o kadini gördü. “Sen, buraya ne yüzle geliyorsun” diye bagirmak istedi ama sesi çikmadi. “Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konusmamiz gerekiyor.” dedi genç kadin. Kanepeye ilisti ve zor duyulan bir sesle konusmaya basladi: “Hiçbir sey göründügü gibi degil aslinda. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yil Amerika’daki kongre sirasinda ögrendi hastaligini ve yaklasik bir senelik ömrü kaldgini. Buna dayanamayacagini, hep söyledigin gibi onunla birlikte ölmek isteyecegini biliyordu. Seni kendinden uzaklastirmak için, benden sevgilisi rolünü oynamami istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika’ya yerlestigimiz yalanini yaydi. Oysa ilk karsilastiginiz otobüs duraginin karsisinda bir ev tutmustu. Tedavi görüyor ve kurtulacagina inaniyordu ama olmadi. Gece fenalasmis, bakicisi beni aradi, son anda yetistim. Sana bu kutuyu vermemi istedi…” Gözlerinden akan yaslari durduramayacagini biliyordu kadin. Hemen oracikta ölmek istiyordu. Eline tutusturulan kutuyu açmayi neden sonra akil edebildi. Itinayla katlanmis bir sürü kagit duruyordu kutuda. Ilk kagitta, “Lütfen bütün notlari sirayla oku bir tanem” diyordu… Sirayla okudu; “Seni çok sevdim”, “Seni sevmekten hiç vazgeçmedim”, “Senin için ölürüm derdin hep, dogru söyledigini bilirdim.” “Fakat benim için ölmeni istemedim” “Simdi bana söz vermeni istiyorum.” “Benim için yasayacaksin, anlastik mi?” son kagidi eline alirken, kutuda bir anahtar oldugunu gördü kadin… Ve son kagitta sunlar yaziliydi: “Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptirdim. Kocaman terasta martilarla kahvalti ederken, ben hep seni izliyor olacagim….
 
günaydın canımmmmmmmmm nasılsın kzuzum..... cerenim nasıl ....öp annesi onu tamamaı eve gidince.:

bak olur tabiymiş ne zaman unuttum anacım sizi..:umursamaz:sen ben bu topiğin yılmaz bekçileriyiz gülçincim meloş ablada....kaydirigubbakcemile3kaydirigubbakcemile3

hoşgeldin fatoşçum nasılsın tatlım
ben iyiyim şükür balım yaaa sadece yoğunum ay başı malum hem benim ay başım hem tarihin ay başısı kaydirigubbakcemile3

tamam canım akşam eve gidince seve seve öperim minik cadıyı Şeniz

kıss deliii olabilir derken ben bizi unutmanı değil gezmelere gideceğine olabilir demiştim hemende işine geldiği gibi almışsın sen varya sen ahhh :oklava:

herkese günaydın nasılsınız keyifler iy mi?ay çok tembel oldum çok bi başlamasam iş filan yapacağım yok evde...
ama bu gün ya allah dedim temizledim evei çok şükür içimde rahat etmi yo böle değildim yoruluyoruz tüm enerjimizi minik kuzulara harcıyoz ev işinine güç kalmıyo...ama temizleyincede benden mutlusu yok...pis olunca evede bakasım yok kaçasım var evden...

bu rada kızlar 15 günde 5 kilo vermişim çok mutluyum çok haziranın 18. ne kadar dahada vermem lazım kızkardeşimin düğünü var.... ki vermem lazım ondan sonrada kilomu sormayın ama eminimki aranızdaki en kiloluyıum hatta kadınlar kulubundeki en kilolu bayanım yaniiiii

wooww temizlikler yapılmış ev paklanmış oohhh süpperrr zemuszemus
haydin güle güle kirletin bari ana oğul kaydirigubbakcemile3

waaayy 15 günde 5 kilo çok iyi balımmm :dance: :dance: ne yaptın peki rejimmi?
 
Mükemmel bir aşk hikayesi...
Bir otobüs duraginda karsilasmislardi ilk kez…. Biri tipta okuyordu, öbürü mimarlikta. O ilk karsilasmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karsilasabilmek için, hep ayni saatte, ayni duraktan, ayni otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç… Birbiriler...iyle konusacak cesareti bulmalari biraz zaman aldi ama sonunda basrdilar. Ikisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardi aslinda. Delikanli arkadasinda kaldigi için o duraktan binmisti otobüse, kiz ise ablasinda…. Sirf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çikip, sehrin öbür ucundaki o duraga, onlarin duragina geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra… Okullarini bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu… Bazen issiz, bazen parasiz kaldilar ama öylesine siki kenetlenmisti ki yürekleri ve elleri hiçbir seyi umursamadilar. Ayin sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarinda da hep mutluydular. Zaman asimina ugrayan, aliskanliklara yenik düsen, banka hesabinda para kalmadigi için ya da tam tersine o hesabi daha da kabarik hale getirmek uguruna bitip-tükeniveren sevgilerden degildi onlarinki… Günler günleri, yillar yillari kovaladikça sevgileri de büyüdü, büyüdü… Tek eksikleri çocuklarinin olmamasiydi. Zorlu bir tedavi sürecine ragman çocuk sahibi olmayinca, “bütün mutluluklarin bizim olmasini beklemek, bencillik olur” diyerek devam ettiler hayatlarina. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler… “Senin için ölürüm” derdi kadin, simsiki sarilip adama ve adma “Hayir, ben senin için ölürüm” diye yanit verirdi hep… Bazen eve geldiginde, aynanin üzerinde bir not görürdü kadin, “Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafina bak….” Kütüphanenin ikinci rafinda baska bir not olurdu, “Mutfaktaki masanin üzerine bak ve seni çok sevdigimi sakin unutma” Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notlari okuya okuya kosturan kadin, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdigi çikolatalar, kimi zaman da pahali armaganlarla karsilasirdi… Aldigi hediyenin ne oldugu önemli degildi zaten…. Hayat ne kadar hizli akarsa aksin, isleri ne kadar yogun olursa olsun hep birbirlerine ayiracak zaman buluyorlardi bulmasina ama kirkli yaslarin ortalarina geldiklerinde, daha az çalismaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrildi ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye basladi. Kadin da mimarlik bürosunu kapadi ve sadece özel projelerde görev aldi. Artik daha fazla beraber olabiliyorlardi. Bir gün sahilde dolasirken, harap durumda bir ev gördü kadin, üzerinde “satilik” levhasi asili olan. “Ne dersin, bu evi alalim mi?” dedi adama. “Bu viraneyi yiktirir, harika bir ev yapariz. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terasi olan, martilari kahvaltiya davet edecegimiz bir deniz evi yapalim burayi…” “Sen istersin de ben hiç hayir diyebilirmiyim?” diye yanit verdi adam. “Amerika’daki tip kongresinden döner dönmez ararim emlakçiyi… Kaç para olursa olsun, burasi bizimdir artik….” Sadece bir hafta ayri kalacaklarini bildikleri halde, ayrilmalari zor oldu adam Amerika’ya giderken.Her gün, her saat konustular telefonla. Gözyaslari içinde kucaklastilar havaalaninda. Fakat birkaç gün sonra, kocasinda bir tuhaflik oldugunu fark etti kadin. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konusmaktan kaçiniyordu. Onu neselendirmek için, sahildeki evi hatirlatti ve çizdigi projeyi verdi kadin ama hiç beklemedigi bir cevap aldi: “Canim, o ev bizim bütçemizi asiyor. Sen en iyisi o evi unut…” Mutsuzluk, mutlulugun tadina alismis insanlara daha da aci, daha da çekilmez gelir. Kadin, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardi adama, “Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat” diye dil döktü bos yere… Yillardir sevdigi adam, duyarsiz ve sevgisiz biriyle yer degistirmisti sanki. Ona ulasmaya çalistikça, beton duvarlara çarpiyordu kadin, her çarpmada daha fazla kaniyordu yüregi… Bir gün, çocuklugunun, gençliginin ve bütün hayatinin birlikte geçtigi arkadasina dert yanarken, “Artik dayanamiyorum, sana söylemek zorundayim” diye sözünü kesti arkadasi. “O, seni aldatiyor. Is yerimin tam karsisindaki restoranda genç bir kadinla yemek yiyiyor her öglen. Sonra sarmas dolas biniyorlar arabaya….” “Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanlari” diye bagirdi kadin. Onca yillik arkadasini, kendisini kiskanmakla suçladi…. Ertesi gün, ögle vakti o restoranin hemen karsisinda bir köseye sindi sessizce ve peri masallarinin sadece masal oldugunu anladi… Kocasinin eskiden ayni hastanede çalistigi genç çocuk doktorunu tanidi hemen. Bazen evlerinde agirladiklari kadina nasil sarildigini gördü adamin… Aksam kocasi eve gelir gelmez, bazen bagirip, bazen aglayarak, bazen ona simsiki sarilip bazen de yumruklayarak haykirdi suratina her seyi. Inkar etmedi adam. Zamanla duygularin degisebildigi, insanlarin orta yasa geldiklerinde farklilik aradigi gibi bir seyler geveledi agzinda ve bavulunu alip gitti evden. Kapidan çikarken, “son bir kez kucaklamak isterim seni” diyecek oldu ama kadin, “defol” dedi nefretle… Ilk celsede bosandilar… Modern bir ask hikayesinin böyle son bulmasina kimse inanamadi. Arkadaslarinin destegiyle ayakta kalmaya çalisti kadin. Adamin, sevgilisiyle birlikte Amerika’ya yerlestigini ögrendi. Bazen yalniz kaldiginda, onu hala sevdigini hissedince, aglama nöbetleri geçiriyor, askin yerini, en az onun kadar yogun bir duygu olan nefretin almasi için dua ediyordu. Aradan bir yil geçti… Her seyin ilaci oldugu söylenen zaman bile, kadinin derdine çare olamamisti. Bir sabah, israrla çalan zilin sesiyle uyandi. Kapiyi açtiginda, karsisinda o kadini gördü. “Sen, buraya ne yüzle geliyorsun” diye bagirmak istedi ama sesi çikmadi. “Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konusmamiz gerekiyor.” dedi genç kadin. Kanepeye ilisti ve zor duyulan bir sesle konusmaya basladi: “Hiçbir sey göründügü gibi degil aslinda. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yil Amerika’daki kongre sirasinda ögrendi hastaligini ve yaklasik bir senelik ömrü kaldgini. Buna dayanamayacagini, hep söyledigin gibi onunla birlikte ölmek isteyecegini biliyordu. Seni kendinden uzaklastirmak için, benden sevgilisi rolünü oynamami istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika’ya yerlestigimiz yalanini yaydi. Oysa ilk karsilastiginiz otobüs duraginin karsisinda bir ev tutmustu. Tedavi görüyor ve kurtulacagina inaniyordu ama olmadi. Gece fenalasmis, bakicisi beni aradi, son anda yetistim. Sana bu kutuyu vermemi istedi…” Gözlerinden akan yaslari durduramayacagini biliyordu kadin. Hemen oracikta ölmek istiyordu. Eline tutusturulan kutuyu açmayi neden sonra akil edebildi. Itinayla katlanmis bir sürü kagit duruyordu kutuda. Ilk kagitta, “Lütfen bütün notlari sirayla oku bir tanem” diyordu… Sirayla okudu; “Seni çok sevdim”, “Seni sevmekten hiç vazgeçmedim”, “Senin için ölürüm derdin hep, dogru söyledigini bilirdim.” “Fakat benim için ölmeni istemedim” “Simdi bana söz vermeni istiyorum.” “Benim için yasayacaksin, anlastik mi?” son kagidi eline alirken, kutuda bir anahtar oldugunu gördü kadin… Ve son kagitta sunlar yaziliydi: “Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptirdim. Kocaman terasta martilarla kahvalti ederken, ben hep seni izliyor olacagim….

BU HİKAYEYİ HER OKUDUĞUMDA TÜYLERİM ÜRPERİYOR mafoldumben mafoldumben

İŞTE AŞK BU :asigim:
 
evet gülçincim rejim yapıyom
ne oklava vuruyon ya canım acıdı...al bakalım sanada bi oklavaopuyorumnanaktan
 
:delphin: senağlamane yaptın fatoşumyaaaaaa
gitti benim rimeller -tatlicadiarzu-
valla boğazımda biyumruk kaldı yutkunamıyorum :a015:



tabi merak ediyos seni canım şurda bi avuç izmirliyiz yerimseniben
aras beyede kocaman bi öpücük benden.opuyorumnanaktan


ah ah alışveriş ne ,ayaklarım koptu ogün erkenden eve
kaçtım.kaydirigubbakcemile4
 
:delphin: Senağlamane yaptın fatoşumyaaaaaa
gitti benim rimeller -tatlicadiarzu-
valla boğazımda biyumruk kaldı yutkunamıyorum :a015:



Tabi merak ediyos seni canım şurda bi avuç izmirliyiz yerimseniben
aras beyede kocaman bi öpücük benden.opuyorumnanaktan


ah ah alışveriş ne ,ayaklarım koptu ogün erkenden eve
kaçtım.kaydirigubbakcemile4

saol ablacım rimelsizde güzelsin ablacım ya abla facebook yokmu senin eklesek yaa...fatma hakan aras dedeler ekle varsa..

Ee yoruldun kaçarsın tabiii ii yapmışın ablacım..
 
herkese günaydın nasılsınız keyifler iy mi?ay çok tembel oldum çok bi başlamasam iş filan yapacağım yok evde...
ama bu gün ya allah dedim temizledim evei çok şükür içimde rahat etmi yo böle değildim yoruluyoruz tüm enerjimizi minik kuzulara harcıyoz ev işinine güç kalmıyo...ama temizleyincede benden mutlusu yok...pis olunca evede bakasım yok kaçasım var evden...

bu rada kızlar 15 günde 5 kilo vermişim çok mutluyum çok haziranın 18. ne kadar dahada vermem lazım kızkardeşimin düğünü var.... ki vermem lazım ondan sonrada kilomu sormayın ama eminimki aranızdaki en kiloluyıum hatta kadınlar kulubundeki en kilolu bayanım yaniiiii

bayanssulusmile negüzel yaza hafif devamedicen.kendine haksızlıkmı yapıyosun ne.
sen geçengün attığım resimleri görmedinmi
şişman diye onlara denir kaydirigubbakcemile3
 
saol ablacım rimelsizde güzelsin ablacım ya abla facebook yokmu senin eklesek yaa...fatma hakan aras dedeler ekle varsa..

Ee yoruldun kaçarsın tabiii ii yapmışın ablacım..

ah ya yok benim feysim.daha önce şifremi kırıp
fena şeyler yazmışlardı zar zor iptalettirdim.
sana özelden msn imi yazayım varsa sabahtan akşama
kadar açık oluyorum.
 
Back
X