Yaz başiydi gittiğinde...
Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti nisan.
Gittin..., koca bir yaz girdi aramiza...
Kiş başliyor sevgilim, hoşnutsuzluğumun kişi başliyor...
Bir yaz daha geçiyor hiç birşey anlamadan,
oysa yapacak neçok şey vardi ve ne kadar az zaman...
Böyle zamanlarda herşey birbirinin yerini alir,
çünkü herşey bir okadar anlamsizdir...
Içimizdeki issizliği dolduramaz hiçbir oyun,
para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar...
Bir aşki yaşatan ayrintilari nereye saklayacağini bilemezsin...
Açik bir yara gibi sizlar paylaşilan anlar, evdeki eli değmiş eşyalar...
Gözünün önünde durur birlikte yaratilan alişkanliklar...
Bakamazsin aynalara, çağrişimlarla ödeşemezsin bi türlü.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden,
hepsini biliriz zaten ; bi işe yaramadiğini bildiğimiz gibi...
Ama yinede güç verir bazi sözler...
Ayriliğin gerçeğine katlanmak,
yürekteki unutulan yerlerle yeniden karşilaşmak,
öyle kolay değildir elbet...
Kolay değildir bunlarla başetmek, zaman alir...
Zaman alir bizden bunun yükünü,
o boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar...
Sizilar diner, acilar dibe çöker..
Hayatta sevinilecek şeyler yeniden farkedilir..
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir,
sonra o boşluk doldu sanirsiniz...,
oysa o boşluğu dolduran,
eksilmemizdir.....