Dr. Fevzi Özgönül, lüzumsuz yere su içmenin su isteğini köreltebileceğini belirtti.
Özgönül, bu kışın çok soğuk ve uzun geçtiğini, önümüzde çok sıcak ve uzun bir yazın beklediğini ifade ederek, “Sıcak havalardaki en büyük sorunumuz susuzluktur. Lüzumundan çok su içmeye çalışmak, bir süre sonra su içme isteğimizi azaltacak hatta engelleyecektir. Vücudumuz su istemiyorsa biz 3 litre su içsek bile ona iyilik yapmayız. Sadece zorladığımız için onun su isteğini köreltiriz .” dedi.
Vücudumuzun büyük bir çoğunluğunun sudan oluştuğunu kaydeden Dr. Fevzi Özgönül, “Bu oran kişiden kişiye, yaşına, vücut yapısına ve erkek-kadın olmasına göre değişiklik gösterse de oran yaklaşık erkeklerde yüzde 55-65, kadınlarda ise yüzde 50-60 aralığındadır. Vücuttaki su kayıpları çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Su kaybına tıpta dehidratasyon denir.” diye konuştu.
Dr. Özgönül, su içmeyi engelleyen 8 davranışı şöyle açıkladı:
“1. Çay-kahve gibi içecekleri çok içmek. Çok çay kahve içiyorsak kendimizce bir kural koyup her içtiğimiz bir çay ya da kahveden sonra bir bardak su içmeden ikinci çayı veya kahveyi içmememiz gerekir.
2. Çok misafir ağırlamak. Misafire su ikram etmek sanki ona hakaret etmek gibi algılandığından su isteyen misafire bile zorla çay veya kahve içirmek. Çayımız veya kahvemizin yanına kendimiz için ev misafirimiz için bir bardak da su getirelim ve çaydan bir yudum aldıktan sonra su içmeye devam ederek sohbete katılalım.
3. Suya limon damlatarak, tarçın koyup veya içerisine kokulu bir bitki atıp tadını değiştirerek içmeye çalışmak. Suyun naturel tadını unutmak.
4. Yemek esnasında su içmenin yanlış olduğuna inanmak. Yemek esnasında eğer sıvı tüketmek istiyorsak suyu da tercih etmeye çalışalım. Böylece yemeklerden daha fazla tat ve lezzet alabiliriz.
5. Zayıflamak adına yemekten önce aç karnına 2 bardak su içmeye çalışıp sudan nefret eder hale gelmek. Kesinlikle aç karına yemeğin hemen öncesinde su içmeyelim yemek esnasında içilebilir. Hatta çorba gibi sıvı yiyecekleri bile yemeğin üzerine içelim.
6. Çok fazla meyve yemek. Meyvelerde bol miktarda sıvı olduğu için gizli olarak su içme isteğimizi azaltabilirler.
7. Lüzumundan çok su içmeye çalışmak, bir süre sonra su içme isteğimizi azaltacak hatta engelleyecektir. Vücudumuz su istemiyorsa biz 3 litre su içsek bile ona iyilik yapmayız. Sadece zorladığımız için onun su isteğini köreltiriz.
8. Genelde günde en az 2.5-3 litre su içmemiz gerektiği söylenir. Çok doğru bir beyandır fakat eğer su içme isteğimiz yoksa nedenlerini ortadan kaldırmadan ve susama duygumuzu kazanmadan su içmeye çalışmak yanlıştır. Zira bu sadece su içmekten nefret eder hale getirir.”
Özgönül, susamıyorsak su ihtiyacını nasıl karşılayabiliriz sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Aslında vücudumuzun büyük bir bölümü su olduğu gibi yediğimiz yiyeceklerin de içerisinde çok büyük oranda su vardır. Ev hanımları iyi bilir, sebzeleri kısık ateşte pişirirseniz hemen sulanırlar. Hatta kendi suyunda pişen sebzeler çok daha lezzetli olurlar. Fakat yine de bedenimizin en büyük su kaynağını içtiğimiz içecekler oluşturur. İçtiğimiz bazı içecekler ise sıvı olduğu halde su ihtiyacını gideremez.
İçerdikleri bazı kimyasallar nedeniyle bedenimizde lüzumsuz su depolanmasına yol açabilir veya diüretik yani vücuttan su atıcı etkileri olduğundan içtiğimizde daha çok su kaybı ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle her ne olursa olsun doğal su içmeye de gayret etmemiz gerekir.”
milliyet
Özgönül, bu kışın çok soğuk ve uzun geçtiğini, önümüzde çok sıcak ve uzun bir yazın beklediğini ifade ederek, “Sıcak havalardaki en büyük sorunumuz susuzluktur. Lüzumundan çok su içmeye çalışmak, bir süre sonra su içme isteğimizi azaltacak hatta engelleyecektir. Vücudumuz su istemiyorsa biz 3 litre su içsek bile ona iyilik yapmayız. Sadece zorladığımız için onun su isteğini köreltiriz .” dedi.
Vücudumuzun büyük bir çoğunluğunun sudan oluştuğunu kaydeden Dr. Fevzi Özgönül, “Bu oran kişiden kişiye, yaşına, vücut yapısına ve erkek-kadın olmasına göre değişiklik gösterse de oran yaklaşık erkeklerde yüzde 55-65, kadınlarda ise yüzde 50-60 aralığındadır. Vücuttaki su kayıpları çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Su kaybına tıpta dehidratasyon denir.” diye konuştu.
Dr. Özgönül, su içmeyi engelleyen 8 davranışı şöyle açıkladı:
“1. Çay-kahve gibi içecekleri çok içmek. Çok çay kahve içiyorsak kendimizce bir kural koyup her içtiğimiz bir çay ya da kahveden sonra bir bardak su içmeden ikinci çayı veya kahveyi içmememiz gerekir.
2. Çok misafir ağırlamak. Misafire su ikram etmek sanki ona hakaret etmek gibi algılandığından su isteyen misafire bile zorla çay veya kahve içirmek. Çayımız veya kahvemizin yanına kendimiz için ev misafirimiz için bir bardak da su getirelim ve çaydan bir yudum aldıktan sonra su içmeye devam ederek sohbete katılalım.
3. Suya limon damlatarak, tarçın koyup veya içerisine kokulu bir bitki atıp tadını değiştirerek içmeye çalışmak. Suyun naturel tadını unutmak.
4. Yemek esnasında su içmenin yanlış olduğuna inanmak. Yemek esnasında eğer sıvı tüketmek istiyorsak suyu da tercih etmeye çalışalım. Böylece yemeklerden daha fazla tat ve lezzet alabiliriz.
5. Zayıflamak adına yemekten önce aç karnına 2 bardak su içmeye çalışıp sudan nefret eder hale gelmek. Kesinlikle aç karına yemeğin hemen öncesinde su içmeyelim yemek esnasında içilebilir. Hatta çorba gibi sıvı yiyecekleri bile yemeğin üzerine içelim.
6. Çok fazla meyve yemek. Meyvelerde bol miktarda sıvı olduğu için gizli olarak su içme isteğimizi azaltabilirler.
7. Lüzumundan çok su içmeye çalışmak, bir süre sonra su içme isteğimizi azaltacak hatta engelleyecektir. Vücudumuz su istemiyorsa biz 3 litre su içsek bile ona iyilik yapmayız. Sadece zorladığımız için onun su isteğini köreltiriz.
8. Genelde günde en az 2.5-3 litre su içmemiz gerektiği söylenir. Çok doğru bir beyandır fakat eğer su içme isteğimiz yoksa nedenlerini ortadan kaldırmadan ve susama duygumuzu kazanmadan su içmeye çalışmak yanlıştır. Zira bu sadece su içmekten nefret eder hale getirir.”
Özgönül, susamıyorsak su ihtiyacını nasıl karşılayabiliriz sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Aslında vücudumuzun büyük bir bölümü su olduğu gibi yediğimiz yiyeceklerin de içerisinde çok büyük oranda su vardır. Ev hanımları iyi bilir, sebzeleri kısık ateşte pişirirseniz hemen sulanırlar. Hatta kendi suyunda pişen sebzeler çok daha lezzetli olurlar. Fakat yine de bedenimizin en büyük su kaynağını içtiğimiz içecekler oluşturur. İçtiğimiz bazı içecekler ise sıvı olduğu halde su ihtiyacını gideremez.
İçerdikleri bazı kimyasallar nedeniyle bedenimizde lüzumsuz su depolanmasına yol açabilir veya diüretik yani vücuttan su atıcı etkileri olduğundan içtiğimizde daha çok su kaybı ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle her ne olursa olsun doğal su içmeye de gayret etmemiz gerekir.”
milliyet