- 19 Ağustos 2014
- 1.770
- 5.229
- Konu Sahibi JessicaJoy
- #1
Bu bir öğretmenler odası konusudur ve sözlü şiddet içerir. Uzundur, detaylıdır, okuyanın gözlerine sağlık...
Meslektaşlarımın, öğretmenler odasında bir şekilde bulunmuş velilerin, kendi anılarıyla öğretmenlerini ve durumu değerlendirecek hanımların görüşlerini bekliyorum.
Kalabalık bir okuldayız, her branşta on birden fazla öğretmen var ve sınav hazırlama, evraklar vs konusunda ortak hareket etmemiz gerekiyor.
Aramızda yaşça en büyük olan arkadaşımız soru hazırlama işini kendi tabiriyle "biz gençlere" bıraktı. Tarz olarak öğrencilerin düşük not almasını istediğini ifade ettiği ve zorlayıcı olduğu için biz de bu durumun öğrenciler lehine olduğuna inandık, rahatsız olmadık ve keyifli bir zümreyiz, şimdiye kadar soruları mutlu mesut hazırladık.
Bir gün soru hazırlama toplantısına katılmak istedi. Biz soruları hazırlarken memnuniyetsiz konuştu, beğenmedi ve bu kez sınıflardan birini kendi hazırlamak istedi, bizler de kabul ettik. Ertesi gün gelmesi gereken sorular günler sonra geldiğinde çoktan seçmeli (şıklı) soruların her birinin birden fazla doğru cevabı olduğunu gördük. Sınava sadece bir gün kaldığı için de problemli soruları değiştirerek sınavı o şekilde yaptık ve o da bunu fark edince sorularının beğenilmediğini iddia ederek tartıştı bizimle.
Sonrasında diğerleri muhabbeti sürdürürken ben kendisiyle iletişimi kestim çünkü herkesin içinde zümremizi bu şekilde lanse etmesinden rahatsız oldum, o da benim bu tavrımdan rahatsızdı tabii ki...
Son sınavda ipler tamamen koptu. Kendisine soru hazırlamak için odaya geçtiğimizi söylememize rağmen gelmedi, biz de geçip işimizi bitirdik. Döndüğümüzde kontrol etmesini, isterse sorularda değişiklik yapabileceğini söyledi bir arkadaşımız ve o an orada bulunan öğretmenlerin (yaklaşık yirmi kişi) önünde cümbüş başladı.
"Benim neden haberim yok, nasıl bensiz geçersiniz, ben kızımı bıraktıktan sonra gelecektim" diye bağırmaya başladı. Arkadaşıma öyle bağırdığını görünce "Bana öyle bir şey söylemediniz" dememle "Seni muhatap almıyorum da ondan, herkesi etkin altına alıyorsun, herkes senin dediğini yapıyor, senin burnun havada, terbiyesiz, hadsiz" diye bağırıp çağırması bir oldu. Ben gayet sakin dinledim ve şimdiye kadar böyle bağırıp çağırarak, hakaret ederek kavga ettiğini gördüğüm çok öğretmen olduğundan hiç istifimi bozmadım, gülümseyerek "böyle olacaksam hiç terbiyeli olmayayım, içinizde kalan başka şeyler varsa onları da söyleyin, rahatlarsınız, ruhunuza iyi gelir" dedim, hakarete devam ederse yasal olarak hakkımı arayacağımı da ekledim. "Sahte sahte gülme" diye bağırdı, yalandan gülüyorum sandı ama gerçekten dedikleri umurumda bile olmadı, kendisi benim için hiçbir şey ifade etmiyordu önceki tavırlarından ötürü.
Dilekçe verip idare tarafından hatta ötesi, müfettişler tarafından ifade verdirmek durumunda bırakabilirim. Sendikamı bizzat devreye sokarak dilekçe vermeksizin de uyarı almasını sağlayabilirim ama bunların hiçbirine gerek duymuyorum çünkü zerre kadar umursamıyorum, o gün oradaki tüm öğretmenlerin hakaretle cevap vermediğim için ne kadar olgun davrandığımı ifade etmelerinden gayet memnunum ve öğretmenler odasında süklüm püklüm dolaşmak durumunda kalmasını izlemekten daha büyük bir cezaya gerek görmüyorum zaten kavgalı olduğu onca kişi varken bir de bu olayın herkesin önünde onun karakterini bir kez daha ortaya koymasını yeterli buluyorum.
"Edepli edebinden susar edepsiz ben susturdum sanır" durumu da değil, gerçekten benim için hiçbir şey ifade etmeyen biri söz konusu...
Sorum şu: Siz ne düşünüyorsunuz? Hiç umurunuzda olmamasına rağmen "Dur şununla uğraşayım" der miydiniz? Bugün bir arkadaşım ısrarla "Dilekçe vermek için ne bekliyorsun, kadın neler dedi" diye tutturdu, benim umursamazlığımda sizce de bir problem var mı?
Meslektaşlarımın, öğretmenler odasında bir şekilde bulunmuş velilerin, kendi anılarıyla öğretmenlerini ve durumu değerlendirecek hanımların görüşlerini bekliyorum.
Kalabalık bir okuldayız, her branşta on birden fazla öğretmen var ve sınav hazırlama, evraklar vs konusunda ortak hareket etmemiz gerekiyor.
Aramızda yaşça en büyük olan arkadaşımız soru hazırlama işini kendi tabiriyle "biz gençlere" bıraktı. Tarz olarak öğrencilerin düşük not almasını istediğini ifade ettiği ve zorlayıcı olduğu için biz de bu durumun öğrenciler lehine olduğuna inandık, rahatsız olmadık ve keyifli bir zümreyiz, şimdiye kadar soruları mutlu mesut hazırladık.
Bir gün soru hazırlama toplantısına katılmak istedi. Biz soruları hazırlarken memnuniyetsiz konuştu, beğenmedi ve bu kez sınıflardan birini kendi hazırlamak istedi, bizler de kabul ettik. Ertesi gün gelmesi gereken sorular günler sonra geldiğinde çoktan seçmeli (şıklı) soruların her birinin birden fazla doğru cevabı olduğunu gördük. Sınava sadece bir gün kaldığı için de problemli soruları değiştirerek sınavı o şekilde yaptık ve o da bunu fark edince sorularının beğenilmediğini iddia ederek tartıştı bizimle.
Sonrasında diğerleri muhabbeti sürdürürken ben kendisiyle iletişimi kestim çünkü herkesin içinde zümremizi bu şekilde lanse etmesinden rahatsız oldum, o da benim bu tavrımdan rahatsızdı tabii ki...
Son sınavda ipler tamamen koptu. Kendisine soru hazırlamak için odaya geçtiğimizi söylememize rağmen gelmedi, biz de geçip işimizi bitirdik. Döndüğümüzde kontrol etmesini, isterse sorularda değişiklik yapabileceğini söyledi bir arkadaşımız ve o an orada bulunan öğretmenlerin (yaklaşık yirmi kişi) önünde cümbüş başladı.
"Benim neden haberim yok, nasıl bensiz geçersiniz, ben kızımı bıraktıktan sonra gelecektim" diye bağırmaya başladı. Arkadaşıma öyle bağırdığını görünce "Bana öyle bir şey söylemediniz" dememle "Seni muhatap almıyorum da ondan, herkesi etkin altına alıyorsun, herkes senin dediğini yapıyor, senin burnun havada, terbiyesiz, hadsiz" diye bağırıp çağırması bir oldu. Ben gayet sakin dinledim ve şimdiye kadar böyle bağırıp çağırarak, hakaret ederek kavga ettiğini gördüğüm çok öğretmen olduğundan hiç istifimi bozmadım, gülümseyerek "böyle olacaksam hiç terbiyeli olmayayım, içinizde kalan başka şeyler varsa onları da söyleyin, rahatlarsınız, ruhunuza iyi gelir" dedim, hakarete devam ederse yasal olarak hakkımı arayacağımı da ekledim. "Sahte sahte gülme" diye bağırdı, yalandan gülüyorum sandı ama gerçekten dedikleri umurumda bile olmadı, kendisi benim için hiçbir şey ifade etmiyordu önceki tavırlarından ötürü.
Dilekçe verip idare tarafından hatta ötesi, müfettişler tarafından ifade verdirmek durumunda bırakabilirim. Sendikamı bizzat devreye sokarak dilekçe vermeksizin de uyarı almasını sağlayabilirim ama bunların hiçbirine gerek duymuyorum çünkü zerre kadar umursamıyorum, o gün oradaki tüm öğretmenlerin hakaretle cevap vermediğim için ne kadar olgun davrandığımı ifade etmelerinden gayet memnunum ve öğretmenler odasında süklüm püklüm dolaşmak durumunda kalmasını izlemekten daha büyük bir cezaya gerek görmüyorum zaten kavgalı olduğu onca kişi varken bir de bu olayın herkesin önünde onun karakterini bir kez daha ortaya koymasını yeterli buluyorum.
"Edepli edebinden susar edepsiz ben susturdum sanır" durumu da değil, gerçekten benim için hiçbir şey ifade etmeyen biri söz konusu...
Sorum şu: Siz ne düşünüyorsunuz? Hiç umurunuzda olmamasına rağmen "Dur şununla uğraşayım" der miydiniz? Bugün bir arkadaşım ısrarla "Dilekçe vermek için ne bekliyorsun, kadın neler dedi" diye tutturdu, benim umursamazlığımda sizce de bir problem var mı?