Türkçe dilbilgisi-bilgilerimizi tazeleyelim

Amy lee

Unforgiven
Pro Üye
27 Aralık 2011
63.233
60.873
Selam, Kadınlar Kulübü hatunları :)

En önemli milli değerlerimizden biri olan Türkçemize, günümüzde ne yazık ki eskisi kadar önem verilmemekte.
Konuşmada ve özellikle yazımda, belirgin şekilde yapılan hataları önlemek için bilgilerimizi tekrar etmeye ne dersiniz?

Milletin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.

Mustafa Kemal ATATÜRK

 
Son düzenleme:
harika bir konu hayatım, tebrik ederim sör : )
evet imla benim de takıldığım bir konu, azami gayret gösteriyorum sözcükleri düzgün ve yerinde kullanmaya.
 
DİL NEDİR ?

Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır. Bu tanım bütün canlıların kendi aralarındaki bildirişimlerle ilgili işaret sistemlerini olduğu kadar, insanlar tarafından doğanın ve eşyanın ortak kalıplar halinde manalandırılması olgularını da kapsamaktadır.

İnsan anlatım ve bildirişim için ya hareket eder (jest), ya da ses çıkarır (konuşma) ya da belirli işaretler çizer (yazı). Konuşma dili, yazı dili, hareket dili, insan dilinin üç ayrı görüntüsüdür.





LEHÇE NEDİR ?


Lehçe ya da Diyalekt, bir dilin belli bir coğrafî bölgedeki insanlar tarafından konuşulan çeşididir.

Bir dilin tarihi, bölgesel, siyasi sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt. Kırgız Lehçesi, Kazak Lehçesi vb.

Lehçe kendi kelime dağarcığı ve grameri olan sözel (sözlü veya işaretli olan ama mutlaka yazılı olmayabilen) bir iletişim sistemidir; ağız da denmektedir. Diyalektle uğraşan ilim kolu ise diyalektoloji olarak adlandırılır. Lehçeyi konuşan kişilerin sayısı ve bölgenin büyüklüğü değişir. Bu yüzden geniş bir bölgede pek çok lehçe olabileceği gibi o lehçelerin konuşulduğu daha küçük bölgelerde de başka lehçeler olabilir.



ŞİVE NEDİR ?


Şive: Konuşma tarzı. Aksan. Bir dilin bölgesel söyleniş tarzı.

Bir dil veya lehçenin daha az konuşma farkları gösteren ve bölgeden bölgeye veya şehirden şehire değişebilen küçük kollarına denir.

Şivenin sebepleri fonetik ve morfolojik, folklorik farklılıklardır. Bir şivede en eski dil yapılarından, komşu dillerden öğeler bulunabilir. Coğrafik şartlara göre halkın gırtlak yapısı eski dilin seslerine aşina olabilir.

Gitmek örneğinde:
-Karadeniz: cideyrum.
-Ege: gidiyom.
-Trakya: gitcem, örneklerindeki gibi.
 
TÜRK DİLİ'NİN GEÇMİŞİ ve ADIM ADIM MODERN TÜRKÇE

Türk dili, Ural-Altay dil grubuna dahil olup, Moğol, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin de yer aldığı Altay dilleri ailesi veya Altay dilleri topluluğuna mensuptur.
Yapı bakımından Altay dilleri ailesine giren bütün dillerde olduğu gibi, Türkçe de eklemeli (mülâsık = yapışkan) dillerdendir.
İlk devreleri karanlık olmakla birlikte elde bulunan vesikalar ve Çin kaynaklarının verdiği bilgiler, Türk dilinin geçmişinin, tarih öncesine gittiğini göstermektedir. Ancak, Türkçe derli toplu metinler, Yenisey-Orhun mezar taşları ile ele geçmiştir. Bilhassa Orhun Âbideleri'nde işlenmiş bir Türkçe ile karşılaşılması, Türklüğün kendine has alfabe sistemi, dil ve tarih şuurunun bulunmasına bakılırsa, Türk dilinin tarih itibariyle daha eski zamanlara götürülebileceği fikrini vermektedir. Zaten bu sahanın âlimleri, Orhun Âbidelerindeki işlenmiş ve gelişmiş Türkçe'ye bakarak, dilin tarihî devrelerini, milattan önceki devirlere çıkarmaktadırlar. Şimdiye kadar Rusya ve Çin sınırları içinde bulunması, yapılacak kazıları imkânsız kıldığından, Türk dilinin eskiliği meselesi şimdilik bu kadar aydınlatılmıştır. Esik, Kurgan vs. gibi kazılar da zaten Ruslar tarafından yapılmaktadır. Aydınlatıcı bilgiler, bu itibarla sınırlı olmaktadır. Ancak, bundan sonraki çalışmalar, Türk dili için ümit verebilir.

Geçmişiyle birlikte Türkçe;

- Altay
- En Eski Türkçe
- İlk Türkçe
- Eski Türkçe
- Orta Türkçe
- Yeni Türkçe ve
- Modern Türkçe devri olmak üzere yedi ana devrede ele alınmaktadır.

Altay devri; Türk-Moğol dil birliğini meydana getirmekte olup, Türkçe'nin Moğolca ile ayrılmaya başladığı veya bir olduğu devirdir. Kısaca bu devir, Türk ve Moğol dillerinin ana kaynağını teşkil etmektedir.
Proto-Türkçe de denilen En Eski Türkçe devriyle İlk Türkçe devirleri hakkındaysa kesin bilgi bulunmamakta ve Türk dilinin bu devreleri karanlık kalmaktadır. Ancak Türkçe'nin milattan önceki ve milattan sonraki 1000 yıla yakın bir zamanı, bu devrenin içindedir. Bu devrin temsilcisi Hunlar olup, haklarındaki bilgiler, derme çatma ve dağınık da olsa, Çin kaynaklarından elde edilmektedir.
 
Eklerde Büyük Ünlü Uyumu

Ekler eklendikleri sözcüklerin ünlülerine göre uyum sağlar.
Eklerin inceliği ve kalınlığı köke göre değişir,incelir,kalınlaşır.

Örn: defter-ler, kapı-lar, sıra-lar

NOT:
* Türkçe olmayan sözcüklere gelen ekler, son ünlüye göre uyum gösterirler.
Örn: Kalem-ler, cüzdan-lar,kitap-lık,kalem-lik ...

* Kimi ekler,büyük ünlü uyumuna uymaz.

-yor : isti-yor (iste-yor değil) Ulama eki alır.
oturu-yor, arı-yor ...
-leyin: sabah-leyin (sabah-layın değil)
-ki: akşam-ki (akşam-kı değil)
bazı sözcüklerde yuvarlaklaşır dünkü,öbürkü
-gil: Hasangil (Hasan-gıl değil)
-ken: uyurken (uyur-kan değil)
-ımtrak: yeşilimtrak yeşil-ımtrak değil) Bu ekin yalnız i ünlüleri değişir. Mor-umtrak
-deş: kardeş (kar-daş değil)
 

2. “DE” BAĞLACI

* Eşitlik, gibilik anlamı katar.

"O filmi ben de seyrettim."
"Bence Aslı da bu işten anlamıyor"


* Abartma anlamı katar.

"Çocuğun okuduğu şiir de şiirdi hani."
"Aldıkları araba da araba yani."


* Küçümseme anlamı katar.

"Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim."
"Sanki bu işten anlıyorsun da konuşuyorsun."
"Büyüyecek de adam olacak da bize bakacak."


* Sitem anlamı katar.

"Okula kadar geldin de bir selam vermedin."
"İzmir’e kadar geldin de yanıma uğramadın."


* Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı katar.

"Kardeşin de mi bizimle gelecek?(Şaşma)"
"Ufaklık, kalemi vermem de vermem,diyor.(İnat)"
"Ailesiyle kavga etti de evi terk etti.(Sebep)"
"Dışarı çık da göreyim."


* Ama, fakat anlamında kullanılır.

"Pansiyona kaydını yaptı da yerleşmedi."
"Bize gelmiş de fazla kalmamış.”


UYARI: Türkçede biri bağlaç diğeri hal eki olan iki çeşit “de” vardır. “De”yi cümleden çıkardığımızda cümlenin yapısı bozulursa ektir bitişik yazılır, bozulmazsa bağlaçtır ayrı yazılır.

Örnek: "Bakkalda sebze de satılıyormuş."
"Ayşe de okulda kalmış."

(altı çizili "de" bağlaçtır.)
 

. “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI

* Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlar.

"Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi kazanamadı."
"Her sabah spor yapıyor ama zayıflayamıyordu."


* Koşul, pekiştirme anlamı katar.

"Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin."
"Seninle sinemaya gelirim ama işim olmazsa."
"Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın."
"Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var."
"Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı."
 

“ANCAK” ,“YALNIZ” BAĞLACI

* Ama, fakat anlamında kullanılıyorsa bağlaç,
* Bir tek,sadece anlamında kullanılıyorsa edat,
* Önündeki ismi niteliyorsa sıfat,
* Fiili niteliyorsa zarftır.

"Geziye yalnız bizim sınıf katıldı." (edat)
"Bu adam evde yalnız yaşıyor." (zarf)
"Yalnız insanlar hayata karamsar bakarlar." (sıfat)
"Onunla konuşurum yalnız fikrim yine de değişmez." (bağlaç)
"Bu işin üstesinden ancak sen gelirsin." (edat)
"Yoğun trafikte işe ancak yetişebildim." (zarf)
"Bütün gün evde yalnızdım." (adaşmış sıfat)
"Filmi seyredebilirsin ancak yarın erken kalkmalısın." (bağlaç.)

 

“Kİ” BAĞLACI

* Özneyi pekiştirir

"Ben ki yedi iklimin padişahıyım."
"Sen ki Fransa eyaletinin valisisin."


* Neden-sonuç vardır.

"Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor."
"Sana değer veriyorum ki seninle konuşuyorum."


* Kuşku, yakınma, şaşma, amaç-sonuç, tahmin ...

"Beni tanımıyorsun ki…" (Yakınma)
"Kafamı bir kaldırdım ki onu karşımda gördüm." (Şaşma,)
"Arabayı o çizmiş olabilir mi ki? (Kuşku)
"Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın." (A-S)
"Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış." (tahmin)

 
güzel konu olmuş. dil bilgisinin içinde kaybolmadan önce şunu belirtelim lütfen;

ayile değil aile
herkez değil herkes
eylence değil eğlence
deyer değil değer
yalnış değil yanlış
yanlız değil yalnız
 
güzel konu olmuş. dil bilgisinin içinde kaybolmadan önce şunu belirtelim lütfen;

ayile değil aile
herkez değil herkes
eylence değil eğlence
deyer değil değer
yalnış değil yanlış
yanlız değil yalnız

zamanla her şeyi en ince ayrıntısına kadar yazacagım :)
benımde pek iyi olduğu söylenemez:KK53:
klavyemde sorun var, bazen gıcık edıyor benı.
 
topluca ne konuşurken dikkat ediyoruz ne yazarken, dilekçe değilse zaten yazılan hak getire dil bilgisi. günlük hayatta da "yapacağım, gideceğim" demiyoruz, "yapıcam, gidicem" hatta abartıp "yapcam" diyen bile oluyor. ne anlatım bozuklukları yapıyoruz konuşurken, o kadar dert değil de, bir önceki yazdığım yanlışlar var ya, deli ediyor beni. ilk okulda öğretiyorlar yahu el insaf. :KK19: :KK19: :KK19:
 
topluca ne konuşurken dikkat ediyoruz ne yazarken, dilekçe değilse zaten yazılan hak getire dil bilgisi. günlük hayatta da "yapacağım, gideceğim" demiyoruz, "yapıcam, gidicem" hatta abartıp "yapcam" diyen bile oluyor. ne anlatım bozuklukları yapıyoruz konuşurken, o kadar dert değil de, bir önceki yazdığım yanlışlar var ya, deli ediyor beni. ilk okulda öğretiyorlar yahu el insaf. :KK19: :KK19: :KK19:

canım telaffuzda ''yapacağım'' denilmez zaten :) ''yapıcam'' denir.
türkçe yazıldığı gibi okunmaz.:KK34:

ben diksiyon kursuna gittim.
 
Son düzenleme:
canım telaffuzda ''yapacağım'' denilmez zaten :) ''yapıcam'' denir.
türkçe yazıldığı gibi okunmaz.:KK34:

ben diksiyon kursuna gittim.

Böyle bir konu açıyorsan, her şeyden önce Türkçenin "T" si büyük yazman gerekiyor..

Güzel konu...
Umarım herkes faydalanır ve elinden geldiğince özen gösterir güzelim Türkçemize...
 
Böyle bir konu açıyorsan, her şeyden önce Türkçenin "T" si büyük yazman gerekiyor..

Güzel konu...
Umarım herkes faydalanır ve elinden geldiğince özen gösterir güzelim Türkçemize...

elbette biliyorum
sadece alışkanlık olmuş.
 
elbette biliyorum
sadece alışkanlık olmuş.

Türkçe ile ilgili hatalarımız hep alışkanlıktan zaten...
Bu konu, bu alışkanlıkları en aza indirgemeyi amaçlıyor...


Filtrekahvenin dediği gibi yanlış bilinen ve yazılan kelimelere de değinmek faydalı olacaktır...
Türkçe konusunda epey hassasım, vakit buldukça takip edeceğim konunu..
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Türkçe ile ilgili hatalarımız hep alışkanlıktan zaten...
Bu konu, bu alışkanlıkları en aza indirgemeyi amaçlıyor...


Filtrekahvenin dediği gibi yanlış bilinen ve yazılan kelimelere de değinmek faydalı olacaktır...
Türkçe konusunda epey hassasım, vakit buldukça takip edeceğim konunu..

evet, yazım kurallarına pek dikkat ettiğim söylenemez
aceleden yazılmanın etkisi de çok büyük.

zaten dilbilgim zayıftır, o yüzden
konu anlatımlı ve pratıklerle düzeleceğini umduğum için açtım konuyu
hafızam da pek iyi sayılmaz.

kısacası, bu konuda iyi sayılmam.
takip etmek istersen elbette gelebilirsin.
 
evet, yazım kurallarına pek dikkat ettiğim söylenemez
aceleden yazılmanın etkisi de çok büyük.

zaten dilbilgim zayıftır, o yüzden
konu anlatımlı ve pratıklerle düzeleceğini umduğum için açtım konuyu
hafızam da pek iyi sayılmaz.

kısacası, bu konuda iyi sayılmam.
takip etmek istersen elbette gelebilirsin.


Kendin için de iyi bir şey yapmışsın o zaman...
Hepimizin hataları var, kimse kusursuz kullanmıyor Türkçeyi...
 
Son düzenleyen: Moderatör:


“mi” soru eki, kendinden önce gelen sözcükten -her durumda- ayrı yazılır. Bunun- la birlikte ünlü uyumlarına uyar:
Geldiniz mi?

Aldı mı?
Konuştun mu?
Görür müyüz?
Kendinden önceki sözcükten ayrı yazılmasına karşın, mi soru ekine başka ekler getirilebilir: Öğretmen misiniz?

Konuşur musunuz?
Bu ek kimi zaman soru anlamı vermeyebilir. Bu durumda, olumlu olan anlamı pekiştirir:
Hava sıcak mı sıcak!

Gitmez olur muyum?

Bu cümlelerden birincisinde havanın çok sıcak olduğu, ikincisinde ise kişinin mutlaka gideceği anlatılıyor.




 
Son düzenleme:

BİTİŞİK YAZILAN BİRLEŞİK SÖZCÜKLER (BİTİŞİK SÖZCÜKLER)

Yazılışları bitişik olan birleşik sözcüklere bitişik sözcük denir. Birleşik sözcükler, aşağıda gösterilen durumlarda bitişik sözcük olur ve bitişik olarak yazılır:
A. Ses türemesi:Arapçadan dilimize girmiş olan af, zan, his, ret, zem gibi sözcükler etmek, eylemek, olmak yardımcı eylemleriyle birlikte kullanıldıklarında, sözcüklerin asıllarında olan bir ses türer. Bu durumdaki birleşik sözcükler bitişik yazılır:
af >
affetmek zan > zannetmek

affolunmak hâl > hâlletmek

affeylemek zem > zemmetmek
ret > reddetmek his > hissetmek

reddeylemek

hissedilmek

reddolunmak

hissolunmak
B. Ses düşmesi: Arapçadan dilimize girmiş devir, emir, hüküm, kahır, kayıp, keşif, nakil, sabır, zehir gibi sözcükler yardımcı eylemlerle birleşirken, asıllarına uygun olarak ikinci hecedeki ses düşer: Bu ses değişiminin etkisiyle de bu sözcükler bitişik yazılır:

devir + etmek > devretmek

emir + etmek > emretmek

hüküm +etmek > hükmetmek

kahır + etmek > kahretmek
kayıp + olmak > kaybolmak
keşif + etmek > keşfetmek
nakil + etmek > nakletmek
sabır + etmek > sabretmek
zehir + etmek > zehretmek







· Ad durumundaki sözcükleri tek başına kullanılmayan kimi birleşik sözcükler de bitişik yazılır:bahşetmek, bahşolunmak, hamletmek, serdetmek…
· Ses düşmesine uğrayan iki addan oluşmuş birleşik sözcükler bitişik yazılır:
kahve + altı
> kahvaltı
kayın + ana > kaynana
ne + için > niçin
pazar + ertesi > pazartesi
güllü + > güllaç

 
X