Blog

  • Jacqueline Elbise Koleksiyonu

    Jacqueline Elbise Koleksiyonu

    Yenilikçi çizgisiyle kadınlar için benzersiz kıyafet koleksiyonları hazırlayan Jacqueline kadın giyim alanında birbirinden şık koleksiyonlar hazırlayarak farklı, yenilikçi ve kaliteli bir marka olarak moda dünyasında yerini almaktadır.

    Jacqueline Koleksiyonu

  • İbrahim Saraçoğlu Göbek Eritme Kürü

    İbrahim Saraçoğlu Göbek Eritme Kürü

    Aç ya da tok karına içebilirsiniz. Bu karışımı her gün taze olarak hazırlayıp için, Daha fazla hazırlayarak buzdolabında saklamayın…

    Göbek Yağlarını Eritmek için Doğal Kür

    * 4 adet taze lahana yaprağı,
    * 1 demet taze maydanoz,
    * 1 adet sulu limon
    * Yarım litre su

    Göbek Eritme Kürü Hazırlanışı:

    Yarım litre klorsuz suyu kaynatın. Kaynayan suyun içine lahana yapraklarını atın. Lahana yapraklarını en az üç dakika kaynattıktan sonra maydanozları da ilave ederek yaklaşık üç dakika daha kaynatın.

    Karışımı ocaktan indirip soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra karışımı süzün İçine 1 limonun suyunu ekleyin.

    İbrahim Saraçoğlu Göbek Eritme Kürü nasıl kullanılır?

    Bu lahana suyundan günde 2 veya 3 kere içilmelisiniz. Aç ya datok karına içebilirsiniz. Bu karışımı her gün taze olarak hazırlayıp için, Daha fazla hazırlayarak buzdolabında saklamayın

    Karışımın içine kesinlikle tatlandırıcı katılmamalıdır.

    Göbek eritme kürünü sadece 3 hafta uygulayın…

  • Dekoratif Ayna ve Saat Modelleri

    Dekoratif Ayna ve Saat Modelleri

    Duvarlarınıza değişik, alışılmışın dışında dekoratif ayna ve saatlerle yeni tarzlar yaratabilirsiniz. Birbirinden güzel modeller galerimizde sizlerle…

    Dekoratif Ayna ve Saat Modelleri

  • Dolgun Saçlara Sahip Olmak İçin Öneriler

    Dolgun Saçlara Sahip Olmak İçin Öneriler

    Saçlarınızın dolgun ve mükemmel görünmesini ister misiniz? Öyleyse işe saçlarınıza hacim katmakla başlamalısınız. Bunun için de bu 6′lıyı asla kaçırmamalısınız!

    • Saçınızın dolgun görünmesi, hacim kazanması için en basit yollardan biri saçınızı kurutmaya başınızın yukarısından başlamanızdır. Çünkü saçlar kökten uca doğru kurur.
    • Hacim verici şampuanlarla yıkadıktan sonra saçlarınızı düz tarayın, başınızın üstünde toplayın veya uçlarını yumuşak bir şekilde kıvırın. Saçlarınızı basit bir at kuyruk yapabilirsiniz. Bu saçlarınıza hacim kazandırır ve kısa, ince saçları bile bu şekilde kurutmak zaman alır.
    • İki adımda kurutun ve şekil verin. Saç kurutma makinesiyle yüksek ısıda kuruttuktan sonra saçınız yüzde 80 kuru iken şekillendirici kullanın. Şekil vermeye başlamadan önce saçınızı ne kadar çok kurutursanız, verdiğiniz şekil o kadar kalıcı olur ve dolgun gözükür.
    • Daha fazla hacim istiyorsanız, başınız dik bir haldeyken, saçlarınız yuvarlak bir fırça ile düz bir şekilde yukarı kaldırın. Bu başınızı eğip yapmanızdan daha iyidir.
    • Daha kolay hacim için yılladır saç uzmanları, saçları normalde istediğiniz yönün tersine taramanızı tavsiye etmişleridir. Bu işe yarar çünkü saçları bir yöne kaldırıp kurutursunuz ve daha sonra ters yöne tararsınız. Doğal olarak dik dururlar.
    • Saçlarınızı tersten kurutmanız saçlarınızı daha dolgun gösterebilir ancak dikkatli olun bazen bu işlem saçlarınızın elektriklenmesine neden olabilir.

    Saç Bakımı, Saç Rengi, Saç Renkleri, Saç Modelleri, Saç Şekilleri

  • Toplum Bastırılmış Cinselliğini Şarkılarda ve Kliplerde Buluyor!

    Toplum Bastırılmış Cinselliğini Şarkılarda ve Kliplerde Buluyor!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “EROTİK ŞARKILAR ERKEN YAŞTA CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEYE YOL AÇABİLİYOR!”

    Müzik piyasasında büyük bir durgunluk yaşanırken, argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran sözler içeren müzik albümlerinin çok satmasının beraberinde getirdiği tartışma her geçen gün büyüyor. Birer sosyal medya fenomeni olan ama haklarında bir şey bilinmeyen Gam Gam Style ve Elvan Dalton parçaları son günlerde gündemde uzunca yer buldu, birçok muadili piyasaya çıktı. Ekranlarda yoğun görmemizden ve radyolarda çokça çalınmasından dolayı insanlar “Nedir bu Gam Gam Stlye ve Elvan Dalton?” diye sormaya başladı. Ağır argolu, oynak ritimli Elvan Dalton şarkısının videosunuYoutube’da yaklaşık 6 milyon insan tıkladı. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran şarkılara ve video kliplerine olan ilginin artmasının nedenlerini açıkladı…

    TOPLUM BASTIRILMIŞ CİNSELLİĞİNİ ŞARKILARDA VE KLİPLERDE BULUYOR!

    Olayı toplumsal ve kültürel erozyon olarak tanımlayan CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Son dönemde cinselliği uluorta gözler önüne seren, küfürlü sözlere sahip şarkılar ve video klipler sükse yapıyor. Müzik piyasasında büyük bir durgunluk yaşanırken argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran şarkılara ve video kliplerine ilginin artması, toplumun kendi bastırılmış cinselliğini bu şarkılarda bulmasından ve cinsel şiddetin her geçen gün artmasından kaynaklanıyor. Ülkemizde cinselliğin hala bir tabu olduğunu kabul edersek, adı sanı duyulmayan genç türkücülerin albümlerinin yok satması durumu hiçte şaşırtıcı değil. Esprili bir cinselliği çağrıştıran bu tür albümler; cinsellikle ilgili yaşanan sorunların, kültürel yapımızı ve sosyal ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilemesinden dolayı çok satıyor. Türkiye’de cinsellik ve cinsel sorunlar konusunda bilgi ve bilinç düzeyi çok düşük. Bu nedenle de, cinsel sorunlar çok az konuşuluyor ve genellikle çözümsüz kalıyor.” dedi.

    ELVAN DALTON’U DAHA ÇOK VAROŞLAR DİNLİYOR!

    Şehirlerin varoşlarında öfkenin her geçen gün arttığına dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bastırılırmış her türlü duygu patlama noktasına gelmek üzere. Şarkıların toplumun aynası olduğu söylenir. Varoş insanları konuşamadıkları ve sağlıklı bir alana aktaramadıkları duygularını cinsellik içeren şarkılarda fark ediyor. Çünkü‘Benim adım Elvan Dalton, ben gezerim balkon balkon. Gelirimde koynuna girerim ama kobrayı dolarım boynuna…’ veya ‘Yakacaksın sobayı, ısıtacan odayı, saat beşe gelince göreceksin pompayı…’ sözlerinde, insani derinlik ve gelişmişlik açısından kültürel bir erozyonun etkisi gizlidir.” dedi.

    YERLİ GAM GAM STYLE ÇOCUKLARA VE GENÇLERE KÖTÜ ÖRNEK OLUYOR!

    Çocuklar ve gençlerin cinsellik içeren albümlerdeki basitliği ve taklitçiliği sezemediklerini söyleyen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Sanatsal hiçbir değeri olmayan ve birkaç günde internetin, TV kanallarının ve radyoların etkisiyle Türkiye’nin gündemine oturan albümler çocuklarımıza ve gençlerimize güzel geliyor, sevmeye başlıyorlar. Ama tehlikeli olan ise çocukların ve gençlerin değer yargılarındaki olumsuz değişimdir. Bu tür albümler kolay şeyleri, değersiz şeyleri, kolay yoldan elde edilen şeyleri sevmeye yöneltiyor ve kötü örnek oluyor. Bir işin eğitimini almak, onlar için hiçbir değer ifade etmiyor.” dedi.

    CİNSEL İÇERİKLİ ŞARKILAR VE VİDEO KLİPLER NE YAPIYOR?

    Cinsel ifadelerin ve görüntülerin yer aldığı müzikleri dinleyen gençlerin erken yaşta cinsel ilişkiye girme ihtimalinin iki kat fazla olduğu ifade eden CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “ABD’de yapılan bir araştırma, düzenli olarak cinsel ifadelerin yer aldığı müziği dinleyen gençlerin erken yaşta cinsel ilişkiye girme ihtimalinin diğerlerine göre iki misli olduğu belirlendi. Bununla birlikte bu tarz müzik dinlemenin erken yaşta cinsel ilişkiye girmeye doğrudan katkısı olduğunu söylemek bilimsel olarak zor olsa da, aralarında bir bağlantı olduğunu vurgulamak gerekiyor. Bu nedenle anne ve babalar bu gerçeği göz önünde bulundurmalı, çocuklarıyla cinselliği, bu tarz şarkıları ve sözlerini konuşmalıdır.” dedi.

    70’Lİ YILLARDAKİ SEKS FURYASI GİBİ…

    Argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran albümlerin 70’li yıllardaki seks furyasını hatırlattığını söyleyenCİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Türk sinemasının 1974-1980 seks filmleri ve karanlık dönemi sayılan araya parça giren yıllardaki Parçala Behçet, Yırt Kazım gibi filmlerin isimlerinden çağrışımların bulunduğu argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran albümlerde bir yenilik, yaratıcılık yok. Bu nedenle zamanla kendilerini baltalar hale gelecekler. Bu nedenle yasaklamak yerine her şeyi zamanın teskin edici etkinse bırakmak lazım. Ancak ceza gelmiyor diye‘Arabada beş, evde on beş hoşuma da giderse ağaya beleş…’ sözleriyle işin suyunu çıkarmamak lazım. Burada görev RTÜK’ten önce sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya düşüyor.” dedi.

    EĞİTİM ŞART!

    Cinsel şiddetin önlenebilmesinde, kültürel ve toplumsal yozlaşmanın önüne geçilmesinde eğitimin önemine dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Eğitim sadece okullarda verilen derslerden ibaret değildir. Eğitimin insanın doğduğu andan itibaren başlar. Çünkü hiç kimse cinsel şiddete maruz kalmak istemez, hiç kimse cinsel şiddeti hak etmez, hiçbir davranış cinsel şiddet için neden olarak gösterilemez, her tür cinsel şiddet kanunlar ve toplum önünde suçtur, hiç kimse cinsel şiddet uygulamak üzere doğmaz, onlar zamanla bu hale getirilir. Cinsel şiddeti cinsel mitler, yanlış kültürel değerler ve eğitimsiz toplum yaratır. Okullarda çocukların terbiye edilmesi için şiddet uygulanması hoş karşılanıyor, sayıları artık azalsa da erkeklere askerde şiddet ve şiddetin erkeklik için ne kadar gerekli olduğu öğretilebiliyor. Argo, şiddet ve cinsellik çağrıştıran albümler gibi gerek sesli ve görüntülü yayınlarda, gerekse internet dünyasında cinsel şiddet olaylarının yaygınlığı, bu tür eğilimlere hazır kişilerde, şiddet eğilimlerini ortaya çıkartabiliyor. Bu bakımdan, medyanın cinsel şiddete, toplumsal ve kültürel yozlaşmaya yönlendirebilecek her türlü yayından kaçınması ve bu konuda çok daha bilinçli bir tutum sergilemesi zorunludur.” dedi.

  • Ofiste Aşk

    Ofiste Aşk

    İşyerinde aşk yaşamak son derece riskli bir durum… Ancak monoton hayatımızda başka yerde aşk ihtimalleriyle karşılaşma şansımız ne kadar ki? O halde oyunu kuralına göre oynayalım!

    Aşkın ne zaman, nerede karşınıza çıkacağı belli olmaz. Aşkın gelişi trafik kazası, yaz yağmuru gibidir. Kendinize koyduğunuz kuralları tanımaz, sınırları aşar veee… Bir gün kendinizi “Asla yapmam”, “Asla yaşamam” dediğiniz durumların içinde buluverirsiniz.

    “Ofiste aşk yaşamak ister misiniz?” diye sorulsa, hemen hepiniz aynı cevabı verirsiniz: “Asla!”. Çünkü bilirsiniz ki, ofiste aşk yaşamak belalı bir iştir. Karşınıza çıkan pek çok örnekten almanız gereken dersi çoktan almışsınızdır. Bu kuralı ihlal edip ofiste aşk yaşayan arkadaşınızdan, ofis dedikodularının acımasızlığından yara almış olanlardan kendinize pay çıkarmışsınızdır. Ama ne demiş atalarımız: “Büyük konuşmayın!”. Koşul dinlemeyen aşk, insanın karşısına ofiste de çıkabiliyor.

    Ofiste aşk neden tehlikeli?

    İş, eğer insanın hayatına dâhil olsaydı, adına iş hayatı ya da çalışma hayatı denmezdi. Ofis yani işyeri, kendi kurallarıyla var olan, kendi kurallarıyla işleyen, bu nedenle çalışma hayatı diye andığımız özel bir alan. Yaşadığımız hayatın en büyük bölümünü orada geçiriyor olsak da; en delimiz bile, günlük hayatını, iş hayatının kurallarıyla yaşamayı göze alamıyor.

    Bu nasıl bir hayattır diye sorarsak, kısaca şunu demek mümkün: “İş hayatı; sınırları belli, tanımı yapılmış bir iş için, bu işe uygun hazırlanmış bir mekânda, işin gereği olan tüm faaliyetleri sürdürdüğümüz zaman dilimidir.” Elbette orada beslenir, tuvalete gider, günlük sohbetler yaparız ama oradaki sınırlarımız işle çizilidir. İşten ayrıldığımızda mekânla bağımız kopar, hatta iş arkadaşlarımızla da… Bu nedenle bir işte 10 yıl çalışmış olsanız da, orası sizin hayatınız değildir. İşten ayrılır, hayattan ayrılmazsınız…

    Ve bir de ofis kuralları vardır. İşyerlerinde de genellikle kişisel zevkinizi ortaya koyan bir giyim tarzından çok, işin gerektirdiği gibi giyinirsiniz. İlişkilerinizin en derini bile, okul arkadaşınızla kurduğunuz yakınlık düzeyinde değildir. İstisnalar kaideleri bozmaz ama işin kendi yapısından ötürü, orada bulunuşunuz ister istemez eğretidir. Bu nedenle küçük sohbetleriniz; ofis dedikoduları ve günlük hayattan işe taşıdığınız küçük detaylarla sınırlıdır. Herkes mesai dolduğunda ofisten ayrılıp kendi hayatına döner; tabii kendi hayatı diyebileceği bir şey geride kalmışsa! Zaman zaman bir-iki iş arkadaşınızla dışarıda da görüşürsünüz… Ama ilginçtir, orada da ofisteki sohbeti uzatmaktan başka bir şey yapmazsınız. Hatta çoğu zaman iş konuşmaları yaparsınız. Bu kaçınılmazdır.

    Bu kadar kısır bir ortamda nasıl aşk doğar derseniz, anlatalım…

    Bazen biriyle karşılaşırsınız ve bu karşılaşma yoğun bir enerji yaratır. Karşılaşma doğal olarak işyerinizde de başınıza gelebilir. Mesela ofise yeni gelen biri bu enerjiyi yüksek düzeye çıkarabilir… Kısıtlı hayatınıza isteseniz de bir türlü bir karşı cins girmemektedir. Bu nedenle yoğun bir kinetik enerji üretimi yapmaktasınızdır. Elbette istemeden, karşı cinsin kim olduğuna bağlı olmadan, erkek ya da kadın enerjisi hissetmek sizi hızla yükseltir. Dosya alıp verirken kazayla olan dokunmalar, cinsel çağrışıma neden olan küçük hareketler gibi… Bu durumda birine kazayla sürtünmeniz bile aklınıza farklı konular getirmeye başlayabilir…

    Aşk, zaman zaman kavga ve çekişmeyle başlar. Didiştiğiniz biriyle bir bakmışsınız ki aşk yaşıyorsunuz. İşyeri gibi, rekabetin yüksek olduğu bir alanda, kısa bir süre öncesine kadar sinir olduğunuz birine, ansızın aşık olduğunuzu hissetmeye başlayabilirsiniz. Aranızdaki uyum şaşırtıcıdır. Ofisten biriyle o kadar iyi sohbet eder ve uyumlu olursunuz ki sizi bu kadar iyi karşılayan ve anlayan birine kayıtsız kalmanız neredeyse imkansız hale gelir…

    Gördüğünüz gibi günün çoğunu birlikte geçirdiğiniz bir çalışma arkadaşınıza aşık olmanız hiç de zor değil. Eğer duygularınıza gem vurup aşka kayıtsız kalırsanız, başınız belaya girmez, sakin hayatınız dalgalanmaz. Üstelik belki işyerindeki başarınız bu platonik duygularınızın etkisiyle birkaç puan yükselebilir. Çünkü bu tarz bir aşk, insanın işe gitmesi için iyi bir motivasyon kaynağı yaratır.
    Ama eğer platonik aşkın bir adım ötesine geçilmiş ve ilişki başlamışsa… İşiniz zor demektir. Ofiste bir ilişki sürdürmenin pek de iyi ya da kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle ofis aşkı bir trafik kazası gibi başlar. Bunun için de uygun koşulların oluşması gerekir.

    OFİSTE İLİŞKİ NASIL BAŞLAR?

    Zararsız akşam içkileri, öğle molalarında yapılan kaçamaklar, masum, masum olduğu kadar da tehlikelidir. Hele ortada uygun aşk potansiyeli varsa… İçki öldürür, kumar söndürür demiş atalarımız. İyi de elemişler. Gerçi bu işin ucunda ölüm yüzdesi düşük olsa da, kaskonuz olup olmadığına dikkat edin. Hoşlandığınız biriyle yaptığınız her şey size ilişki ihtimali getirir. Ben şahsen, hayatın hiçbir alanında aşka karşı değilim ama karşı olanları, bu konuda uyarıyorum. Başınızı belaya sokacak bir eğilim içindesiniz.

    Masum görünen tüm yakınlıkların altından bir ilişki çıkabilir. İlişkiler ortaya çıkarken size “Ce-ee” demezler. Yani olur olmaz ya da ihtimal belirir belirmez onlardan korkmazsınız… Aksine, başlangıçlar müthiş heyecanlı ve keyiflidir. Ofiste de olsa, sizi kaygılandırsa da gelişinden rahatsız olmazsınız. Sorun, ilişkinin ortası ve sonunda ortaya çıkar, ilişki bitirdiniz diye işinizi bırakmaya hazır mısınız? Ya da iş için tartışmanız gereken bir konuyu, sırf karşınızdakine yakınlık dereceniz arttı diye umursamazlıktan mı geleceksiniz? Bunlar önemli kararlar…

    Ofiste aşk yaşamaya dair…

    Ofiste aşk yaşamak gayet riskli bir durum… Ancak hiç mi hoş tarafı ve olumlu yanları yok derseniz, var elbette. Öncelikle yaşadığınız heyecan ofise gitme ve çalışma isteğinizi artırır. Yıllardır çalışan biriyseniz, işe gitmek büyük olasılıkla sizin için otomatik bir reaksiyon haline gelmiştir. Sizi motive eden, işe gitme isteğinizi artıran bir aşk potansiyeli, işle ilişkinizi hızla ve kolaylıkla geliştirir. İşyerinde geçirdiğiniz sıkıcı saatlerde, aşık olduğunuz kişi bir yan tema olarak arka planda resmi değiştirir. Tıpkı masanın üzerine çiçek koymanın yarattığı sihirli etki gibi… Ama bu durum elbette çiçek koymaktan da etkilidir.

    Ancak ilişki yaşamaya başladığınızda, giderek küçük kıskançlıkların ve sorunların çıkacağını da unutmayın.

    Patronlar, evli çiftlerin aynı ofiste çalışmasını çeşitli nedenlerden istemezler. Bu nedenlerin en başında da duygusal sorunların işe taşınma ihtimalleri gelir. Duygusal sorunlar işe taşındığında, ister istemez diğer çalışanlar da etkilenir. Aynı durum, ilişki yaşanırken de söz konusu olabilir. Ofiste aşk, yaşayanlar haricinde çevredekiler için draması yüksek eğlenceli bir konudur. Bir anda kahve molalarının keyifli gündemi haline geliverirsiniz.

    Aynı kişiden hoşlanan birden fazla kişi olması ihtimali de güçlüdür. Eğer etrafta rakipler varsa, ilginç tablolar ortaya çıkar ve emin olun bu tablolar, işin düzgün grafiklerine benzemez. Bu tablolardan işverenin pek hoşlandığı da söylenemez. Patronlar manzara resimlerini, daha çok kendi portrelerini severler. Onlar için en kötü çalışan, duygusal çalışandır.

    Ama illaki ofiste aşk yaşıyorsanız ya da bu potansiyeli kışkırtma eğiliminiz varsa, “Ondan başkasını bulamadım” diyorsanız, devam edin. Yüreğinizin götürdüğü yere gidin! En azından tehlikeyi bilen biri olarak, emniyet kemerinizi kullanmayı unutmayın.

    Emniyet kemeri mi? O da ne diyorsanız, söyleyelim. Siz siz olun, ne yaşarsanız yaşayın, karda yürüyüp, izinizi belli etmemenin bir yolunu bulun. Gece başka, gündüz başka insan olun!

    En önemlisi eğer fotokopi makinesi üstünde seks yapma gibi ateşli bir fanteziniz varsa, mesai dışı saatlerde ofiste çalışan temizlik görevlilerini ve işine aşık, her saatte ofise gelmeye eğilimli patronları da sakın aklınızdan çıkarmayın!

     

    Aşk ve İş Birbirine mi Karıştı ?

     

  • Sembol Saat Dekorasyonu

    Sembol Saat Dekorasyonu

    Sembol Tablo’nun farklı tarzlara uygun saat tabloları ile salonunuzun ya da evinizin her hangi bir köşesini şık saat tablolarla renklendirebilirsiniz..

    Sembol Saat Modelleri

  • Romatizma ağrılarına bitkisel çözümler

    Romatizma ağrılarına bitkisel çözümler

    Romatizma ağrıları herkesin karşılaşabileceği vakalardan bir tanesidir. Özellikle genç yaşlarda pek rastlanmasa da istisnaları vardır. İleri ki yaşlarda dizlerde ve bacaklarda başlayan ağrılara romatizma denmektedir.Romatizma ağrılarınız oluşmadan yada bacak ağrılarınız için uygulayabileceğiniz bazı bitkisel formüller mevcuttur. Kireçlenmelerinin de önüne geçen bu bitkisel formül ile ağrılarınıza son verebilirsiniz.

    Romatizma ağrılarına bitkisel çözümler

    Aspir
    Romatizma ağrılarına karşı etkilidir. Dahilen terletici, kurt düşürücü ve adet getiricidir.

    Biberiye yağı
    Haricen romatizma ağrılarını dindirici olarak kullanılır.

    Çamterebentin yağı
    Neft yağı olarak da tanınır. Haricen romatizma ağrılarını giderici ve saçları besleyici olarak kullanılır

    Defne yağı
    Romatizma ağrılarını dindirici ve vücut parazitlerini öldürücüdür. Ayrıca, saç dökülmesini de önler.

    Eğir kökü
    Gaz söktürücü, terletici ve antispazmotiktir. Dahilen prostat, haricen ise romatizma için kullanılır.

    Elma
    Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

    Günlük
    Dahilen kuvvet verici, yatıştırıcı, kabız, idrar artırıcı, adet söktürücü, adet getirici ve romatizma ağrılarını dindiricidir.

    Katırtırnağı
    İdrar ve balgam söktürür. Hazmı kolaylaştırır. Böbrek ve safrakesesi taşlarının düşürülmesine yardım eder. Mesane hastalıklarını tedavi eder. Romatizmada faydalıdır. Kabızlığı giderir. Kalp hastalıklarında kullanılır.

    Kayın ağacı
    Avrupa kayınının tohumlarından elde edilen yağ, yemek yağı olarak margarin endüstrisinde kullanılır. Kayın katranının distilasyonundan antiseptik olarak kullanılan kreozot elde edilir. Bu da dıştan romatizma ve deri hastalıklarına karşı kullanılır. Kabuklarının suda kaynatılmasıyla elde edilen su yüz lekeleri ve çilleri giderir.

    Kereviz
    Kerevizde B vitamini, demir ve kireç vardır. Kereviz unutkanlığı ve sinir yorgunluğunu giderir, idrar söker, böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardım eder, kan ve süt yapar, karaciğeri temizler. Şeker, yüksek tansiyon ve romatizma da da faydalıdır.

    Kuşburnu
    Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

    Lavanta
    Lavanta çiçeği, kuvvet verici, idrar söktürücü ve romatizmaya karşı çay halinde kullanılır. Çok iyi bir koku vericidir. Haricen yatıştırıcı olarak da kullanılır. Parfümeri sanayiinde kullanılan önemli bir bitkidir.

    Menekşe
    Bitkinin çiçekli dalları idrar söktürücü, bazı deri hastalıklarında kan temizleyici olarak ve romatizmaya karşı kullanılır.

    Okaliptüs
    Özellikle solunum yolu hastalıklarında kullanılır. Öksürüğü keser, boğaz ve burun iltihaplarını giderir. İdrar yollarını temizler. Haricen deri üzerine sürülmek suretiyle antiseptik olarak da kullanılır. Ökaliptus yaprakları doğrudan doğruya kaynatılarak kullanıldığı gibi, yağının tıpta da pek çok faydaları vardır. İlaç olarak veya kaynatma ile buğu, koku halinde de kullanılır. Yapraklar nefes darlığı, kabız, balgam söktürücü olarak, haşere sokmalarına, her nevi ateşlenmeye, nezle, nevralji, bronşit, romatizma, şeker, üremi gibi hastalıklarda, yağ veya ekşitilerek sirke, toz sabun, pudra ve macun şeklinde kullanılır.

    Turp
    Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

  • Zayıflatan Ürünler Bağımlılık Yapıyor

    Zayıflatan Ürünler Bağımlılık Yapıyor

    Dikkat! Zayıflattığı gerekçesiyle piyasaya sürülen bazı bitkisel ürünler, bağımlılığa yol açabiliyor.

    Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gül Eryılmaz “Bu ürünlerin bazılarında uyuşturucu ve keyif verici özelliğe sahip maddelerin bulunabildiği” uyarısında bulunuyor ve ekliyor; “Bu ürünler, zamanla doz artırımına sürükleyerek ürüne bağımlı hale getirebiliyor. İlaçlar alınmadığında ise kişide terleme, sıkıntı, telaşlı hal, hareketlilik ve epileptik nöbet geçirimi durumları görülebiliyor.”

    Bitkisel ürünlerin kullanılarak hastalığı tedavi yaklaşımı günümüzde alternatif tıp ya da destekleyici tedavi seçenekleri arasında tanımlanırken bilimsellik ışığında bu tedavilerin etkinlikleri ve yan etkileri ise tartışılmaya devam ediyor.

    Kişilerin bu tür ürünlerin bitkisel olmasından kaynaklanan yan etkisi olmayacağı inancında olduğunu ifade eden Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gül Eryılmaz, Alman Federal İlaç ve Tıbbi Planlar Enstitüsü ve Amerikan Gıda ve İlaç Yönetimi’nden (FDA) gelen son uyarılarda, karaciğer nakline giden ve ölümle sonuçlanan bir olguda kava bitkisi ve karaciğer hasarı arasında ilişkinin söz konusu olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Özellikle obezite gibi uzun soluklu tedavileri olan hastalıklarda bu gibi bitkisel ürünlerin cazip sunulduğunu belirten Eryılmaz, ürünlerin çok rahatlıkla internetten elde edilebildiğini kaydetti.

    Yrd. Doç. Dr. Eryılmaz, zayıflama ürünü olarak satılan bu ürünlerin içerdiği maddeler konusunda da eksik bilgilendirmelerin yapıldığını söyledi. Eryılmaz;

    “Bu ürünlerin içerdiği maddeler konusunda ne yazık ki kamuoyuna eksik bilgilendirme yapılıyor. Yapılan çalışmalarda bu bitkilerin içerdiği kimyasal maddelerin santral sinir sistemini etkilediği ve bu sebeple, iştah azaltıcı etkilerin yanında epilepsi nöbetleri ve uyuşturucu etkisi nedeniyle de bağımlılık yaptığı, ilaç alınmadığında ise yoksunluk belirtilerine neden olduğu gözlemlenmiştir. Bazıları ciddi yan etkilerinden dolayı kullanımdan kalkmıştır.”dedi. Bu ürünlerin santral sinir sistemi dışında da ciddi yan etkilerinin bulunduğunun altını çizen Eryılmaz, Bu tarz ilaçlarda kullanılan Aristolochia fangchi bitkisinin karaciğer, böbrek gibi hayati organlara zararı dışında ani ölümlere de neden olduğunu belirtti.

    ABD’de satılan 72 bitkisel zayıflama ürününde, beyan dışı olarak, sibutramin, bumetanid, fenitoin, rimonabant ve fenolftalein bulunduğunun tespit edildiğini de kaydeden Dr. Gül Eryılmaz, tüketicileri ciddi sağlık problemleriyle karşılaşabilecekleri konusunda uyarıyor.

    “Bu maddeler bağımlılık yapıcı özellikleri nedeniyle kişiyi fiziksel ve ruhsal yoksunluk ile esir alıyor. Aynı zamanda içerdikleri kimyasal özellikler sebebiyle de fiziksel ve ruhsal hastalıklara neden oluyor.”

    Ergenliğin, fiziksel, ruhsal, duygusal ve sosyal gelişmelerin olması nedeniyle madde ile tanışma ve kullanmaya başlama açısından oldukça kritik bir dönem olduğunu ifade eden Gül Eryılmaz, bu döneminde özellikle beden imajı ile ilgili kaygılarla ergenlerin zayıflama ilacı kullanımına gittiği için bağımlılık risklerinin yüksek olduğunu söyledi.

    Ergenlik çağındaki kişilerin gerek kilosu nedeniyle yaşadığı kendini beğenmeme gerek ise karşı cinse kendini beğendirme kaygısıyla bu ürünlere yönelme ve bağımlı olma riskinin yüksek olduğunu hatırlatan Eryılmaz, uyuşturucu ve keyif verici özelliğiyle bu ürünlerin kişiyi zamanla doz artırımına sürüklediğini kaydetti.

    Kişilerin bu şekilde bağımlılığa gittiğini belirten Eryılmaz, ürünü kullanılmaması halinde kişide terleme, sıkıntı, telaşlı hal, hareketlilik ve epileptik nöbetlerin söz konusu olabileceğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Gül Eryılmaz bu ürün ya da benzeri ürünlerin bu özelliklerinin ülkemiz ve dünya sağlık örgütü tarafından ele alınmasının şart olduğunu vurguladı.

  • San Bau çanta ve cüzdan modelleri

    San Bau çanta ve cüzdan modelleri

    Etkili tasarımların çoğu giysilerle sınırlı kalmaz, kadının vazgeçemediği çanta ve cüzdanlar da ki ufak ayrıntılar şıklığınızı tamamlayacak unsurlardır.

     

    San Bau çanta ve cüzdan modelleri