Bahçeci Kadın Sağlığı ve Umut Tüp Bebek Merkezleri Laboratuvar Direktörü Doç. Dr. Nadir Çıray, tek embriyo ile ilgili getirilen yeni yasayı şöyle yorumladı:

7 Mart 2010 tarihi itibari ile geçerlilik kazanan yeni tüp bebek yönetmeliği ile transfer edilecek embriyo sayısı şu şekilde düzenlenmiştir;

  • 35 yaşa kadar ilk 2 uygulamada 1 embriyo verilecek,
  • 35 yaşa kadar 3 ve takip eden uygulamalarda en fazla 2 embriyo verilecek,
  • 35 yaşın üstünde herhangi bir uygulamada en fazla 2 embriyo verilecek.

Bu yönetmelik ile hedeflenen çoğul gebeliklerin ve buna bağlı oluşan komplikasyonların önlenmesidir. Uygulamaya konan yönetmelik günümüzde benzer işlevi gören uluslararası standartlarla karşılaştırıldığında deyim yerindeyse merkezler ve dolaylı olarak hastalar açısından en zor koşulları oluşturmaktadır. Bu yönetmeliğin benzerleri tek embriyo transferi konusunda dünyada önderliği yapan Kuzey Avrupa ülkelerininkine eşdeğerdir.

Bu yazıda, yeni yönetmelikte embriyo transferi sayısındaki yeni uygulamayı embriyoloji açısından değerlendireceğim.

Çünkü embriyo transferi sayısında yapılan değişiklik kanımca en fazla embriyologları ilgilendirmektedir. Mutlaka ki ovulasyon indüksiyonu yani yumurtalıkların uyarılması uygulaması da dolaylı olarak bu yönetmelik sonucu etkilenecek, daha ‘yumuşak’ indüksiyon protokolleri popüler hale gelecektir. Çünkü transfer edilen embriyo sayısını en aza indirgemek, genele yayıldığında, daha az yumurta gereksinimi doğuracaktır. Dolayısıyla, bundan sonra daha az gamet hücresi ile çalışarak en az sayıda embriyo transfer edeceğiz.

İlk olarak şunu söylemek gerekir; tüp bebek uygulamaları ile oluşan çoğul gebelik ve buna bağlı oluşan komplikasyonları en aza indirgemek açısından bu yönetmelik ile ortaya konulan koşullar doğrudur. Çoğul gebelikleri önlemenin tek koşulu birden fazla embriyo transfer etmemektir. Bu koşul yurtdışında yıllar süren bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bir gerçektir. Bu koşulu da ilk uygulayan Türkiye değildir, yukarıda da bahsettiğim gibi birçok ülkede yıllardır bu koşullar uygulanmaktadır ve olumlu etkisi de gözlenmiştir. Bundan sonra benzer olumlu etkileri ülkemizde de gözleyeceğiz.

O halde yeni uygulama ile transfer edilen embriyo sayısını en aza indirgemenin olumsuz yönleri nelerdir? Herkesin üzerinde uzlaştığı söylem gebelik oranının düşmesidir. Bu da bilimsel bir gerçektir, gebelik oranları bir miktar azalacaktır. Öte yandan bilimsel yayınların desteklediği bulgular çerçevesinde, büyük olasılıkla erken doğumlar, riskli gebelikler azalacak, eve bebek götürme oranı olarak tanımlanan, sağlıklı bebek doğum oranı gebelik oranındaki kadar azalmayacak ve belki aynı kalacaktır. Bu da en azından sosyo-ekonomik bir kazanç elde edeceğiz demektir. Günümüze kadar olan yönetmelik çerçevesinde eve bebek götürme oranı hakkında sağlıklı bir veri elde edilemiyor idi, oysa tüp bebekte gerçek başarı bu veri ile ölçülmelidir. Yani transfer edilen embriyoların kaç tanesi sağlıklı bir bebek olarak doğmuştur konusunu bundan sonra konuşmaya ve tartışmaya başlayacağız. Kalite standartlarımızı en yukarıya taşıyacağız.

Yeni yönetmelik ile ortaya çıkan durum neden en çok embriyologları ilgilendirmektedir? Çünkü tek (ya da en fazla iki) embriyo transfer ederek başarının devamı embriyoloji laboratuvarı açısından iki önemli şarta bağlıdır;

  • Transfer etmek için en iyi embriyoyu seçebilmek,
  • İyi laboratuvar koşullarında embriyo kalitesini koruyabilmek,
  • Gereken durumlarda uzamış embriyo kültürü (blastosist) yapabilecek şartlara sahip olmak,
  • Eldekiler içinde sağlıklı bebek oluşturma olasılığı en yüksek embriyoyu seçme bilgi ve tecrübesine sahip olmak,
  • Arta kalan embriyoları başarıyla saklayabilmek ve tekrar kullanabilmek,
  • Başarılı bir embriyo dondurma protokolü,
  • Dondurulacak embriyoların seçimi,
  • Embriyo dondurma sırasındaki işlem ve manipülasyonlar,
  • Dondurulan embriyoları çözerken canlılığı koruyabilmek,

Embriyolar farklı günlerde dondurulup çözülebilir; farklı günlerde dondurma ve çözdürme değişik protokollerin uygulanmasını gerektirir çünkü embriyo gelişim günlerine göre embriyoların canlılıklarını koruma farklı şartlar gerektirir.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım perspektif, transfer edilen embriyo sayısındaki değişimlerin laboratuvar açısından değerlendirmesidir. Bu iki koşul birbirini tamamlayıcı unsurlardır. Daha az sayıda embriyo transfer etmek, mutlaka iyi bir embriyo dondurma-çözdürme yetisine sahip olmayı gerektirir. Çünkü önceye göre çok daha fazla sayıda transfer sonrası arta kalan embriyo saklıyor olacağız. Bu embriyoların nasıl dondurulup takip eden tedavilerde ne kadar başarılı olarak çözdürülüp kullanıldıkları çiftler için daha fazla önem taşıyacaktır.

Mutlaka ki bir ya da iki embriyonun transferi sırasındaki uygulama başarısı da çok önemlidir. Burada belirleyici faktör manipulasyonu yapan doktordur.

Kısaca özetlemek gerekirse; bu yönetmelik sonrasında ülkemizde en gelişmiş standartlarda tüp bebek uygulamasının önü açılmıştır. Tüp bebek merkezlerinin kendilerini bu standartlara adapte etmeleri ile sadece hastalar ya da sosyo-ekonomik kazançlar söz konusu değildir, ülkemizin bilimsel yayın kalitesinin daha da artması beklenebilir. Doğal olarak beklenti, orta ve uzun vadede uluslararası platformlarda önümüzdeki yıllarda ülkemizin tüp bebek açısından daha fazla söz sahibi olmasıdır.

Doç. Dr. Nadir Çıray