Atatürk ve Türk kadınına verdiği önem

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
34.860
29.816
60
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, yaşamının her döneminde Türk kadınına büyük önem vermiştir. Kadına seçme ve seçilme hakkının yasal olarak tanındığı tarihin yıldönümünde, geçmişimizden gelen, kadın – erkek ayrıcalığının da yok edilmesi adına bu kararın önemini Atatürk’ün kadına verdiği değeri davranışları kadar sözleriyle de görmek mümkün…


“Türk kadını, daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir”

Bilindiği gibi Türk kadını İstiklâl Savaşı sırasında gerek cephede, gerekse cephe gerisinde tüm gücü ile hizmet vermiştir. Cephede erkekle omuz omuza düşmana karşı savaşırken cephe gerisinde de çeşitli faaliyetleri ile savaşa destek vermiştir. Bu faaliyetlere katılan kahraman kadınlarımız aynı zamanda öğretmenlik gibi bazı meslek dallarında da kendilerini kanıtlamışlardır


Foto-raf-T.jpg


Atatürk Türk kadınının bütün bu fedakârlık ve hizmetlerini takdir etmiş ve Cumhuriyetin ilânından itibaren Cumhuriyet öncesi plânladığı ve değişik verilerle ifade ettiği gibi kadının sosyal, ekonomik ve siyasal konumunu iyileştirici uygulamalarına başlamıştır.

Atatürk, 1916’da Doğu Cephesi kumandanıyken çevresindeki kişilerle sohbet sırasında kadınla ilgili sorunları tartışıyor, kadınların iyi yetiştirilmesinin topluma sağlayacağı yararları, çalışma yaşamında kadına da yer verilmesi gibi hususları vurguluyordu. 1918’de Karlsbad’da tuttuğu notlardan anlaşıldığı gibi sosyal yaşamdaki inkılâpları gerçekleştirmeyi daha o tarihlerde düşünmüştür.

ataturk-ve-turk-kadini-4.jpg


Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilânından dokuz ay önce kadın hukukunda inkılâp ihtiyacı konusundaki düşüncelerini şu sözleri ile açıklamıştır:

“Bir toplum cinsinden yalnız birinin yeni gerekleri edinmesiyle yetinirse o toplum yarıdan fazla kuvvetsizlik içinde kalır.”

“Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır.”

“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.”

ataturk-ve-turk-kadini-6.jpg


Türk toplumunun gelişip yükselmesinde aile yapısının önemine inanan Atatürk, şöyle sesleniyor:

“Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.”

ataturk-ve-turk-kadini-5.jpg


1925 yılında İnebolu gezisinde Atatürk, örtünen kadınlarla ilgili şunları söylüyor:
“Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki, bu halin muhafazasında inat ve taassup, hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz…”

ataturk-ve-turk-kadini-10.jpg

Keriman Halis Belçika’da
Keriman Halis: İlk dünya güzelimiz
31 Temmuz 1932′ de Türkiye güzeli Keriman Halis’ in, Belçika’ da yapılan yarışmada dünya güzeli seçilmesi üzerine Atatürk O’na “Ece” ünvanını verir ve Türk kadınına şöyle sesleniyor:

“Şunu ilave edeyim ki! Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için, Türk kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu hatırlatmayı da lüzumlu görürüm: Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber, asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi, yüksek kültürde ve yüksek faziletle dünya birinciliğini elde tutmaktır.”

ataturk-ve-turk-kadini-7.jpg


Atatürk, 18 Nisan 1935′ de kendisinin himayesinde İstanbul’ da toplanan ve aralarında ünlü nükleer fizikçi Madam Eve Curie’nin de bulunduğu, dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katıldığı “Milletlerarası İlk Kadın Kongresi” delegelerine şöyle sesleniyor:

“Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.”

“Türk kadınını yüzeysel görmek Türk kadınını görememektir”
ataturk-ve-turk-kadini.gif


Ulu önder, Türk kadınlarının hiçbir alanda erkeklerden ve Avrupalı kadınlardan geri kalmayacakları yolundaki inancını da şu sözleriyle belirtiyor:

“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.”

ataturk-ve-turk-kadini-3.jpg


Türk toplumunun gelişip yükselmesinde aile yapısının önemine inanan Atatürk, inancını şöyle ifade ediyor:

“Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.”

Türk kadını, yüzyıllardır özlemini çektiği haklarına sahip olmada; en azimli, inançlı ve güçlü desteği Atatürk’ten almış ve çağdaş ülke kadınlarının önüne geçmiştir.

Örneğin; İtalya’ da kadınlar ancak 1948 yılında seçimlere girebilmişler. Japon kadınları ise seçim haklarını ancak 1950 yılında alabilmiştir. Medeni Kanun’ları aldığımız İsviçre’de ise kadınlar haklarını 1971 yılına kadar alamamışlardı.

Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştı
ataturk-ve-turk-kadini.jpg


Çağdaşlaşmada örnek aldığımız İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde de durum farklı değil iken Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştı. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl sesleniyor:

“Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini salahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir.

Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır.”

Atatürk hayatta iken yapılan son seçim olan, 1935 yılı seçimlerinde ilk kez seçilme hakkını da kullanan Türk kadını, TBMM’ne on sekiz kadın milletvekili ile girmiştir.

Bu on sekiz Türk kadının yüce meclisin çalışmalarına ne ölçüde katkıda bulundukları ve kararlarında ne denli etkili oldukları meclis tutanakları ile sabittir.
ataturk-ve-turk-kadini-11.jpg
Ayrıca kişisel tutumları da övünç vesilesi ve geleceğe olan inançları kuvvetlendirici önemde olmuştur.

Atatürk’ün, çağı ve değişeni değil, değişecek zamanı milletine göstermesi, kadın hakları ve kadın-erkek eşitliği konularında, “BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”, “İnsan Hakları Sözleşmesi” gibi konular, daha insanlık tarihinin ufkunda bile görünmemişken Türk Kadınına, haklarını vermesinin değeri daha iyi anlaşılır.


ataturk-ve-turk-kadini-12.jpg


Bağımsızlık mücadelesi yapan ülkeler nasıl Atatürk’ü örnek bir lider almışlarsa kadın hakları uğruna uğraş ve savaş verenler de onu bir devrimci olarak aynı şekilde örnek almalılar.

ataturk-ve-turk-kadini-9.jpg


Çünkü bütün insanlık tarihi boyunca, tarihin hiçbir döneminde, hiçbir lider kadın hakları konusunda Atatürk kadar önsezili ve öngörülü olmamış, onun kadar uğraş ve savaş vermemiştir. Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu O’na sahip olan Türk milletine…
indigodergisi.com
 
Ah ah... Kemal Atatürk kadar büyük bir lider gelmedi gelmeyecek. Yalnız bu ülkede değeri bilinmedi; tüm iyi şeylerin değerinin bilinmediği gibi. İranlılar buraya bir Atatürk gerekli diye paylaşımlar yapıyor bizse milli hazinemize sahip çıkmaktan aciziz. Bu arada belli bir kesim Atatürk’ün kadına verilen hakların devleti dinsizleştirmek yolunda bir adım olduğunu düşünüyor. Söyleyeyim dedim.
 
Evet çogu Avrupa ulkesinden bile once kadina secme secilme hakki Türkiyede taninmis
Eger Atatürk sonrasinda da ayni ivmeyle gelismeye devam etseydik suan sözde degil özde dünya devi olabilirdik belki
 
Evet çogu Avrupa ulkesinden bile once kadina secme secilme hakki Türkiyede taninmis
Eger Atatürk sonrasinda da ayni ivmeyle gelismeye devam etseydik suan sözde degil özde dünya devi olabilirdik belki
Ancak biz çok tuhaf hesaplar içerisine girdik. Toparlanamadık.
 
X