Baharatlar ve Faydaları

Nevreste

Hala umudum var
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
290.150
596.090
42
baharat4_50.jpg


Eski çağlarda buzdolabı olmadığı için yiyecekler çabuk bozuluyordu. Bozulan yiyeceklerin tadını gizlemek için bolca baharat kullanılıyordu. Günümüzde ise baharatlar daha çok yiyeceklerin lezzetini artırmak için kullanılıyor. Dünyada en çok baharat kullanan ülke Hindistan'dır, ülkemizde ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde baharat kullanımı çok yaygındır.

Baharatlar her ne kadar yiyeceklerin lezzetini artırmak veya yiyecekler üzerinde mikrop oluşumunu önlemek için kullanılsa da son yıllarda bazı araştırmalarla da sağlığa olumlu etkileri olduğu gösterildi.

İşte Baharatların faydaları:

• Hiç kalorileri yoktur, kilo kontrolünde güvenle kullanılabilirler
• Metabolizmayı hızlandırırlar
• İştahı keserler
• Tatlı ihtiyacını azaltırlar
• Barsak çalışmalarını hızlandırırlar
• Kan yağlarını azaltırlar
• Sindirim istemini düzenler

Türk Mutfagının Olmazsa Olmazları:

Ülkemizde en çok kullanılan baharatlar kırmızıbiber, karabiber, kekik, tarçın, hardal, karanfil ve kimyondur.

Kırmızı Biber: Kırmızı biberin içindeki kapsaisin isimli maddenin, metabolizmayı hızlandıracağı ve kilo vermeyi kolaylaştıracağı biliniyor. Ayrıca kırmızı biberin boşaltım sistemine iyi geldiği ve bağırsak hareketlerini de artırarak kabızlığa karşı iyi bir çözüm olabileceği düşünülüyor, ancak aktif hemoroid sorunu olanların dikkatli olmasında fayda var.

Karabiber uzun yıllardır ülkemizde çok tüketilen baharatların başında gelir. Karabiberin grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda vücut direncini artırdığı biliniyor. Özellikle çorbaların içine bolca eklendiğinde vücutta rahatlama yapıyor. Boğaz ağrısında nane ile birlikte çay olarak içildiğinde boğazdaki lokal mikroplara tesir ediyor ve boğaz ağrısına gargara etkisi yapıyor.

Kekik: Çok güzel kokusu olan, et yemeklerinin vazgeçilmezi kekik için pek çok şey söylenebilir. Mideyi rahatlatır, gaz oluşumunu önler. Bununla birlikte özellikle kan kolesterolünü düşürücü etkisi vardır. Ege bölgesinde kekik suyu olarak daha çok üretilen kekiğin, yemeklerde sonra bir kahve fincanı olarak tüketildiğinde sindirimi kolaylaştırdığı biliniyor.



Tarçın: Tatlıların baş tacı olan tarçın aynı zamanda vücudun şeker ihtiyacını azaltır. Özellikle şeker hastalarında veya insülin direnci olanlarda meyvelerin üzerine bir tatlı kaşığı olarak eklendiğinde metabolizma üzerine olumlu etki yapar. Ağız kokusuna birebir olan karanfille birlikte rulo tarçın olarak kaynatılıp içildiğinde şeker isteğini köreltir. Karanfili sade olarak çiğnemekte ağız mukozasındaki yaraları iyileştirir ve ağız sağlığına katkıda bulunur.

Kimyon deyince bir çoğumuzun aklına kurubaklagiller gelir. Aslında haksız da sayılmayız çünkü kimyon kurubaklagillerin sindirimi sırasında ortaya çıkan gazları yok etmede birebirdir. Her tür kurubaklagil yemeğine çok yakışır. Emziren annelerde tane kimyon, ısırgan ve anason çay olarak demlenip içildiğinde hem süt salgılanmasını artırır hem de bebekte de gaz oluşumunu önler, bebeğin daha rahat uyumasını sağlar.


tumblr_inline_ndkyzeSOxG1sxzwpt.jpg


Biberiye: Biberiyenin içeriğinde bulunan bileşenler vücut iltihaplarının iyileşmesine yardımcı olarak birçok kronik hastalığın riskini azaltır. Kalp sağlığı için de faydalı olan biberiye aynı zamanda baş ağrılarının dindirilmesine ve konsantrasyonun artmasına yardımcı olur..

Biberiyeyi etinizi veya domates sosunuzu marine ederken kullanabileceğiniz gibi, kek veya tahıllı ekmeklere de katabilirsiniz. Baş ağrısı için ise bir çay kaşığı kuru biberiyeyi ayırın ve içmeden önce sıcak suyun içinde beş dakika boyunca demleyin.

Zerdeçal: Yapılan araştırmalar zerdeçalın beyin sağlığı ve yaşlanmaya bağlı bilişsel sağlık üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda iltihap gidericidir, karaciğeri kuvvetlendirir, kansere karşı korur ve kalp hastalıklarını önler.

Nane: Hazımsızlığın, mide bulantısının ve midedeki gazın azalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda stres giderici ve rahatlık verici bir özelliği de vardır. Soğuk algınlıklarına ve öksürüğe iyi gelir. Diş ağrısını dindirir ve kötü ağız kokusunu azaltır.

Naneyi yemeklerinize lezzet katmak amacıyla kullanabileceğiniz gibi çayını da yapabilirsiniz. Beş adet yaprağı beş dakika boyunca demleyin, süzün ve yemek sonrasında için. Boğaz ağrınızı hafifletmek istiyorsanız da süzülmüş sıvıyı soğumaya bırakın ve gargara yapın.

baharatlar3_450.jpg


Zencefil: Zencefilin faydaları saymakla bitmez; soğuk algınlığına iyi gelir, balgam söktürür, bulantı giderir, bağışıklık sistemini güçlendirir, romatizma ağrılarına iyi gelir ve eklem ağrılarını azaltır.

Zencefilin sert ve şekerli tadını tamamlamak için onu taze meyve dilimleri üzerine serperek veya soğuk yoğurt, dondurma gibi yiyeceklerle karıştırarak kullanabilirsiniz. Sağlıkta en fazla verimi almak için zencefili bal ile karıştırarak; buharda pişirilmiş havuç veya ızgara somon filelere ekleyebilirsiniz.

Baharatları azar azar satın alın

Baharatları satın alırken ambalajlı ve az satın almak en doğrusudur. Açıkta ve nemli ortamda tutulan baharatlar küflenebilir ve tazeliğini kaybeder. Satın alınan baharatlar ya cam bir saklama kabında ya da nem geçirmez buzdolabı naylon poşetlerinde saklanabilir. Mutfağın en serin yerinde karanlıkta ve ocaktan uzakta tutmakta fayda var. Mümkünse buzdolabı kapağında saklamak en doğrusudur


Kaynak: mynet​
 
Anason:
anason-ve-faydaları.jpg

Haziran-ağustos aylarında, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde, bir senelik bitkidir. Gövdesi dik, silindir biçiminde, içi boş, çok dallı, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yaprakları uzun saplı, oval veya kalb biçimindedir. Çiçekler bileşik şemsiyelerde toplanmışlardır. Meyveleri armut şeklinde küçük, üzeri tüylü, yeşilimsi sarı renklidir. Başta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadoluda bahçelerde yetiştirilir. Kültür anasonunun vatanının Anadolu olduğu tahmin edilmektedir. Meyvalarında nişasta, müsilaj, sabit ve uçucu yağ bulunmaktadır. Uçucu yağ miktarları bitkinin cinsine ve yetiştiği yerin şartlarına bağlıdır. Uçucu yağın % 80-90 ı anetoldür. Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi çok olmayan bir maddedir. Meyvelerinden su buharı distilasyonu ile elde edilen anason yağı, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur. Anason tıpta midevi, bağırsak gazlarının teşekkülünü önleyici, hazmı kolaylaştırıcı ve göğüs yumuşatıcı olarak kullanılır. Ayrıca nefes darlığı, öksürük ve kalb çarpıntısı rahatsızlıklarında da etkilidir. Anason yüksek dozda alındığında baş ağrısı, uyuşukluk, görme zorluğu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastalığına sebeb olur. Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede teşekkül eden gazları gidermede çok faydalıdır. Bebekler için bir çay kaşığı tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazırlanır. Yemeklerden önce veya süte katılarak bir kaç çay kaşığı verilir. Büyükler % 1-2 lik çayını günde 2-3 bardak alabilir. Kullanılan kısmı, meyvaları ve yapraklarıdır. Meyveleri tamamen olgunlaştıktan sonra toplanır ve gölgede kurutulur

Çörekotu:
corek-otu-nasil-kullanilir.jpg

Haziran-temmuz ayları arasında yeşille karışık açık mâvi renkli çiçekler açan, 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitkidir. Yol kenarları ve bilhassa ekin tarlaları içinde bulunur. Gövde dik ve kısa tüylüdür. Yaprakların alttakileri saplı, üsttekileri sapsızdır. Çiçekler uzun saplı ve tek tektir. Taç yaprakları iki loplu ve bal özü bezleri taşıyan 8 tâne küçük parça hâlindedir. Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval şekillidir. Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistanda yetiştirilmektedir. Bitkinin kullanılan kısımları tohumlarıdır. Tohumları tamâmen olgunlaştıktan sonra toplanır ve güneşte kurutulur. Çörekotu tohumlarında uçucu ve sabit yağ, tanen, şekerler, glikozit bünyeli bir saponin ve alkaloitler bulunmuştur. Tohumları gaz söktürücü, uyarıcı ve idrar söktürücü olarak kullanılmaktadır. Güzel kokusu sebebiyle müshil ilâçlarının içine ilâve edilen iyi bir lezzet ve koku değiştiricidir. Çörekotunun Anadoluda bulunan ve aynı şekilde kullanılan diğer türleri şunlardır:

Şam çörekotu (Nigella damascena): Yaprakları parçalıdır. Çiçekleri tek ve üst yapraklar tarafından örtülmüş durumdadır. Parlak mâvi çiçeklidir.

Kır çörek otu (Nigella arvensis): 10-30 cm yüksekliğinde mâvi çiçeklidir. Yaprakları sivri parçalıdır. Tohumları kurt düşürücü olarak da kullanılır....
 
Defne:
defne-laurus-nobilis-138693.jpg

6-18 m yüksekliğinde, yuvarlak tepeli ve sık dallı bir ağaç veya ağaçtır. Almaşık sapın iki yanında karşılıklı değil de aralıklı olarak bir sağda, bir solda bitmiş yapraklar şeklinde dizilmiş, 7.5-10 cm uzunluğundaki yapraklar oval biçimli, donuk renkli derimsi ve sert kenarları da genellikle dalgalıdır. Bitkinin sarımsı veya yeşilimsi beyaz renkte küçük çiçekleri, olgunlaştığında rengi koyu mora dönen tek tohumlu, etli meyveleri vardır. Bitkinin kullanılan kısmı yaprak ve meyveleridir. Yaprakları uçucu yağ yönünden zengindir. Baharat olarak kullanılır. Defne meyvelerinde de uçucu yağ ve diğer yağlar, acı maddeler bulunur. Meyveleri midevî ve sinir ağrılarına karşı kullanılır. Meyve yapraklarından elde edilen yağ cildi tahriş edici merhemlerin içine konur. Aynı maksat için veteriner hekimlikte de, bundan başka sabun ve şampuanlara koku vermek için de kullanılır.




Hardal:
hardal.jpg

0,2-1,5 m boylarında beyaz veya sarı çiçekli, yıllık otsu bitkilerdir. 10 kadar türü vardır. Türlerinin çoğu Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişir. Hardalın beyaz hardal otu, siyah hardal otu, yabanî hardal olmak üzere değişik türleri vardır.

Siyah hardal otu (Sinapis nigra): 1-1,5 m boyunda, bir yıllık sarı çiçekli otsu bir bitkidir. Yaprakları saplıdır. Meyveleri 1-3 cm uzunlukta 2-3 mm genişlikte, sap üzerine yatık, tüysüz, hemen hemen dört köşeli, kısa sivri uçludur. Yassı ve köşeli olan meyvelerinde tohumların bulunduğu yerler şişkindir. Tohumlar kırmızımsı siyah renktedir. Bitkinin Orta Avrupa, Anadolu ve İranda kültürü yapılır.

Kullanılan kısımları tohumları ve tohumlarından elde edilen yağıdır. Bitkinin yaprakları dökülmeye başladığında meyve salkımları toplanır. Bunlar 15 gün kadar gölgede kurutulduktan sonra tohumları alınır. Hardal tohumlarında müsilaj, yağ, sinapin, sinigrin isimli glikozit ve mirozinaz fermenti vardır. Çok eskiden beri tıpta kullanılmaktadır. Dâhilen hardal tohumu unu az dozlarda midevî, yatıştırıcı ve tarçınla karıştırılırsa iyi bir iştah açıcıdır. Hâricen yakı, lapa veya banyo hâlinde romatizma ve bronşitte mevzii tahriş yapmak için kullanılır. Hardal yağı cildi tahriş eder, onun için sürüldüğü yer kızarır. Hafif antiseptiktir. Dumanı öksürük ve gözyaşı getirir. En fazla baharat olarak kullanılır. Deriyi tahriş edip, kızarttığından iç organlardaki kanı dışarıya toplar. Zehirlenmelerde kusturucu etkisinden faydalanılır. Hardal yakıları bir saatten fazla tutulmamalıdır. Aksi halde yılancığa benzer büyük şişler meydana gelir. Yakılar ılık suda ısıtılır. Sıcak su fermentleri tahrip eder. Hardal yakısı, hardal tozunun kâğıt üzerine yapıştırılması suretiyle elde olunur. Kullanılacağı zaman ılık suda ıslatılarak hardallı tarafı deriye gelecek şekilde kullanılır.



Beyaz hardal otu (Sinapis alba): Beyaz çiçekli hardal otudur. Vatanı Akdeniz çevresi memleketleridir. Orta Avrupa ve Kuzey Amerikada da kültürü yapılır. Önemli bir yağ bitkisidir.

Beyaz hardal otunun sarı-kırmızı veya beyaz renkteki olgun tohumlarından hardal yağı elde edilir. Kullanılışı siyah hardal otu ile aynıdır.

Yabani hardal (Sinapis arvensis): 20-60 cm yüksekliğinde, memleketimizde tarla ve nadaslarda, yol kenarlarında yetişen bir tarla otudur.



 
Hindistancevizi:
untitled.png

Srilanka, Malezya ve Afrika ülkelerinde yetiştirilir. Baharat olarak kullanılan, bilinen Hindistancevizi meyvesinden farklıdır. Küçük hindistancevizi olarak anılır fakat tamâmen farklı olan bir bitkidir. Tropik bölgelerde (Moluk Adaları) yetişir. Yaz ve kış yeşil olur. 10 m yüksekliğindedir. Avrupalılar buna muskatcevizi de derler. Çünkü Avrupaya eskiden Arabistan limanlarından Muskattan gönderilirdi. Tohumları tıpta kullanılır. Meyveleri kapsül biçimdedir. Her kapsül irice bir tohum ihtivâ eder. Tohumun içinde denilen ağsı bir örtü vardır. Tohumları ve etli olan aril denilen kısmı kullanılır. Tohumları miristisin, uçucu yağ, nişasta ihtivâ eder. Aromatik kokusundan dolayı bâzı ilaçların bileşimine girer. Sindirim kolaylaştırıcı ve gaz söktürücü etkisi vardır. Bu sebeple bilhassa küçük çocuklara verilir. Etli kısmı da aromatik kokuludur. Yüksek dozları zehirlidir. Türkiye'de yılda 1500 ton civarında tüketilir. Tatlı ve pastacılarda yoğun olarak kullanılır.



Susam:
susam-yagi-sac-bakimi.jpg
Bir metre boyunda, yağ veren bir yıllık otsu bir bitkidir. Başlıca Hindistan, Çin ve Sudanda yetişir. Bitkinin alt yaprakları karşılıklı ve loblu, üst yapraklar tam ve mızrak şeklindedir. Çiçekler beyaz veya pembe olup, yaprakların koltuğunda salkım durumunda toplanmışlardır. Meyveleri 2-3 cm boyunda, uzun, prizmatik ve çok tohumlu bir kapsüldür. Susam, sıcağı çok sever. Isı miktarı fazla olan yerlerde tohum verimi ve yağ oranı artar. Orta derecede ağır ve humuslu topraklarda iyi yetişir. Tohumlarından % 50 civârında yağ elde edilir. Yağı hemen hemen kokusuz ve soluk renklidir. Yemek yağı olarak kullanılır. Tedâvide müshil etkilidir. Kabukları soyulmuş susam tohumlarının ezilmesiyle tahin elde edilir. Bu da tahin helvası yapımında kullanılır. Ayrıca susam tohumları simit ve pastaların üzerine konur.




 
X