Bebeklere Ve Çocuklara Yasak Olan Yiyecekler Nelerdir?

Nurgul

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
7 Mayıs 2007
269
107
Çocuğunuza bunları yedirmeyin
Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, dengeli ve sağlıklı bir beslenme ile çocukların kanserden korunabileceğini belirtti.

Şefika Aydın Selçuk,''Kanser toplumlarda ölüm nedenleri içinde en baş sıralarda yer alan bir hastalık grubudur. Kanserin oluşumuna neden olan etmenler arasında beslenme gösterilmektedir. Kanserden korunma ise ancak ona neden olan faktörlerin belirlenmesi ve bu belirlenen faktörlerden uzak bir yaşam ile mümkün olabilmektedir.

Bunun için erken yaşta ve gündelik hayatlarında uygulayacağınız küçük önlemler ile çocuğunuzu kanserden koruyabilirsiniz.
En basiti çocuğunuz fast food yemesini önleyerek ve kansorejen madde içeren besinlerden uzak tutarak ilk adımı atabilirsiniz.''diye konuştu.

Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, kanser riskini azaltan en önemli beslenme tarzı anne sütü ile beslenme olduğunu ifade ederek, “Anne sütü bebeğe verilebilecek en temiz besindir. Annenin sütünün içeriği bebeğinin ihtiyaçlarına uygundur.

Koruyucu etmenler (hormonlar, büyüme faktörleri, sindirime yardımcı enzimler, enfeksiyonu önleyen ajanlar) içerir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde solunum yolu ve sindirim sistemi hastalıkları daha az görülür. Şeker hastalığı, kalp hastalıkları, şişmanlık gibi hastalıkların oluşma riskini azaltır.

Allerjiye karşı koruyucudur ve bebeği pişikten korur. Bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur. Anne ve bebeği arasındaki duygusal bağı güçlendirir.

Özellikle sucuk salam sosis benzeri şarküteri ürünleri nitrit nitrat içeriklerinden dolayı karsinojenezisi başlatmakta ve kanserojen bileşikler oluşturmaktadır. Çocuk beslenmesinde özellikle bu besinleri diyetlerinden uzak tutmak gerekmektedir.

Çoğu zaman merdiven altı üretim ile oluşturulan bu besinler üretim koşullarının kötü olması sebebi ile oldukça zararlıdır. Sosisli, sucuklu pizza yerine peynirli veya sebzeli pizza tercih etmesi gerektiği öğretilmelidir.

Kumru, sosisli, yengen gibi karışık sandwitchler yerine tost, simit, ızgara tavuklu veya köfteli menülere yönlendirmek gerekir.'' şeklinde konuştu.

Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, daha sonra şunları kaydetti; “Amerikan Kanser Birliği’nin önerdiği, günde en az 5 porsiyon taze meyve ve sebzedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta meyve ve sebzelerin farklı renklerde olmasıdır.

Yani çeşitlendirilmelidir. Sebze ve meyvelerde kabuk kısımları başta olmak üzere lif bulunmaktadır. Çocuk beslenmesinde günlük lif alımını artırmak için de yemeklerde sebzeli yemekler, kuru baklagiller, salata artırılabilir. Ara öğünlerde bol bol taze meyve şart.

Meyvenin suyu değil meyvenin muhakkak kendisini yemeleri sağlıklı beslenmede olmazsa olmaz. Besinlerin sıcak ve nemli bölgelerde uygun koşullarda saklanmaması küflenmeye, küflerin oluşturduğu mikotoksinler de kanser oluşumuna neden olurlar. Özellikle ayaküstü beslenme dediğimiz beslenme hazır gıdaların saklanma üretilme koşulları bilinmemektedir.

Güvenmediğimiz hazır gıdalara, konserve besinlere ve marketten de olsa son tüketim tarihi geçmiş her besin kanserojendir.”(milliyet)


Özellikle son yıllarda artan obezite ile mücadele etmenin en başında çocuklarımızın sağlıklı beslenmeleri yer alıyor. Diyetisyen E. Funda Tuzgöl de aileleri uyarıyor ve çocuklarımızın çok sevdiği fakat sağlıkları açısından sakıncalı yiyecekleri sıralıyor.


Fast – Food Yiyecekler: Patates kızartması ve diğer kızartmalarda pişme derecesi 120ºC’yi geçince yüksek oranda bulunan akrilamid maddesi açığa çıkar. Uzun süre tüketilirse damar sertliği, şişmanlık ve kansere neden olabilir. Hamburger tüketiminde, en zararlı yağ türü olan trans yağların kullanımı nedeniyle kalp hastalıkları meydana gelebilir. Asitli içeceklerise içerisinde asit barındırdıkları için mide ve barsak hastalıklarına neden olabilir.

Sosis, Salam: İçine daha albenili olması için ilave edilen sodyum nitrit maddesi kolerektal kanser, meme kanseri, prostat kanseri, lösemi, beyin tümörü, pankreas kanseri gibi kanser türlerinin görülme olasılığını artırır. Daha lezzetli olması için eklenen monosodyum glutamat adlı katkı maddesi ise sinir sisteminde tahribata, migren ağrısı, Alzheimer hastalığı, iştah kontrolü kaybetme, obezite gibi çok ciddi sorunlara yol açabilir. Ayrıca Amerikan Pediatri Akademisi’ne göre 10 yaşından küçük çocuklardaki boğulma olaylarının %17'si sosisten kaynaklanmaktadır.

Çikolata: Yüksek orandaki kakao, şeker ve katkı maddesini içinde barındıran çikolata kandaki kolesterol miktarını yükseltir. Diş çürüklerine neden olabilir.

Cips: Cips tüketimi yüksek oranda yağ içermesi nedeni ile kanserden obeziteye, diyabetten Alzheimer’a kadar birçok hastalığa neden olabilir.

Hazır Çorba: Toz haline getirilmiş, defalarca işlem görmüş, içinde çok fazla katkı maddesi bulunan hazır çorba kansere neden olabilir.

Mayonez: Asit (sirke veya limon suyu) kullanılarak yapılması, gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilir. Daha da önemlisi içeriğinde çiğ yumurtanın yer alması ölümle sonuçlanan zehirlenmelere yol açabilir. Bu özelliği bertaraf etmek için ve raf ömrünü uzatmak amaçlı kullanılan katkı maddeleri de kansere kadar giden sağlık sorunlarına sebebiyet verebilir.

Boyalı Şeker: Piyasada satılmakta olan şekerler içerisinde boya yapıcı kimyasalları barındırmaktadır. Yüksek oranda şeker içermesi diş çürümesine neden olabilir. Boyalı şekerlerin aşırı tüketimi obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine yol açabilir.

Çiğ Yumurta: İçinde bulunabilecek zararlı salmonella mikrobu nedeniyle hastalıklara neden olur. Hatta bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ölüme bile yol açabilir.

Dondurulmuş Gıda: Dondurulmuş gıdanın dondurulma işlemi esnasında zararlı organizmaların üremesinden dolayı mide ve barsak hastalıkları meydana gelebilir. (hurriyet aile)

Bebeklere yasak yiyecekler

  • Şeker
  • Tuz
  • Bal
  • Çay
  • İnek sütü
  • Çikolata ve kakaolu gıdalar
  • Fındık, fıstık, ceviz, patlamış mısır, sakız gibi boğulma riski yapacak yiyecekler
  • Çilek, domates, kivi, fıstık ezmesi gibi alerji potansiyeli yüksek sebze ve meyveler
  • Deniz kabukluları ve midye kalamar gibi bazı deniz ürünleri
  • Soya fasulyesi, bezelye, lahana ve karnabahar, bakla gibi sebzeler tavsiyem dikkatli ve 3 gün kuralına uyularak başlanmasıdır.
  • Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş şarküteri ürünleri
  • Konserve , turşu ve dondurulmuş gıda
  • Diyet ürünleri
  • Hazır bitki çayları
  • Baharatlar (kırmızı biber, karabiber vb.)
  • Karaciğer, böbrek, dalak beyin gibi sakatatlar
Çay: Çayı , sadece bir yaşından küçük bebeklere değil hiç bir çocuğa önermiyorum.İçeriğindeki tanin, demir ve diğer mineralleri bağlayıcı özelliğinden dolayı demir eksikliğine yol açar. Yiyeceklerle birlikte tüketimi, diğer sağlıklı besinlerin alımında azlığa, bu da zaman içerisinde bebeğinizde kilo sorunlarına yol açar. Hele bir de içine şeker eklenmişse iştahsızlığa ve diş çürümelerine de neden olur.

İnek sütü : Çocuğunuzun ilk doğum gününe kadar inek sütü vermekten kaçının. İnek sütü kavramı içine, pastörize kutu sütler, güçlendirilmiş çocuk sütü etiketiyle satılan sütler, son zamanlarda kentli kadınlar arasında moda olan çiğ süt de dahildir. Özetle kutu dışında, kutu içinde veya güğümde nerede olursa olsun, hangi şekle sokulursa sokulsun bir yaşından önce bebeklere inek sütü verilmemelidir.

Çocuğuma neden biri yaşına kadar inek sütü vermemeliyim

  • İnek sütünün besin değeri bebek için yeterli değildir.
  • İnek sütü proteini, gelişimini henüz tamamlamamış olan bebek sindirim organları için sindirimi zor bir proteindir
  • İnek sütü, içerdiği yüksek miktarda mineral ve proteinden dolayı gelişmekte olan böbreklere aşırı yük bindirir
  • Alerjen özelliği yüksektir
  • Doymuş yağ içeriği yüksektir ve linoleik asit ve faydalı nükleotitlerden fakirdir
  • Kalsiyum/fosfor dengesi bebekler için uygun değildir
  • Bağırsaklarda gözle görülmeyen kanamalara neden olur. Hem bu yüzden hem de demir emilimini engellediğinden kansızlığa ve gelişme geriliğine yol açar
  • Kabızlığa yol açar
  • Probiyotik içermez


Şeker: Bebeklerinizi hiç bir besin değeri olmayan ve pek çok zararı bulunan şekerden uzak tutun. Hatta bir yaşından büyük çocuklarınızı da şekerden uzak tutmak için elinizden geleni yapın. Şeker, iştahsızlığa ve diş çürüklerine, ileriye dönük hatalı beslenme davranışlarının gelişmesine neden olur. Obezite, kanser, kalp damar hastalıklarının gelişimine zemin hazırlar. Bir yaş öncesi bebeklere yasak yiyecekler arasında şekerden yapılmış, her türlü kurabiye, kek,muhallebi, mama, meyve sularının olduğunu unutmayalım. Çocuklar için yaptığınız muhallebileri tatlandırmak için pekmez , keçibonuzu tozu ve kuru meyveleri kullanabilirsiniz.

Bitki Çayları:
Papatya çayı, yeşil çay gibi bitki çaylarının da demir emilimini azaltıcı etkisi vardır. Aynı zamanda bazı farmakolojik ajanlar içeren bitki çaylarının, süt çocukları ve küçük çocuklar için güvenilirliği konusunda yeterli bilimsel araştırma yoktur.



Bal: Bal fruktoz (%41), glukoz (%41) ve suyun (%18) bileşiminden oluşmaktadır. Arılar bal yapmakta kullanmak üzere çiçeklerden nektar toplarken Clostridium botulinum adı verilen bir bakterinin sporlarını da toplarlar. Erişkinlerde bu bakteri sporları hem mide asidinde eritilebilir hem de vücudun savunma mekanizmaları tarafından etkisizleştirilir. Süt çocuklarının mide asidi düzeyi düşük olduğundan bu sporları öldüremez, Clostridium botulinum bakterisi, ishal, kusma solunum felci ve ölümle sonuçlanabilen, botulizm denilen bir hastalık tablosuna yol açabilir. İşte bu yüzden bal, bir yaşından küçük bebeklere yasak yiyecekler arasındadır.

Tuz: Bebeği susatır. Vücuttan su kaybına neden olur, yeni gelişmekte olan böbreklere zarar verebilir ve erişkin dönemdeki kalp damar hastalıklarına zemin hazırlar. Bebekler, besinlerin ve anne sütünün doğasında buluna sodyum ile günlük tuz ihtiyacını karşılar. Bu yüzden bir yaş öncesi bebeğinize yemek hazırlarken ekstra tuz kullanmanıza gerek yok. Aynı şekilde yüksek tuz içeriklerinden dolayı salça, salam, sosis, sucuk, her türlü şarküteri ürünü ve hazır soslar bir yaşından önce bebeklere yasak yiyecekler arasındadır.

Bakla: Ülkemizinde arasında bulunduğu Akdeniz kuşağı ülkelerde sık görülen bir enzim eksikliği olan, glukoz altı fosfat dehidrogenaz eksikliği olan bebeklerde bakla tüketimi, kırmızı kan hücrelerinde ani yıkım ile karakterize derin bir anemiye neden olur.

Bebekler, gıda alerjileri için yüksek risk altındadır. Alerji açısından aile öyküsü pozitif olan gıdalara başlamak için en erken 8. aya, tercihen bir yaşına kadar beklenmelidir. Bu gıdalar, bebeğe tanıtılırken çok küçük miktardlarda başlanmalı ve üç gün bekleme kuaralına uyulmalıdır.

Bunun dışında narenciye ürünleri çok asitli olduklarından bir yaşın altındaki bebeklerde pişik, döküntü, karın ağrısı gibi durumlara sebebiyet verebileceğinden dikkatle kullanılmalıdır.

Ayrıca daha önce defalarca bahsettiğim gibi, her türlü paketlenmiş hazır gıda( bebe bisküvileri dahil), pirinç unu, buğday unu gibi rafine bol işlenmiş ürünler, margarinler, çocuklarınızı uzak tutmanız gereken gıdalardandır.(guncelanne.com)
1.jpg
 
Son düzenleyen: Moderatör:
X