'Dinsiz bir partinin inançsız bir partinin adamını seçtiniz' diye bize yükleneceklerdi"

Mustafa Kemal Atatürk, tanım yapmak gerekirse diktatördü.Zira askeri bir hareketle başa geçmişti.Ama demokratik seçimler yaptırması, ülkeyi olabildiğince demokratikleşme yoluna sokması, işleri bir nebze hale yola koyduktan sonra tüm dizginleri elinde tutmak yerine resmi gücü (şimdiki zamanki kadar olmasa da) sınırlı olan cumhurbaşkanlığı gibi bir mevkiye çekilmesiyle, sıradan bir diktatör olmadığını göstermiştir. Dahası "tek adam yönetim tarzı" olarak bir ölçüde, eksik olarak da olsa tanımlanabilecek diktatörlük ile Atatürk'ün yaklaşımının tam örtüşmediği de bir gerçektir. (gerçek anlamda bir diktatör, Celal Bayar gibi ciddi görüş ayrılıkları sahibi olduğu bir adamı başbakanı olarak kabul eder miydi sizce?)

Dünyanın hiçbir ülkesinde monarşi yıkıldıktan sonra ülke bir anda demokratik, güllük gülistanlık olmamıştır.Zira sistemde ve kafalarda değiştirilmesi gereken şeylerin değiştirilmesi için zor gerekir. Bu zorun uygulayıcıları ise, ileride tarih tarafından böyle yargılanmayı kabullenmek zorundadırlar. bu yüzden Atatürk diktatördü diyebilirsiniz, ama onu pol pot ya da stalin ile aynı kefeye koyamazsınız.

Şahsen Atatürk'ün diktatör olmasını, naif bir ahmak gibi hareket edip anında demokrasi kurmaya çalışıp, bir ay sonra Osmanoğullarını başa geri çağıracak kadar salak bir hükümetle burun buruna gelme ihtimaline tercih ederim.
hayatım ben atatürkün o şartlarda diktatör olmasını tasvip edenlerdenim yahu cumhuriyet kurulmuş parçalanmış osmanlıdan doğmuş ve kafasında ki hayalleri hayata geçirmeye adamıştır .haa ne kadar haklı haksız orası tartışılır elbet..
 
hayatım ben atatürkün o şartlarda diktatör olmasını tasvip edenlerdenim yahu cumhuriyet kurulmuş parçalanmış osmanlıdan doğmuş ve kafasında ki hayalleri hayata geçirmeye adamıştır .haa ne kadar haklı haksız orası tartışılır elbet..
konuyu ataturke tasimak bize biyere ulastirmaz.herkes ulkesi icin calismis sonucta.
 
X