Evlilik Hayalleri ve Gerçekler

sey_ren

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
30 Ocak 2013
2.749
47
Evliliğin nasıl olması gerektiğini anlatan, onlarca maddenin sıralandığı kitaplarla aram pek hoş değildir. İnsanların pek çoğu bu kitapları okurken mutsuz oluyor. Çünkü yapılması gerekenler, tavsiyeler, dikkat edilmesi gereken hususlar, omuzlara yüklenen bir dağ gibi ağır ve çetrefilliÖrnek bir erkeğin veya kadının nasıl olması gerektiğini anlatan ütopik satırlar, kişinin eşinden beklentilerini artırabiliyor
Gençlik yıllarımda dünya görüşümüz farklı olsa da, Doğan Cüceloğlunu dinlemeyi ve kitaplarını okumayı severdim. Ne inanılmaz bir insan derdim kendi kendime. Yazdıklarını okurken bir hoşgörü deryasının içinde bulurdum kendimi. Nasıl bilge, nasıl aşk dolu bir insandı. Her soruna bir çözüm önerisi sunarken içten içe hayranlık duyardım ona karşı

Çok sonra Onu bir TV programında itiraflarını anlatırken yakaladım. Evliliğinde yaptığı yanlışlardan ve yıllar sonra duyduğu pişmanlıklardan bahsediyordu. Acımasız davrandığı zamanları anlattığında, içimde çok şeyler yıkılmıştı

İlk o zamanlar anlamıştım sözlerin her zaman gerçeği yansıtmadığını Mükemmel gibi görünen herşeyin içinde hep bir eksiklik barındırdığınıVe şiir gibi konuşan herkesin, hayatının şiir tadında olmadığını da ilk o zamanlar fark etmeye başlamıştım

Evlenirken beklentileriniz neydi?

Ailenizden kurtulmak, anne olma arzusu, yakışıklı bir eş hayali Yada Leyla ve Mecnunun aşkı gibi bir aşk mı beklemiştiniz? Zaten evliliği anlatan bir dolu afâki hikaye sizin beklentilerinizi yükseltmişti değil mi?

Evlilik ömür boyu aşk mıydı?

Hep göz göze diz dize geçirilen bir ömür müydü?

Yoksa meşhur Tuzlu Kahve hikayesinde anlatıldığı gibi, karısının tuzlu kahvesini ömür boyu severek içen bir eş mi hayal etmiştiniz?(Üstelik ben o hikayeyi hiç sevmedim. Ömür boyu yaptığı güya fedakarlığı, ölümünden sonra okunması için bıraktığı bir mektupla başa kalkan ve kadını devasız bir vicdan azabına düçâr eden, acımasız bir adamın hikayesiydi o!)

Evliliğin biraz katlanmak ve taşımak olduğunu belkide hiç düşünmemiştiniz
Rabbimiz Kuranda kadınlar ve erkeklerin birbirine örtü olduğunu buyuruyor. Bunun anlamına kafa yordunuz mu daha önce? Hani sadece özel konularda mı erkek ve kadın birbirine örtüdür? Sanki Rabbimiz bizlere: Siz kulsunuz, erkek veya kadın ama aciz ve eksiksiniz. Hatasız olamazsınız, mükemmel değilsiniz. Birbirinizin hatalarını örtün, birbirinizi tamamlayın dermiş gibi geliyor bana.
Bunu içselleştirdiğimiz zaman beklentilerimizi en aza indirmeyi, kendimizi tam görmemeyi ve karşımızdakini eksikleriyle sevmeyi öğreneceğiz belki.

İnsan mükemmele yani cennete odaklı
Bu yüzden sancılarımız, şikayetlerimiz, elimizde olanla yetinemeyişimiz bu yüzden. Sanıyoruz ki, herkes bizden daha iyi, bizden daha mutlu. Çoğunun sıkıntısı yok sanıyoruz
Söyleyin bana; Siz gerçekten sıkıntısız, sorunsuz bir evlilik gördünüz mü? İnanın ben görmedim. Çünkü burası imtihan dünyası. Bir şekilde sınanıyoruz hepimiz. El ele tutuşan her çiftin mükemmel bir evliliği var zannetmeyin.

Eşine toplum içinde canım cicim diyen, araba kapısını eşine açan, ağzı bol laf yapan her erkeği beyefendi ve iyi bir ev erkeği sanmayın. Her doğum gününde, evlilik yıl dönümünde elinde çiçekle eve giden adam gerçekten adam gibi bir adam mıdır acaba? Yada bu, adam olabilmenin şartlarından mıdır?

Çok farklı insanları tanıdığım ve pek çok hayat hikayesine direkt veya dolaylı yollarla şahit olduğum için kendimi çok kısmetli buluyorum. Emin olun kimse tam değil, insanların açamadıkları ne sırları, anlatamadıkları ne dertleri var kimbilir. Kimi eşinin çok konuşmasından, kimi çok sessiz oluşundan, kimi asabiyetinden, kimi titizliğinden şikayetçi. Kimi aileme değer vermiyor, kimi beni anlamıyor, diyor
Allah kadını ve erkeği farklı yaratmış.

Siz karşınızdakinin sizin gibi düşünmesini, her olaya sizin pencerenizden bakmasını, tepkilerinin sizin ki gibi olmasını beklerseniz, hatayı baştan yapmış olursunuz. Erkek ve kadının hayat yarışında farklı kulvarlarda koştuğunu ve pek çok konuda farklı olduğunu idrak etmemiz şart.
Kocanız sizi ölümüne sevsin mi istiyorsunuz? Ya da sizin için ölmeyi bile göze alır diye mi düşünüyorsunuz? 35 yaşındaki bir yakınım kanserden vefat ettiğinde, eşi: Ben eşim olmadan artık o eve giremem demişti. Çok değil sadece üç ay sonra yeni biriyle evlenip o eve girdiğinde, o zamanlar romantizme inanan ben, hayatımın yeni bir dersini daha almıştım
Evlilik bir peri masalı değil, ömür boyu süren bir aşk hikayesi değil, dizilerdeki, romanlardaki, rüyalardaki gibi değil evlilik Kimse eşi için çöllere düşmüyor. Kimse aşkım diye dağları delmiyor. Ve hiç kimse eşini nefsinden daha fazla sevmiyor

Yeni evli veya evlenecek olan kardeşlerim lütfen evliliği sadece bir aşk yuvası sanmayın. Evlilik biraz da kabullenmektir aslında. 1.5 yıllık evli bir izleyicim: İstediğim böyle bir evlilik değildi demişti. İstediği gibi bir evlilik zaten yoktu ama o bunu fark etmiyordu. Boşanınca daha mutlu bir evliliği olacağını, süper birini bulacağını sananlar ne kadar yanılıyorlar.

Her şeye rağmen evlilik güzel şey

Kimse mükemmel değil, hiç bir evlilik kusursuz değil ama evlilik güzel şey doğrusu. Elbet inişler çıkışlar olacak, bağırmalar, küsmeler, kırılmalar olacak. Aynı noktada buluşamadığımız, bir karara varamadığımız zamanlarımız olacak. Fakat yine tüm güzellikleri , sıkıntıları beraber yaşamanın, aynı evi paylaşmanın hazzına varacağız. Bir olmak, beraber olmak, eşi benzeri olmayan bir mutluluktur
Acele etmeyin ne olur Evliliğin ilk yılları hep sancılı geçer ama bunların çoğu zamanla azalır. Olmaz, yürümez dediğiniz bir bakarsınız oluvermiş.

Her insanın farklı bir karakteri var. Eşinizin beğenmediğiniz yönleri olsa da , beğendiğiniz tarafları da vardır kesin. Ve evliliğinizde ne kadar sorun varsa, bilin ki; sizden daha beterleri, sizin hayatınıza özenen birileri de var Konuşmak kadar bazen susmak da gerekir. Egoları bırakıp alttan almak, onurunuzu zedelemeden fedakarlıklar yapmak çoğu kez evlilikleri kurtaran faktörlerdendir.

Evlilikler gereksiz yere yıpratılıyor

En güzel yıllarını, borç harçla geçiriyor çoğu çift. Gösterişsiz bir yemekle, asgari masrafla bir düğün yapılabilecekken, kız tarafı istiyor da istiyor Yok şu model gelinlik, şu kadar altın, son model ve eksiksiz eşyalar, falanca yerde balayı dayatmaları. Dünya görüşü ne olursa olsun fark etmiyor artık. Hemen herkes aynı şeyleri istiyor.

Aleme caka satacağım, üç beş günlük keyif yapacağım diye tonla borcun altına giriliyor. Kız anneleri yangından mal kaçırırmış gibi, ne koparırsan kârdır gibi bir yaklaşım içine giriyor. Sonra eşlerin birbirine alışma safhaları borç yüzünden, tatsız düğün hatıraları yüzünden zehir oluyor. Hatta sırf bu yüzden evlilikler boşanmaya kadar gidebiliyor.

Bazen de ayrılık kaçınılmaz oluyor

Devasız dertler de var mutlaka. Her ne kadar sevimsiz bir helal olsa da, boşanmanın kaçınılmaz olduğu yerler de var. Hayvan gibi dövülen, sürekli aşağılanan bir kadın boşanabilir. Biyolojik anlamda eksiklikleri olan bir eşden boşanılabilir. Erkeğin edepsiz yayınlar seyretmesi, eşinden normal olmayan sapıkça isteklerinin olması, bir eşin devamlı ağzının kötü kokması, terk etmek istemediği iğrenç alışkanlıklarının olması, kadının veya erkeğin aldatması, boşanma sebebi olabilir.

19 yaşındayken; Hâlâ okuyan, askerliğini yapmamış, işi olmayan bir genci, sadece namaz kıldığı, Mümin olduğu için, Allah rızası için kabul eden, pek çok badireler atlatsa da, asla yılmayan, sevmekten yorulmayan bir kardeşiniz olarak; Naçizane şu tavsiyemi kulak ardı etmeyin. Allahın rızasını gözeterek attığınız her adımda ALLAH size yardım edecektir. Ona güvenirseniz kopmayan sağlam bir kulpa yapıştınız demektir. Böylece aşılmaz sandıklarınız aşılır. Nice yokuşlar düzlüğe döner.
Her şeye rağmen evlilik, evsizlikten iyidir be kardeşim

Cahide Sultan
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bence de çok hoş bir paylaşım olmuş sonsuz teşekkürler..bana da dua edin evsizlerden olmamayayım hayırlı bir kısmetim çıkar inşallahhh :KK43:
 
X