Hormon Bozukluğu Belirtileri ve Tedavisi

Nevreste

Hala umudum var
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
290.150
596.095
42
Hormon Bozukluğu Belirtileri: Hormonal dengenin bozulması hormon bozukluklarına yol açar. Düzenleyici organlardaki (hipotalamus ve hipofiz) bozukluk diğer hormon bezlerini etkiler ve çeşitli şikâyetlere neden olur.

Bu bozukluk iç salgı bezlerinden birinde olmuşsa, yalnız bu bez tarafından yapılan hormon salgılanması etkilenir. Bez dokusunun faaliyetinin az veya çok oluşuna göre, hormon salgılanması da çok veya az olur. Fazla olmasına neden, genellikle bezlerde tümör oluşmasıdır. En iyi bilinen hormon bozukluğu, şeker hastalığıdır.

Hormon bozukluklarında esas hormon bozuklukları (iç salgı bezi faaliyetinin bozukluğu) ile ikincil hormonal bozukluklar (iç salgı bezinin fonksiyonunun normal olduğu ancak diğer hormonlar tarafından düzenlenemediği) arasında ayırım yapmak gerekir.

Bu ikinci durumda, hastalıkların çoğuna tiroid, adrenal ve gonadlar gibi bezleri uyaran çeşitli hormonlar salgılamakla görevli hipofizdeki bozukluklar neden olur. Eğer hipofizin tümü zarar görmüşse (kafatası tabanındaki kırıklardaki gibi) buna panhipopitütarizm denir.

İlgili patolojik tabloya Sismonds hastalığı veya doğumdan sonra meydana gelmişse Sheehan sendromu denir. Uyarıcı veya frenleyici hormonlar zerk edilerek (uyarma ve frenleme testleri) hormonların işlevlerinin yolunda gidip gitmediği kontrol edilir. Bazen bir tümörün büyümesinden ötürü o denli çok bez dokusu oluşur ki, frenleme testine biraz reaksiyon gösterilmiş olsa bile, hormon üretimi hep fazladır.

Organ çok çalışıyorsa, bez dokusunun bir kısmı alınır. Tümör olduğu zaman bezin tümünü almak gerekir. Ne yazık ki adrenal, yumurtalık ve erbezlerinde tümörler hemen hemen hiçbir zaman tek yanlı değildirler. Eğer öyle olsaydı, bezlerin bir tarafı alınır, onun işlevini de geride kalan kısım görürdü.

Bez dokusunun tümü alındığında eksilen hormonların yerine ilaç verilir. Artık bazı hormonların kimyasal sentezi olanaklıdır. Diğerleri hala ölü hayvanların hormon bezleri gibi doğal kaynaklardan elde edilir. Bu yolla elde edilen ensülinle şeker hastalarının uzun yıllar yaşamasını sağlamak olanaklıdır.

Hipofiz Hormonları

Hipofiz de dolaysız olarak faal olan bazı hormonlar salgılar. Çocuklarda büyüme hormonunun fazla üretilmesi anormal gelişmeye (jigantizm) yol açar, yetişkinlerde ise akromegaliye neden olur.

Bu ikincisinden kemikler büyümeye devam etmez ancak eller, ayaklar, burun, dudaklar, dil ve iç organlar gibi bedenin öteki kısımları gelişirler. Çocuklarda bu hormondaki yetersizlik cüceliğe yol açar. Antidiüretik hormonun yetersiz olduğu durumlarda, böbrekler tarafından suyun bedenden atılmasında bozukluk görülür. Bu duruma diyabetes insipidus, (şekersiz diyabet) denir; bazen günde 15 litreye kadar idrar çıkarılır.

Tiroid Hormonları

Aşırı tiroid hormonu bulunması ile (hipertiroidizm) bu hormonun eksikliği (hipotiroidizm) arasında bir ayırım yapmak gerekir. Hipertiroidizm yalnız çok faal olan doku veya fazla miktarda hipofiz hormonundan ileri gelmez, aynı zamanda tiroidi uyaran başka maddelerden ötürü de oluşur.

Bilimsel olarak çok hızlı bir metabolizma görülür; hastalar heyecanlıdır, zayıflarlar, ishal olurlar, sürekli terlerler vs. Hipertiroidizmin en iyi bilinen şekli Basedow hastalığıdır. Tiroid hormonunun noksanlığı tam ters etki yapar ve şişmanlık, uyuşukluk ve kabızlığa neden olur. Karakteristik bir belirtisi, şeker içeren mukusun birikimiyle derinin sertleşmesi, miksedemadır.

Tiroid hormonunun üretimi için iyoda gereksinme olduğundan iyot eksikliği hipotiroidiye neden olur. Henüz bebeklik çağında başlarsa, bir çeşit cücelik olan kretenizme yol açar. Guatr, tiroid bezinin genişlemesidir. Bazen iyot eksikliğinden olur. Hipofiz fazladan uyarıcı hormonlar salgılar, böylece tiroid dokusu miktarı artar.

Ancak, guatrların başka nedenleri de vardır ve örneğin hipertiroidizmle birlikte de meydana gelebilirler. Dolayısıyla Guatr deyimi tiroidin işlevi ya da bozukluğun nedeni hakkında pek fikir vermez.

Paratiroid Hormonu

Bu hormonun yetersizliği kandaki kalsiyumun eksilmesine yol açar (hipoparatiroidizm) ve kaslarda aşırı duyarlılık ve spazmlar meydana gelir (tetani). Bu hormondan fazla miktarda varsa (hiperparatiroidizm) kalsiyum azalmasından dolayı kemikler zayıflar ve kolaylıkla kırılırlar.

Pankreatik Hormonlar

Pankreastaki hormonun üretiminde görülen bozukluklar hemen hemen her zaman ensülin üretimini de kapsar. Ensülinoma çok miktarda ensülin salgılayan bir tümördür. Sonuç olarak, kandaki şeker miktarı çok düşer ve açlık nöbeti ve uyuşukluk yaratır. Daha önemlisi, ensülin yetersizliğinin neden olduğu şeker hastalığıdır (diabetes mellitus).

Sonuçta, beden hücreleri kandan glikozu yeterli derecede hızlı ememezler. Böylece hücrelerde beslenme yetersizliği görülür. Bu kısmen yağ metabolizmasının hızlandırılmasıyla kapatılır, fakat sonuç olarak kandaki keton hücreleri artar. Bunlar normal yağ metabolizmasının ara ürünleridir ancak fazla miktarda bulunurlarsa beden tarafından yeterli derecede işlenemezler.

Dolayısıyla, şeker hastalığının belirtileri bir yandan kandaki glikoz fazlalığı (hiperglisemi), öte yandan da kanın asitlenmesine (asidoz) ve bilinçsizliğe (diyabetik koma) yol açan genellikle asitli keton hücrelerinin fazla miktarda bulunuşudur. Akciğerlerde keton hücreleri asetona dönüşerek nefese tipik bir koku verirler. Kanda yüksek miktarda bulunan glikoz, bedenden atılan fazla suyla birlikte glikozun da atılmasını sağlar (glükozüri).

Anormal derecede susama (polidipsia) ve fazla miktarda idrara çıkma (poliüri) şeker hastalığının tipik belirtileridir. İki çeşit şeker hastalığı vardır. Gençlikte olan şeker hastalığı genellikle doğuştan vardır ve Langerhans adacıklarındaki beta hücrelerinin yetersiz faaliyetinden dolayı meydana gelir. Bu bozukluk, ensülinle tedavi edilir.

İleri yaşta meydana gelen şeker hastalığında, beta hücreleri yavaş yavaş daha az faal olmaya başlar; ensülin eksikliği genellikle ciddi değildir. Bu tür şeker hastaları çoğunlukla, sıkı bir rejim ve kilonun azaltılması yoluyla tedavi edilirler. Bazen ağızdan alınan ilaçlara da gereksinme duyulur. Bunlar beta hücrelerinin daha fazla ensülin üretmeleri için uyarırlar.

Adrenal Hormonlar


Feokromositom, adrena medullanın bir tümörüdür ve çok miktarda adrenalin salgılanmasından dolayı meydana gelir. Adrenal korteksteki bozukluklar daha önemlidir. Çeşitli bazı hormonların aşırı miktarda bulunması Cushing sendromuna yol açar; bunun işaretleri de belli yerlerde yağ birikimi (kafanın, boynun ve gövdenin şişmanlaması) ile kasların ve kemiklerin zayıflamasıdır.

Eğer yalnızca mineralokortikoid fazlalığı söz konusuysa, bu da en önemli belirtisi aşırı yüksek kan basıncı olan Corn sendromuna yol açar. Adrenal korteks hormonlarının yetersizliği, eksilen hormonların yerine başkalarının koyulmasıyla tedavi edilen Addison hastalığına neden olur.

Tuz kaybı sonucu, hasta çabuk yorulur. Kan basıncı düşüktür ve hastalıklara olan direnci azalır. Eğer bu bozukluk yalnızca adrenal bezlerdeki hastalıktan ileri geliyorsa adrenal bezini uyarmak için aşırı miktarda hipofiz hormonu (ACTH) üretilir. ACTH derideki pigment üretimini arttırdığından sonuç olarak deri koyulaşır.

Bazen adrenaller doğuştan bir hastalıktan ötürü (adrenojenital sendrom) fazla miktarda Cinsel hormon üretirler. Erkek çocuklarda, ergenlik çağı çok erken başlar (pubertas praecox), kızlarda da ikinci erkek nitelikleri gelişir (virilizm).

Hormon bozukluğu tedavisi: hakkında bilmek istedikleriniz ve daha fazlası için aşşağıdaki makaleye bakabilirsiniz…

Endokrinoloji, Hormon hastaliklari ile ugrasan bir bilim dalidir. Endokrinoloji uzmanlarinin ilgilendigi hastaliklar sunlardir:

ENDOKRİNOLOJİ NEDİR?

Endokrinoloji veya kısaca Endokrin Hormon hastalıkları ve tedavisiyle ugrasır. Guatr, tiroid, hashimoto, prolaktin, kemik erimesi, boy kısalığı, tuylenme, polikistik over, obezite, zayiflama, diyet, diyabet-şeker hastalığı, hipofiz hastaliklari, paratiroid, böbreküstü bezi, over (yumurtalık) ve testis hormonları hastalıkları, hormonların azlığı veya fazlalığı, Kolesterol ve trigliserid yüksekliği Endokrin uzmanlarınca tedavi edilir.

Alternatif tedavi yöntemleri içinde en sık başvurulan bitkilerde şunlardır;

Hayıt (Vitex agnus-castus);


El şeklinde yaprakları olan,yaz aylarında morumsu çiçekler açan, çalı görünüşünde 1-3 metre yüksekliğinde bir ağaççıktır. Yarim cm’ lik küre şeklinde, acımsı meyveleri vardır. Rengi iyice koyulaşan meyveler, ekim-kasım döneminde toplanır ve gölgede kurutulur. Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Suriye, Lübnan ve Türkiye’ de Akdeniz ile Ege bölgelerinde yaygın olarak yetişir.

Yapılan araştırmalara göre meyve ve tohumları; % 4-6 oranında eterli uçucu yağlar (1-8 Cineole, p-cymene, ß-caryophyllene, a-terpineol, citronellol, castine, a- ve b- pinene, linalool, limoneen, ledol, y-cadinene, camphene, sabinene), Alkaloit (Viticin), %1 oranında flavonoidler (Casticin, isovitexin, kaempferol, quercetin, orientin, isoorientin, penduletin, luteolin-7-glucoside, quercetagetin, isorhamnetin), %1-3 oranında yağ asitleri (palmitic acid, linoleic acid, linolenic acid, eicosapentanoic acid, oleic acid, stearic acid), iridoid-glikozitler (% 0,3-1,1 aucdubin ve % 0,5 Agnuside), steroidler (progesterone, testosterone, 17- a-hydroxyprogesterone, androstenedione), vitaminler (folic acid, thiamine, pyridoxine, riboflavin, cholecalciferol, tocopherols, tocotrienols), tanen ve rezin içerir.

Adet öncesi sendromlar (PMS), adet zorlukları ve menopoz kadınlık tarihi kadar eski problemlerdir. Kadınlara bu konularda yardımcı olmak için çok çeşitli çareler araştırılmıştır. Şüphesizki doğal terapi yöntemleri bu alanda da yol göstermektedir.

Bu naturel terapilerden birisi özellikle göze çarpmaktadır: Hayıt meyvesi veya tohumu. Hayıt meyvesi veya kısaca hayıt her yaştaki kadın için ebedi bir bitkisel çaredir. M.Ö 450’ de hayıt’ tan ilk olarak bahseden tıbbın babası kabul edilen Hipokrat’ tır (Hippocrates). O zamandan beri hayıt yüksek ateş, başağrısı, gazlanma ve idrar arttırma için ama en önemlisi günümüzde de devam eden şekliyle “kadın hastalıkları” için tavsiye edile gelmiştir. Adet öncesi gerginlik (PMT), genellikle östrojen (oestrogen) ve progesteron (progesterone) hormonları arasında dengesizliğe neden olur.

Progesteron’ un göreceli noksanlığı; adet gecikmesi, göğüslerin hassasiyeti, sancı, kramp ve depresyon gibi semptomlardan sorumlu rahatsızlıklara yol açar. Hayıt bu semptomların giderilmesinde veya azaltılmasında etkili olabilmektedir. Hayıt meyvesi içerisindeki eterli uçucu yağların ve diğer sinerjetik bileşiklerin hipofiz bezi üzerinde pozitif etkileri vardır.

Bilindiği gibi hipofiz bezi pekçok vücut hormonunun dengesinden sorumludur. Hayıt meyvesi, hipofiz bezini yumurtalıklardaki corpus luteum tarafından progesteron üretiminin artmasına yol açan belirli hormonları daha çok veya daha az üretmek için uyarır. Hayıt meyvesi vücuttaki kadınlık hormonlarını doğal bir şekilde dengeleyerek işlev görür. Hayıt meyvesi, başkaca progesteron terapilerinin başarılı olamadığı durumlarda bile başarılı olabilmiştir.

Hem de bazen sentetik hormon yerleştirme sonucu oluşan yan etkilerin hiçbirine neden olmaksızın. Hayıt meyvesinin adet öncesi gerginlik (PMT) semptomlarına faydası en az 2 hafta içinde kendini açıkça belli eder. Fakat, en iyi sonuç için hayıt meyvesi en az 3 ay süre ile alınmalıdır. Yapılan çalışmalarda daha uzun süreli olarak hayıt meyvesi alımının PMT’ yi tamamen ortadan kaldırabileceği görülmüştür.

Hayıt meyvesi çok nazik bir bitki de olsa, etkisi inip çıkan bir piston gibidir. Sivri yerleri düzleştirir, çukur yerleri yükseltir. O adet periyodunuzu (menstural cycle); ister çok kısa olsun, isterse hiç olmasın, kanama zamanı çok uzun veya çok kısa olsun, kanamanız çok hafif veya ağır olsun herşeyi normale döndürmek için elinden geleni yapacaktır.

O aynı zamanda hem Afrodizyak (Cinsel istek arttırıcı) hem de anti-afrodizyak özelliğe sahiptir. Yani cinsel isteğiniz çok fazla ise onu azaltacak, az ise yükseltecek ve normale döndürecektir. Menopoz hormonal iniş çıkışın sonunda büyük bir çukurdur. Hayıt meyvesi progesteron’ daki dramatik inişi yavaşlatarak ve hormon seviyesindeki değişikliklere vücudu alıştırarak bu süreçte yardımcı olmaktadır.

Sıcak basması, vajina kuruluğu, baş dönmesi ve depresyon gibi menopoz semptomları hayıt meyvesi terapisine olumlu tepki vereceklerdir. Hormon dengesizliği kısırlığa da yol açabilmektedir. Bu nedenle hayıt meyvesi yumurtlama periyodunu düzenlemeye ve hamile kalma şansının artmasına yardımcı olabilir. Doğum kontrol hapına son verdikten sonra da, bedenin doğal dengesini yeniden kurabilmesinde çok yararlı olur.

Hayıt meyvesinin, her ne kadar kullanım alanlarının çoğu bayanlar için olsa da erkeklerde depresyon ve buna bağlı cinsel iktidarsızlık durumlarında da kullanılılabilir. Erkeklerde testesteron, kadınlarda ise östrojen fazlalığının neden olduğu aşırı kıllanma ve sivilcelere (akne) karşı, hayıt meyvesi terapisi hormonları dengeleyerek yardımcı olabilir. Hayıt, 2400 yılı aşan kullanım süreci buyunca tamamen güvenli ve yan etkisiz olduğunu kanıtlamış bir bitkidir.

Dong Quai (Çin Melekotu);


Çin, Kore ve Japonya’ da yetişen aromatik bir bitkidir. Bu ülkelerde Ginseng’ den sonra en ünlü ikinci bitkidir ve kadınlar için yapılan hemen hemen tüm bitkisel kombinasyonlarda yer alır. Adet görme düzensizliklerinden menopoz semptomlarına kadar tüm jinekolojik şikayetler için kullanılabilir. Kökleri vitamin A, E ve B12 içerir. İçerdiği 6 çeşit coumarin türevi anti-spasmodik etkilerinden dolayı çok değerlidir. Bilindiği gibi anti-spasmodik maddeler menstural (adet) kramplarını hafifletmekte veya gidermektedir.

Ayrıca Dong Quai’ nin kökleri temel yağlar (ligustilide, butylphthalide), ferulic acid, ve çeşitli poli-sakkaritler içermektedir. Bu maddeler spazm giderici, kan pıhtılaşmasını azaltıcı ve çevresel kan damarlarını rahatlatıcı etkiye sahiptir. Araştırmalar Dong Quai’ nin östrojen hormonu üzerinde dengeleyici etkisi olduğunu da göstermiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Dong Quai, hayıt meyvesinin sinerjetik etkisini arttırmak ve standardize etmek amacıyla Hayıt Meyvesi’ ne ilave edilmiştir.

Kaynak=ojeli eller
 
ben 4 yillik evliyim 2 yil once bir dusuk yaptim evlendigimden.beri korunmuyorum benim sat tarihilerim 28 gunde bir olurdu son 6 aydur 21 gunde bir olmaya basladim ve adetlerim hep sancilidir ilk gunu agrim olurdu son 6 aydir adetim ilk gunu agrim olmuyor ve 2 3 4 gueri olmaya basladi adetin 3 gunu hormon testleri verdim aramizda yardimci olabilecek varmi bana
fsh 6.3
Lh 12.4
prolaktin 9.3
progesteron 0.57
tsh 0.42
e2 38.4
 
X