Hepinize 'hikayeni biran önce yaz' deyip deyip kendi hikayemi 18. günde yazabildiğim için biraz utançla benden ve minik prensesimden herkese selamlar

İşte bizim kızımla kavuşma hikayemiz:
23 Ocak gecesi gayet rahat bir şekilde yattığım uykumdan 24 Ocak sabahı 6'da sancı ile uyandım, 7'ye kadar uyudum ve kalktım. Eşimi de 'kalk ben doğuruyorum, bugün işe falan gitmeyi düşünme' diyerek uyandırdım. Şansıma, 5 dk'da bir 45 sn kadar süren sancılar şeklinde başladı direk. Saat 9'a kadar evde dolaşarak rahat rahat vaktimi geçirdim, doktorumu aradım sen hastaneye geç, ben 10.30'da gelicem dedi. Karne günüydü o gün, doktorum da ikizlerinin okuluna gitmişti karne için, şans işte

Neyse biz hastaneye gittik nst'ye bağladılar, başka bir doktor muayene etti, '3cm açıklığın var' dedi, doktorumu aradı, 'yatışını yapıyorum' dedi. Bende bi heyecan, doğuruyorum diye, başıma geleceklerden haberim yok tabi henüz

işlemler falan derken 10 gibi odama yattım. Eşim de eve gelip annemle kv'mi aldı. O arada bana lavman yaptı bi hemşire gelip. 10.30'da da gelip suni sancıyı taktılar, o andan sonra işin rengi değişti. Kendi sancılarımla gül gibi geçinip giderken, suni sancı canıma okumaya başladı. Nst'ye de bağladılar, yatakta sancı çekmek çok zormuş, hemşire tembihledi bi de 'şunlar kalp atışları, şunun altına inerse ve şunun üstüne çıkarsa hemen haber verin' diye. 175 üst sınırdı onu hatırlıyorum, birkaç kere 210-220'yi gördük ödümüz patladı. Saat 12 civarına kadar öyle yattım, sonra 'dayanamıyorum epidural istiyorum' dedim. Hemen indirdiler ameliyathaneye, sözde yaptılar epidural işlemlerini ama zerre kadar ağrımı azaltmadı. Daha öncesinde suni sancıyı da çektiğim için kıyaslama yapabildim, kesinlikle ya bir hata yapıldı ya da benim vücuduma işlemedi. Aynı şiddette sancıları çekmeye devam ettim. Karnımda kasıklarımda hiçbirşey hissetmedim, birileri belimi iki yandan tutup ayırıyo gibiydi ağrılarım

sonra doktorum geldi suyumu patlattı açılmam hızlansın diye.
Bu arada şu Fatma ana eli otunu yaptık daha evdeyken içtim biraz, annem hastaneye de getirmiş suyunu, ara ara verdi içtim. Saat 12'de 4 cm olan açılmam 15.00'da 8 cm oldu. Herkes şaşırdı, ebe hemşire geliyo '6 cm olmuş' diyo, gidiyo yarım saat sonra geliyo '8 cm olmuş' diyo. Açılmam çok hızlı oldu ama tabi o anda insana ömür gibi geliyo. Annemler, eşim, ebeler herkese yettim hastanede, sıktım yumrukladım, tekmeledim

8 cm'yi görünce beni ara ara gelip ıkındırmaya başladılar. O saatten sonra zaten artık parmak falan kalmıyo, muhtemelen ellerini daldırdılar bebeği kontrol ve yönlendirmek için

şöyle ıkın böyle ıkın, bi ara 'kabız olmuşsun gibi ıkın' dedi biri de 'ben kabız olmam ki' dediğimi hatırlıyorum

o arada herkes bişeyler söylüyo, siniri bozuluyo insanın. Bi ara hatta kv ile görümceme 'nolur bi susun' dediğimi hatırlıyorum

neyse saat 4 oldu, doktorum artık sık sık gelmeye başladı yanıma, 'götürün hadi beni doğumhaneye' diyorum doktoruma, 'götürelim ama ıkınman lazım, doğumhanede daha zorlanırsın' dedi. Sonra 'sonda takmam lazım, mesanen dolu' dedi. Daha takarken 'çok acıyo' diye bağırmaya başladım. 'O zaman tuvalete git kendin yap' dedi. Tuvalete oturdum, malum tuvaletimi yaparken de biraz ıkınmam lazım, bir bağırışım var 'doğuyo çocuk' diye görmeniz lazım

hemen çıktım tuvaletten bi daha yatırdılar yatağa, az daha ıkındım, 'saçları görünüyo' falan diye bana gaz veriyo ebeler ve doktorum. en sonunda doktorum hadi gidiyoruz dedi, sanki yeniden doğmuş gibi oldum:) hemen hasta bezini bağladılar altıma, doktorum kulağıma eğilip ' hadi bakalım şimdi güzel bi şekilde veda et ailene' dedi. 'Hadi ben birazdan geliyorum, hepinizi çok seviyorum' dedim el sallayarak gittim. Bana göstermeden dışarı çıkıp çıkıp ağlayanlar rahat rahat ağlamış arkamdan. Hemşireler 'eşin çok kötü oldu arkandan' demişlerdi bana doğumdan sonra, annem de akşam 'sen girdikten sonra camın yanına gidip nasıl ağladı biliyo musun' deyince gözlerim doldu bunca gün sonra

herkesin bunu hissettiği bir an vardır ya, ben de anladım ki eşimle aramızda herkese nasip olmasını dilediğim bir bağ var, çok seviyorum ben onu

Neyse sulu göze bağlamadan devam edeyim. 16.20'de doğumhaneye girdim, buz gibiydi. Hemen çıktım çatala yattım ben

görümcem de girdi doğuma. Doğumhaneye girince sancı mancı kalmadı, 'eyvah nasıl ıkıncam ben şimdi' diye düşünürken ebeler ve doktorum da önlüklerini giydi hazırlıklarını yaptı falan derken 5 dk daha geçti. Doktor hazırlık yapıyo, ben 'kescek misiniz' diye soruyorum, doktorum gülerek 'kescem' diyo

'çocuğun çabuk doğmasını sağlayacak herşeyi yapabilirsiniz' dediğimi hatırlıyorum. Neyse uyuşturucu iğneler falan yapıldı, doktorum sonda taktı, (illa yaptılar yani onu da) ebelerin 'sapsarı saçlı bi kız geliyo' cümleleri eşliğinde 5 dk'lık ıkınma sonucu bağıra çağıra 16.30'da Zeynep'im 3350 gr, 50 cm doğdu

kızımın önce sırtını gördüm, bembeyaz ıslaktı:) hemen havlulara yatırıp sildiler, doktorumun arkasında kaldığı için rahat göremedim, ölüyorum tabi ben meraktan:) sonradan fotoğraflardan gördüm pamuk gibi bembeyaz doğmuş kuzum, üstünde en ufak bir kan lekesi bile yoktu

ekmek gibi fosur fosurdu yavrum, anladım ki doğurmak ne kadar zorsa, doğmak da bir o kadar zor. Şişiyo yavrucuklar doğmaya çalışırken.
Ben bunları düşünürken, o arada bi baktım eşim içerde

elinde fotoğraf makinası, çocuğun sesini duyduğu gibi dalmış içeri

ebe 'aaaa siz de mi girdiniz, hocam görmesin' dedi:) eşim de makinayı görümceme bırakıp çıktı. Sonradan sordum 'bana baktın mı' diye 'göz ucuyla gördüm ama bidaha bakmadım' dedi. 'İyi yapmışsın, bakcak bişey yoktu orda' dedim ben de

Neyse, sonra doktorum 5 dk içinde plesentayı da çıkarttı, biraz çekti kordondan, biraz beni ıkındırdı. 'görmek ister misin?' Diye sordu, önce hayır dedim ama sonra bakayım dedim. kordona bağlı, kocaman yayvan bir ciğer gibiydi. 'bu muymuş kuzumu 10 aydır besleyen? bunlar nasıl sığmış bebeğimle birlikte karnıma?' diye soruyorum saf saf
kızımı giydirip yanıma getirdiler, 'bu benim mi?' dedim ilk olarak:) ağrı acı herşeyi unutturan bir andı, ne yaşadığım ne de birdaha yaşayacağım eşsiz bir an..
Ağlarım kesin ilk gördüğümde diyodum ama o anda aklına gelmiyo insanın ağlamak falan.
doktor sohbet muhabbetle kesiklerimi dikti, iç dikişlerimi bilmiyorum da dışarda 6 tane dikişim varmış, annem söyledi:) yapılan uyuşturucu iğneye rağmen hepsini hissettim dikişlerin de

bana ne olduysa hiçbir ağrı kesici işe yaramadı o gün bende

o arada nasıl becerdiysem doktorumdan azarı da yedim :) ebe hemşire iğne yapcaktı, rahimi toparlaması için olan heralde, 5 dk önce doğum yapmış biri olarak utanmadan 'serumun içine yapıverseniz olmaz mı' dedim, doktorum da 'sen bize ne yapacağımızı söyleme istersen' dedi. E kadının da sabrı bitti heralde

'ben acıdan ne dediğimi biliyo muyum?' dedim ben de

Sonra herşey bitti, ebe hemşirelerden biri içi pembe sıcak bir su ve pamuk dolu bir leğenle geldi, heryerimi o pamuklarla sıcak suyla sildi, yeniden doğdum sanki. 'Allah razı olsun' dediğimi hatırlıyorum sadece ebeye :)
Hasta bezimi bağladılar, geceliğimi de vermiş annemler içeri onu da giydirdiler. 'Ben yürürüm gerek yok sandalyeye' desem de, 'olsun sen otur yine de' dediler, ben de inatlaşmadım, oturdum paşa paşa, çıktık doğumhaneden. Odama geldim hemen emzirdim kuzumu. Misafirlerimiz eşliğinde geçen bir gecenin ardından ertesi sabah bebeğim ve beni kontrol ettiler sorun olmayınca sabah 10'da çıktık. Bugün de 18. günümüzdeyiz

Hastanem, doktorum, ebelerim hep dualarımda olacak, her yanıma geldiklerinde 'Allah razı olsun, hakkınızı helal edin çok kahrımı çektiniz' dedim. Onlar olmasa doğuramazdım. Şunu da çok iyi anladım ki insanın isteyip yapamayacağı hiçbir şey yok bu hayatta. Ben normalde elime iğne battı diye ağlayan insandım, o kadar ki normal doğum yaptığımı duyan eş dost 'valla helal olsun sana' dedi hep. Ama sancıları çekerken sezeryan fikri ne aklımdan geçti ne ağzımdan çıktı. 10 aydır kendimi hazırladım ve bağıra çağıra da olsa doğurdum diyorum

ben yaptıysam bu işi herkes yapar diyorum şimdi de

3 gün önce mastit riski atlattım, memem şişti kızardı bir kısmı. ateşim 39 dereceye çıktı ödümüz patladı

dikişlerim geçmek üzere ama tam geçmedi daha. Benim uyku dışında hiçbir sorunum yok çok şükür.
Kızım da sarılık olmadı şükürler olsun. En büyük sıkıntım beşiğinde yatmıyo gece yanımda yatırıyorum, sıcaklığımı istiyo kuzum hala, 2 kere denedik beşiği, canımıza okudu sabaha kadar uyumadı. Gece zaten sık sık uyanıyo emmek için, bazı geceler saat başı kalkıyo, çok zor oluyo

Biz de birdaha beşiği denemedik, az büyüsün tekrar denicez. Ev tipi ana kucağı aldık gündüzleri sallayarak onda uyutuyoruz, canı isteyince kucağımda uyuyo, kızımın keyfine göre yani herşey

5. günde doktorumuz kontrollerini yaptı, hastaneden çıkarken 3350'den 3290'a düşen kilosu 3415 olmuş. 'Bebekler ilk hafta genelde kilo verir ama bu kilo almış maşallah' dedi, çok mutlu olduk

işitme testinden de geçti kuzum. 8. günde göbeğimiz düştü.
İstediği zaman uyuyan istediği zaman uyanan, canı isteyince saat başı, canı isteyince 2 saatte bir emen, bol hıçkıran, 18. günde 2. paket 1 numara bezi bitirecek kadar kaka yapan nazlı, ağlak, henüz ne istediğini bilmeyen şaşkın bir kızım var. Doktor 40 güne kadar düzen beklemeyin demişti, inşallah biraz daha iyi olur ilerleyen aylarda çünkü hiçbir düzenimiz yok

Allah herkesin yavrusuna anne babasıyla huzurla büyümeyi nasip etsin. Bu güzel duyguyu da herkese yaşatsın

kızımla hepinizi öper, bol bol kucaklarız