Toplumsal statümüze ne oldu?

Angjel

BiLMeM
Kayıtlı Üye
30 Aralık 2007
4.514
73
45
Bir öğetmen olarak ,mesleğe başladığım günden bu yana sürekli düşünürüm .Ve eski öğretmenlerimizin anlattıklarına kıyasla düşünürüm bunları.

Öğretmenlik gerçekten özveri gerektiren kutsal bir peygamberlik mesleğidir. Ama zaman içerisinde bizlerin toplumsal statüsüne ne oldu ?

Evet bu soruyu bir çok defa kendime sordum.

Artık ne hükümetin gözünde ne de toplumun gözünde yıllar önce anlatılan saygınlığımız yok ; ne maddi anlamda ne de manevi anlamda.Belki benden farklı düşüneniz vardır. Ama eminimki bir çoğunuz benle hem fikirsinizdir.

Şimdi ben bunu sorguluyorum .

Ne oldu ? Ne değişti de ? Öğretmenler saygınlıklarını yitirdiler. Bırakın velilerimizi ,bakanlığımız artık öğrencilerimiz bile bize saygı duymaz hale geldiler. Kendi öğrencilik yıllarımı hatırlıyorum ve şu andaki öğrencilerin bizlere gösterdikleri davranışları sergilemek bir yana aklımızdan bile geçmezdi. Ya anne babalarımız hasbel kader öğretmenimizi şikayet edecek olsaydık onlara.Anne babamız :" sus bakım. sen ne yaptın bakalım.Öğretmenin haklı " der bizleri sustururlardı . Ama şimdi bu saygıyı görmek mümkün değil.

Şimdi dönelim kendimize bunları müsebbibi bizler yani biz öğretmenler miyiz aceba diyorum . Nerde hata yapıyoruz? da saygıyı göremiyoruz. Davranışlarımızda mı problem var. yoksa eski öğretmenler kadar sert olmak mı saygıyı getiriyor.

Ya da öğretmenlik mesleğinin değerini Atatürk kadar kavrayamamış siyasetçilerden mi kaynaklanıyor ?
ışte kendi kendime konuştuğum cümlelerim bunlar.
Sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda .

Toplumsal statümüze ne oldu ?
 
Son düzenleme:
Bu dakika karşınızda duyduğum en samimî hissi, izninizle söyleyeyim: isterdim ki çocuk olayım ve sizin bilgi saçan öğretim alanınızda bulunayım, sizden feyiz alayım, siz beni yetiştiresiniz! O zaman milletim için, daha yararlı olurdum; fakat maalesef, yerine getirilmesi imkânsız bir arzu karşısında bulunuyoruz. Bu arzunun yerine başka bir istekte bulunacağım: Bugünün evlâtlarını yetiştiriniz! Onları memlekete, millete yararlı uzuvlar yapınız! Bunu sizden istiyorum ve rica ediyorum.
1922 {Atatürk'ün S.D.H, s. 42)
 
çok güzel ve bir o kadar da üzücü bir kouya değinmişsin canım.Ben de sürekli bu sorunun cevabını arıyorum ama cevabı verecekler bizi bu hale getirenler.Daha geçen hafta olan bir olay,öğretmen arkadaşım öğrenciden yazılı parasını istiyor ve çocuğun cevabı ''devlet size niçin maaş veriyor,sen versene hoca''. Amaan hangi birini yazalım,değerimiz kalmadı ,büyükler ne kadar sayıyor ki küçükler saysın. Ben kendimi o kadar çaresiz hissediyorum ki bazen,sinirden ağlayasım geliyor.Bu hale nasıl geldi bu öğrenciler diyorum.Ben şuan öğretmenimi görsem utanır,konuşamam karşısında,ya bize yapılan muamele!!! Bunca zamandır duymadığım şey kalmadı,yazık!!! ''Statü'',pardon bu kelime ne anlama geliyor,ben unutmuşum da
 
Bence başımızdakilerden, yani siyasatçilerden kaynaklanıyor.
Onlar bize gereken önemi ve değeri vermedikçe, öğrenciler de, veliler de bizi önemsemeyecektir.
Çook eskiden, annemlerimizin zamanında öğretmen yoldan geçerken ondan çekinirlermiş.
Fakat o zaman hem maaş olarak, hem de saygınlık olarak, devlet gereken önemi veriyormuş.
Şimdi ne maaş tatmin edici, ne de devlet gereken önemi veriyor..

Ayrıcan, binlerce öğretmene ihtiyaç varken, dersler boş geçerken, atanamayan-ben de dahil-meslektaşlarımızı da unutamak lazım..
ınsanın içindeki öğretmenlik aşkını öldürüyorlar.
Hevessiz, gönülsüz olarak çalışan birer makine haline dönüyorlar.
Bu durumda da maalesef, saygı-sevgi ya da statü düşünemez hale geliyorlar, geliyoruz!!

Bu durumun değişmesi için sanırım bir 50 yıl geçmesi gerekiyor ki yine de değişeceğinden umudum yok...
 
Bunun nedeni ilk başta devletin politikası bana göre.Öğretmen atamıyor devlet.Doğunun bir çok yerinde boş geçen dersler olduğu gibi-birleştirilmiş sınıflara hiç değinmiyorum bile- üniversite bile okumamış kişiler ücretli öğretmenlik yapıyor,bizzat duydum bunları orda görev yapan arkadaşlarımdan.Ne kadar verimli olabilir o insan.Tamam hiç yoktan iyidir ama sonra veliler de öğrenciler de aksaklıkların farkına varıyorlar kendilerini söz sahibi olarak görüyolar.Biz eskiden öğretmenimizi gördüğümüzde nerdeyse hazır ol vaziyetine geçerdik.Tamamen saygıdan.Belki o da yanlış işte öğrenci psikolojisi ama şimdi öğretmenleriyle seviyesiz şakalar yapan öğrenciler var.Öğretmenlerin de seviyeyi koruması lazım....
 
Bence bu konu ilk olarak Avrupalılaşmayla başladı...
Bakanlık dedi ki; "artık yeni eğitim sistemine geçelim, modern bir eğitim sistemimiz olsun." İşte bu noktada öğretmeni biraz saf dışı bıraktı. Önceden veliler biraz da öğretmenden korkuyordu. "Aman çocuğuma cephe alır, aman çocuğumu sınıfta bırakır." diyordu. Şİmdi düşünün ilkokulda sınıfta bırakmak yasak. Hem devamsızlıktan hem de nottan... Birinci sınıfta okuma yazmayı öğrenemeyeni bile geçiriyorsun. Veli senden niye çekinsin ki... Sonra şiddete tepkiler başladı. Tamam şiddete ben de sonuna kadar karşıyım. Ama bakanlık diyor ki şimdi. Sen bu çocuğu "dövme, sınav yapma (ilk üç sınıfta), notla hele hele hiç tehdit etme, kızma bağırma ama kırk tanesini birden terbiye et. Zapt et." Tamam bunu da yapalım hadi. İstersen yaparsın çünkü...

Sonra veliler baktı, öğretmenin yaptırımı yok... Bir de lise mezunları (ayrıca ziraat mühendisi, veteriner) öğretmen olmuş. Olmasına olmuş ama kendini geliştirememiş. Bakıyor çocuğuna hiç bir şey öğretememiş, bu öğretmeni aşağılamaya başlıyor. Bir de bu aşağılamayı çocuğun yanında yapınca çocuklar da böyle terbiyesizleşiyor. Siz siz olun çocuğunuzun yanında öğretmenini yerden yere vurmayın.:1no2: İşte bu böyle bir zincir. Bakanlık sana değer vermezse, veli hiç vermez, veli değer vermezse öğrenci hiç vermez... Bu kısır döngü böyle gider. yasakkelimeDüşünün bir de siz dövmüyorsunuz ama dayak atan öğretmenler de var. Çocuklar dayak arsızı olmuş. Çocuklar bakıyor siz dövmüyorsunuz. E evde dayak yiyor, mahallede dayak yiyor, siz dövmeyince tepenize biniyor.naniknanik

Ve en önemlisi bence eskiden çocuk çocukluğunu, genç gençliğini bilirdi. Çocuklar terbiyeyi ilk önce ailede alırdı ve bu terbiyede "kim olursa olsun, nasıl olursa olsun büyüklere saygı göstermek gerekir "şeklindeydi. Şimdi veliler çocuklarına hak, hukuk ne demek öğretmeden çocuğuna "hakkını ara. Biri sana zarar verirse susma." diyor. Ama çocuğum "sen terbiyesizlik yaptıysan, karşıdakine zarar verdiysen bu yanlış" demiyor. yasakkelimeÇocuğum sen ne yapmış olursan ol. Sana zarar verene karşı hakkını ara diyor. Veli çocuğun elinde kukla olmuş. Çocuklar koca koca insanları oynatıyor. Aslında bakanlıktan önce iş ailede bitiyor.

Daha söylenecek o kadar şey var ki. Kahretmesin yine de seviyorum bu mesleği... turkbayragi
 
Evet arkadaşlar sanırım . sorun sadece bizim toplumsal statümüzdeki olumsuz değişimde değil. sorun toplumun tamamında yaşanan büyük dejenerasyonda.Bütün iyi öğretiler zaman içinde yerini kötü öğretilerie bırakıyor. Erdemli davranışlar artık alkış yerine ayıplamanmayla alayna karşılanıyor. Dürüst insanlara enayi gözüyle bakılıyor. Bu durumda bizmde önemimiz zamanla kayboluyor. bu bir kısır döngü sanırım .
 
X