- 28 Temmuz 2008
- 584
- 1
- Konu Sahibi destiny555
- #41
bebekler yavaş yavaş gelemeye başladılar galiba! Eski klübün temmuz annelerindenim :) gezinirken sitede tekrar temmuz anneleri başlığında buldumm kendimi.. doğum dönemine yaklaşan annelerin duygularını okuyup hissettim. Ben en çok doktorum "sezeryana mecburuz!" demesinden endişe duydum, baştan beri normal doğum yapabileceğime inandırmıştım kendimi! sezeryan mecburiyet halinde yapılması gereken bir ameliyat, doğum yöntemi değil bence! acıyı yaşamak korkutmasın sizi, nasılsa ömürboyu sürmeyecek belki birkaç dakika belki 1-2 saat ama eninde sonunda bitecek! böyle düşününce rahatladım hep! 30 yıllık hayatımda sadece birkaç dakika neydi ki! yalnız eşimin paniğinin kurbanı oldum, nasıl mı! sancılarım daha fazlalaşmadan hastaneye götürdü beni.. gerçi sabah 4 de gaz sancısı gibi bişey başladı. ancak küçük bir ayrıntı vardı ki, sancılar periyodikti. ben yine de doğum için bu sancıları yeterli bulmadım.. böyle doğum sancısı olmaz diyordum. hatta öyle ki eşimin kapıya arkadaşlarını çağırıp beni apar topar hastaneye götürdüğünde sancıları doğuma yakıştıramadığımdan hastane için hazırladığım çantayı dahi almadan gittim, beni geri gönderecekler gaz sancısı diye düşünüyordum. günlerden pazar olduğundan hastanede dr yoktu. ebelerin kontrolleri sonucunda 3 cm açılma olduğunu ve doğumun başladığını öğrendim. hemen yatışımı yaptılar ve suni sancıyı verdiler. bana kalsaydı ben biraz daha evde sancılarımın şiddetlenmesini beklerdim. çünkü suni süreci hızlandırıyor, belkide normalden fazla acı veriyor. velhasıl kelam doğum için uygun sancılar başladığında çantam evden geldi, doğuma elbisemle girdim, artık çok geçti. :) işin püf noktası çok doğru nefes almak, çünkü bebeğin kalp atışlarını etkiliyor ve dr ya da ebenin "ıkın" dediği anda hiç kesmeden kuvvetle ıkınmak! sonra bitiyor zaten! bir rahatlık geliyor! bebeğinizle yaptığınız ilk ekip çalışması bu şekilde sona eriyor.. bu tek taraflı bir mücadele değil tabi, o da mücadele ediyor içerden dışarı çıkmak için! yapmanız gereken tek şey ona ömrünüzün sonuna dek yapacağınız şeyi yapmak: ona yardımcı olmak! bu kadar! sonrası hakkında çok olumlu hikayeler var,, doğumdan sonra eve gelip misafirlerini çay kahve ile ağırlayanlar var, ben öyle değildim ama geçti! iyi bir bakım, yüksek moral, uyuyabildiğiniz kadar uyku! her fırsatta uyumak! ilk zamanlar sersemlik yaşanıyor ama sonra alışıyorsunuz! :) oğlum artık 4 yaşını bitiriyor.. yaşamım 4 yıldır ona endeksli. doğumdan, sancılarından hiç ama hiç korkmadım! kaçınılmaz yaşayacam, o kesin.. ancak sancılarla ona aralanan kapı sizin hayatınıza da bambaşka birkapı açıyor, girmeye en gönüllü olduğunuz ve bir daha asla dönmek istemeyeceğiniz bir kapı! arkanıza dönüp bakmaya çalıştığınızda sanki hayatınız onunla vardı, öncesi yokmuş gibi geliyor, çünkü tüm anılar sanki size değil başkasına aitmiş gibi :) artık tüm anılarınız bebeğinizle dolu! bu zamanlar ve doğum sonrasında yazabildiğiniz kadar yazın duygularınızı bence! iyi gelecek, hem de çocuğunuza güzel anılar biriktirmiş olacaksınız.. yazmazsanız çabuk unutursunuz, hiç unutmak istemeyeceğiniz şeyleri bile! size değişik ve sevimli gelen hareketlerini, ilk dönüşünü, ilk diş çıkardığı günü, ilk başını kaldırışını, yürüyüşü, konuşması.. herşeyi :) aslında, toparlarsam, demek istediğim doğum anına kilitlenmeyin, yaşayacağınız sancı sıkıntı vs. herşeyi 2.plana atıyorsunuz, onu sarılık olmaktan kurtarmak için, sütünüzü arttırmak için var gücünüzle pes etmeden emzirin.. unutmayın ömrünüz boyunca ona vereceğiniz en faydalı şey sütünüzdür! dünyada hiç ama hiçbirşeyden bu denli fayda görmeyecek! sancıdan korkmayın, çekeceğiniz sancı evladınıza kavuşmak için bir soluk daha yaklaştığınızın göstergesidir ve ona yaşam için açtığınız kapının sesidir. başarı duygusunu öyle yoğun yaşayacaksınız ki, öncesinde yaşadığınız hiçbir başarı deneyimi bu denli güçlü ve kalıcı olmayacak! uzattığım için çok özür dilerim. sadece "korkuyorum" diyen anne adaylarını biraz yüreklendirmek istedim :) sağlıklı doğumlar..