Suriye'deki kimyasal saldırıda Türkiye iddiası

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
21 Ağustos 2013'te Suriye'nin Guta bölgesindeki kimyasal saldırıyla ilgili bir iddia ortaya atıldı. Gazeteci Seymour Hersh, saldırıda kullanılan sarin gazının saldırıyı düzenleyenlere Türkiye tarafından temin edildiğini öne sürdü. Hersh'ün yazısına göre, ABD istihbaratı bir süredir Türk yetkililerle ilgili gizli bilgiler ediniyor. ABD yönetimi, Ankara'nın MİT ve jandarma aracılığıyla El Nusra'yla işbirliği yaptığını da biliyordu.


21 Ağustos 2013'te Suriye'nin Guta bölgesindeki kimyasal saldırı iç savaşta dönüm noktasıydı. Amerika "kimyasal silah kırmızı çizgimiz" demişti. Önce sınırlı askeri operasyon gündeme geldi sonra da diplomatik girşimle rafa kalktı.

Saldırıdan 3,5 ay sonra, gazeteci Seymour Hersh çok konuşulacak bir iddia attı ortaya. Hersh, saldırıdan rejimin değil muhaliflerin sorumlu olduğunu işaret eden yazısından 4 ay sonra, bu iddialarının ayrıntılarıyla gündemde. Bu yazı da yine London Review Of Books'ta yayınlandı.

Seymour Hersh'ün idiasına göre, 2013 baharında Amerikan istihbaratı Türk hükümetinin El Nusra'yla işbirliği yaptığını öğrendi. İddiaya göre süreçte MİT ve jandarma devredeydi.

Obama, Mayıs 2013'te Beyaz Saray'da bu istihbarata sahip olduklarını ima etti.

Hersch'ün Amerikalı bir dış politika uzmana dayandırdığı iddiasına göre, Obama ve Erdoğan gizli bir yemekte buluştu. Yemekte Erdoğan, Suriye konusu konuşulurken iki kez MİT müsteşarı Hakan Fidan'a söz vermek istedi. Obama 'biliyoruz' diyerek Erdoğan'ın sözünü kesti. Erdoğan ise Obama'ya işaret parmağını göstererek 'ama kırmızı çizginiz aşıldı' dedi. Obama da Hakan Fidan'ı göstererk "Suriye'de radikallerle ne yaptığınızı biliyoruz" dedi.

Yazının devamında Hersch'ün bir amerikalı istihbarat yetkilisine dayandırdığı bir iddia daha var. 21 Ağustos'tan birkaç hafta önce Amerikan Genelkurmay Başkanı Dempsey ve Savunma Bakanı Chuck Hagel'e bir brifing verilmiş. Bu brifingte 'Türkiyenin ABD'yi askeri operasyona sürüklemek için birşeyler yapılması gerektiğini düşündüğü yönünde' uyarılmışlar.

Eski bir istihbarat yetkilisi de, 'Obama'yı buna zorlamak içn BM gözlemcilerinin bulunduğu bir tarihte gaz saldırısı düzenleneceğini biliyorduk' sözleriyle iddiaları pekiştirdi.

İstihbarat yetkililerinin üst düzey askeri yetkililere verdiği bilgiye göre de, saldrıda kullanılan sarin Türkiye tarafından temin edildi, üretme ve kullanma eğitimleri de Türkler tarafından verildi.
http://www.cnnturk.com/haber/dunya/suriyedeki-kimyasal-saldirida-turkiye-iddiasi
 
Bugün herkes konuşuyordu bu iddiayı:KK50:
Dilerim doğru değildir, doğru olmamalı:KK50:

Böyle bir şeyde ufacık da olsa payımız varsa bu sadece hükümet değil ülke olarak da yıllar boyunca çok zor durumda kalırız. Bazılarına da Lahey yolu gözükür tabi..
 
Son düzenleme:
Suriye’de geçen yaz gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısının arkasında Türkiye’nin bulunduğu öne sürüldü. İddiaya göre saldırı, sanılanın aksine Beşar Esad rejimi tarafından değil, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde, MİT ve Jandarma’nın desteğiyle İslamcı El Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildi.

Amerikan araştırmacı gazeteciliğinin önde gelen isimlerinden Pulitzer ödüllü Seymour Hersh’ün imzasını taşıyan haber-analize göre, amaç ABD’yi Suriye’ye askeri harekat düzenmeleye zorlamaktı. Amerikalılar, ‘gerçeği’ öğrenince Suriye rejimine karşı harekat düzenlemekten vaçgeçti; dahası ‘felaket sonuçlar’ doğuracağı için ellerindeki istihbaratı gizli tuttu.

‘Obama Türkiye’yi duyunca son anda vazgeçti’

21 Ağstos 2013′te Şam’ın banliyölerinden Doğu Guta’da gerçekleşen saldırı sonucunda yüzlerce sivil hayatını kaybetmiş; saldırıya ilişkin görüntüler dünyayı ayağa kaldırmıştı. Tüm parmaklar ‘bir numaralı şüpheli’ Esad rejimini gösterince, kimyasal silah kullanılmasını ‘kırmızı çizgi’ ilan etmiş bulunan Barack Obama liderliğindeki Amerikan yönetimi, Britanya ve Fransa’nın da katılması beklenen geniş kapsamlı bir askeri harekat için düğmeye basmıştı.

Ancak bu müdahaleden son anda dönüldü. Hersh’in haber analizine göre, kullanılacak askeri üslerin bile belli olduğu harekâttan iki gün önce Obama yönetimini vazgeçiren şey, saldırının arkasında Esad rejiminin değil, rejime karşı savaşan El Kaide’ci El Nusra Cephesi’nin, daha önemlisi de Türkiye’nin bulunduğunun anlaşılmasıydı.

Kronolojik süreç:

Hersh’ün haber-analizi, saygınlığıyla bilinen London Review of Books’ta yayınlandı. Haber-analiz eski ve halen işbaşında bulunan Amerikalı yetkililere dayandırılarak kaleme alındı.

‘Türkiye’de bazılarının kimyasalla kırmızı çizgi dayatacağını biliyorduk’

* Hersh’e göre, üst düzey Amerikalı askeri yetkililer ve istihbarat camiası Türkiye’nin Suriye’deki savaşta oynadığı rolden başından beri ciddi endişe duyuyordu. Hersh “Erdoğan’ın cihatçı El Nusra Cephesi’ni ve diğer İslamcı isyancıları desteklediği biliniyordu” ifadesini kullanırken, haberde görüşü alınan eski bir üst düzey istihbarat yetkilisi şöyle dedi: “Türkiye hükümetinde bazılarının, Suriye içinde bir kimyasal saldırıyla Obama’yı kırmızı çizgi vaadini yerine getirmeye zorlayacağına inandığını biliyorduk.”

‘Erdoğan’ın hayali yavaş yavaş yok oluyordu’

* Hersh’e göre, Şam’daki saldırıya giden süreçte, ABD’nin 2012 sonlarında Esad’ın savaşı kazanmaya başladığına kanaat getirmesi ve Libya silahlarının Türkiye üzerinden Suriye’ye gönderilmesine desteği kesmesi en önemli etkendi.

Hersh’e konuşan eski istihbarat yetkilisi, Erdoğan’ın muhaliflere silah vermekten vazgeçtiği için Obama yönetimine öfkelendiğini; zira ‘siyasi ve askeri açıdan açıkta kaldığını‘ söyledi. Yetkiliye göre, ABD’nin askeri desteğinin yokluğunda, ‘Erdoğan’ın Suriye’de kendisine bağımlı bir devlet oluşması hayali yok oluyor ve bunun sebebinin ABD olduğunu düşünüyordu.’

Yetkili, “Erdoğan şunu biliyordu ki, Suriye savaşı kazandığında isyancılar onu hedef alabilirdi. Başka nereye gidebilirlerdi ki? Arka bahçesinde binlerce radikal vardı” diye konuştu.

‘MİT ve Jandarma bizzat ilgilendi’

* Haber-analize göre, 2013′ün ilkbahar aylarında, ‘Amerikan istihbaratı Türkiye hükümetinin MİT ve Jandarma aracılığıyla, kimyasal silah becerileri geliştirebilmeleri için doğrudan El Nusra ve müttefikleriyle birlikte çalıştığını öğrendi’.

Hersh’e konuşan yetkili, “MİT isyancılarla siyasi irtibatı sağlıyor ve Jandarma askeri lojistik ve kimyasal savaş dahil eğitim vermek gibi işleri üstleniyordu” dedi.

Yetkili şunları anlattı: “2013 baharında, Türkiye’nin rolünü artırmak sorunların çözümü için kilit önemde görülüyordu. Erdoğan, cihatçılara desteğine son verirse her şeyin biteceğini biliyordu. Suudiler lojistik sebeplerden ötürü savaşa destek veremiyordu. Erdoğan, ABD’nin kırmızı çizgiyi geçmesine yol açacak bir olay kundaklamayı umuyordu. Fakat Obama Mart ve Nisan’daki saldırılara yanıt vermedi.” [Bu tarihlerde, Türkiye sınırındaki Halep'in Şeyh Mesud ve Han Assal kasabalarında iki kimyasal saldırı düzenlendiği ileri sürülmüştü].

‘Türkiye üzerinden sarin gitti’

* Amerikan ve İngiliz istihbaratı, 2013 ilkbaharından bu yana bazı Suriyeli muhaliflerin de sarin gazına erişimi olduğunu biliyordu. Amerikan Savunma Bakanlığı’nın İstihbarat Kurumu’na bağlı analistler, 20 Haziran’da hazırlanan beş sayfalık raporda El Nusra’nın Suriye içinde sarin gazı üretilen bir hücresi bulunduğunu yazıyordu.

Üstelik birkaç istihbarat kurumuna dayandırılan raporda, kimyasalların bir kısmının Türkiye’den gittiği şu cümlelerle vurgulanıyordu: “Türkiye ve Suudi Arabistan’daki bazı kişiler, muhtemelen Suriye içinde büyük miktarda üretim amacıyla, sarin yapımında kullanılacak onlarca kilogram maddeyi ele geçirmeye çalışıyordu.”

‘Dempsey Türkiye konusunda uyarıldı’

* Hersh’ün konuştuğu bir istihbarat danışmanıysa, 21 Ağustos saldırısından kısa süre önce ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ve Savunma Bakanı Chuck Hagel için hazırlanan gizli bir raporu gördüğünü söyledi. Buna göre raporda, ‘Erdoğan yönetiminin muhaliflerin savaşı kazanma ihtimalinden duyduğu ciddi rahatsızlık‘tan söz ediliyor; ‘Türkiye liderliğinin ABD’nin askeri bir yanıtına yol açacak bir şey yapmak istediği‘ konusunda uyarıda bulunuluyordu.

Obama niye çark etti?

* 21 Ağustos’ta Şam’daki kimyasal saldırı gerçekleşti; gelen fotoğraflar dünyayı ayağa kaldırdı.

31 Ağustos’a gelindiğindeyse, Fransa ABD’nin olası saldırısına desteğini açıklamış, Britanya parlamentodan onay çıkmadığı için safdışı kalmış, Türkiye böyle bir müdahaleye destek vereceğini açıklamıştı.

Dünya, her an başlayabilecek bir operasyon için gözünü bölgeye çevirmişti. Fakat Obama son anda Beyaz Saray’ın Gül Bahçesi’nde beklenmedik bir basın toplantısı düzenleyerek ‘Önce Kongre onayı almam lazım‘ diyecekti. Bu ani u-dönüşünün o günlerde pek bilinmeyen nedeniyse, Britanya’daki Porton Down askeri labaratuvarında yapılan testlerdi.

‘Bize tuzak kuruluyor’

* Buna göre, Rus askeri istihbaratı 21 Ağustos saldırısından sadece birkaç gün sonra bölgeden alınan numuneleri test edip Britanya istihbaratına verdi. Porton Down’da yapılan testler ve Suriye hükümetinden bir kaynaktan alınan bilgiler sonucunda, kimyasal gazın Esad yönetiminin envanterinden çıkmadığı kanaatine varıldı.

Porton Down’daki Britanya Savunma Bakanlığı çalışanları, bulguları ABD’ye gönderdi. Eski istihbarat yetkilisi, “Amerikalılara ‘bize tuzak kuruluyor’ mesajı gönderildi” yorumunu yaptı.

‘Erdoğan’ın adamlarının planladığını artık biliyoruz’

* Yetkiliye göre, saldırının arkasında Suriye’nin bulunmadığı kanaatinden sonra ilk şüpheli Türkiye’ydi.

Hersh, “21 Ağustos’ta düzenlenen saldırıya ilişkin telefon dinlemeleri ve diğer veriler toplandıkça, istihbarat camiası şüphelerini destekleyecek kanıtlar gördü” diye yazarken, eski istihbarat yetkilisinin de şunları söylediğini aktardı: “Bunun, Obama’nın kırmızı çizgisinin aşılması için Erdoğan’ın adamlarınca planlanan gizli bir eylem olduğunu artık biliyoruz. (Bu adamlar) BM yetkilileri daha önceki gaz kullanımlarını araştırmak için 18 Ağustos’ta Şam’a gittiğinde, kentte ya da dışında bir gaz saldırısı düzenlemek için gerilimi tırmandırmak zorundaydı.”

‘Türk desteği olmadan götürülemezdi’

* Yetkiliye göre Türkiye’nin planı, ‘olağanüstü‘ bir duruma yol açmaktı. Yetkili şu vahim iddiayı ortaya attı: “İstihbarat servislerinin üst düzey askeri yetkililere verdiği bilgiye göre, sarin Türkiye üzerinden tedarik edilmişti; oraya Türk desteği olmadan götürülemezdi. Türkler ayrıca sarinin üretimi ve nasıl kullanılacağı konusunda da eğitim verdi.”

‘Dinlemeler ele verdi’

* Hersh’e göre, bu istihbarat değerlendirmesine dair kanıtların büyük kısmı da bizzat Türk yetkililerin kendilerinden geldi. Yetkili Hersh’e, “Öncelikli kanıtlar, Türklerin saldırıdan sonra çeşitli dinlemelerdeki keyifli ve sırt sıvazlar gibi görünen hallerinden edinildi. Operasyonlar planlama aşamasında her zaman son derece gizli tutulur fakat böbürlenme noktasına gelindiğinde, operasyonu düzenleyenler başarıdan pay kazanabilmek için kendilerini tutamaz“ diye konuştu.

‘Obama’nın kararını Dempsey değiştirdi’

* Suriye’ye olası müdahaleyi, ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey planlıyordu. Ancak Dempsey, kimyasal krizinin en başından bu yana Obama yönetiminin Esad’ın suçlu olduğu yönündeki tezine inanmıyordu. İstihbarat yetkilisi bu konuda, “Suriye’nin o noktada sinir gazı kullanacağına inanmaları imkansızdı çünkü Esad savaşı kazanıyordu” dedi.

Ve Dempsey, Porton Down’dan çıkan sonucun ardından Obama’ya şu endişesini iletti: ‘Beyaz Saray’ın istediği saldırı meşru olmayan, saldırganca bir eylem teşkil edecekti.‘

Hersh, istihbarat yetkilisinin şu görüşünü de aktardı: “Erdoğan’ın Suriye sorununun çözümü bulunmuştu: “Ortalığı (sarin) gazı kaplayacak, Obama, ‘Kırmızı çizgim geçildi’ deyip Suriye’ye saldıracaktı. Ama işler öyle yürümedi.”
http://www.diken.com.tr/vitrin/suri...erdoganin-bilgisi-dahilinde-turkiye-yaptirdi/
 
Seymour Hersh ünlü bir araştırmacı gazetecidir, ödülleri vardır. Daha önce de benzer konularda ortaya çıkardığı şeyler olmuştur.
 
Böyle bir şeyde ufacık da olsa payımız varsa bu sadece hükümet değil ülke olarak da yıllar boyunca çok zor durumda kalırız. Bazılarına da Lahey yolu gözükür tabi..


Bu yaklaşık 2-2bucuk aydır fısır fısır kulaktan kulağa konusulan bir durum zaten angry.
 
aksi olamaz mı? Böyle bir haberle hem Esad kurtulur hem Erdoğan linç edilir? Bi taşla iki kuş


İSRAİL'DEN ÖNEMLİ İDDİA
İsrail, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddiası hakkında, 'Esad rejiminin geçmişte de kimyasallara başvurduğunu' öne sürdü.

AA'nın verdiği bilgiye göre, İsrail İstihbarat Bakanı Yuval Steinitz, Suriye'deki kimyasal saldırıyla ilgili olarak, "Kimyasal silah kullanıldı ve bu ilk kez yapılmadı. BM, dünkü olayları incelemiyor, 6 ay önceki olayları denetliyor" dedi.
ntv

Al Jazeera’ye konuşan muhaliflere bağlı Şam Ordusu Haber Ajansı'nda görevli gazeteci Abdullah Şami, Hür Suriye Ordusu’na (HSO) bağlı bir grubun Doğu Guta bölgesindeki rejim noktasına saldırı düzenlediğini ve bölgede hafif silahların bulunduğu bir depoyu ele geçirdiğini söyledi.
Şami, saldırının ardından geri çekilen rejim birliklerinin, Kuvva denen bölgeyi kimyasal gaz taşıyan füzelerle vurduğunu, saldırıda çok sayıda muhalifin öldüğünü, onlarcasının da hastaneye kaldırıldığını anlattı.
al jaezeera 02.04.2013



'
Suriye kimyasal imhada gecikiyor'
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü, rejimin elindeki kimyasal silahların imhası için imzalanan anlaşmaya sadık kalmadığını, söz verilen tarihi aşacağını söyledi.


Suriye'nin kimyasal silahları Latakya Limanı’ndan çıkıyor. [Reuters]
Reuters’a konuşan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nden (KSYÖ) bir kaynak, Suriye rejiminin şu ana kadar elindeki kimyasal silahların sadece yüzde 11’ini elinden çıkardığını açıkladı.
BM ve KSY֒nün gözetiminde ABD, Rusya ve Suriye arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde, Suriye’nin elindeki tüm kimyasal silahların Mart ayına kadar ülkeden çıkarılması, Haziran sonuna kadar da imha edilmesi öngörülüyor.
Çıkarılan miktar 140 ton
Reuters’a konuşan kaynak, bugüne kadar 1300 tonluk kimyasal silahın ülkeden çıkmasının hedeflendiğini ancak sadece 140 tonunun çıkarıldığını söyledi. Kaynak sürecin böyle devam etmesi halinde, Suriye’nin Mart ayındaki teslimat tarihine sadık kalamayacağını söyledi.
Suriye rejiminin hızlanması gerektiğini söyleyen yetkili, “Dürüst olalım, önemli kimyasal maddelerin büyük çoğunluğu henüz yollanmadı. Silahları 10 gün önce imha etmeye başlamamız gerekiyordu” dedi.
Suriye’nin gerekçesi güvenlik
Suriye rejimi ise gecikmeyi ülkedeki iç savaş ortamı ve güvenlik sorunlarına dayandırıyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, BM’den kimyasal silahları ülkeden güvenle çıkarabilmek amacıyla en az 12 adet metal kaplamalı konteyner talebinde bulunmuştu. BM ise Şam’ın süreci hızlandırması için yeteri kadar donamına sahip olduğunu açıklamıştı.
Taraflar arasındaki anlaşmaya göre silahların Suriye’nin 10 ayrı bölgesinden Lazkiye limanına ulaştırılması öngörülüyor. Silahlar Lazkiye limanından Danimarka ve Norveç'e ait gemilere yüklenecek.
KSYÖ Cuma günü 14 uluslararası şirketin katıldığı, Suriye'nin kimyasal silahlarının imhası için açılan ihaleyi Finlandiya ve ABD şirketlerinin kazandığını duyurdu.
Kimyasal saldırı
21 Ağustos’ta Suriye rejiminin başkent Şam’ın Guta semtinde kimyasal silah kullandığı iddia edilmişti.
Suriye ise ABD'nin askeri müdahale tehdidi sonrası Eylül ayında Rusya’nın girişimiyle uluslararası topluma kimyasal silah stokunu imha etme taahhüdünde bulundu.
Suriye rejimine ait yaklaşık 500 ton kimyasal silah ve malzemenin 16 tonu Ocak ayının ilk haftası Lazkiye Limanı'ndan Norveç'e ait ticari bir gemiye yüklenerek yola çıkmıştı.
KSYÖ verilerine göre, rejiminin elinde 700 ton kimyasal silah ve 500 ton kimyasal silah ham maddesi bulunuyor.
al jaazeera
bu arada haberi veren bütün ajanslar Hers'in saygınlığı üzerinde durmuş.............
 
Ahahaha bu tayfa cidden kk ile iyice yogunlasmislar baska bisey dusunmuyorlar:) gun geliyor beceriksiz genel mudur oluyor gun geliyor uluslararasi platformda Amerikayi etksi altina alan adam oluyor:) Bi karar verin daa.

Simdiden ama yol yapilmaya basladilar ama bahane hazir arkadaslar.
 
Cemaattir o cemaat. Adamın iddialarını okudum twiterda görünce. Gerçekten çok inandırıcı şekilde söylüyor birebir anlatıyor ve bu adamın daha önce söyledikleri de hep gerçek çıkmış yani bilemiyorum ama kafa yorsak ne nasılsa inanan çıkmayacak komplo diyecekler. Ancak böyle bir şey varsa tüyler ürpertici korkunç tabi şöyle bir şey varsa kendi ülkesini kendi füzesiyle vurup Suriye yaptı diyerek savaş başlatmayı düşünenler bunu yapamaz mı bu soru çok önemli. Herşey birbiriyle bağlantılı. :26:
 
Haber kac gundur burada, ama ben okumak istememistim. Bugun face'de arkadaslarimdan biri yerde cansiz yatan kucucuk bebelerin, yuzlerce masum bebenin resmini gozume sokana kadar... Sarin gazindan zehirlenip hayatini kaybeden yuzlerce, belki de binlerce masum cocuk... Dune kadar Apo idi bizim bebek katilimiz...Bunlarin yatacak yerleri yok....:KK47: Kudurmuslar savas diye... Suriyeli cocuklar, bebeler, Suleyman Sah turbesindeki askerler... Hic kimse gozlerinde yok! Hadi cikip bizi dinlemisler, istihbaratimizi nasil dinlerler diye ABDye de nara atsinlar! Hadi cikip onlara da bunlar montaj, komplo desinler! Hadi... Niye duruyorlar? Efelikleri sadece Turk halkina mi sokuyor? Bir tek bizi mi aptal bellemisler? Hadi erdogan, cik er meydanina, bagir, gurle, bastir ABDnin sesini... Bu kez topun agzinda ilk kez sen varsin, karsindaki de caresiz Turk milleti degil, hatirlatirim..

Turkiye'ye birsey olur diye korkanlara da sunu soyleyeyim, hic birsey olmaz. Turkiye'de kimin borusu ottugunu ve neler yaptigini dunya alem biliyor. Suriye bile Turkiye'ye degil, erdogana acmisti AIHM'deki davayi, ustelik normalde sahsa degil Turkiye'ye dava acilmasi gerekli iken... Sonradan mahkeme Turkiye olarak degistirilmek zorunda kalmisti. BM Konseyinde acilan diger dava hala hukumete karsidir. Bu defa acilmasi ongorulen dava da savas suclulari Ulusal konseyine gidecektir. Berkin'e bir bassagligini cok gorenler Suriyeli cocuklarin hayatlarini odemek zorunda kalacaklar maalesef.. Turkiye'de mazlumu ezmesi kolay, kendi halkini bocek gibi ilaclarsin da kimsenin sesi cikamaz, amma el evladinin hayatini bizimkiler gibi senin yoluna "Niyazi" etmez.
 
sizler akıllanmazsınız. hemen atlamışsınız evet evet türkiye yaptı . yalanla iftirayla bu oyunlara daha çok gelirsiniz sizler. tokatı yediniz daaha hala bu komploların peşindesiniz. hahaha . dün süriyedeki çocuktan banane diyenler bu iftiraya hemen atlamış yatacak yerin yok hükümet. asıl sizin yok yatacak yeriniz.
 
abd yalanlamış bu haberi
türkiye aklandı yazıyodu
ben de inanmadım açıkçası
çok ağır bi itham çünkü
 
Son düzenleme:
aksi olamaz mı? Böyle bir haberle hem Esad kurtulur hem Erdoğan linç edilir? Bi taşla iki kuş


bu arada haberi veren bütün ajanslar Hers'in saygınlığı üzerinde durmuş.............

Adam daha önce de Amerika'nın vietnam'da yaptığı 500 kişinin katledilmesini,Irakta yapılan işkenceleri bu adam ortaya çıkarmıştır
ilk iddiaları ortaya attığı zaman Bush tarafından yalancılıkla suçlanmıştır. Alelade bir yazar olmadığı için saygınlığından söz etmişlerdir muhtemelen:KK14:
 
Son düzenleme:
Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Suriye'de 21 Ağustos 2013'te düzenlenen sarin gazı saldırısının, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dahilinde Türkiye tarafından yaptırıldığı öne sürdü. ABD'den iddialara ilişkin yalanlama geldi.

21 Ağustos 2013'te Suriye'nin Guta bölgesindeki kimyasal saldırı iç savaşta dönüm noktasıydı. Amerika "kimyasal silah kırmızı çizgimiz" demişti. Önce sınırlı askeri operasyon gündeme geldi sonra da diplomatik girişimle rafa kalktı.

Saldırıdan 3,5 ay sonra, gazeteci Seymour Hersh çok konuşulacak bir iddia attı ortaya. Hersh, saldırıdan rejimin değil muhaliflerin sorumlu olduğunu işaret eden yazısından 4 ay sonra, bu iddialarının ayrıntılarıyla gündemde. Bu yazı da yine London Review Of Books'ta yayınlandı.

Seymour Hersh'ün idiasına göre, 2013 baharında Amerikan istihbaratı Türk hükümetinin El Nusra'yla işbirliği yaptığını öğrendi. İddiaya göre süreçte MİT ve jandarma devredeydi.



Obama, Mayıs 2013'te Beyaz Saray'da bu istihbarata sahip olduklarını ima etti.

Hersch'ün Amerikalı bir dış politika uzmana dayandırdığı iddiasına göre, Obama ve Erdoğan gizli bir yemekte buluştu. Yemekte Erdoğan, Suriye konusu konuşulurken iki kez MİT müsteşarı Hakan Fidan'a söz vermek istedi. Obama 'biliyoruz' diyerek Erdoğan'ın sözünü kesti. Erdoğan ise Obama'ya işaret parmağını göstererek 'ama kırmızı çizginiz aşıldı' dedi. Obama da Hakan Fidan'ı göstererek "Suriye'de radikallerle ne yaptığınızı biliyoruz" dedi.

Yazının devamında Hersch'ün bir Amerikalı istihbarat yetkilisine dayandırdığı bir iddia daha var. 21 Ağustos'tan birkaç hafta önce Amerikan Genelkurmay Başkanı Dempsey ve Savunma Bakanı Chuck Hagel'e bir brifing verilmiş. Bu brifingde ' Türkiye 'nin ABD'yi askeri operasyona sürüklemek için bir şeyler yapılması gerektiğini düşündüğü yönünde' uyarılmışlar.

Eski bir istihbarat yetkilisi de, 'Obama'yı buna zorlamak için BM gözlemcilerinin bulunduğu bir tarihte gaz saldırısı düzenleneceğini biliyorduk' sözleriyle iddiaları pekiştirdi.

İstihbarat yetkililerinin üst düzey askeri yetkililere verdiği bilgiye göre de, saldırıda kullanılan sarin Türkiye tarafından temin edildi, üretme ve kullanma eğitimleri de Türkler tarafından verildi.

ABD'DEN YALANLAMA

Hersh'in iddiası ABD'nin de gündemi oldu. Posta212 Washington Temsilcisi İlhan Tanır’ın sorularına Beyaz Saray'dan yanıt geldi. Yapılan açıklama şöyle:

"Sn. Hersh’in son yazdığı haberi gördük. Bu haber sadece isimsiz kaynaklara dayanan bilgiler ışığında 21 Ağustos’da Suriye meydana gelen Kimyasal Silah saldırısı hakkında tamamen yanlış sonuçlara ulaşmaktadır. Aşağıdaki yalanlama, on-record olarak Sn. Hersh’in kendisine, ODNI (Milli İstihbarat Ajansı) İletişim Direktörü ve sözcüsü Shawn Turne tarafından ve Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi sözcüsü Caitlin Hayden tarafından, yayınlanmadan önce sunulmuştur.

Llibya’dan silahların taşınması hakkındaki sorunuzla ve başkalarının (başka ülkelerle kastı Hersh’in söylediği Türkiye) 21 Ağustos Kimyasal Silah saldırısından sorumlu olabileceği hakkındaki fikirlerinizle ile ilgili olarak Shawn Turner’in cevabı şudur:

'SADECE VE SADECE ESAD REJİMİ SORUMLU'

”Biz bu anlatımınız (kimyasal silah saldırısı ile ilgili) her yanlış yönüne yorum yapmayacağız ama bir şey kesin ki 21 Ağustos kimyasal silah saldırısından sadece ve sadece Esad rejimi sorumlu olabilirdi. Biz bu sonuca, Amerikan ve müttefikleri tarafından toplanan istihbarat sayesinde ulaştık. Bu görüş, uluslararası toplumun büyük çoğunluğunca paylaşılmaktadır ve bu (görüş birliği) daha önce görülmemiş bir ortaklık ile Esad’ın Kimyasal Silah depolarının ortadan kaldırılmasına götürmüştür. İstihbaratın baskı altına alınması veya değiştirilmesi hakkındaki imalarınız en basitinden yanlıştır. Aynı şekilde, ABD’nin Libya’dan (Suriye’ye) silah yardımı yaptığı da yanlıştır.”

'MUHALİFLERDE KİMYASAL SİLAH YOK'
Suriye muhaliflerinin kimyasal silah kapasitelerine ilişkin hazırlandığı söylenen istihbarat raporu hakkındaki soruya gelince, yine Shawn Turner’in açıklaması şudur:

”Hiçbir zaman İstihbarat Kurumlarından ne böyle bir rapor istenmiştir ne de (onlarca) hazırlanmıştır.”

Suriye ile ilgili olarak askeri planlamalar hakkındaki sorulara gelince, Cailtin Hayden’in cevabı:

”Uzun zamandır, Suriye için bütün ihtimallerin masa üstünde olduğunu ve uygun acil askeri planlamaların da yapıldığını söyledik. 31 Ağustos tarihinde Başkan Obama, kamuoyu önünde, ABD’nin Esad rejiminin kimyasal silah kullanılmasına cevap olarak kısıtlı askeri saldırı yapacağını açıklamıştır. Bu saldırının amacı Esad’ı bir daha kimyasal silah kullanımından caydırmak, rejiminin bu tür silahları kullanmak kapasitesini azaltmak ve dünyaya bu tür silahların kullanılmasının tolere edilmeyeceğini açıklıkla göstermek içindi. Ama Başkan’ın, 2 Eylül günü kesinleşmiş bir askeri müdahale yapmak üzere karar verdiği haberi tümüyle yalandır. Başkan Obama’nın 31 Ağustos günü söylediği gibi, askeri saldırı emiri vermek otoritesi kendisinde olduğu halde, ABD’nin milli güvenliğine doğrudan ve acil bir tehdit olmadığı için, Başkan bu kararını Kongre’ye götürmeye karar vermiştir. Yaptığı budur ve Eylül ayının 10′unda ise, Kongre liderlerine kuvvet kullanma ile ilgili oylamanın ertelenmesini istemiştir -ki böylece diplomatik yolu izleme ve bu şekilde Suriye’nin kimyasal silahlarını ortadan kaldırma sonucuna ulaşılmıştır.’
http://www.radikal.com.tr/politika/sarin_gazini_turkiye_attirdi_iddiasina_abdden_aciklama-1185276
 
Son düzenleme:
Adam daha önce de Amerika'nın vietnam'da yaptığı 500 kişinin katledilmesini,Irakta yapılan işkenceleri bu adam ortaya çıkarmıştır
ilk iddiaları ortaya attığı zaman Bush tarafından yalancılıkla suçlanmıştır. Alelade bir yazar olmadığı için saygınlığından söz etmişlerdir muhtemelen:KK14:

evet anlatmak istediğim şeyde bu zaten. saygın bir yazar olduğundan dem vurulmuş bütün muhalif kaynaklarda . algıda seçicilik mi diyorduk biz buna ?
 
evet anlatmak istediğim şeyde bu zaten. saygın bir yazar olduğundan dem vurulmuş bütün muhalif kaynaklarda . algıda seçicilik mi diyorduk biz buna ?

Olabilir tabi... Daha önce adamın kendi ülkesini bile zor duruma sokan şeylerde iddia da bulunması, ortaya çıkarması tabi ki de soru işareti yaratıyor insan da.
 
X